Bulğen: Klasik Dönem Kelâmında Dakıku’l-Kelâmın Yeri ve Rolü
63
vermektedir. Nesefî, bu şekilde temel kozmolojik kavramları açıkladıktan
sonra arazların hudûsu, arazlardan hâlî olamayan cevherlerin de hudûsu gibi
bahislerle hâdis bir âlem tasavvuru inşa etmektedir. Sonrasında inşa ettiği
bu tasavvur üzerinden âlemin bir muhdise ihtiyaç duyduğu, bu muhdisin
bir olmasının gerektiği, O’nun ilim, irade ve kudret gibi sıfatlara da sahip ol-
masının lâzım geldiği; ayrıca O’nun araz, cevher ve cisim olmadığı; renginin,
tadının, kokusunun ve suretinin bulunmadığı, herhangi bir mekân tutmadığı
gibi bahislerle bir Tanrı tasavvuru oluşturmaktadır.
Bütün bu eserleri inceledikten sonra, klasik dönem kelâm kitaplarında
izlenen metodolojiyle ilgili genel bir çerçeve çizmemiz gerekirse, bu eserlerde
kelâm meselelerinin altı temel bölüm altında sistematik bir şekilde ele alındığı
görülmektedir. Bunlardan mâlûmat, mevcûdat ve muhdesâttan oluşan ilk üç
konu, doğrudan dakīku’l-kelâm ile ilişkili olup burada kelâmcılar daha sonra
işleyecekleri celîlü’l-kelâm konularına epistemolojik, ontolojik ve kozmolojik
bir zemin oluşturmaktadır.
Dostları ilə paylaş: