Doğal sistemler doğadaki ekstrem olaylar


TÜRKİYE'DE BÖLGE SINIFLANDIRMASI



Yüklə 205,24 Kb.
səhifə2/4
tarix04.01.2018
ölçüsü205,24 Kb.
#36994
1   2   3   4

TÜRKİYE'DE BÖLGE SINIFLANDIRMASI

Bir mekan parçası üzerinde olaylar arasında karşılıklı neden sonuç ilişkisi bulunmuyorsa o mekan bir bölge özelliği taşımaz. Türkiye'nin coğrafi özelliklerinden ve yüzey şekillerinden dolayı geniş alanlar kaplayan bölgeler oluşturmak çok güçtür.



GENEL OLARAK BÖLGE ÇEŞİTLERİ




Fiziki Coğrafya Özelliklerine Göre Bölgeler Beşeri Coğrafya Özelliklerine Göre Bölgeler

1- Yeryüzü Şekillerine Göre Bölgeler 1- Nüfus Yoğunluğuna Göre Bölgeler

2- İklim Tipine Göre Bölgeler 2- Yerleşim Özelliklerine Göre Bölgeler

3- Bitki Örtüsüne Göre Bölgeler 3- Ekonomik Özelliklerine Göre Bölgeler

4- Su Özelliklerine Göre Bölgeler

Olmak üzere kısımlara ayrılır.



A- FİZİKİ COĞRAFYA ÖZELLİKLERİNE GÖRE BÖLGELER:

Bu özelliklere bölge sınırları oluşturulurken , ilk önce dikkate alınan özellikler şunlardır;



a- Yüzey şekilleri,

b- İklim özellikleri,

c- Bitki örtüsü.

1- Yeryüzü Şekillerine Göre Bölgeler:

a- Ovalık Bölgeler:

Örnek: Adana (Çukurova) Bölgesi

b- Dağlık Bölgeler:

Örnek: Karadeniz Dağlık Bölgesi.

2- İklim Tipine Göre Bölgeler: Bu tür bölgeler oluşturulurken iklim özellikleri dikkate alınır.

Örnek: Karadeniz İklim Bölgesi

Akdeniz İklim Bölgesi

Doğu Anadolu İklim Bölgesi

3- Bitki Örtüsüne Göre İklim Bölgesi: Bu tür bölgeler oluşturulurken bitki örtüsü özellikleri dikkate alınır.

Örnek: Bozkır Bitki Örtüsü

Maki Bitki Örtüsü

Orman Bitki Örtüsü

4- Su Özelliklerine Göre Bölgeler: Bu tür bölgeler oluşturulurken su özellikleri dikkate alınır.

Örnek: Tatlı Su Bölgeleri, Soğuk Su Bölgeleri, Sıcak Su Bölgeleri

B- BEŞERİ COĞRAFYA ÖZELLİKLERİNE GÖRE BÖLGELER:

Bu bölgelerin özellikleri belirlenirken fiziki özelliklerinin yanı sıra o bölgenin nüfus, yerleşme, ekonomik faaliyet diğer beşeri özellikler göz önünde bulundurulur.



1- Nüfus Yoğunluğuna Göre Bölgeler: Bu tür bölgeler oluşturulurken nüfus özellikleri dikkate alınır.

Örnek: Yoğun nüfus bölgeleri İstanbul-İzmit çevresi

Seyrek nüfus bölgeleri Hakkari çevresi



2- Yerleşim Özelliklerine Göre Bölgeler, Bu tür bölgelerin oluşturulmasında kentsel ve kırsal özellikler dikkate alınır.

Örnek: Kentsel bölgeler İzmir, Antalya, İstanbul çevresi

Kırsal bölgeler Giresun. Rize gibi



3- Ekonomik Özelliklerine Göre Bölgeler: Bu tür bölgeler oluşturulurken üretim türü dikkate alınır.

Örnek: Tarım bölgesi Konya, Aksaray ve çevresi

Sanayi bölgesi İstanbul, İzmit çevresi

Maden bölgesi Zonguldak ve çevresi

Turizm bölgesi Antalya ve çevresi

Serbest Ticaret Bölgesi Mersin Limanı

4- Karma Bölgeler, Birden fazla üretim çeşidinin birlikte yapıldığı bölgelerdir.

Örnek: Tarım, sanayi, turizm, bölgesi Adana, Mersin çevresi

Maden. sanayi bölgesi Zonguldak, Karabük çevresi

Ticaret, turizm ve tarım bölgesi İzmir, Manisa çevresi

TÜRKİYE'DE ULAŞIM SİSTEMLERİNİN GELİŞİMİ

Ulaşım: İnsanın, eşyanın, bilginin bir yerden başka bir yere gitmesine denir.

ULAŞIM SİSTEMLERİ

Kara, deniz, hava ve demiryolu olmak üzere dörde ayrılır.

Ulaşımın, ülkelerin sosyal, ekonomik, kültürel yapıları üzerinde etkisi vardır.



ULAŞIM ÜZERİNDE ETKİLİ OLAN FAKTÖRLER

Doğal, beşeri ve ekonomik faktörler olmak üzere ikiye ayrılır.

1. Doğal Faktörler 2. Beşeri ve Ekonomik Faktörler

a- Coğrafi Konum a- Ekonomik Faaliyet Türleri

b- Yeryüzü Şekilleri b- Teknolojik Gelişimler

c- İklim c- İnsan ve Sermaye



A- Doğal Faktörler

  • Coğrafi Konum: Coğrafi konumu nedeniyle ülkemiz, Avrupa,Asya ve Afrika birleştiği noktada yer alır. Bu özelliği nedeniyle Avrupa, Orta Asya, Kuzey Afrika ve Orta Doğu'yu birleştiren kara, demir, deniz, hava yolları ile enerji taşımacılığında merkez konumundadır.

  • Yeryüzü Şekilleri: Ülkemizin yüksek ve engebeli bir topografyaya sahip olması, kara ve demir yolu yapım maliyetlerinin yüksek olmasına sebep olmaktadır. Bu durum, yolların akarsu vadileri, çöküntü alanları, plato yüzeyleri veya su bölümü hatlarını takip etmesine neden olmuştur. Ülkemizde yükseltinin az olduğu ovalar ve alçak platolar ulaşımın geliştiği alanlar olarak dikkat çeker.

Kuzey Anadolu Dağları, Toroslar ve Doğu Anadolu kara ve demiryolu ulaşımını zorlaştıran coğrafi bölgelerdir.Kara ve demir yolları genel olarak dağ sıralarının uzanışına uygun bir dağılış gösterir. Dağların doğu-batı doğrultusunda bir birine paralel uzanması, güney kuzey yolların yapılmasını güçleştirmiştir. Bu sebeple yollar genellikle doğu-batı yönünde gelişmiştir.

  • İklim: Yurdumuzun iç kesimlerinde etkili olan karasal iklim sadece karayolu ulaşımını değil, zaman zaman demiryolu ve hava ulaşımını da olumsuz yönde etkilemektedir.

İklim faktörü deniz ulaşımı üzerinde de önemli rol oynamaktadır.Rüzgar, yağış, sis ve sıcaklık iklim elemanlarının ulaşım üzerindeki etkisi yılın her mevsiminde görülmektedir.

B- Beşeri ve Ekonomik Faktör: Sanayileşme teknoloji düzeyi, sermaye ve insan gibi beşeri ekonomik faktörler, ulaşım sistemlerinin gelişimi üzerinde doğrudan etkilidir. Bu etkiler ülkeden ülkeye farklılıklar gösterir.

ULAŞIM SİSTEMLERİNİN GELİŞİMİ

Ulaşımın Türkiye Cumhuriyeti'ndeki gelişimi iki döneme ayrılır.



1. Cumhuriyet Öncesi Dönem:

Osmanlı İmparatorluğu'nun yükseliş dönemlerinde ihtiyaca cevap verebilecek bir yol ağı geliştirilmişti. Ancak; imparatorluğun son dönemlerinde yollar ihmal edilmeye başlanmış ve bakımsız kalmıştır.

Demiryolu tarihi ülkemizde 1856'da başlar. İlk demiryolu hattı olan 130 km. İzmir-Aydın hattı İngilizler tarafından bu tarihte yapılmaya başlanmıştır. Daha sonra başka devletler de bu işe öncülük etmişlerdir.Bu dönemde demiryollarının uzunluğu 4000 km.yi aşmıştır.

1923 İLE 1950YILLARI ARASINDA DEMİRYOLLARININ AĞIRLIKLI OLDUĞU DÖNEM

Cumhuriyet öncesi demiryollarının büyük kısmı Konya-Ankara hattının batısında iken, Cumhuriyet döneminde bu alanda yatırımların büyük bölümü doğuya kaydırıldı. 1925 yılında yapılan Demiryolu Kongresi'nde alınan kararlar gereği demiryolu yapımında;



1. Doğal kaynaklar

2. Üretim merkezleri

3. Pazar alanlarının bulunduğu yerlere önem verildi.

Böylece ekonomiyi canlandırma amacına yönelik bir ulaşım sistemine geçilmiş oldu.

Demiryolları bu dönemde gelişirken, kara yolu yapımında büyük gelişme kaydedilmemiştir.

1923-1929 yılları arasında 1500 km. civarında yapımı gerçekleşmiştir. Bu hızlı ilerleme 1940 yılına kadar sürmüştür. 1940-1950 yılları arasında demiryolu yapımında tam bir durgunluk dönemine girilmiştir.Bu durgunluğun yaşanmasında, II. Dünya Savaşı'nın yaşanması ve dünya otomotiv sanayinde pazar payının %80'ini elinde bulunduran ABD'nin etkisi büyüktür.



1950'DEN GÜNÜMÜZE KADAR OLAN DÖNEM

1950'den sonraki yıllarda karayolunun demiryoluna karşı üstünlüğünü kabul ettirdiği yıllar olmuştur. bu gelişmede ülkemizde otomotiv sanayinin montaj yoluyla da olsa kurulması etkili olmuştur.

Sonuç olarak Cumhuriyet'in ilk yıllarında demiryollarının yapımına verilen öncelik1950 yılından itibaren yerini karayolları yapımına bırakmıştır. Bu durum planlı kalkınma döneminde de devam etmiştir, 1980 sonrası dönemde ise otoyol yapımına hız verilmiş, karayollarına yapılan yatırımlar öncelik kazanmıştır.

1950'li yıllarda taşımacılıkta karayolunun payı %49.9, demiryolunun payı %42.0 idi.

2000'li yıllarda karayolunun payı %95'e çıkmış, demiryolunun payı %3'e kadar düşmüştür. 2008 yılında karayolunun payı%89.3'e düşmüştür.

KARAYOLLARI

Ülkemizde bugün itibariyle yolcu ve yük taşımacılığında ilk sıradadır.Osmanlı Devleti döneminde 18.300 km. iken , 1938 yılında 38.500 km.'ye ulaşmıştır. 1950'de Kara Yolları Genel Müdürlüğü kurulmuştur.01.01.2011 itibariyle karayollarının uzunluğu 64. 865 km.'dir



DENİZYOLLARI

Üç tarafı denizlerle çevrili olan ve İstanbul ve Çanakkale Boğazı gibi önemli su yolu sahip ülkemizde deniz yolu ile tük taşımacılığı Kabotaj Kanunu (1 Temmuz 1926)ile gelişmeye başlamıştır.

1933-1939 yılları arasında deniz yolu işletmeciliğinde devlet sektörü hakim durumda iken 1950'den sonra özel sektör etkin olmaya başlamış hatta şilepçilik alanında devlet sektörünü geçmiştir. 1954'de Denizcilik Bankası, Türk denizciliğinin planlı ve devlet eliyle geliştirilmesi amacıyla kurulmuştur.

İstanbul, İzmit, Bandırma, Mersin, İskenderun, Samsun gibi limanlar kara ve deniz yolu ağlarının etkisi ile ulaşım fonksiyonları üst düzeyde etkin olan limanlarımızdır.



HAVAYOLLARI

Türkiye'nin hava sahası ile havaalanları stratejik öneme sahiptir. Türkiye'de ilk hava ulaşımı 1933 küçük pervaneli uçaklarla başlamıştır. Bu amaçla 1933 yılında Hava Yolları Devlet İşletme Dairesi kurulmuştur. 1956 yılında ise Türk Hava Yolları (THY) olarak iç ve dış hatlarda yolcu, yük ve posta taşıma görevini üstlenmiştir. İstanbul (Atatürk) Ankara (Esenboğa) İzmir (Adnan Menderes) ve Antalya havalimanlarımız uluslararası standartlara sahiptir.



