Her entegre izinde çevresel izleme ve kontrol planı yer almalıdır. Eğer izlemeye yönelik yasal zorunluluklar varsa (örneğin uçucu organik bileşik emisyonları gibi) bunları izinde tekrarlamaya gerek yoktur; ilgili mevzuata atıfta bulunmak yeterli olacaktır. Ulusal mevzuatta belirtilen herhangi bir izleme gerekiliği olmayan kireticiler için bir izleme planı tanımlanmalıdır.
Burada en önemli konu izleme sıklığı ve yetkili merciin numune alınmasını ve hesaplama ve tahmin yöntemleri kullanılarak emisyon sınır değerlerininin ölçülmesini gerekli kılıp kılmayacağıdır. Ulusal mevzuatta belirtilmeyen durumlar için aşağıdaki kriterlere göre hareket edilmelidir:
Emisyonların ve etkisinin önemi: Eğer teknolojik proseslerden kaynaklanan emisyon düzeyleri, örneğin kurutuculardan kaynaklanan emisyonlar gibi diğer emisyonlara kıyasla önemsiz ise, numune alma yönteminin kullanılmasının istenmesine gerek yoktur – emisyonların hesaplanması yeterli olacaktır.
Tesisin yeri – Tesis sanayi bölgesinde bulunuyorsa, izleme kapsamı ve sıklığı yaşam alanına yakın yerlerde bulunan tesislere nazaran daha esnek olacaktır.
Halktan gelen şikâyetler – Şikâyet varsa, tesisin izin şartlarını ihlal edip etmediği konusunda daha somut kanıtlar elde etmek adına izlemeyi arttırmakta fayda vardır.
Atık suyun alıcı ortamı– Atık sular kanalizasyon sistemine deşarj ediliyorsa ve ortak atık su arıtma tesisinin kapasitesi yüksekse, yılda iki defadan fazla atık su numunesi almaya gerek yoktur. Alıcı ortamda yüksek konsantrasyonlu kirleticilerle sorun yaşanıyorsa daha sık izleme gerçekleştirilmelidir.
Önceki olaylar ve kazalar – Eğer toprağa bir sızıntı varsa, toprağın durumunu bir süre izlemekte fayda vardır (toprak genellikle herhangi bir kirlilik izi kalmayana dek izlenmelidir).
Gürültünün izlenmesi durumunda – Yalnızca tesisin yakınlarında koruma alanları olması durumunda
Şikayet, kaza, olay ve uygunsuzluk durumlarında rutin olmayan denetimler de gerçekleştirilmelidir.