3. Âdem tatbikatı ile Rububiyyet mertebesi olurdu.
4. İlhamlar kişinin mertebesine göre renklenir. Ressam resimleri boyamakta mecburdur.
5. Hak makamında Mutmainne mertebesinde diyebiliriz.
6. Bulunduğu mertebenin gereği olan şeyler çizilirdi.
Allah razı olsun. Hürmetle ellerinizden operim.
*************
(53) Ay….. D……
Selâmün aleyküm Terzi Babam, Halifem,
Bismillâhirrahmânirahîm.
Pîriyet makamının ikramı olan bu hikâye, bizleri Ledünni bir yolculuğa çıkarmakta, KAZÂ hükmünü KADER tatbikatında MÜRŞİD eli ile nasıl yaşandığını anlatmaktadır. Hikâyede anlatılan bir gün bir yerde yaşayan kişiyle anlatılan (El Yevm tatbikatındaki 12 lik sistem üzere) olan İNSÂN-I KÂMİL’dir. Zâtından zâtına görünmesiyle evlâtlarına nefis mertebelerini giydirerek onların terakkilerine vesile olmaktadır.
Hakk makamından gözüken İnsân-ı Kâmil Görünmeyen zâtına işarettir. Bilgi bakımından CEBRÂÎL, Ledünni irşadı ile HIZIR, imtihan olması ile İBLİS tatbikatı ile bizi İlmel, Aynel, Hakkel yakınlığa getirmekte hali yaşamamıza vesile olmaktadır. Tasvirci ressam tasavvur ettiğini çizen kişi olarak kendisinde zuhur eden resmi harekete geçiren Mürşidi Kâmildir. Bu noktada tasavvurdaki vahyi getirirken ismi Cebrâîl olsa da diğer (İsrâfil, Mikâil, Azrâil) üç isimle çalışır. Diğer yandan İman kaviliğinin irşad noktası Hızır ve İblis imtihanı ile nizam üzere ortaya çıkan oluş kişinin bulunduğu mertebenin tespiti için gereklidir.
Mürşidi Kâmil mertebeler değişirken görüşmek gerektiğinden sohbet sahibinin ziyaretine gider. Arkadaşının yani Ashab’ın yanına geldiğinde içeri girer ve bir müddet dinlenir. Bu ifadeden anladığımıza göre o makamdan gözükmesi için önce ona duhul edip orada karar bulması gerekmektedir ki o da öyle yapmıştır. Bir müddet sonra duvarlardaki ve her yerlerdeki resimlere bakarak hepsinin belirli bir özelliği olduğunu görür.
Tasvir resimlerinin sadece hayvân sûretinde olması onun bunun sebebini anlamak istemesine yol açar ve sorar: “Yapılacak başka resim yok mu? Neden hep hayvân resimleri yapıyorsun?’’ dediğinde aldığı cevap düşündürücüdür. “Evet vardır, fakat bu resimleri yukarıdaki çiziyor, ben içlerini dolduruyorum.’’ demiştir.
Duvarlardaki ve yerlerdeki resimler nefsi mertebelere işarettir.Mülhime mertebesinden aldığı ilham ile resimleri çizen Mürşid bize “Hay olanı Velâyet noktası ile an.” demektedir.
Çizilen resmi boyamaya geçmesi Mutmain noktasından gözükmektedir. Mutmain noktası da Hay-Kayyum zikri ile diriliğin kaimiyyeti gözükür. Mürşid-i Kâmil bütün bunları yaparken bunları kendinde yapan olduğunun bilinci ile, (Fiilin fâili Allah) mülk edinmekten çıkarak “yukarıdaki yapıyor” demesi ile kendini Hakta fâni kılıyor.
1. Râziye mertebesindendir. Çünkü râzı olan makamın gereği olarak hayvân resimleri çizer.
2. İnsân ve doğa olsaydı Rububiyet mertebesinden olurdu. İnsân-ı halk eden Rabbi eğitimdir.
3. Ressam resimleri doldururken resmi mazhariyetine göre boyar.
Dostları ilə paylaş: |