BORU HATLARI

Kalkınmanın en önemli unsurlarından biri enerjidir. Enerjinin verimli kullanımı, günümüzde hızla yaşanan küreselleşme sürecinde enerji arz eden ülkelerle talep merkezlerinin çeşitli taşıma yolları ve boru hatlarıyla bağlanmasını zorunlu kılmıştır. Dünyada önemli boru hatlarına bakıldığında bunların Türkiye ve çevresinde yoğunlaştığı görülür. Bunda Türkiye'nin petrol rezervlerinin yakınında bulunmasının önemli rolü vardır. Gelecekte de Türkiye üzerinden geçecek uluslararası ham ve doğalgaz boru hatlarının artması beklenmektedir.



TÜRKİYE'DE TİCARET

Ticaret bir tür geçim kaynağıdır. Ticaret, üretimin artmasına ve ulaşım ağının genişlemesine bağlı olarak gelişme gösterir. Ulaşımın gelişmesi ticaret açısından çok olumlu olmuştur.Hammadde ve ürünlerin nakledilmesi aşamasında zaman ve maliyet açısından faydalı olmuştur.

En önemli ticaret mekanları; dükkanlar, mağazalar, marketler, pazarlar, panayırlar, fuarlar ve alışveriş merkezleridir. Ticaret mekanları günümüzde önemli değişimler göstermiştir. Dükkân ve mağazaların yerini süpermarketler, grosmarketler almıştır.

Ticareti etkileyen başlıca unsurlar:

1. Nüfus-Yerleşme

2. Yollar- Ulaştırma

3. Ekonomi-Üretim



Ticaret üç şekilde gerçekleşir:

1. İç ticaret

2. Dış ticaret

3. Transit ticaret



İÇ TİCARET

1. Bir ülkenin iç pazarlarına yönelik ticarettir.

2. Yurdumuzda iç ticaret 1950 yılından sonra daha fazla önem kazanmıştır.

3. Ulaşımın gelişip, çeşitlenmesi iç ticaretin artmasına ve gelişmesine neden olmuştur.

4. 1950'den önce yurdumuzun iç ve yüksek bölgelerindeki yerleşmeleri kapalı ekonomik bölgeler durumundaydı.

5. Daha çok kazanıp, harcama düşüncesinin yaygınlaşması iç ticaretin canlanmasına neden olmuştur.

6. Üretimin ve tüketimin artmasına bağlı olarak ülkemizde çeşitli büyüklükte ticaret şehirleri ortaya çıkmıştır.

7. Sinop, Muş, Kilis gibi şehirler, etki alanlarının az olması, küçük ve az nüfusa sahip olmaları gibi sebeplerden dolayı ticari açıdan gelişememektedirler.

8. Kayseri, Gaziantep, Konya gibi şehirler yüzölçümlerinin büyük, nüfuslarının yoğun olması sebebiyle daha fazla büyüyüp gelişme imkânına sahip olmuşlardır.

BÜYÜK ŞEHİRLER

1. Büyük şehirler hem mal ve hizmet üretim merkezleri hem de tüketim merkezleridir.

2. Büyük ölçekli ticaret merkezler grubunda yer alırlar.

3. İstanbul, İzmir, Ankara, Gaziantep, Adana bu grup içindedir

4. İstanbul ülkemizin en büyük iç ve dış ticaret merkezidir.

5. İzmir yurdumuzu ikinci büyük ticaret merkezidir. Çevresinde üzüm, incir, pamuk, tütün gibi çok çeşitli ürünler yetiştirilir.

5. Ulaşım yollarına uzaklık ve coğrafi konum ticaret şehirlerini olumlu veya olumsuz etkilemiştir. Bu anlamda Sinop ve Muş olumsuz etkilenmişlerdir.

ORTA BÜYÜKLÜKTEKİ ŞEHİRLER

1. Konya, Kayseri-----------------------------İç Anadolu.

2. Malatya, Erzurum -------------------------Doğu Anadolu.

3. Diyarbakır, Şanlıurfa ---------------------------------Güneydoğu Anadolu.

4. Samsun, Trabzon --------------------------------------Karadeniz Bölgesi.

5. Adana, Mersin -----------------------------------------Akdeniz Bölgesi.



SANAYİ FAALİYET BÖLGELERİ

1. Adapazarı-İstanbul.

2. Zonguldak kömür havzası.

TURİZM BÖLGELERİ

1.Antalya, Bodrum, Marmaris, Kuşadası, Çeşme turizm mevsiminde iç ticaretin canlanmasını sağlarlar.



TARIM BÖLGELERİ

Karadeniz bölgesinin çay ve fındığı,

Akdeniz bölgesinin turunçgilleri,

İç Anadolu bölgesinin Buğdayı,

Ege bölgesinin üzüm ve inciri.

HAL, PAZAR, PANAYIR VE FUARLAR

HAL: Yaş sebze ve meyvenin satışa çıkarıldığı, haftanın her günü alışveriş edilen yerlerdir.

PAZAR: Haftanın belli bir gününde üretici ve tüketicilerin alışveriş ettikleri yerlerdir.

PANAYIR : Yılın belli dönemlerinde belli bir süre için kurulan sergi niteliği taşıyan alanlardır.

FUAR: Ticaret, sanayi, tarım ve kültür alanlarında bölge ve ülke imkânlarının gücünü tanıtmak, üreticilerle tüketicileri buluşturmak üzere kurulan yerlerdir. Fuarla kuruldukları yerde ticaretin canlanmasına neden olur ve kuruldukları yerin ekonomisine katkı sağlarlar. Ayrıca fuarlar, eğlence ve turizm merkezi olma özelliğine de sahiptir.

DIŞ TİCARET

Uluslararası Ticaretin Doğuşu

1. Günümüzde insanlar yalnızca çevrelerinde bulunan almamakta, ihtiyaçlarını karşılayacak farklı alternatifler peşinde koşmaktadırlar.

2. Uluslararası ticaretin doğuşu bu şekilde olmuştur.

3. İç piyasalar ülkede alınan siyasi kararlardan, ülkenin siyasi rejiminden , vergi ve maliye politikasından ve benzeri daha bir çok unsurdan etkilenmektedir.

4. Uluslar arası piyasalar ise savaşlardan, isyan ve çatışmalardan , ülkelerin siyasi ve ekonomik sistemlerinden, gümrük tarifelerinden ve daha başka hususlardan etkilenmektedir.

İTHALAT-İHRACAT

1. Ülkemizde ithalat ve ihracat hareketlerini 1980 öncesi ve sonrası şeklinde ayırmak gerekir.

2. 1980 öncesinde Türkiye'nin ihracatında tütün, üzüm, incir, fındık, pamuk ilk sıralarda yer almaktaydı.

3. İthalatta makine, elektrikli ev gereçleri, ulaşım araçları, saat ve ölçü aletleri önemli yer tutmaktaydı.

4. 1980'e kadar ekonomi üzerinde korumacı ve müdahaleci politikalar izlenmiş, 1980'den sonra serbest piyasa ekonomisine geçilmiştir.

5. 24 Ocak 1980'de alınan kararlarla ihracata dayalı sanayi politikası benimsenmiş, ihracatı artırmaya yönelik politikalar uygulamaya konulmuş, bürokratik engeller büyük ölçüde ortadan kaldırılmıştır.

6. Türkiye'nin 1996'da Gümrük Birliği'ne girmesiyle AB' den sanayi malları ithalatında artış olmuştur. Bu durum iç piyasada üreticileri zor durumda bıraksa da rekabet ortamı oluşturduğundan ürünlerin kalitesinde artış olmuştur.

7. Yerli üreticinin kendine güveni artmış, ürettiği malı dış piyasaya sürmüştür.Böylece sanayi ürünleri ihracatımız artmıştır.

8. Tablo 1'de görüldüğü gibi son yıllarda ihracatımız artmış olsa da , ithalattaki artış devam etmektedir. Bu durum dış ticaret açığının artmasına ve ülkemizden döviz çıkmasına sebep olmaktadır.

9. Gelişen teknolojiyle birlikte ülkeler arsında ithalat ve ihracat artmıştır.

10. Yakın döneme kadar sanayi ürünleri, tarım ürünleri ile maden ihracat ve ithalatı ön plandayken günümüzde hizmet ithalat ve ihracatı büyük önem kazanmıştır.

Örneğin, Bir Türk firmasının yabancı bir ülkede GSM şirketi kurması ve işletmesi hizmet ihracatıdır. Buna karşılık yabancı kuruluşlardan bilgisayar yazılımları satın alınması hizmet ithalatına örnektir.



c:\users\user\pictures\2013-11-15\img_6835 (2).jpg

TÜRKİYE HANGİ ÜRÜNLERİ İHRAÇ EDER

Ülkemizin ihracatını konu alan sektörleri üç ana grupta toplamak mümkündür.



c:\users\user\pictures\2013-11-15\img_6833 (2).jpg

c:\users\user\pictures\2013-11-15\img_6837 (2).jpg

Aşağıdaki tabloda görüldüğü gibi ithalatımızda sanayi ürünleri önemli yer tutmaktadır. Türkiye hızla sanayileşme sürecine girmesine karşın giderlerin çoğu sanayi ürünleri , fabrika kurmaya yarayan aletler, makine , elektrik ev gereçleri, kara taşıtları, saat ve ölçü aletleri , ilaç ve kimyasal maddeler, motorlu araçlar, silah, optik araçlar, petrol, tropikal ürünler( muz,kivi,kahve pirinç, hurma ) ve diğer mallara dayanmaktadır.



c:\users\user\pictures\2013-11-15\img_6839 (2).jpg

ÜLKEMİZİ SEMBOLİZE EDEN MEKANLAR

Müze Ülke Anadolu:

Türkiye çok zengin bir tarihi mirasa sahiptir.Tarihi mirasla birlikte doğal güzelliklerin de sergilendiği açık hava müzesi görünümündedir. Tarihi ve doğal mirasların çokluğu ülkemizin yurt dışında tanınmasında önemli bir kriterdir. Son yıllarda ülkemiz için uluslar arası turizmin önemi giderek artmasına rağmen, doğal ve kültürel güzelliklerimizin büyük bir bölümü henüz iç ve dış turizmin kullanımına sunulmamıştır. Buna rağmen Türkiye dünyada en çok turist çeken ilk 20 ülke içindedir. Türkiye turizm kaynaklarını en verimli şekilde kullandığında turizm gelirini büyük ölçüde artıracaktır.



TÜRKİYE’NİN TURİZM DEĞERLERİ

Türkiye arkeolojik ve kültürel zenginliklerinin yanı sıra doğal güzellikleriyle de çok fazla turizm değerine sahiptir. Bu değerler doğal ve beşeri faktörlere bağlı olarak oluşur.



Doğal Faktörler:

Coğrafi Konum, Yüzey Şekilleri, Doğal Bitki Örtüsü ve Su Kaynakları (deniz, göl, akarsular) şeklinde sıralanabilir.

Buna göre Türkiye;


  1. Avrupa, Asya ve Afrika kıtalarının birbirine çok yaklaştığı bir coğrafi konumda yer alır.

  2. Üç kıtayı birbirine bağlayan deniz ve karayolları üzerinde bulunan ülkemizde ulaşım kolaydır.

  3. İklim özellikleri bakımından ülkemiz elverişli koşullara sahiptir. Ege ve Akdeniz kıyılarında yıllık sıcaklık ortalaması15-20 derece, yaz mevsiminin sıcaklık ortalaması ise 25-28 derece arasındadır.

  4. Ülkemizin güneşlenme süresi,deniz suyu sıcaklığı turizme olumlu yönde etki eden faktörlerdir.

  5. Erzurum -Palandöken, Bolu- Kartal kaya, Bursa- Uludağ kış turizmi merkezleri olarak önemlidir.

  6. Volkanik arazide oluşan peribacaları, (Ürgüp, Göreme), Karstik şekillerden oluşan Pamukkale travertenleri, Karain, İnsuyu, Damlataş mağaraları, obruklar (cennet-cehennem obruğu) önemli turizm merkezleridir.

  7. Milli parklar

  8. Çeşitli hayvan türleri (Akdeniz fokları caretta caretta cinsi deniz kaplumbağaları) eko turizm adı altında ilgi çekmektedir.

  9. Akarsular, çeşitli çağlayan ve çavlanlar (Düden, Manavgat, Kurşunlu)

  10. Rafting (Çoruh Nehri)

Beşeri Faktörler:

Türkiye’de turizmin gelişmesinde beşeri faktörlerin de etkisi vardır. Bu faktörlerin başlıcaları şunlardır;



  1. Nüfusun artması,

  2. Ekonomik gelişme

  3. Konaklama tesislerinin artması,

  4. Ulaşım sektörüne yapılan yatırımlar,

  5. Tarihi yerleşmeler,

  6. Tarihi eserler,

  7. Müzeler zengin bir kültür birikimi yaratan beşeri kaynaklardır.

TÜRKİYE’NİN TURİZM DEĞERLERİNİN SINIFLANDIRILMASI

  1. Yaz (Deniz) Turizmi:

Akdeniz ve Ege Kıyıları

Antalya : (Fethiye, Kaş, Alanya, Side, Kemer,Finike)

Muğla: (Bodrum, Marmaris, Gögova)

Aydın: ( Didim, Kuşadası)

İzmir: ( Çeşme, Foça, Alaaçatı)

Balıkesir: ( Ayvalık, Burhaniye, Erdek, Edremit)



  1. Akarsu turizmi

Rafting, kano, nehir kayağına elverişli akarsular: ( Çoruh Nehri, Köprü Çayı, Manavgat Çayı, Dim Çayı, Göksu Nehri.

  1. Sağlık Turizmi:

Ülkemizin gelişmiş ülkelerdeki nitelikli sağlık hizmetleriyle rekabet edebilecek düzeyde sağlık hizmetleri sunmasından dolayı dünyanın dört bir yanından tedavi amacıyla turistler gelmektedir.

  1. Termal Turizm: Türkiye Jeotermal kaynak zenginliği ve potansiyeli açısından Dünya'da ilk yedi ülke arasında yer almakta , Avrupa'da ise birinci sıradadır. Termal sularımız hem debi, sıcaklık, fiziksel ve kimyasal özellikler bakımından Avrupa'daki termal sulardan üstün durumdadır.

  2. Kış Turizmi

Kayseri- Erciyes

Erzurum-Palandöken

Kars-Sarıkamış

Bursa-Uludağ



Kastamonu,Çankırı- Ilgaz

  1. Yer şekilleri Turizmi:



  1. Yer şekilleri Turizmi:

Turizm çeşitliliği açısından ülkemizdeki mağaralar, peribacaları, travertenler, obruklar önemli bir potansiyel oluşturmaktadır. Damlataş, Dim, İnsuyu vb. mağaralar, Pamukkale travertenleri, Cennet-cehennem obrukları turistik çekiciliği fazla olan doğal güzelliklerimizdendir.

  1. Yayla Turizmi: Yayla Turizmi: Yaylalar, tabiatın kirlenmemiş havası; billur gibi soğuk suları; yazın en sıcak günlerde ferahlatıcı serinliği; büyüleyici güzellikte manzaraları; doğal meyve ve sebzeleri; tabii ortamlarında yetişen hayvanlardan elde edilen gıdaları sunar. (Kuzey Anadolu ve Toros dağları yayla turizmi potansiyelinin en fazla olduğu yerlerdir.)

  2. Av Turizmi: Av turizmi; turizmin değişik bir uygulama şekli olup avcı niteliğine sahip kişilerin avlanma amaçlarını gerçekleştirmek üzere belirlenmiş ilkelerle yaptıkları etkinliklerdir Türkiye’de avlanılmasına izin verilen yaban hayvanları türlerine ve avlanma sürelerine göre yıldan yıla değişmektedir. Bu değişiklikler her yıl düzenlenen Merkez Av Komisyonu Kararları ile belirlenir. Büyük av hayvanlarından ayı, çengel boynuzlu dağ keçisi, yaban keçisi, yaban domuzu, vaşak, kurt, çakal, tilki, av turizmi başlığı altında yerli ve yabancı avcıların kullanımına bedeli karşılığı sunulmuştur.

  3. Kongre Turizmi: Kongre turizmi; kişilerin daima konakladıkları veya çalıştıkları yerler dışında uzmanlık gerektiren bilimsel alanlarda veya meslek kollarında, belirli bir konuda, bilgi alışverişi yapmak amacıyla bir araya gelmelerinden ortaya çıkan seyahat, konaklama olay ve ilişkilerinin tümüdür. Avrupa ve Asya’yı birbirine bağlayan Türkiye toplantı ve kongrelere ideal bir mekân konumundadır. Birinci sınıf otel, konaklama ve konferans tesisi zenginliği, dünyanın belli başlı şehirlerine kolayca ulaşım, güzel dekorlar özellikle büyük şehirlerimizde bu turizm etkinliğinin gelişmesini sağlamıştır.

  4. Yüklə 205,24 Kb.

    Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin