DÜNYA’NIN DİLİ MATEMATİK
Matematik biz öğrenciler için çoğu zaman zor ve karmaşık gelir. Ders içinde öğrendiğimiz konuları günlük hayatımızda ne işe yarayacağını hep sorgularız. Oysaki matematiğin doğa ile iç içe olduğu, farkında olmasak da evrenin işleyişinde matematiksel ifadeler bulunduğu ile ilgili aşağıdaki ilginç bilgileri sizlerle paylaşmak istedik.
FİL VE Pİ SAYISI
Bir filin ayağı daire şeklinde olduğundan filin ayağının çapını(kalınlığını) ölçüp 2 ile çarptığınızda filin yüksekliğini yaklaşık olarak tahmin edebiliriz.
Örneğin, filin ayak çapı 10 cm olsun.
π =3,14 alırsak 2. π =6,28 olur.
Filin yüksekliği ise 10.6,28=62,8 cm bulunur.
KUNDUZ YUVASI
Kunduz yuvası, aynı zamanda oldukça geniş bir barajdır. Kunduzun inşa ettiği baraj, suyun önünü tam 45 derecelik bir açı ile keser. Yani hayvan barajını, dalları suyun önüne rastgele atarak değil tamamen planlı bir şekilde inşa etmektedir. Burada ilginç olan günümüz hidroelektrik santrallerinin tümünün bu açı ile inşa edilmesidir. Kunduzlar, bunun yanı sıra, suyun önünü tamamen kesmek gibi bir hata da yapmazlar. Barajı istedikleri yükseklikte su tutabilecek şekilde inşa eder, fazla suyun akması için özel kanallar bırakırlar.
CIRCIR BÖCEĞİ
Cırcır böceği ile hava sıcaklığı arasındaki ilişki: Cırcır böceğinin sesleri ile hava sıcaklığı arasında bir ilişki vardır. Dolayısıyla hava sıcaklığını aşağıdaki formül ile fahranayt cinsinden bulabiliriz.
T = 0,3.N + 40
(T: hava sıcaklığı, N: cırcır böceğinin bir dakikada çıkardığı ses sayısı)
ARI KOVANI VE ALTIN ORAN: Arı kovanlarında yaşayan dişi arıların sayısının erkek arıların sayısına bölündüğünde hep aynı sayı elde edilir, altın oran. (Altın Oran: 1,618)
BAL PETEKLERİ NEDEN ALTIGENDİR?
Bir alanın maksimum kullanımı için en uygun geometrik şekil altıgendir. Altıgen hücre, en çok miktarda bal depolarken, inşası için en az balmumu gerektiren şekildir. Yani arı, olabilecek en uygun şekli kullanmaktadır
Peteğin inşasında kullanılan yöntem ise çok şaşırtıcıdır: Arılar petek inşaatına iki-üç ayrı yerden başlarlar ve aynı anda iki-üç dizi şeklinde peteği örerler. Eski çok sayıda arı, değişik yerlerden başlayarak, aynı ölçülerde altıgenler yapıp, bunları birbirine ekleyerek peteği örer ve en sonunda ortada buluşurlar. Altıgenlerin birleşme yerleri o kadar ustaca yapılmıştır ki görünürde sonradan eklendiklerine dair hiçbir iz yoktur.
KUŞLAR
“V” şeklinde uçulduğunda, uçan her kuş kanat çırptığında, arkasındaki kuş için onu kaldıran bir hava akımı yaratıyor. Böylece “V” şeklinde bir formasyonda uçan kaz grubu, birbirlerinin kanat çırpışları sonucunda ortaya çıkan hava akımını kullanarak uçuş menzillerini %70 oranında uzatıyorlar. Yani tek başına gidebilecekleri maksimum yolu grup halinde neredeyse ikiye katlıyorlar.
Kuşlar uzun göçlerde tek başlarına değil, sürü halinde uçmayı tercih ederler. Sürünün “V” şeklindeki uçuşu, her kuşa %23’lük bir enerji tasarrufu sağlamaktadır.
ÖRÜMCEKLER
Örümcekler salgıladıkları ipek liflerini, ağ çerçevesinin kesişen kenarlarına keskin açılarla döşer. Bu sayede örümceğin avlanma alanı çizilmiş olur. Örümceklerin ağlarını incelediğimizde ağın merkezinden çevredeki dallara ya da yeşilliklere bağlanmış olan her ipliğin, üzerinden geçtiği her sarmal eğri ile yaptığı açının “sabit” olduğunu görürüz. Özellikle bahçe örümceklerinin ağlarında gözlemlenebilen bu özel geometrik yapı, örümceğe avlanmak için büyük bir avantaj sağlar. Sarmal eğrilerden meydana gelen bu ağlar, görünmezlik ve geniş yakalama alanının eşsiz bir kombinasyonu olduğundan, uçan böcekleri yakalamada çok etkilidir. Ağı oluşturan sarmal eğriler merkezden çevreye doğru sürekli büyümelerine rağmen, ağın genel görünümünde hiçbir değişiklik meydana gelmez. Bu nedenle ağdaki her sarmal eğri, ağın boşlukta kapladığı alanı sürekli olarak sabit bir oranda genişlettiğinden ortaya çıkan şekil, uçan bir böceğin yakalanması için kullanılabilecek en mükemmel yapıdır.
KARINCALAR
Sahra çölü karıncaları yön bulmada yol entegrasyon sistemini kullanırlar. Bu sistemde karınca yuvadan çıktıktan sonra yaptığı yürüyüş ve dönüş hareketlerinin toplamını yuvaya olan uzaklığını hesaplamak için kullanır. Karınca yuvasına olan mesafeyi küçük segmentlere böler; her bir segment uygun yön ve uzaklık vektörünü taşır. Bu vektörlerin toplamıyla yuvanın uzaklık ve yönünü veren ‘homing vektörü’elde edilmiş olur.
BİTKİLER
Bir yapraktan başlayıp, gövde etrafında dönerek aynı hizadaki diğer yaprağa rastlayıncaya kadar yapılan tur sayısı ile bu turlar sırasında karşılaşılan yaprak sayıları bize Fibonacci sayısını verir.
Bir yapraktan başlayıp, gövde etrafında dönerek aynı hizadaki diğer yaprağa rastlayıncaya kadar yapmamız gereken tur sayısı(N) ile bu turlar arasında karşılaştığımız yaprak sayılarını(P), sırasıyla N ve P ile gösterirsek, P/N oranı, bitkilerde “yaprak diverjansı” olarak adlandırılır. Bu oranlar çayır bitkilerinde(otlarda) ½ bataklık bitkilerinde 1/3, meyve ağaçlarında(elma) muz türlerinde 3/8, soğangillerde 5/13’tür.
HAZIRLAYANLAR:
SEHER SILA PANATLI DİLARA ÖZDEMİR
HAZIRLIK A SINIFI HAZIRLIK B SINIFI
Dostları ilə paylaş: |