Eserin özgün adı: روش تفسیر قران Reveş-i Tefsir-i Kur’an Yayın Yönetmeni



Yüklə 3,24 Mb.
səhifə101/249
tarix03.01.2022
ölçüsü3,24 Mb.
#47656
1   ...   97   98   99   100   101   102   103   104   ...   249
Muttasıl Olmayan Karineler

a) Diğer Ayetler

İnsanlar arasında yaygın olan konuşma, anlatım ve algılama konusunda bir konuşmacı veya yazarın sözlerindeki icmal veya ipham, o konuşmacı veya yazarın diğer sözlerine bakılarak giderilir. Konuşmacı veya yazarın bir konuya ilişkin sözlerini farklı toplantı ve platformlarda dağınık bir şekilde beyan eden kimselerden olduğu bilindiğinde veya buna ihtimal verildiğinde hatta onun söz veya yazısında ipham ve belirsizlik, icmal ve özet olmasa bile sırf diğer sözleri veya yazıları arasında takyit, karine, tahsis ve izah bulunması; bunların dikkate alınmasıyla da onun sözünün anlamının değişebileceği ihtimali verilmesi durumunda, onun diğer söz ve yazılarının da incelenip, mevcut konuşma veya yazısının, diğer söz veya yazılarının incelenmesinin ardından elde edilecek sonuca göre değerlendirilmesini gerektirir. Başka bir ifadeyle sözün kullanımı ile gerçek maksadın mutabakatının akıl erbabı nezdinde geçerli bir kanun olması562 böyle bir konuşmacı veya yazarın diğer sözlerini de incelemeye bağlıdır.

Ayrıca hepimizin bildiği gibi Kurân-ı Kerim bölüm ve konulara göre tasnif edilmiş bir kitap değildir. Yani bir konuyla ilgili sözlerin hepsi yalnızca bir konu altında toplanmış değildir. Aksine konular çeşitli surelerde dağınık şekilde açıklandığı halde onun dağınık olan ayetleri birbirine nezaret etmektedir.563

Zikri geçen nükteler dikkate aldığımızda şu sonuca varırız: Her ayetin tefsirinde; hatta icmal ve teşabühün olmadığı yerlerde dahi o ayetin manasıyla irtibatı olan veya onun manasını etkileme ihtimali bulunan tüm ayetlere müracaat edilmeli ve onları munfasıl karineler olarak dikkate alarak ayeti tefsir etmelidir.564

Buna dayalı olarak yapılan her ayetin tefsirinde tam bir araştırma ve azami bir dikkat de zaruridir. Kurân’ın Kurân’la tefsiri yalnızca güzel ve beğenilmiş bir yöntem olmakla kalmaz hatta birçok yerde o olmaksızın ayetlerden Yüce Allah’ın gerçek muradını elde etmek imkânsız bir hal alır.565 Mesela;

Boşanmış kadınlar kendi kendilerine üç temizlik süresi beklerler…”566 Eğer Kurân’ın diğer ayetlerine müracaat edilmez ve onlar dikkate alınmazsa Yüce Allah’ın bu ayetten gerçek muradı elde edilemez. Ayetin zahirinden şu anlaşılmaktadır: Boşanmış olan her kadının üç temizlik süresi kadar iddeti vardır. Bu hususta hamile olup olmaması ve cinsel ilişkide bulunup bulunmaması arasında hiçbir fark yoktur. Fakat şu iki ayet dikkate alındığında durumun ne denli farklı olduğu ortaya çıkmaktadır:

“Ey iman edenler! Mümine kadınları nikâhlar ve onlarla temasta bulunmadan onları boşarsanız, sizin tarafınızdan onların üzerinde sayacağınız bir iddet yoktur…”567

“Adetten kesilen kadınlarınız hakkında şüphe ederseniz, onların iddet süresi üç aydır. Henüz adet görmeyenler de böyledirler. Gebe kadınların süreleri ise, yüklerini bırakmalarıdır…”568

Bu iki ayet dikkate alındığında mevzu bahis olan ayette kastedilen boşanmış kadınlardan kimlerin kastedildiği daha net anlaşılmaktadır. Ayette cinsel ilişkide bulunmuş ama hamile olmayan ve aynı zamanda adet gören boşanmış kadınların üç temizlik süresi kadar iddet beklemeleri kastedilmektedir. Fakat evlilikten (nikâh akdinden) sonra kocasıyla ilişkide bulunmadan boşanan kadının iddeti yoktur ve hamile olan kadınların boşanmaları durumunda onların iddet süresi doğum yapmaları ile sona erer. Adet görmemiş ve hayızdan kesilmiş kadınların şüphe halinde569 boşanmaları durumunda bekleyecekleri iddet süresi üç aydır.

Aynı şekilde eğer:

“Ey iman edenler! Alışveriş, dostluk ve şefaatin olmadığı gün gelip çatmadan önce size verdiklerimizden infak edin…”570

“Kimsenin, başkasının yerine bir şey ödeyemeyeceği, kimseden şefaat kabul edilmeyeceği… günden korkun.”571

“…kimseye şefaatin fayda vermeyeceği…”572

ayetlerini mana ederken şu ayetler:

“O’nun izni dışında kim şefaat edebilir…”573

“O’nun izni olmadan bir şefaatçi bulunmaz…”574

“Rahman olan Allah’ın katında bir söz almış olanların dışında, kimse şefaat hakkına sahip olmayacaktır.”575

“O gün, Rahman olan Allah’ın izin verdiği ve konuşmasına razı olduğu kimsenin şefaatinden başka hiçbir şefaat yarar sağlamaz.”576

“O’nun katında kendisine izin verdiği kimsenin dışında hiçbir şefaat yarar sağlamaz…”577

“O’nun hoşnut olmadığı bir kimse hakkında şefaat etmezler. Onlar, Allah korkusundan ürperirler.”578

dikkate alınmazsa birinci gruptaki ayetlerden mutlak anlamda şefaatin yok sayıldığı anlaşılır. Fakat ikinci gruptaki ayetler dikkate alınınca birinci grupta reddedilen şefaatten maksadın Allah’ın izni dışındaki şefaatin olduğu anlaşılır. İkinci gruptaki ayetlerde özelliklerinden söz edilenlerse, Allah’ın inançlarından razı olduğu ve şefaatlerine izin verdiği, şefaat edecek kimselerdir.579


Yüklə 3,24 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   97   98   99   100   101   102   103   104   ...   249




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin