Örneklediğimiz X fabrikası çalışmasında, EKİM afişleri üzerinden bize yaklaşan, ama petro-kimyaya yönelik çalışmanın adımlarını atalım denildiğinde, böyle bir çalışmaya katılmayan işçiler vardı. Ya da bizim dejenere gruplar dediğimiz çevrelerden işçiler var. Bunlar 5 Ocak mitinginde bize “Siz burada niye Ekim pankartı açmadınız” diye sorabiliyorlar. Ama buradan giderek sınıfın geneline ilişkin böyle(108)bir tablo var sonucu çıkarılamaz kuşkusuz.
Fabrika zemininde örgütlenmenin sorunları
Bahtiyar: Politik faaliyetle özgül faaliyeti birlikte yürütebilmek, ara aşamalardan giderek örgütsel taban yaratmak üzerine bir örnek vermek istiyorum.
Biz bir fabrikada sendikalaşma çalışması başlattık. Bu çalışma sonuçta başarıya ulaştı ve bu başarı hareketimizin hanesine yazıldı. Sendikalaşma faaliyeti işçilerin kendi sorunlarıyla ilgili duyarlılık alanlarından hareketle başladı. Fakat bunu ara halkalardan giderek fabrikada örgütsel yapımızı oluşturmakla birleştiremedik. Oysa orada kazanabileceğimiz insanlar vardı. Çalışmayı yürüten yoldaşımız bir işçiyle bir dönem gerçekten sıcak bir ilişki kurmuştu. Bu işçi, ailesinin gericilik yapmasına, “bu işlerle ilgilenme” vs. diye üzerinde baskı kurmasına rağmen, tam o dönemde ailesine cepheden bir tavır koyabilmişti. Giderek politik süreçlere daha fazla ilgi duymaya, kitapları, yayınları okumaya başlamıştı. Ailesinin direncine rağmen belli politik eylemlere katılıyordu. Çalışmayı yürüten yoldaş 1-2 işçiden de sempatizanlarımız diye sözediyordu. Ama bir süre sonra sözünü ettiğim işçi sendikal çalışmadan bile uzaklaştı. Biz orada sendikalaşma çalışmasını işyeri komitesinden çekebileceğimiz insanlarla yürüteceğimiz bir eğitim çalışması vb. bir adımla birleştirmiş olsaydık, süreç böyle işleseydi, fabrikada da kalıcılaşabilirdik, bu işçiyi de kazanabilirdik.