Doğal sistemler doğadaki ekstrem olaylar



Yüklə 205,24 Kb.
səhifə1/4
tarix04.01.2018
ölçüsü205,24 Kb.
#36994
  1   2   3   4


DOĞAL SİSTEMLER

DOĞADAKİ EKSTREM OLAYLAR

Avrupa’da en yüksek sıcaklık 4 Ağustos 1881’de İspanya’nın Sevilla şehrinde 50 santigrat derece olarak ölçülmüştür

Vostok Istasyonu (-89,2 oC, Antarktika) 21 Temmuz 1983

2004 yılında Güneydoğu Asya’da meydana gelen tusunami de 300 binden fazla insan ölmüştür.

Doğa olayları herhangi bir yerde doğal sürecini yaşarken bazen bu seyrinin dışına çıkarak o güne kadar görülmeyen ya da çok seyrek görülen olaylar şeklinde gerçekleşmektedir. Ekstrem olarak ifade edilen bu olaylar, doğal süreçler üzerinde önemli etkilere sahiptir.

Ekstrem olaylar:

1- Klimatolojik karakterli ekstrem olaylar,

2- Jeolojik ve jeomorfolojik karakterli ekstrem olaylar,

3- Hidrolojik Karakterli ekstrem olaylar olmak üzere üçe ayrılır.

KLİMATOLOJİK KARAKTERLİ EKSTREM OLAYLAR :

a- Aşırı sıcaklar ve soğuklar: Bir yerde o güne kadar görünmeyen aşırı sıcak ve soğukların yaşanmasıdır.Bugüne kadar yeryüzünde en yüksek sıcaklık değeri 13 Eylül 1922 tarihinde Libya'nın El Aziz kentinde 57 derece olarak ölçülmüştür.

b- Şiddetli rüzgârlar ve fırtınalar:  Kasırga, tayfun, hortum olarak tanımlanırlar.Bu hava olayları sürekli alçak basınç olan alanları olan tropikal bölgelerde ani ve büyük basınç farklarına bağlı olarak ortaya çıkar.Kasırga Hurricane ve Hortum gibi şiddetli rüzgarlar daha çok Orta Amerika ,Güneydoğu Asya ve Avustralya gibi yerlerde görülür.

JEOLOJİK ve JEOMORFOLOJİK KARAKTERLİ EKSTREM OLAYLAR:

a- Tsunami: Deniz tabanında oluşan depremin deniz tabanını ani yükseltmesiyle oluşur.

b- Şiddetli Depremler: Aslında doğada çok sık görünen depremlerin çoğunun şiddeti az olduğu için insanlar hissetmez.Ancak yıkıcı olanları doğada değişim meydana getirir.Depremler sonucunda doğada meydana gelen doğada meydana gelen başlıca olaylar şunlardır;

*Yer sarsıntısı,

*Fay oluşumu,

*Zemin sıvılaşması,

*Yamaç ve çamur akıntısı,

*Tsunami,

*Göllerde ve yeraltı su seviyelerinde değişmeler,

*Kaynak ve kaplıca sularında değişmeler.



c- Volkanizma: Volkanik patlamaların oluşumu sırası ve sonrasında ekstrem durumlar gözlenir.Volkanların atmosfere yayılan külleri güneş ışınlarını tutarak sıcaklık değerinin düşmesine neden olur.

d- Kütle Hareketleri (Heyelanlar)

HİDROLOJİK KARAKTERLİ EKSTREM OLAYLAR:

a- Aşırı Yağışlar: Yıllar boyunca elde edilen maksimum yağış ortalaması üzerinde belirlenen yağışlar aşırı yağıştır.Sel ve taşkınlar da aşırı yağış olarak kabul edilir.

b- Kuraklık: Yağışların normal değerden önemli miktarda az olması kuraklığı oluşturur.Yavaş gelişir ve etkisi uzun sürer.Diğer doğal afetlerden daha geniş bir etki alanının olduğu söylenebilir.

İNSAN VE DOĞA ETKİLEŞİMİ

İnsanlar yeryüzünü tanıdıkça ve yeryüzü hakkındaki bilgileri arttıkça doğal sistemlere müdahale etmeye başlamışlardır. Bu müdahale Sanayi Devrimi ile en üst düzeye ulaşmıştır.



Bu müdahalenin başlıca örnekleri şunlardır:

1- İngiltere ile Fransa arasında Manş Denizinin altından geçişi sağlayan Manş Tüneli: Fransa ve İngiltere arasındaki Manş Denizi’nin altından geçişi sağlayan Manş Tüneli 6 Mayıs 1994 tari hinde açıldı. Tünelin su altındaki bölümü 38 km’dir. Bu tünel, yeryüzünün en uzun su altı tünelidir.Tünelde trenler saatte 300 km'ye varan hızla yol almaktadır. Deniz yüzeyinin 91 m altında inşa edilen Manş Tüneli, aralarında yaklaşık 30 m mesafe bulunan iki demir yolu tüneli ile bunları birbirine bağlayan servis tünellerinden oluşmaktadır.

2- California'daki Central Valley Projesi: Bu sulama projesi sayesinde Kaliforniya’da eskiden çöl alanı olan Central Valley (Sentrıl Valley) verimli bir tarım alanına dönüşmüştür

3- Libya Yapay Nehir Projesi: Libya'daki Büyük Yapay Nehir Projesi’ne 1984 yılında başlanmıştır. Proje çöl bölgesinde günde 5 milyon m3/gün su taşıyacak ve ekilebilir alanları 150.000 hektar artıracak şekilde oluşturulmuştur. Bu çerçevede güneydeki yeraltı sularının sulama yapmak amacıyla kuzeyde yer alan sahil kesimlerindeki tarımsal alanlara taşınması amaçlanmaktadır. Bu proje dünyanın en büyük su nakil projesidir. Proje tamamlandığında su taşınım hattının uzunluğu 4.000 km'ye ulaşacaktır

4- Alp Dağları'nda açılan tüneller, (Gothard, Loetschberg)

5- Marmaray Projesi,

6- Süveyş Kanalı,

7- Panama Kanalı,

8- Don-Volga Kanalı,

9- Kanal İstanbul Projesi,

10- Hollanda'da su baskınına karşı yapılan kıyı koruma sistemleri: Hollanda kıyıları, Fransa'nın kuzey kıyısından (Cap Blanc Nez) Jut Land'daki Danimarka kıyılarına kadar uzanan daha büyük kıyı sisteminin bir bölümüdür. Hollanda kıyılarının büyük bir bölümünün deniz seviyesinde veya deniz seviyesinin altında olmasından dolayı fırtınalar ve deniz seviyesindeki yükselmeler birleşince bölge, kıyı taşkınları ve su erozyonu açısından hassas bir hâl almaktadır. Ülkenin kıyı bölgeleri taşkınlara karşı doğal ve yapay birimlerden oluşan kıyı koruma sistemi ile korunmaktadır

YARINDAN SONRA

21. yüzyılda iklim sistemlerindeki değişimler önceki yüzyıllara göre çok daha kuvvetli olacaktır. Sıcaklık ekstremleri kara ve deniz buzullarında azalmaya, şiddetli tropikal fırtına sayısında da artışa yol açacaktır.

Gelecekte bu değişme buzullaşmadan çok küresel ısınmanın ortaya çıkaracağı sonuçlardan korkulmaktadır. Küresel ısınmadan etkilenecek başlıca alanlar şunlardır:

1- Sağlık,

2- Tarım,

3- Su kaynakları,

4- Ormanlar,

5- Kıyılar,

6- Bitki ve hayvan türlerinin yaşam alanları.



BUZULLARIN ERİMESİ

Küresel ısınmanın sonucunda buzullar eriyecektir. Bunun sonucunda;

1- Deniz seviyelerinde yükselmeler meydana gelecek,

2- Kıyı şeridinde büyük değişimler meydana gelecek,

3- Okyanus sıcaklıkları ve tuzluluk oranları değişecek ve bunun sonucunda okyanus taşıyıcı kuşağı yavaşlayacaktır ve bu durum iklim değişikliklerine neden olacaktır.

ATMOSFERDE GAZ ORANLARININ DEĞİŞMESİ:

Atmosferdeki karbondioksit, metan diazot monoksit gazlarının oranlarında meydana gelen değişiklikler önemli ölçüde iklim değişikliklerine sebep olacaktır. Bu gazların oranlarının değişmesinin en önemli sebepler. fabrika, ev, ve araçlarda kullanılan karbon bileşimli fosil yakıtlardır.



CANLILAR NASIL ETKİLENECEK

Her bitki ve hayvan türünün yaşamını sürdürebilmesi için farklı bir sıcaklık değerine ihtiyacı vardır. Eğer iklim değişiklikleri daha hızlı meydana gelirse birçok bitki ve hayvan türü buna uyum sağlamakta zorlanacak ve yok olacaktır.



GERÇEK OLABİLİR Mİ?

Küresel ısınmanın ortaya çıkaracağı tehlikelerin dışında bir de Yer'in merkezinden gelebilecek olan tehlikeler ve bunun neden olabileceği değişimler söz konusudur.. Süper volkanlar, bildiğimiz yanardağ patlamalarından yüzlerce kat daha güçlü doğa olaylarıdır ve bu volkanlar küresel çapta etkili olmaktadır. Dünya yeni bir süper volkan olayını daha yaşayabilir. Küresel hasar oranı, nerede meydana geleceği ve gazların atmosferde ne kadar süre kalacağına bağlıdır. Dikkat edilmesi gereken bölgeler, Yellow Stone (ABD) ve Tobo Dağı (Endonezya) gibi geçmişte de bu olayların meydana geldiği yerlerdir. Volkanik olaylar hiç beklenmedik bir yerde de olabilir. Yapılan araştırmalar göre volkanlardan atmosfere yayılan sülfürik asit tabakası , güneş ışınlarını ve Dünya'dan yükselen ısıyı emer, patlamanın ardından küresel iklim dengesi altüst olur ve bu durum yıllarca sürebilir.

2. BÖLÜM

BEŞERİ SİSTEMLER

UYGARLIKLARIN ORTAYA ÇIKIŞI

*İLK KÜLTÜR MERKEZLERİ:

Medeniyetlerin Doğuşu: Yeryüzünde coğrafi şartlara bağlı olarak ırk, din, dil ve yaşam tarzı bakımından birbirinden farklı medeniyetler doğmuş ve gelişmiştir. Bu medeniyetlerin oluşmasına coğrafi şartlarla birlikte farklı toplumlarında katkıları da olmuştur. Bu toplumların oluşturduğu medeniyetlerin izlerine Mısır'dan Çin'e, Hindistan'dan Ege kıyılarına, Mezopotamya'dan Güney Amerika'ya kadar uzanan geniş bir alanda rastlanır. Bunların başlıcaları şunlardır:

1- Mezopotamya Medeniyeti,

2- Mısır Medeniyeti,

3- Çin Medeniyeti,

4- Akdeniz Medeniyeti,

5- Aztek, Maya ,İnka Medeniyetleri.



BEŞERİ SİSTEMLER

EKONOMİ FAALİYETLERİN SOSYAL VE KÜLTÜREL ETKİLERİ

Yeryüzünde farklı coğrafi özellikler ve bunlara bağlı olarak farklı ekonomik faaliyetler ve yaşam tarzları mevcuttur.Tarımın, sanayinin, turizmin, madenciliğin ve ticaretin yaygın olarak yapıldığı bölgeler vardır. Bu bölgelerdeki ekonomik faaliyetler, burada yaşayan insanların yaşam tarzlarının ve kültürlerin temelini oluşturur.

Sanayi Devrimi'nden önce dünyada hakim olan ekonomik faaliyet türü tarım ve hayvancılıktı. Tarımsal faaliyetlerde insan gücüne daha fazla ihtiyaç duyulması ailelerin çok fazla çocuk sahibi olmayı istemelerine neden oluyor, bu durum ise kalabalık ailelerin ortaya çıkmasına yol açıyordu.

Sanayi Devrimi ile ekonomik faaliyetlerde büyük değişiklikler olmuş, yeni iş sahaları açılmış, insanların sanayi bölgelerine göçüyle günümüzün kalabalık şehirleri oluşmuştur.Burada yaşayan insanların yaşam tarzı değişmiş, insan ilişkileri daha da karmaşık hal almıştır. Farklı ekonomik bölgelerde yaşayan insanların sosyoekonomik olaylara bakışı birbirinden çok farklı olmuştur.



ŞEHİRLERİN DOĞUŞU

Geçmişte insanların yaptıkları ekonomik faaliyetler kısıtlıydı. Teknolojinin gelişmesi, doğal kaynakların keşfi ve işletilmesi , nüfus artışı ve ihtiyaçlara artan talep hızlı şehirleşmeyi birlikte getirmiştir. Örneğin, küçük bir yerleşim yerinde sanayi faaliyetlerinin başlaması ya da bir maden ocağının açılması o alanda nüfus artmasına , şehirleşmenin hız kazanmasına , sosyal, ekonomik ve kültürel yapıda değişimlere yol açmıştır.Bu değişimler şehirlerin cazibe merkezi haline gelmesine neden olmakta ve insanları kendine çekmektedir.

Sonuç olarak şehirleşme , göç ve sanayileşme süreci birbirleriyle sıkı bir ilişki içerisindedir. Sanayileşmenin yaşandığı yerlerde göçe bağlı olarak şehirleşme hız kazanmaktadır. Bu durum birçok sorunu da ortaya çıkarmaktadır. Bu sorunların başında göç ve çevre sorunları gelmektedir.

GÖÇ VE KENTLEŞME İLİŞKİSİ

Göç ve kentleşme arasındaki ilişki , kentlerin çekici faktörleriyle, kırsalın itici faktörlerinden kaynaklanmaktadır.

Kırsal kesimlerden kentlere yapılan yoğun göç hareketi , hem mekânsal olarak, hem de kültürel açıdan kentten soyutlanmış ''Getto'' adı verilen bölgeleri ortaya çıkarmıştır. Kentlere yapılan aşırı göç kentlerde işsizliğin artmasına neden olmaktadır. Bunun dışında konut, çevre, altyapı , ulaşım ,eğitim sağlık ve asayiş sorunlarını da büyük ölçüde artırmaktadır. Arsa ve arazi değerlerinin bir anda artması, tarım arazileri ve orman arazilerinin hızla yerleşime açılması, gecekondulaşma ve sanayi tesislerinin çevresinin konutlarla dolması da hızlı göç hareketinin diğer sonuçlarıdır.


SANAYİLEŞME



GÖÇ

ŞEHİRLEŞME

Şehirleşme, sanayi ve göçün etkileşimi

GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZ DÜNYASINA

Genel olarak sosyal ve ekonomik gelişme sürecine baktığımızda toplumlar insanlık tarihi açısından önemli gelişim aşamaları geçirmişlerdir. Bu gelişim aşamaları sırasıyla şöyledir:

1- Tarım toplumuna geçiş,

2- Sanayi toplumuna geçiş,

3- Bilgi toplumuna geçiş.

Günümüzde de ekonomik, sosyal, siyasal, ve kültürel alanda birçok değişim ve dönüşüm yaşanmaktadır.Bu değişimlerin en önemlisi teknolojide hızlı gelişmelerdir.



TEKNOLOJİNİN İNSANA SAĞLADIĞI YARARLAR

1- Mal ve hizmetlerin üretimini artırdı,

2- Yeni iş sahaları oluşturdu,

3- Daha yüksek bir hayat standardı sağladı,

4- Mal ve hizmetleri üretmek için gerekli iş gücü miktarını azalttı.

TEKNOLOJİNİN İNSANA ZARARLARI

1- Çevre sorunları,

2- İşsizlik,

3- Doğal kaynakların tükenmesi,

4- Sosyal ve psikolojik sorunlar.

Teknolojik Gelişme ve Doğaya Etkisi

Küreselleşme olgusunu meydana getiren faktörler arasında en belirleyici olanı teknolojidir. Teknolojinin etkisi sadece teknik alanla, teknik ürünlerle sınırlı kalmamaktadır. Teknoloji; başta ekonomi olmak üzere sosyal, kültürel ve siyasal alanları etkilemektedir. Bu etkiler yalnız belli sınırlar içinde kalmayıp uluslararası boyutlarda yaşanmaktadır. Bu belirlemeden de çıkarılabileceği üzere çağımızda uluslar, bütün güçlerini teknolojik üstünlük kurmaya yönelik organize etmişlerdir.

Teknolojik Gelişim ve Değişim Teknolojik gelişme ve buluşlar insan yaşamını temelinden değiştirmiştir. Bu nedenle teknolojinin insanlık tarihinde çok önemli bir yeri vardır. Örneğin, otomobil insanın ulaşımdaki hızını önemli ölçüde artırmıştır. Pulluk, tarımda o zamana kadar bilinen ve uygulanan tekniklerle elde edilen ürünün üretimini o günkü üretim miktarına göre büyük ölçüde artırmıştır, aynı şekilde kimyevi gübre de yine aynı oranda artışa neden olmuştur. Teknolojik buluşlar insanların iş yapabilme yeteneklerini çok büyük miktarda artırmış ve Sanayi Devrimini ortaya çıkarmıştır. Teknolojideki bu gelişmeler aynı hızla devam ederse kısa zamanda yaşamımızda ne gibi değişimler olabileceğini kestirmek çok güç olacaktır. Makineleşme, sanayi toplumu için ne kadar önemli ise bilgisayar ve iletişim teknolojileri de günümüz bilgi toplumu için o kadar önemlidir.

Gelecekte Nüfus ve Yerleşme Şehirleşme olgusu insanlık tarihi açısından çok önemli bir dönüm noktasıdır. Tarihsel olarak şehirleşme, sanayileşme ile birlikte farklı bir gelişme seyri izlemiştir. Bu nedenle şehirleşme olayı incelenirken temel alınacak faktör sanayileşmedir. Sanayileşmede yaşanan hızlı gelişmeyle birlikte şehirleşme çok hızlı bir ivme kazanarak ciddi bir değişim ve dönüşüm geçirmeye başlamıştır. Günümüzde dünya nüfusunun yarısı şehirlerde, bu nüfusun yaklaşık olarak % 5'i, nüfusu 10 milyon'u aşan büyük şehirlerde yaşamaktadır. Gelişmiş ülkelerde şehirleşme oranı % 80’lere yaklaşırken Güney Amerika' da bu oran % 70 civarındadır. Şehirle nüfus oranının en az olduğu Afrika kıtasında bile şehirlerde yaşayanların oranının önümüzdeki yıllarda toplam nüfusun % 50’'sine ulaşması beklenmektedir.

1960’ta 1 milyar insan şehirlerde yaşarken bu sayı 1985'te 2 milyara, 2002'de 3 milyara ulaşmış, 2030'da ise 5 milyara ulaşması yani dünya nüfusunun % 60 'ı olması beklenmektedir. Az gelişmiş ülkelerde her yıl şehir nüfusuna 60 milyon kişi eklenmektedir. Bu da şehirlerin nüfusuna her yıl İngiltere nüfusu kadar insanın eklenmesi demektir. Dünyada 1950 yılında nüfusu 10 milyonu aşan tek şehir New York'tu. 2015 yılında mega (metropol) şehir sayısının 26' yı bulması beklenmekte, bunların % 80-90'ının da gelişmekte olan ülkelerde olacağı tahmin edilmektedir. Şu anda nüfus sayısı bakımından dünyanın en kalabalık şehirlerinden biri olan Tokyo’nun nüfusunun 2015'te 27,2 milyona çıkacağı tahmin edilmektedir. Dakka, Mumbai (Bombay), Sau Paulo, Delhi ve Meksiko City’nin de nüfuslarının 20 milyonu geçeçeği belirtilmektedir.

Ülkeler Zenginleştikçe Doğum Oranları Düşüyor.

Dünya nüfusunun geleceği konusunda tahminler içeren ve farklı araştırmalara dayandırılan çalışmalarda dünya nüfusunun 2050 yılına kadar 9 ila 10 milyar arasında bir rakama ulaşacağı ve ardından azalmaya başlayacağı iddia ediliyor. Bunun sebebi olarak doğum kontrol yöntemlerine erişim, ailelerin gelir seviyelerinin yükselmesi ve birçok toplumda yayılan aile planlaması ön görülüyor. Birleşmiş Milletler’in yaptığı son araştırmalar ise bu görüşlerin tersini iddia ederek, şu anda 7.2 milyar olan dünya nüfusunun 2050’de 9.6 milyara, 2100’de ise daha da artarak 10.9 milyara çıkacağını savunuyor.

Ülkeler zenginleştikçe doğal artış oranı daha çabuk düşüyor. Özellikle batılı yaşam tarzını benimseyen ve dünya nüfusunda büyüyen orta sınıf artık çok çocuk yapmayı tercih etmiyor.

Birleşmiş Milletler’in (BM) son dünya nüfus tahminlerine göre ise ülke bazında çok ilginç bulgulara rastlanıyor. Örneğin Hindistan’ın 2028 yılında nüfus miktarının 1,45 milyara ulaşarak Çin’in nüfusunu geçeceği ön görülmektedir. Hindistan’ın nüfusunun birkaç on yıl daha artarak 1,6 milyara ulaşacağı sonrasında ise 2100 yılına kadar yavaşça 1,5 milyara gerileyeceği belirtiliyor. BM raporuna göre 2100 yılı itibariyle, Endonezya, Tanzanya, Pakistan, Kongo, Etiyopya, Uganda ve Nijerya’nın nüfusu 200 milyonun üzerinde olacak. Dünyanın yaşayacağı nüfus artışının büyük kısmının gelişmekte olan ülkelerden kaynaklanacağını söyleyen raporda, özellikle doğum oranı yüksek olan Afrika ülkelerinin ve kalabalık nüfuslu Hindistan, Endonezya, Pakistan, Filipinler ve ABD bu artışa katkı sağlamaya devam ediyor olacak

Geleceğin Ekonomisi Dünya ülkelerindeki farklı demografik oluşumlar, teknolojik yenilikler, uluslararası ticaretin ve mali sistemin serbestleştirilmesi ve yerel reformlar, dünya ekonomisindeki değişikliklerin itici gücünü oluşturmaktadır. Uluslararası birçok kuruluşun kendileri ve dünyanın geneli için yaptıkları ya da tasarladıkları projeler vardır. OECD tarafından, 2000’li yılların başında bir “Bağlantılar Projesi” tasarlanmıştır. Bu proje, bir yandan ülkeler için yüksek büyüme hızları öngörürken diğer yandan da önümüzdeki 25 yıl içerisinde farklı ülkelerin ekonomilerinin birbirlerinden nasıl etkileneceğini ortaya koyacaktır. Yapılan değerlendirmelere göre temel ham maddelerin özellikle de doğal kaynakların üretiminde büyük bir artış öngörülmemektedir. Bu nedenle yüksek büyüme oranları küresel ticaretteki gelişmelerle, yerel reformlarla ve yatırım serbestisiyle etkileşime girerek dünyanın büyük bir bölümünde verimlilik artışına yol açacaktır. Böylelikle yaşam standardında bir iyileşme görülecektir. Dünyanın farklı ülkelerindeki politik yaklaşımlar ve var olan potansiyeller göz önüne alındığında dünya ekonomisinde geçen çeyrek yüzyılda ulaşılan yıllık % 4,5'lik büyüme oranının % 6,7'ye çıkacağı tahmin edilmektedir. Serbest ticaretin geliştirilmesi, iletişim ve ulaşım maliyetlerinin düşmesi, sermayenin uluslararası alanda hareketliliğinin artması ekonomik kaynakların gelecekte daha fazla dışa açılmasına yardımcı olacaktır. Ticaret hacminin dünya gayrisafi millî hasılasının % 30'unu oluşturduğu 1995 yılı ile karşılaştırıldığında 2020 yılında 1,5 kat artarak % 45'ini oluşturması beklenmektedir. Yüksek oranlı büyümeye paralel olarak, tarım üretimi önümüzdeki 25 yıl içerisinde hızlı artışını sürdürecektir.Tarım ürünlerinin ticaretindeki gelişmeye bağlı olarak artan gıda maddesi talepleri Çin, Hindistan gibi büyük ekonomilerce karşılanacağı tahmin edilmektedir. Küreselleşme hareketleri, geleceğin ekonomik yapısını büyük oranda değiştirecektir (Tablo1). İletişim teknolojisinin gelişmesi çok geniş ve karmaşık bir uluslararası ticaret ağı oluşturmaktadır (Fotoğraf 4 ). Ticari örgütlenme artacak, dünya büyük bir pazar hâline gelecektir. En iyi ve en ucuz malı en hızlı şekilde, tüketicilere ulaştıran ülkeler ve firmalar bu ticari sisteme uyum sağlayacaktır. Bunu sağlayamayan ülkelerde ise bu küreselleşmeye bağlı olarak işsizlik ve fakirlik artacaktır.

Aşağıdaki çoktan seçmeli soruları cevaplandırınız.

1. Aşağıdakilerden hangisi şehirleşmenin ortaya çıkardığı olumsuz sonuçlardan biri değildir?

A) Madenciliğin gelişmesi

B) Düzensiz kentleşm

C) Altyapı yetersizliği

D) Eğitim ve sağlık sorunları

E) Konut sıkıntısı



2. Aşağıdakilerden hangisi köyden kente göçün itici sebeplerinden biri değildir?

A) Aşırı nüfus artışı

B) Eğitim imkânsızlıkları

C) Tarımda makineleşme

D) Konut yetersizliği

E) Sağlık hizmetlerinin yetersizliği

3. Aşağıdaki ekonomik faaliyetlerden hangisi bir bölgenin nüfus, ekonomik, sosyal ve kültürel yapısını kısa zamanda değiştirir?

A) Sanayi B) Tarım C) Bankacılık D) Balıkçılık E) El sanatları

4. Aşağıdaki bölgelerden hangisine sanayi ve ekonomik özelliklerinden dolayı yoğun bir göç olayı yaşanmıştır?

A) Kanada’nın orta kesimleri

B) Avustralya’nın iç kısımları

C) Ruhr Havzası

D) Iskandinav Yarımadası

E) Patagonya (Arjantin)



5. Aşağıdakilerden hangisi dünyanın en kalabalık şehirlerinden biridir?

A) Şangay B) Oslo C) Zürih D) Yakutsk E) Pire



7. Geleceğin dünyasını belirleyecek en önemli faktör aşağıdakilerden hangisidir?

A) Tarımsal faaliyet B) Sanayi faaliyeti C) Ticaret D) Teknoloji E) Iletişim



8. Aşağıdakilerden hangisi dünyanın en fazla göç alan bölgelerinden biridir?

A) Batı Avrupa B) Kuzey Afrika C) Orta Amerika D) Kuzey Rusya E) Orta Asya



9. Aşağıdakilerden hangisi Ruhr Havzası’nda ilk gelişen ekonomik faaliyet türüdür?

A) Turizm B) Madencilik C) Balıkçılık D) Ormancılık E) Dokuma sanayi



10. Almanya'da metalürji sanayisinin Ruhr Havzası’nda yoğunlaşmasında;

I. Taş kömür yataklarının bulunması

II. Ş gücünün fazla olması

III. Demir yataklarının fazla olması faktörlerinden hangisi ya da hangileri öncelikli olmuştur?

A) Yalnız I B) Yalnız III C) I ve II D) I ve III E) II ve III

11. Hindistan’ın kuzeybatı kıyısında yedi ada üzerine kurulmuş olan Bombay, dünyanın en kalabalık kentlerinden birisidir. Aşağıdakilerden hangisi bu duruma neden olan faktörlerden birisi değildir?

A) Diğer kentlere göre yaşam standartlarının yüksek olması

B) Önemli ticaret, kültür ve sanat merkezi olması

C) Sanayileşmiş bir kent olması

D) Hint sinema sektörünün merkezi olması

E) Madencilikte gelişmiş olması



Aşağıdaki cümlelerde boş bırakılan yerleri uygun ifadelerle tamamlayınız.

1. Essen şehri …………………… bölgesinin en önemli ve kalabalık şehridir.

2. Yerleşme olgusunun gelişmesinde en önemli faktör olan sanayileşme hareketleri ilk olarak .................... yüzyılda …………………. başlamıştır.

3. ……………....., küreselleşmeyi oluşturan en önemli faktördür.



Aşağıdaki ifadelerden doğru olanların başına D, yanlş olanların başına Y harfini yazınız.

1. ( ) Ruhr Bölgesi Almanya'nın en az nüfuslu bölgesidir.

2. ( ) Dünyada şehirleşmenin artmasının en önemli nedeni sanayileşmedir.

3. ( ) Moğolistan, dünyanın en önemli ekonomik gücüne sahip ve en yoğun nüfuslu ülkelerinden biridir.



Yüklə 205,24 Kb.

Dostları ilə paylaş:
  1   2   3   4




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin