Doğru düşünme ve sistematik olarak bilgi edinme sürecidir.
Bilimin amacı, evrende doğru bilgiyi yanlış bilgiden ayırarak onu sistematik şekilde insan ve insanlık yararını gözeterek değerlendirmektir.
“Bilimsel düşünmek “analitik düşünmek” demektir.
BİLİMSEL ARAŞTIRMA NEDİR?
BİLİMSEL ARAŞTIRMA NEDİR?
Bilimsel araştırmalar, bilim insanlarının doğaya, insana ve topluma özgü bilgileri ortaya koyma yönündeki zihinsel çabalarını ve uygulamalarını içerir.
Bilim insanları, araştırmalarını bağımsız olarak yürütseler bile, toplumsal sorumluluk taşırlar.
Bilimde ve bilimsel araştırmada ilerleme, güvene dayanır.
Toplumsal güvenin kazanılıp korunmasında dürüstlük ve titizlik yaşamsal önem taşır.
BİLİMSEL ETİK; Bir çalışma faaliyetinde bulunan insanların ahlak ilkelerini, davranış biçimlerini, görevlerini ve zorunluluklarını belirleyen kurallar zinciri olarak tanımlanabilir.
BİLİMSEL ETİK; Bir çalışma faaliyetinde bulunan insanların ahlak ilkelerini, davranış biçimlerini, görevlerini ve zorunluluklarını belirleyen kurallar zinciri olarak tanımlanabilir.
Bir bilimsel araştırmanın değerini ve güvenirliğini zedeleyen tüm girişimler, bilimsel yanıltma (scientific misconduct) adıyla anılmaktadır.
Bir bilimsel araştırmanın değerini ve güvenirliğini zedeleyen tüm girişimler, bilimsel yanıltma (scientific misconduct) adıyla anılmaktadır.
Bilimsel yanıltma, iki biçimde ortaya çıkmaktadır ve bunların her ikisi de eşit derecede tehlikeli ve etik açıdan kabul edilemez durumlardır.
Bilimsel ihmalde, araştırmacı kasıtlı olarak değil, bilgi, beceri ya da deneyim yetersizliğinden dolayı yanlış bilgi sunmakta; dolayısıyla, yalnızca başkalarını bilimsel olarak yanıltmakla kalmamakta, kendi kendini de kandırmış olmaktadır.
Bilimsel ihmalde, araştırmacı kasıtlı olarak değil, bilgi, beceri ya da deneyim yetersizliğinden dolayı yanlış bilgi sunmakta; dolayısıyla, yalnızca başkalarını bilimsel olarak yanıltmakla kalmamakta, kendi kendini de kandırmış olmaktadır.
Deneysel sürecin gereği gibi yürütülmemesi ya da araştırma verilerini analiz etmek için uygun istatistiksel tekniklerin seçilmemesi bilimsel ihmale örnek olarak gösterilebilir.
2. Bilimsel Saptırma
2. Bilimsel Saptırma
Bilimsel saptırma, yapılan bilimsel araştırmanın süreçlerini ya da sonuçlarını kasıtlı olarak saptırmak; dolayısıyla, araştırmanın yinelenebilirliğini ve araştırma bulgularının güvenirliğini bozmaktır.
Deney sürecinde yer almadığı halde, araştırmada deneysel uygulamanın sonuçlarını etkileyebilecek ek uygulamalara yer verilmesi, araştırma süreci ile ilgili bir bilimsel saptırma örneği olarak gösterilebilir.
ETİK İHLAL TÜRLERİ
ETİK İHLAL TÜRLERİ
İntihaller (aşırmalar-plagiarism)
Daha önce yayınlanmış bir yayının tümünü veya bir kısmını kaynak göstermeden alarak kendi yayını gibi yeniden yayınlamak olan bu yanıltma biçimi en ciddi bilimsel etik saptırmalarından birisini oluşturmaktadır. Yabancı dilden kitap makale vb. tercüme ederek kendi yazmış gibi basmak.
Sahtecilikler (uydurmalar-fabrication)
En ciddi bilimsel yanıltma türlerinden birisi olan uydurmacılık gerçekte olmayan verileri ve sonuçları yayınlamak olarak tanımlanabilir. Ne yazık ki bu önemli sahtekarlık biçimine en ciddi merkezlerde ve yayın organlarında rastlanabilmektedir. Araştırmaya dayanmayan veriler üretmek, bunları rapor etmek veya yayımlamak; yapılmamış bir araştırmayı yapılmış gibi göstermek.
Çok kullanımlar (duplication)
Aynı verilerin ve sonuçların birden fazla yayında verilmesi anlamına gelen bu yanıltma türü basit gibi görünse de gerçekte ciddi boyutlara ulaşabilen bir uygulamadır.Aynı makaleyi değişik dillerde yayınlamak da bu gruba girmektedir.Aslında birçok dergi yayınladıkları makaleler için yazarlardan imzalı belgeler aldıklarından, bu uygulama “telif hakkı ihlali” olarak yasal sorumluluklar da getirmektedir.
Çarpıtmalar (falsification)
Çarpıtmalar (falsification)
Araştırma kayıtları ve elde edilen verileri tahrif etmek, Araştırmada kullanılmayan yöntem, cihaz ve materyalleri kullanılmış gibi göstermek, Araştırma hipotezine uygun olmayan verileri değerlendirmeye almamak, İlgili teori veya varsayımlara uydurmak için veriler ve/veya sonuçlarla oynamak.
Dilimlemeler (slicing)
Bir önceki yanıltma biçimine benzeyen bu yöntemde yazarlar tek bir çalışmadan çıkan sonuçları yapay olarak bölerek birden fazla yayın çıkarma çabasına girmişlerdir.Örneğin, aynı hasta grubunda yapılan birden fazla ölçüm, tek bir makalede verilecekken, her biri ayrı ayrı makale biçimine dönüştürülerek aynı veya farklı dergilere gönderilmektedir.
Haksız yazarlık
Ülkemizde en sık görülen bilimsel yanıltma biçimlerinden birisi budur.Bilimsel bir yayında yazarlık hakkı olmayanların isimlerinin yazar olarak gösterilmesi, hakkı olanların yazarlar listesine alınmaması gibi durumlara sıklıkla rastlanmaktadır.Genelde bir bilimsel yayında, yazar listesinin neresinde olursa olsun, tüm yazarlar çalışmanın tümünden sorumludurlar. Birçok dergi tüm yazarlardan bu yönde sorumluluğa katıldıklarına dair imza alınmasını şart koşmaktadır.
Diğer ihlaller
ÜAK TARAFINDAN BELİRLENEN
ÜAK TARAFINDAN BELİRLENEN
ETİĞE AYKIRI DAVRANIŞLAR
YÜKSEK LİSANS VE DOKTORA AŞAMASINDA ETİK DIŞI DAVRANIŞLAR
YÜKSEK LİSANS VE DOKTORA AŞAMASINDA ETİK DIŞI DAVRANIŞLAR
1. Kaynak gösterilmeden alıntı yapılması
Araştırmacının kendinden önce yapılmış olan çalışmalardan yararlanması ne kadar doğalsa, doğrudan ya da dolaylı, her alıntıda alıntı yapılan kaynağı göstermesi de o kadar zorunludur. Bu alıntı, kaynak eserden alınmış bir bilgi olabileceği gibi, herhangi bir düşünce de olabilmektedir.
Aynı şekilde başka bir kaynaktan alınmış resimlerin de kaynağı ait oldukları kişi belirtilerek verilmelidir.
Ülkemizde Bilimsel Etik
Ülkemizde Bilimsel Etik
Günümüz Türkiye’sinde sahte bilimcilik anlayışı ve bilim karşıtı hareketler gerçek bilimsel düşünceye egemen olmaya başlamıştır.
Türkiye’de gerçekleştirilen bilimsel üretimin çoğu uluslararası saygın indekslerde yer alan dergilerde yayınlansa bile çoklukla etik zeminden yoksundur ve etik ihlaller yüksek orandadır.
Etik dışı davranışta bulunanlara uygulanan yaptırımlar 2000’li yıllara kadar yok denecek kadar azdı.
Yasal alt yapının ve kurumlar arası eşgüdümün olmaması, en önemli eksikliklerdi.
Ülkemizde Bilimsel Etik
Ülkemizde Bilimsel Etik
TÜBİTAK sempozyumu 1991’de yapıldı.
YÖK 1995’te yönetmenlik değişikliği yaptı.
Üniversiteler 2001’de doçentlik sınavı etik komisyonu kurdu.
TÜBİTAK 2001’de etik kurulunu kurdu.
TÜBA Bilimsel Araştırmalarda etik ve sorunlar kitabını 2001’de yayınladı.
Ülkemizde Bilimsel Etik
Ülkemizde Bilimsel Etik
Ne yapmalıyız?
Bilimi ve bilimsel düşünceyi tümüyle özgür kılacak, genç kuşaklara analitik ve eleştirel düşünceye önem veren bir eğitim sistemi kurulmalıdır.
Bilime ve bilim etiğine saygılı bir gençlik yetiştirilmelidir.
Etik kurullar duyarlı ve etik bilinci yüksek üyelerden oluşturulmalıdır.
David Baltimor (Nobel ödülü sahibi)
David Baltimor (Nobel ödülü sahibi)
Büyük bir araştırma grubu yöneticisi
Grupta çalışan bir doktora sonrası araştırıcı bir diğerinin verileri uydurarak yayın yaptığını iddia etti.
Araştırmaya 1996 yılında 10 milyar dolar ayrılmıştı.
Baltimor sonunda Üniversiteden istifa etti.
*Prof.Dr.Frank Karasz, Yayın Etiği, TÜBİTAK, 1996
1989 baharında Utah Üniversitesinde iki araştırmacının küçük bir elektrokimyasal hücrede soğuk füzyonu başardıklarını duyurmaları üzerine bilim dünyasında yer yerinden oynadı. Doğru olsaydı bu enerji darboğazını kökünden halledecek bir buluş olacaktı.
1989 baharında Utah Üniversitesinde iki araştırmacının küçük bir elektrokimyasal hücrede soğuk füzyonu başardıklarını duyurmaları üzerine bilim dünyasında yer yerinden oynadı. Doğru olsaydı bu enerji darboğazını kökünden halledecek bir buluş olacaktı.
Texas AM Üniversitesinde bir grup aynı deneyleri tekrarlayarak olayı doğrulamak istedi. Tritiumun oluşması füzyonun bir yan ürünü olarak bazı deneylerde görüldü. Utah deneylerinde görülmeyen tritiumun Texans AM deneylerinde bulunması şüpheli görüldü ve bu olay heyecanlanıp acele yayın yapmanın ne kadar yanlış olduğunu gösterdi. Öğrenciler, araştırmacılar ve üniversite saygınlığını kaybetti.
Ülkemizde bir Üniversitemizin Sosyal Bilimler Enstitüsüne bağlı bir Anabilim Dalında daha önce İngiltere de yazılmış bir tezin yalnızca adını değiştirerek sunan bir öğrenci için soruşturma başlatıldı. Fakültede başka etik sorunlarda bu arada belirlendi.
Ülkemizde bir Üniversitemizin Sosyal Bilimler Enstitüsüne bağlı bir Anabilim Dalında daha önce İngiltere de yazılmış bir tezin yalnızca adını değiştirerek sunan bir öğrenci için soruşturma başlatıldı. Fakültede başka etik sorunlarda bu arada belirlendi.
Harward Üniversitesi’nde kadınların karşılaştığı toplumsal ayrımcılık konusunda beş araştırma yaptığını ileri sürerek üniversiteden parasal destek alan 4 makale yayınlayan genç bir toplum psikoloğu kendi görüşlerini araştırma sonucu gibi sunduğunu kabul etti…
Harward Üniversitesi’nde kadınların karşılaştığı toplumsal ayrımcılık konusunda beş araştırma yaptığını ileri sürerek üniversiteden parasal destek alan 4 makale yayınlayan genç bir toplum psikoloğu kendi görüşlerini araştırma sonucu gibi sunduğunu kabul etti…
Durumun açığa çıkması üzerine genç araştırmacı yazılarında belirttiği gibi 600 kişiyle görüşmediğini açıkladı ve Üniversiteden istifa etti.
Bir fizik profösörü olan Robert Milikan Şikago Üniversitesinde 1923 yılında fizik dalında Nobel ödülünü kazanmıştı. Ödül elektronların elektrik yüklerini ölçtüğü deneyler nedeniyle verilmişti. Daha sonra (Holton 1978; ve Franklin, 1981) yayınlanmayan veriler incelendiğinde, Milikan’ın 140 deneyinin 49 adedini yayına dahil etmediği anlaşıldı. Halbuki yayında bütün verilerin verildiği yazılmıştı. Bu verilerin dahil edilmesi sonucu değiştirmeyecek sonuçları daha emin deneyleri de daha açıkça ifade edilmiş olacaktı.
C. B. Feldermann, Engineering Ethics, 1999
Norveçe bir araştırma enstitüsüne araştırma yapmak üzere giden bir beyin cerrahi daha sonra 1999 yılında Avrupa dergileri arasında yüksek bir prestiji olan bir Beyin Cerrahi Dergisinde araştırma sonuçlarını yayınladı. Daha sonra Norveç’deki Araştırma Enstitüsü bu beyin cerrahının bulunduğu üniversiteye başvurarak bu yayındaki araştırmanın kendilerinde yapılmadığını, araştırmada kullanıldığı iddia edilen cihazın kendilerinde olmadığını rapor etti. Aynı başvuruyu dergiye de yaptığını belirtti. Konu YÖK’e iletildi ve soruşturma sonucunda, kişinin üniversite ile ilişkisi kesildi. Ancak, o sırada, bir sonra yayına giren dergide kişinin ismi ve eski çalıştığı kuruluşun ismini de verilerek, yayının yalan beyanla yapıldığını yayınladı!!!
Kasım 2007: ODTÜ’de doktora sınavı
Kasım 2007: ODTÜ’de doktora sınavı
2 doktora öğrencisi:67 yayınları var !
Birçok makaleden yaygın alıntılar
Makaleler geri çekiliyor
Yazarlar sadece “iyi İngilizce’yi ödünç” aldıklarını belirtiyorlar
Disiplin soruşturması açılıyor
İdari mahkeme “usulden” bozuyor
Son 50 yılda bilim insanının sayısının artması. ( ABD Fizik topluluğunun 1996 40000 üyesi, 1961’de 5000 üyesi)
Son 50 yılda bilim insanının sayısının artması. ( ABD Fizik topluluğunun 1996 40000 üyesi, 1961’de 5000 üyesi)
İnsanın ün, servet, güce olan ilgisinin bilim sınıfında daha fazla olması.
Yayınların bilimsel başarının ölçütü olarak kabul edilmeleri ve bunun bilim insanlarına olan baskıları artırması.
* Prof.Dr.Frank Karasz, Yayın Etiği, TÜBİTAK, 1996
İnsanları erdemle ve ahlâk kuralları ile yönetirseniz,
o zaman onlar hem şeref ve utanma duygusuna
sahip olacaklar, hem de doğruyu yapmaya çalışacaklardır.”
Konfüçyüs
Kaynaklar
Kaynaklar
Araştırma ve yayın Etiği 2 , Prof. Dr. Şevket Ruacan Hacettepe Üniversitesi, Onkoloji Enstitüsü
Bilimsel Araştırmalarda Yayınlar ve Etik İlkeler, Emin Kansu
Bilim Etiği, Aziz Aslan.
Özgen C., Eskişehir Osmangazi Üniversitesi “Bilimsel araştırma ve yayınlarda etik ilkeler” çalıştayı (7.10.2006) “Bilimsel araştırma ve gelişmelerde etik” başlıklı sunu.
KANSU E. Bilimsel yayınlarda etik ilkeler (2008)
Türkiye Bilimler Akademisi Bilim Etiği Komitesi. Bilimsel araştırmada etik ve sorunları. Türkiye Bilimler Akademisi Yayınları, Tübitak Matbaası, Ankara, 2002.
RUACAN Ş. Bilimsel araştırmalar ve yayınlarda etik
Kansu, E., ve Ruacan, Ş. (2000). Bilimsel Yanıltmanın: Türleri, Nedenleri, Önlenmesi, Cezalandırılması. Cumhuriyet Bilim-Teknik, 712, 4-5.