Dünyanin yaşamakta olduğu döNÜŞÜm sirasinda tüRKİYE’de kendi ÖZGÜLLÜĞÜ İÇİnde bir döNÜŞÜm yaşarken, mekan organizasyonunu nasil yeniden yapilandiriliyor


III. TÜRKİYE’DE KENTSEL DÖNÜŞÜMÜN VAKTİ NEDEN GELDİ ?



Yüklə 184,08 Kb.
səhifə5/19
tarix05.01.2022
ölçüsü184,08 Kb.
#67430
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   19
III. TÜRKİYE’DE KENTSEL DÖNÜŞÜMÜN VAKTİ NEDEN GELDİ ?
Bu konuşmanın başından beri iki tür kentsel dönüşümden söz ediyorum. Birincisi sanayi toplumundan bilgi toplumuna geçişin çıkardığı kentsel dönüşümlerdir. Bu geçiş için vakti geldi ya da vakti gelmedi demek çok anlamlı değildir. Burada bir ülkenin siyasi aktörleri için bir tercih sözkonusu değildir. Vakti geldi dediğimde kastetdiğim Türkiye’deki siyasal aktörlerin uyguladığı dönüşüm projeleridir. Kanımca dönüşüm projelerinin vaktinin gelmesinin temel nedeni, Türkiye ekonomisinde genelde gayri menkul ekonomisine, özelde konut sektörüne yaklaşım mantığının değişmesidir.
1960’lı yıllarda Türkiye planlı ekonomiye girdiğinde, konut harcamaları bir yatırım konusu ele alınıyordu. Ülkenin kalkınmasında kapital en önemli kıt faktör olarak görülüyordu. Türkiye de zaten düşük olan kapital birikimi içinde yatırımlarını olabildiğince sanayiye ayırmaya çalışıyordu. Bu durumda Türkiye’nin hızlı sanayileşmesinin yolu şehirleşmeye ve konuta ayrılan kapitalin en aza indirilmesi gerekiyordu. Bu durumda gecekondu, modernist meşruiyeti içselleştirmiş bürokrasi ve mimarlar ve plancılar tarafından bir sorun olarak görülse de, ekonomi açısından inovatif bir çözüm olarak ortaya çıkmıştı. Kentlerin modern kısımlarında yatırımı azaltmanın yolunu, kamu finansmanı kullanan konutlar için 63,5 metre kare gibi konut standartları saptamakta görüyordu. Özelilikle faiz hadlerinin yüksek olduğu dönemlerde kentleşmenin maliyetinin ucuzlatılması kritik bir öneme sahipti.
Günümüzde ise konuta bir yatırım olmaktan çok tüketimi çoğaltılarak ekonomiyi canlandırmakta yararlanılabilecek bir dayanıklı tüketim malı olarak yaklaşılıyordu. Genellikle konutun 135 farklı sektörle ilişkisi olduğu söylenerek, ekonominin krize düştüğü dönemlerde ekonomiyi canlandırmak için konut harcamalarının artırılması teşvik edilmektedir. Ayrıca konut belli işlevleri yerine getirecek bir barınak olmanın ötesinde gösterişçi bir tüketim malı haline gelmiştir. Bir barınak olmanın ötesinde yaşam biçimi sunan karmaşık bir ürün olarak piyasaya arz edilmekte ve satılmaktadır.
Piyasaya yeni ve karmaşık bir ürün olarak arz edilen konutların İstanbul’daki satışlarına bakıldığında ilgin bir durum gözlenmektedir. Lüks konutlar yapılmaktadır. Piyasada müşteri bulmakta ve satılmaktadır. İlginç olan bu satılan konutların boş tutulduğu görülmektedir. Bu halde konut dayanıklı bir tüketim malı olmaktan çıkarak gayri menkul değer artışlarından pay almanın bir aracı haline gelmiştir. Onun için meskun olmadan metruk olan konutların varlığından bahsedilmektedir.
Konutun kazandığı bu yeni işlevler ve Türkiye’de güçlü bir inşaat girişimcileri grubunun oluşmuş bulunması bir araya geldiğinde günümüzde konut ihtiyacından çok daha yüksek sayılarda konut arz edilmektedir. Kriz içinde bulunan dünyada, ekonomisinin canlılığını korumak isteyen Türkiye’de hükümetler bu fazla konut sunumuna talep yaratmak durumunda kalmaktadır. Türkiye’nin bu konuda bulduğu çözümün kentsel dönüşüm projeleri olduğu söylenebilir. Devlet kentsel dönüşüm bölgeleri ilan ederek bu talebi yaratmış olmaktadır. Türkiye’nin günümüzde kentsel dönüşüm projelerine birden ağırlık vermesinin gerisinde böyle bir mantık gözlenebilir.
Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktarın tahminine göre ülke genelinde 20 milyon konut stoku vardır. Bunun 5 milyonu 1999 sonrasında yapıldığı için deprem riski taşımamaktadır . Geriye kalan 15 milyon konutun 7 milyonunun gerçekten risklidir. Yıkılıp yeniden yapılması gerekmektedir. Bakan bu yenilemenin yirmi yılda tamamlanacağın düşünmektedir. Bu hükümetin konut piyasasında yılda 350.000 konutluk bir ek talep yaratması anlamına gelmektedir.9 Türkiye’de bir yandan kişi başına gelirin 10.000 dolar düzeyine çıkması, öte yandan Türkiye ekonomisinin canlılığının korunması için ek konut talebininin yaratılmasının gereği, yanısıra faiz hadlerinin düşme eğiliminde olması kentsel dönüşümün vaktini getirmiştir.
Ek talebin yaratılmasında baş vurulan tek yol kentsel dönüşümü geliştirmek olmamıştır. 3 Mayıs 2012’de 6302 sayılı yabancılara gayrimenkul satışını düzenleyen Mütekabiliyet Yasasının çıkarılmasıyla yabancıların gayri menkul alımları özendirilmiştir. Kentsel dönüşüm yasasının numarasının 6306 olduğu hatırlanırsa her iki yasanın aynı amacı gerçekleştirmek için bir çift taslak olarak hazırlanmış olduğu anlaşılır. Bu gelişmeler sonucu Sotheby International, Türkiye’de İstanbul ve Bodrumda ofis açmıştır. 10 Lüks konut üreticileri artık özellikle İstanbul’un merkezi yerlerindeki projelerinin en az yarısını yabancılara satmayı planlamaktadırlar. 11 Ali Ağaoğlu Dubai Gayri Menkul fuarında Maslak 1453 projesinden 2000’ne yakın konut satmıştır.12
Kentsel dönüşüm, çok meşru olan, depreme karşı halkın güvenliğinin sağlanmasıyla gerekçelendirilse de, kentsel dönüşümün vaktinin neden daha önce değil de günümüzde geldiğinin gerisinde, Türkiye’nin ekonomik canlılığının büyük ölçüde gayrimenkul sektörüne dayandırılmış olmasının bulunduğu gayet açıktır. Ama dünya deneyimi ekonomisini gayrimenkul sektörü kanalıyla canlandırmaya çalışan ülkelerin belli bir süre sonra krizle karşılaştığını göstermektedir. Henüz konut sektörünün finansmanın Türkiye’de böyle tehlikeli bir noktada olmadığını göstermektedir. Ama yine de, kriz karşıtı olarak kullanılan bir aracın belli bir süre sonra krizin doğurucusu haline gelebileceğini gözden uzak tutmamak gerekir.
Kentsel yenilemenin vakti gelmesi bende dönüştürülmesi gerektiği söylenen konut ya da yapı miktarının abartılmasına yol açtığı kuşkusu yaratıyor. Nitekim Çevre ve Şehircilik Bakanlığının dönüşüme konu olacağını ilan ettiği 7 milyon konut bağımsız uzmanların tahminine göre çok yüksek bulunuyor. Semih Tezcan Türkiye’de depremde göçebilecek bina sayısını İstanbul’da 36.400 Türkiye’de 252.000 , (680.000 konut) olarak tahmin ediyor.13 İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kentsel Dönüşüm Dairesi Başkanı, İstanbul’da 150.000 binanın risk altında bulunduğunu deprem olursa 140.000 binanın ağır hasar göreceğini söylüyor. Bu 150.000 bina için dönüşüm projesi yapılmaya girişildiğinde proje bütünlüğünü sağlamak için 250.000 binanın yıkılacağını belirtiyor.14 Hazırlanan dönüşüm yasasında deprem riski altındaki binalar konusunda tek seçeneğin yıkıp yeniden yapma olduğu, güçlendirme seçeneğinin tamamiyle dışlanmış olduğu hatırlanırsa, neyin vaktinin geldiği açıklık kazanmaktadır.



Yüklə 184,08 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   19




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin