2.8. Soğutucu Akışkanlarla İlgili Yasalar VeYönetmelikler
CFC ve HCFC sınıflarına mensup olan KLOROFLOROKARBÜRLER'le HİDROKLOROFLOROKARBÜRLER'in ÇEVRE SAĞLIĞI üzerinde zararlı etkileri bulunduğu anlaşılması üzerine dünyanım bir çok ülkesinde bu akışkanların kullanımıyla ilgili kısıtlayıcı önlemler alınmaya başlandığına tanık olunmaktadır. İlki 1985 yılında toplanan VİYANA KONFERANSI’NDA alınan bu önlemlerin giderek daha da sertleştirilmek yoluyla sürdürülmesi içinde yaşadığımız dünyanın çevre sağlığı bakımından elbette sevindiricidir.Viyana konferansını 1987 yılında imzalanan MONTREAL PROTOLÜ izlemiş, 1990 yılında gerçeklenen LONDRA KONFERANSI’NDAN sonra da 1992 yılının kasım ayında KOPENHAG KONFERANSI’NIN yapıldığı görülmüştür. Bu sonuncu konferans sırasında alınan kararların başlıca üç madde halinde özetlenebilmesi mümkündür.
1. CFC ve HALON sınıfına mensup olan soğutucu akışkanların üretiminin durdurulması yolunda daha önceden alınmış olan kararların daha da hızlandırılarak uygulanması;
2. HCFC sınıfına mensup olan soğutucu akışkanların üretiminin aşama aşama
durdurulması yolunda daha önceden alınmış olan kararın kesin nitelikli bir takvime bağlanması;
3. Fazla sıkıntıya düşmemeleri için gelişmekte olan ülkelere belli geçiş süresinin tanınması bunlar arasındadır.
KOPENHAG KONFERANSI sırasında alınan kararlar uyarınca HALON türü soğutucu akışkanların 1 OCAK 1994 tarihinden itibaren artık ÜRETİLMİYOR olması gereklidir.CFC sınıfı soğutucu akışkanların üretimlerinin durdurulması kararı ise 1 OCAK 1996 tarihi itibariyle uygulamaya konmuştur.Çevre sağlığı bakımından öncekiler kadar zararlı olmayan HCFC sınıfı soğutucu akışkanlar için oldukça uzun sayılabilecek GEÇİŞ SÜRECİ tanınmış ve bu akışkanların üretimi kademe kademe azaltılması ve 1 OCAK 2030 tarihinde tamamen durdurulması kararlaştırılmıştır.Ayrıca HCFC sınıfına mensup olan soğutucu akışkanların kullanılmasına karar verilmeden önce bir araştırmanın yapılmasını ve bunların yerine çevre sağlığına zarar vermeyen nitelikteki akışkanlardan yararlanılması imkanlarının zorlanmasını teşvik edici önlemler de alınması karara bağlanmıştır.Mutlaka HCFC türü bir soğutucu akışkanın kullanılmasının gerekli olması halinde de bu kez bunlar arasında bir seçim yapılması ve çevre sağlığına en az zararlı olan akışkanın seçilmesi istenmiştir.Kuşkusuz bütün bu seçeneklerin ancak 1 OCAK 2030 tarihine kadar geçerli olması söz konusudur.Bu tarihe değin HCFC türü hangi miktarda soğutucu akışkanın üretimine izin verileceği hesaplanırken 1989 yılındaki üretim düzeyi ile ODP OZON FAKİRLEŞME ETKİSİ dikkate alınmaktadır.Gerçi bu hesabın ayrıntılarına girecek değiliz ama KOPENHAG KONFERANSI’NDA alınan kararlardan biri de çevre sağlığına zararlı olan soğutucu akışkanların üretimi tamamen durdurulduktan sonra piyasadan hala gelecek olan talebin nasıl karşılanacak olmasıyla ilgilidir. Mevcut tesislerle ilgili soğutucu akışkan gereksiniminin piyasadan toplanan akışkanlarca karşılanması düşünülmekte olduğu için 6.7 sayılı KONU BAŞLIĞI altında okurlarımızı bu konuda bilgilendirmeyi amaçlamış bulunmaktayız.
KOPENHAG KONFERANSI kararları 95 ülkenin imzasını taşımaktadır ve bu kararlara imza koymayan ülkelerin sayısı soğutucu akışkan tüketiminde bulunan toplam ülke sayısının %5 oranından fazla değildir.AVRUPA TOPLULUĞU RESMİ GAZETESİ'DE 4 MART 1991 tarihinde 594/91/CEE sayılı bir tüzük yayınlandığını bilmekteyiz.Ancak KOPENHAG KONFERANSI'NDA çevre sağlığına zararlı olan soğutucu akışkanın üretiminin yavaşlatılması ve sonra da tamamen durdurulması yolunda yeni kararlar alınmış ve YENİ ÜRETİM KODLARI ile tarihler belirlenmiş olduğu için elbette AVRUPA TOPLULUĞU'NUN da yeni tüzükler yayımlamak yoluyla topluluk ülkelerin bu yeni koşullara uymasını hızlandırma çabasına girmesi beklenmektedir.KOPENHAG KONFERANSI kararlarını imzalayan ülkelerden birisi olan Fransa'da konferansın toplanma tarihinden hemen sonra 8 ARALIK 1992 tarihli RESMİ GAZETE’ DE yayınlanmış olan 93-1271 sayılı bir hükümet kararnamesinde başlıca iki noktanın altı çizilmektedir.
1. İnsan sağlığı veya tesisatla ilgili donatım elemanlarının güvenliği bakımından zorunlu olmadıkça atmosfere gaz boşaltımı işlemleri tamamen yasaklanmış bulunmaktadır.Ancak kararnamenin bu hükmü soğutucu akışkan yükü en fazla 12 [kg] sınırına kadar erişen EVSEL nitelikli olan BIREYSEL İKLİMLERDİRME AYGITLARI’NA ve İKLİMLENDİRME TESİSLERİ’ NE uygulanmayacaktır.
2. Eski bir tesisattan çıkarılan, filtre edildikten sonra çıkarıldığı tesisatta yeniden kullanılmayacak veya yenileme işlemlerinden geçirildikten sonra yeniden kullanılmak için depolanmayacak olan soğutucu akışkanlar mutlak şekilde tahrip edilerek ortadan kaldırılmalıdır.Demek oluyor ki bir tesisattan çıkarılan soğutucu akışkanın bir başka tesisatta yeniden kullanılabilmesi için yenileştirme işlemlerine tabi tutulmak yoluyla başlangıçtaki örneklerine yeniden kavuşturulması, gereği vardır.
BÖLÜM 3 GENLEŞME VALFLERİ
3.1. Giriş
Genişleme valfleri aslında birer basınç düşürücü olup pratikte, otomatik ve termostatik olmak üzere iki tip genişleme valfi kullanılır. Ev tipi buzdolabı ve derin dondurucular gibi küçük soğutma kapasitelerinde genişleme valfi yerine kılcal (kapiler) boru kullanılır. Bu boruların iç çapları soğutma yüküne bağlı olarak 0,8 - 1,3 mm arasında değişir, boyları ise buharlaştırıcı basıncına göre ayarlanır.
3.2. Genişleme Valfleri Çeşitleri
3.2.1. Otomatik Genleşme Valfi
Bir soğutma sisteminde, yüksek basınç tarafındaki basınç sabit ise, emme tarafındaki basınç sadece soğutma yükü arttığı zaman yükselir. Bu nedenle otomatik genleşme valfi emme tarafındaki basıncı sabit tutarak kompresörün istenilen sabit yükte çalışmasını temin eder. Eskiden beri kullanılmakta olan en basit otomatik kontrol cihazı budur. Bu cihaz değişik durumlarda devamlı çalıştırılması istenen kompresörlere uygun değildir. Bu sistem oda termostatı ile kontrol edilen ve çalıştığı zaman tam yükle çalışan kompresörler için uygundur. Ayar vidasıyla üst yayın gerilimi değiştirilerek istenen po basıncı elde edilebilir.Bu tip genişleme valfleri sadece ayar edilelen belirli bir buharlaşma basıncını sabit tutuğundan büyük tesisler için uygun değildir.
Soğutma yükünde ani değişikler meydana geldiği zaman otomatik genişleme valfi ters çalışır. Ani soğutma yükü buharlaştırıcıda sıcaklığın ve basıncın yükselmesine sebep olur.
Şekil 3.1. Otomatik genişleme valfi şeması
Bu durumda genişleme valfi kapanarak buharlaştırıcıya gereken soğutucu akışkanın gelmesini önler. Bunu önlemek için ayar vidası elle müdahale edilerek gevşetilir ve üst yayın gerilimi azaltılır.
Dostları ilə paylaş: |