Enerji MİmarliğI



Yüklə 216,76 Kb.
səhifə3/4
tarix01.08.2018
ölçüsü216,76 Kb.
#65823
1   2   3   4

36- 2008

ZABITA KARAKOLU
Bir sunumun ardından, daha önceden tanıdığım Yalova Belediye Başkanı talep etti bu projeyi.. Hatta kendi evi için de çalışmamı istedi. Yalova Enerji Kulesi de aynı dönemden projelendi.
Denize 50 metre mesafede bir karakol niyeti ile yola çıkıldı. Ahşabı farklı bir teknikle kullandık. Kolon kiriş bağlantıları ile çatkı tamamlanıyor ve izolasyon dolgulu sürekli bir ahşap duvar, mekanı çevreliyordu.. Deniz suyunu kullanan ısı pompası önerdik. Pompadan dönen su, yapının altında bir süs havuzu oluşturuyor ve taşan su tekrar denize dönüyordu. Elbette bu yapı da tüm enerjisini üretecekti. Yeri konusunda, kıyı kenar çizgisinin içinde kalmasından gelen sıkıntı henüz aşılamadı. Yani rafta yerini bekliyor.
37- 2008

YALOVA ENERJİ KULESİ
Enerji Bakanlığında, bir gizli muhalefet yüzünden şansını yitiren kule, bu kez bir kent simgesi olabilecekti.. 70 metreye yükselttim. Yalova’nın deniz yönünden çok uzaklardan algılanması, üretebileceği elektriğin, kendisinin ve İDO iskelesinin çevre aydınlatmasını sağlaması hedeflenmişti. Beton kaidesini biraz daha büyüttüm, ve heykelimsi bir tavırla modelledim. Bu arada içini boşalttım ve 100 m2’yi geçen bir iç mekan yarattım. Bu alanı, mini temiz enerjiler müzesi olarak değerlendirmeyi düşündüm..
Bakanlık projemizde olduğu gibi, burada da sponsor desteğini hemen hissettik.. Bir önceki yönetimden önemli bir borç devraldığını söyleyen Belediye Başkanı, anlaşılan bu işin para istemeden başarılacağını hala anlamamış gözüküyor..
Bence birçok yöneticimizin, temiz enerji kullanımı ve temiz dünya beklentisi birinci öncelikleri arasına girmediği sürece, bahane üretmek daima kolay olacaktır.
38- 2008

PANEL ÇATI
Solar Kent” yani adına bakarsan, sözüm ona güneş kent.. Rastlantıya bakın ki, otopark alanının üstünü örtüp 5000 m2 alanda 600 kilovat enerji üretmek amacı ile bir proje hazırlamam istendi benden.. Böylece üç beton kuleden oluşan, yani güneş enerjisi ile uzak yakın ilişkisi olmayan ama bu ismi satarak kar bekleyen proje ile tanıştım.. Ortaya çıkan ahşap yapıyı çok beğenen işveren, “burayı otopark yapmaya kıyamayız, düğün salonu mu yapsak ne ? diye bir fikir beyan etti..
Beklenen temiz enerjiler kanunu çok karlı olmayınca vazgeçtiler sanırım uygulamadan.. Yani temiz enerjici olmak ve geleceğe yatırım yapmak değil, sadece ticaretti maksatları..

Yani temiz enerjici olmak ve geleceğe yatırım yapmak değil, sadece ticaretti maksatları..


39- 2008

AHŞAP YAYA KÖPRÜSÜ
Yalova niyetine bir tasarım daha.. Ama henüz uygulanmadı. Deresi kuzey güney yönünde akan her kentte uygulanabilecek 20 metre açıklığı geçen bir köprü.. Bir ahşap askı sistemi kullanarak köprüyü orta yerinden çelik halatla taşıttım. Böylece bu açıklığı 50 cm yüksekliğinde ahşap lamine kirişlerle geçebildiğimizi herkes görsün diye de, köprünün orta kısmı cam döşeme olacaktı.

Sanırım henüz uygulanacağı yok. O yüzden, içinden dere akan tüm kentlere bila bedel sunulur.. Yeter ki ferasetli bir başkan ön ayak olsun ve güneş panellerine elleri ile dokunabilen insanlar, köprüyü ve yakın çevresini bu kadarcık panelin aydınlatabileceğini gözleri ile görsünler..


40- 2008

AHŞAP ÜST GEÇİT
Yalova için başladığımız çalışma, İDO iskelesi ile kent arasında kalan kara yolunu geçen, ahşap ve enerjisini üretebilme amacı ile tasarladığım köprü ile son buldu..
Uygulama konusunda yine endişelerim var.. Çünkü bu tasarımları heyecanla isteyen başkanın heyecanı çoktan kaybolmuş gibi.. Asfalt dökme, çöp toplama ve çarpık imar sorunları üçgenine sıkışmış görünüyor..
Maalesef, her belediyenin düştüğü tuzak bu. Yöresinin, ülkesinin ve giderek dünyanın geleceğini görmeyip yani temel sorunu ıskalayıp, günlük sorunların içinde kaybolmak çoğu belediyenin kaderi gibi..

41- 2009

MUĞLA GÜNEŞ EVİ
Diyarbakır’dan sonra ikinci Güneş Evi. 2009’dan beri faaliyette.. Muğla’nın uğrak yeri olan bir parkın içinde olduğundan ötürü bir farkındalık projesi olarak görevini yapmakta.. Kurgusu Diyarbakır’ın aynı. Sadece belediyenin, bu yapıyı eğitim ağırlıklı değil, ticari maksatlı değerlendirmesinden ötürü bir sıkıntı var.. Bir çay salonu olarak hizmet veriyor.
42- 2009

20 KOMŞULU YERLEŞKE
Görükle, komşumuz sayılan bir yerleşke.. Bir arsa çıktı önümüze.. Kat karşılığı bir beklenti vardı.. Bir de sermayedar vardı bu beklentiyi karşılayacak.. Arazi eğimi doğuya doğru azalıyordu. O yüzden, seraları ve panelleri 90 derece çevirdik yani güneye döndürdük. Her dairenin 125 m2 kapalı alanı ve kendi katlarında bahçeleri var. Bize bir ön proje yapmak düştü.. Gerçekleşmedi ama 57. yani kendi bahçemizde yapacağımız projeye ilham verdi.
Kısıtlı bir arsada, eğim doğuya olsa da güney ilişkisi sağlanabilen, çok katlı bir teras evler uygulamasına örnektir.. Mal sahibi ile anlaşamamıştık.. Bunlar, yerli ve mahalli yatırımcıları daha çok ilgilendiriyor gibi görünse de, ölçek büyüdüğünde yabancıların da benzer uygulamalar adına ilgisini çekebileceğini düşünüyorum..
43- 2009

ANKARA’YA ÜST GEÇİT
Ankara Büyük Şehir Belediyesi bir konferans için davet etti. Nerede ise tam gün süren bir paylaşım gerçekleşti.. Daha sonra, böyle bir tasarım istendi.. 110 m açıklık geçiyordu. Ahşap ve kendi enerjisini üretebilmesi benim için ön şarttı. Paneller, iki baştaki yürüyen döşemelerin enerjisine önemli bir takviye sağlayacaktı. İki ada sonundaki orduevlerinin varlığı büyükşehir belediyesini tedirgin etti ve üst geçit askıya alındı.
44- 2009

KAFE – DEPREM SIĞINMA MERKEZİ
Kocaeli Üniversitesi ardından İzmit Belediye Başkanlığı da bir sunum yapmamı istedi.. Ardından bir iki proje beklentisi girdi devreye… Bu proje, saat kulesinin bulunduğu alan için planlandı. Sonunda deprem riski olmayan, ahşap ve kendi enerjisini üretebilen kafe çıktı ortaya.
O zaman bu yapının, deprem sırasında sığınılabilecek afet merkezi olabileceği çıktı ortaya. Yani her mahallede birer adet benzer bir kafenin bulunması, panel ve kolektörlerinin yanında şöminesi ve şöminenin arkasındaki ocağı ile de, hayatın devam edebileceği ve hemen kaçıp sığınılabilecek kendine yeten bir merkeze sahip olmak anlamında idi..
Bir deprem ülkesinde dikkate almaya değmez

mi ?
45- 2009



KÖY ÇEŞMESİ
Yıllardır birlikte çalıştığım bir arkadaşımın yaşadığı köyün girişinde bir çeşme ihtiyacı vardı.. Önce suyun buraya kadar getirilmesi sonra da insanların ve hayvanların hizmetine sunulması söz konusu idi.. Köylü ikna olursa hayata geçecek.
46- 2009

GENÇLİK MERKEZİ
Alanya.. Bir Japon kredisi beklentisi ve gençlerin toplanabileceği, enerji ve ekoloji tabanlı bilgilerin interaktif olarak yaşanacağı ve paylaşılacağı mekan arayışı.. Mahalli bir taş ocağı bilgisi geldiğinden ötürü projede taş duvar kullanıldı. Olağan gençlik toplantılarına da mekan olacak.
47- 2009

ÇARŞI GEÇİT
Yine Ankara için, yine ahşap ve elbette yine enerjisini üretebilme iddiasında.. Zeminde iki tarafta da birer büfe alanı var. Üst geçit kotunda, iki uçta çayhane ya da pastane olarak kullanılabilecek dükkanlar planlandı.
Tabii, elektik enerjisini güneşten üretebilmesi yanında en önemli özelliği, geçit boyunca bir sıra masa ve sandalye alabilen servis alanına sahip olması.. Yani, kalabalık bir bölgede kullanılırsa, buluşma noktası olarak da işe yarayacaktır..
Ankara henüz sahip çıkmadığına göre tüm kentlere ithaf olunur..
48- 2009

TOFAŞ SOSYAL MERKEZ
Eski müşterim Tofaş, hem basketbol takımı için kapalı salon, hem eğitim bölümleri hem de sosyal tesisleri için yeni bir yapılanmaya ihtiyacı olduğunu söyledi. Prensip olarak “enerji mimarlığı” ilkelerinde mutabık kaldık.. “Mesela dedik” niyetine bir tasarım, yönetimin onayına sunulmak üzere hazırlandı… Haber bekliyorum..
49- 2009

İZMİT HALK EĞİTİM MERKEZİ
İzmit Belediyesinin programında olan yaklaşık 9.000 m2 alanda, hayli zengin bir program içeren eğitim merkezi planladım.. Depreme dayanıklı ahşap konstrüksiyon yapısı ve kendi enerjisini üretebilme marifeti ile aynı zamanda bir deprem sığınma merkezi olacaktı..
50- 2010

EBİTEM AR-GE MERKEZİ
Sayın Hilmi Güler ile çalışmalarımız sırasında EİE yöneticileri ile edinilen dostluklar, böyle bir proje üzerinde birlikte düşünmeye yol açtı.. Hiçbir karşılık beklenmeden yaklaşık bir yıl boyunca üzerinde çalışıldı. 5.000 m2 kapalı

alanı olan ve tüm enerjisini üretebilen bir büro binası çıktı ortaya. Tüm çatılar yeşil ve ahşap rampalarla birbirine bağlı ..Kolon kiriş betonarme, fakat tüm duvarlar ahşap.

Bu özellikleri ile yine dünyada ilk..
Tesadüfen eski dostlarım olan Çankaya Belediye Başkanı ve yardımcısını, böyle bir yapılanmanın ülkenin geleceği adına çok önemli olduğuna kolayca ikna ettim...Çekinilen siyasi farklılıklar, ülke menfaatleri potasında eriyiverdi böylece.
Evrensel gelecek ve Türkiye adına son derece önemli olacağına inandığım bu proje gittikçe olgunlaşmakta.. Sanırım bazı bürokratik

sorunların da aşılması gerekecek.. Sabırla bekliyorum.. Bu yapılanmanın Dünyaya da örnek olacağı konusunda birçok yabancı uzman hemfikir..


Evet açıklama bu satırlarla bitecekti.. Bu yazının son baskısını hazırladığım sırada yani 30 Mart 2011’de EİE’den bir telefon geldi ve projenin bir başkasına verildiği söylendi.. Elbette takdir devletin ama sorgulama hakkı da vatandaşın !.. Dilerim ki bir kötü örnek olarak caydırıcı rol oynamaz. EİE’nin kendi başına yaptığı sözüm ona “güneş evi”ne benzemez inşallah..
Tahminlerimin tersine güzel bir uygulama

ortaya çıkarsa çok mutlu olacağım ve ilk madalyayı ben vereceğim.. Söz..


Ama tersi olursa, elbette yanlışın da hesabını

ülkem adına ilk önce ben soracağım..



Ona da söz ! ( Yıl 2015.. Hesap sormanın zamanı geldi galiba.. )
Evet, bir devlet projesidir.. Hilmi beyin ayrılması ile suya düşmüştür.. Ama bu yapı aynı zamanda 5.000 m2 kapalı alanı olan bir büro ya da ar-ge binasıdır.. Yani sivil amaçlı bir uygulamaya neden konu olmasın ?.. Israrla belirttiğim gibi, lütfen yanlış anlaşılmasın ama, dünya literatüründe bazen hiç olmayan, bazen çok nadir olan projelerden birisidir.. Bir büyük şirkete yönetim merkezi olarak da yakışmaz mı ?..
51- 2010

İZMİT ÖZDİLEK SİNEMALARI
Uygulandı bile. “Ahşaptan sinema mı olurmuş ?” itirazı ile karşılaşıldı başlangıçta.. Hepsi aşıldı. Yangına en dayanıklı malzemenin meğerse ahşap olduğunu işveren de belediye de anladı sonunda.. Elbette hiç de kolay olmadı. Bu konudaki Kırk yılı aşan deneyimime rağmen ve 12 sene önce Ulusal Ahşap Birliği kurmamıza kadar geçen süreçte de böyle sıkıntılarla çok karşılaşmıştım. Artık hayata geçti. Paneller, gerekli enerjinin önemli bir kısmını karşılamakta, Işık tüpleri de doğal aydınlatmayı sağlıyor...
52- 2010

KAPLIKAYA ÖZDİLEK İLAVELERİ
Uygulanmak üzere. Belediye onayı bekliyor.. Çünkü güneye yönelik 45 derece eğimli panel çatısı, yönetmeliği deldi ve özel imar talep ettik. Kabul edildi.. Elbette lokanta ve kafeterya ilavesinin tamamı ahşap çatkı olacak.
53- 2010

ANKARA ÇANKAYA EVİ
Eski bir milletvekili ve değerli bir makine mühendisi olan müşterimiz büyük bir heyecanla talep etti. Tasarımı beğendi. Fakat maalesef, yabancı uyruklu eşinin şato benzeri beklentisine uyamadığımız için, onu ikna etmekte başarılı olamadı. O aşamadan geçebilirsek hayata geçecekti..
54- 2011

EİE SAMSUN
Yine EİE’nin talebi ile tasarlandı. Tüm projeleri bitirildi ve teslim edildi. 30 yıllık betonarme yapının, mutlaka güçlendirilmesi ya da ahşap duvarlar ile hafifletilmesi gerekiyordu.. Maalesef İkna edemedik... Önerilen eski yapıdaki önemli fiziki sorunlar yüzünden projemizi geri aldık.
55- 2011

EİE VAN
Arazi müsaitti. Hem eğitim merkezi hem de bir EİE bürosu olarak öngörüldü. Bir ön tasarım gerçekleştirildi. Ama devamı gelmedi..
56- 2011

İZMİR OPERA ve KÜLTÜR MERKEZİ
Yıllar önce Burhan Özfatura zamanında, İzmir için bir Kültür Merkezi tasarlamam istenmişti benden. 250.000 m2 kapalı alanı ile Dünya’nın en büyüğü olacaktı.. Fakat o proje siyasi çekişmelerin kurbanı oldu.. O zamanki sanatçı ve yönetici kadroları ile gece gündüz çalışmalar, opera konusunda ciddi bir bilgi birikimi sağlamıştı bende.. Bu kez İzmir’de önümüze yarışma biçiminde çıkan fırsatı, bu mesleki bilgiler ve yeni misyonumuz olan “Enerji mimarlığı” ilkeleri ile hamur edip yeniden pişirmeyi denedik.
Bir megavat üretim kapasiteli bir tasarıma ulaştık. Hem simgesel, hem işlevseldi. Sonuç mu ?.. Havamızı aldık.. Fuar sırasında benden istenen bir konferans vesilesi ile İzmir de aylarca sergilendi.. İzmirliler o jüriden hesap sormaya kalktı.. Bu davranış bile benim için yeterli ödüldü zaten.. Yolumuz devam ettik.
57- 2011

GÜNEŞEVLER

ÜRÜNLÜ YERLEŞKESİ
Kendisini ısıtacak, soğutacak, aydınlatacak, havalandıracak, atıklarını kanalizasyona vermeyecek, tarımsal ihtiyaçlarının en az % 70’ini kendisi karşılayacak, artanı da mağazasında satarak para kazanacak.. Organik lokantası olacak. Yani bayrağını dikse bağımsız cumhuriyet.. Kulak misafiri olan talipler şimdiden sıraya giriyor.. Sanıyorum benim radyo veya televizyona çıkıp anlatmam halinde, kapanın elinde kalacak..
Bir de ülkemizdeki ilk örnek olacağı için apayrı bir sorumluluk var üzerimde.. “Kentsel kurgu içinde sürdürülebilir yaşam” yani tarımsal ilişkisi olan kentsel yaşam olacak gibi geliyor.... Bu projenin hayata geçmesi ülkemizdeki toplumsal uyanışa da vesile olacak. Eminim..
Otuz yıldır üzerinde yaşadığımız Bursa’nın Ürünlü köyünde, kendi arazimizde gerçekleşecek inşallah. Özel İmar talebimiz kabul edildi. Bürokratik süreci beklemekteyiz.. Bu içeriği ile yine dünyada bir ilk. Savaş çıkmadığı sürece orada hayat devam edecek.. Nerede ise eğitim ve sağlık hizmetleri dışında hiçbir talebi olmayacak devletten. Bana sorarsanız, enerjideki % 90’larda dolaşan bağımlılıktan bizi kurtaracak ve gerçek bağımsızlığın kapılarını aralayacak bir temel proje..
Kendi arazimiz için planladığım ve EBRD’nin % 70 oranında destek sunduğu proje için bu arazide ısrarcı olmaktan artık vazgeçtim.. Farklı bir yerde, farklı büyüklüklerde uygulanma şansına sahip.. Hala içerdiği ve EBRD tarafından ilaveten “benzeri bizde de yok !” açıklaması ile farkı fark edilen projenin, yüksek satış şansına sahip olduğuna eminim.. Söz konusu 20 dairelik projem bittiği gün, tamamı sahiplenilmişti yakın çevremdekilerce.. Benden çok, onlar üzüldüler..
58- 2011

ADANA’DA BİR EV
Ev sahibi olacak avukat arkadaşımızın, tasarıma ilişkin özel isteklerini de göz önüne alarak proje üzerinde mutabakata vardık. Fakat Belediye ahşap binaya izin vermemiş.. Enerji adına önerilen çatı eğimlerini kabul etmemiş.. İşverenle helalleştik ve projeyi örneklerimiz arasına kattık..
59- 2011

BURSA’DA BÜFE
25 m2 kapalı alana sahip ahşap bir büfe, Bir de çatı arası var depo niyetine.. Ama kendi enerjisini üretecek. Bursa’da, uygun bir park alanı aranıyor.. Daha sonra, büfenin çatısında üretilen elektriği hidrojene çevirerek depolamak ve doğal gazın tek alternatifi olan bu yakıtı büfedeki ocakta çay pişirmek içim kullanmak gibi bir hedefimiz var.
60- 2011

İSTANBUL GÜNEŞ EVİ
İki katlı ve toplam 85 m2. İstanbul Güneş evinde yapının taşıyıcısı olan siyah renkli kolon kiriş sistemi yine ahşap. Tasarımın tüm köşe noktalarına özel led spotlar konacak.
Yıldız Üniversitesi Makine Fakültesi Dekanı olan sevgili arkadaşım Yunus Çengel’den geldi teklif. Öğrenciler heyecanla organize ediyor. Kabataş Lisesi öncülük ediyor. Komşu binadaki Galatasaray Üniversitesi ile işbirliği söz konusu.. Halka ve öğrencilere vereceği deneysel ve teorik eğitimin yanında. bir Temiz Enerjiler Kütüphanesi olarak işlevsellik üstlenecek.
Boğaziçi köprüsünün de tam gözlem alanında .

Yani İstanbulluların bu güneş evini fark etmeme ihtimalleri yok.. Boğazın akıntısından da ülkemizdeki ilk uygulama olarak enerji

üretecekdi..
Kısa bir sürede başlamayı umuyorduk.

Anıtlar kuruluna takıldı.. Hemen yakınında bulunan, kıyıda lokantaya izin vermişlerdi ama “güneş evine asla !” dediler..


61- 2011

BURSA GÜNEŞ EVİ
Tasarımı biten ve pek yakında yapım aşamasına gelebileceğimiz Bursa Güneş Evinin, hem kendi iddiasını ispat ederek hem de yediden yetmişe verebileceği eğitimlerle çok önemli bir görevi başarı ile yerine getirebileceğine inanıyorum.

Bu yapının aynı zamanda bir “Temiz Enerjiler Ar-Ge Merkezi” olarak da işlev göreceği muhakkaktır. İnanıyorum ki bu tasarım; bir “temiz enerji müzesi”, bir “halk eğitim yapısı” ve ilaveten meslek odalarına yönelik “enerji verimliliği binası” olarak, ülkenin geleceğine de Bursa’nın sanayisine de göndermeler yapacak ve yeni ufuklar açacaktır.


Güneş evi; sadece az enerji tüketen ev demek değildir. “Enerji Mimarlığı” ilkelerine göre tasarlanmış bir Güneş Evi; kurgusuna bağlı olarak enerji ihtiyacının tamamını ya da önemli kısmını; doğru yön, doğru malzeme ve doğru tasarımı sayesinde üretebilen yapı demektir..

Elbette bu işi becerirken; doğal döngüye uyumlu, sürdürülebilir, ekolojik yıkım yaratmayan ve üretimi sırasında enerji müsrifi olmayan malzemelerle inşa edilmiş olması da ön şarttır.. Yani enerji ve ekoloji hassas dengesini korumak ve gözetmek, olmazsa olmaz ilkesidir..



62- 2011

YÜRÜYEN YOL
İlk denemeleri 1900’lü yıllarda başarı ile uygulanan ve günümüzde, havaalanları ve tren istasyonlarında hayli yaygınlaşan; çağdaş ve yenilikçi bir ulaşım sistemidir.

Projemizin, sürdürülebilir bir ulaşım aracı olması için, örtü sistemi elektrik üretebilecek şekilde tasarlanmıştır. Projemizde görüldüğü gibi, eğimli yatay çatı ve saçağın bir tarafı güney cephesine isabet etmesi koşulu ile, mevcut 45 derece eğimli yüzeyler; PV panellerin yerleştirilmesine uygun alanlardır. Bu alanlar, ulaşım sistemini çalıştıracak enerjiyi rahatlıkla üretebilecektir. Bu enerji aynı zamanda modülün iç ve dış gece aydınlatmasına da yetebilecektir.. Yani kent içinde önemli bir tasarım olarak yer alacak bu modül, kentten enerji talep etmeyecektir. Bu kurgusu ile de kentsel bilince katkı sunmak gibi çok önemli bir misyonu yerine getirecektir.


Mimari kurgusu gereği elde edeceği reklam ve kira gelirleri ve enerjiye bedel ödememesi ile, kısa sürede yatırım bedelini geri alabileceği hesaplanan sistemin, ulaşımda bir devrim sayılabilecek “ücretsiz” taşımayı da mümkün kılacağı görülmektedir. Dolayısı ile bu kurgunun en önemli sosyal çıktısı da bu devrimsel becerisi olacaktır. Bu başarı, herkese örnek olacak ve öncü kentin adını da bütün dünya duyacaktır.
63- 2011

KULE İSTANBUL
Tasarımı “biz yaparız, tüm enerjiyi ve olası giderleri devlet öder” anlayışından bir öteye taşıyabilir miyiz sorusu, ana dürtüsü olmuştur projemizin.. Bizim için böylesi bir çözüm aynı zamanda, ülkemize ve dünyamıza olan borcumuzun gereğidir diye düşünmekteyiz..

Kim demiş “mimarlık üç boyutlu bir görsellikten ibarettir” diye ?..


Ülkemizin ve giderek dünyanın geleceği adına taşıdığımız endişeler, elimizdeki kaynakların akıllıca ve sürdürülebilir yöntemlerle kullanılmasını zorunlu kılmaktadır. Bu endişeden; en ağır sanayi tesisi de basit bir konut da aynı ölçekte pay sahibidir.. O yüzden, özünde ağır bir teknik işlevi olan kulemizin de benzer tasayı paylaşması hatta öncü örnek olması beklenmelidir. Yine o yüzdendir ki, 1.5 MW civarında güç talebi olan kulemizin bu ihtiyacını karşılarken, o tepede Allah vergisi olarak esmekte olan mevcut rüzgardan da güneşten de yararlanması kaçınılmaz idi bizce..
Yapımızın güney yönünü kavrayan çelik konstrüksiyon uzay kafesin yüzeyi 5000 m2 dir. Üzerinde 4.500 m2 güneş paneli yerleştirilmiştir. Yani bir güneş tarlamız vardır artık.
120 m ile 160 m kotları arasına, düşey eksenli olduğu için oldukça sessiz ve manyetik kirlilik de yaratmayan, 10’ar metre çaplı ve 3 m yüksekliğinde altı adet rüzgar türbini yerleştirilmiştir.. Toplam kurulu güç 15 kWp x 6 = 90 KW tır. Yıllık Üretiminin 75 MWh olması beklenmektedir.
64- 2011

AFYONKARAHİSAR TIBBİ BİTKİLER BAHÇESİ
Bilindiği gibi, çağımızın en önemli üç sorunundan birincisi; enerji darboğazı, ikincisi; bozulan ekolojik dengeler ve üçüncüsü de; açlık ve onun getirdiği onulmaz sağlık sorunlarıdır.. Bu bağlamda projemiz; ekolojik döngüye uygun yapısal elemanları ve enerji adına kendisine yetecek ölçülerde donanımlı olması ile öne çıkmaktadır.
Ekolojinin sağlık adına çok önemli bir çıktısı olan, tüm ilaçların ana hammaddesi ve ilham kaynağı olan tıbbi bitkilerin böyle bir ortamda yetiştirilmesi ise, hem eğitim hem de bilim adına talihli bir buluşmadır.. Bilmeliyiz ki böyle bir içeriğe ve teknik kurguya sahip proje, bu konuda da dünyada ilk ve tektir.. Bundan böyle, benzeri tüm yönetim binalarına örnek olması dileğimizdir..
İlk devlet projemiz olan ve kendi enerjisini üretebilen, Afyonkarahisar Tıbbi Bitkiler Bahçesi projemiz artık ikinci yılında..
65- 2012

MODÜL GÜNEŞ EVİ
2011’de planlanan ama 2013 de hayata geçen projemiz, çevreye ve dünyanın geleceğine duyarlı, ekolojik dengeleri gözeten ve sürdürülebilir enerji öncelikleri olan 55 firmayla kurmaya çalıştığımız ticari bir işbirliğidir. İki büyük AVM kuruluşu en güzel yerlerini bila bedel tahsis etti. Bir basın ordusu açılışa katıldı, medyanın ilgisi daima sürdü.
10 m2 sera dahil zemindeki kapalı alan 60 m2, çatı arası katı ise 17 m2’dir. Yani bu aşamada toplam olarak 77 m2 yaşam alanı sunmaktadır..
Görüleceği gibi bu alanda, üç çocuklu bir aile rahatlıkla yaşayabilecektir.. Kuzey yönünde, mevcut çatı eğimi uzatılarak ve modüler olarak kolayca eklenebilecek iki yatak odası bir banyo ile toplam alan 37 m2 artacak ve 114 m2’ye ulaşılacaktır.. Söz gelimi çocuklar büyüdüğünde, bu bir ilave seçenek olacaktır..
Bu şekilde ortaya çıkan 3+1 çözümde, bence salonun büyütülmesine gerek kalmayacaktır. Çünkü çocuk odaları arkaya gidecek ve böylece 30 m2’nin üzerinde kullanım alanı sunan bir dubleks salon elde edilecektir.. Söz gelimi; iki çocuğun yattığı alan ebeveyn için bir çalışma odasına, tek çocuk için ayrılan yer ise özel bir istirahat köşesine dönüşebilecektir.. Bu arada, zemin alanına dahil olan 10 m2’lik seranın da salonun bir uzantısı olduğu ve oradaki kapalı bahçe anlamındaki toprak zeminde kahvaltı dahi edilebileceği unutulmamalıdır.. Amaç; tüm enerjisini üretebilen, deprem riski taşımayan bir ev projesine ulaşılırken, yaşam alanlarını da optimize edebilmek ve toplam maliyeti, kolaylıkla ulaşılabilen bir sınırda tutabilmek..
Bir yıllık bir süreçte binlerce kişi ziyaret etti. Ve beş yüzü aşkın ailede, “ben de böyle yaşamak işitiyorum” beklentisi yarattı. Yani bir farkındalık projesi olarak görevini tamamladı..
Şimdilerde, bu beklentilere yanıt verebilecek; arsa, proje ve kredi araştırmaları içindeyiz..
66- 2012

EYÜP GÜNEŞ EVİ
Haliç kıyısında çok güzel bir park, İstanbul Eyüp Güneş Evi için tahsis edildi. Kıyıda, Teknik Üniversitenin Haliçte denize indireceği Hidrojen teknesi için de bir iskele yapmayı düşünüyoruz. Toplam 130 m2’yi bulan yapı, modül güneş evimizin bir varyasyonu olarak tasarlandı. Büyük modülün yatak odaları kalktı, yerine 50 kişilik eğitim salonu çıktı ortaya..
Proje yapım alanımızda, takriben 50 m yüksekliğinde tuğla bir de baca var.. Restorasyon ve statik destek için öncelikle Anıtlar Kurulunun çok acilen ikna edilmesi gerekmekte. Daha sonra, yıllar önce Çemberlitaş’ın çemberlerle desteklenmesinin çağdaş bir çözümü olarak da düşünebileceğiniz bir proje ile, uluslararası arenaya çıkabiliriz. Sponsor, ya da hibe kaynak bulabiliriz. Bir ileri adım ise, en tepeye çok şık, düşey eksenli bir rüzgar türbini koymak, parkımızın tüm aydınlatmasını sağlamaktır. Böylece, kentte bir Güneş Parkı elde ederken, İstanbul’a ve Eyüp’e yeni bir simge oluşturmaktır.
Yüklə 216,76 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin