(4) Dışarıdan gelen etkiyi alabilme gücü.
(5) Öğrenme olmaksızın kişinin anlık ve devim alanlarındaki doğal iş başarma gücü.
(6) Öğrenilmeden kazanılan ve kişinin ansal yeterlik ya da edim ve eylem konularında iş başarma gücü.
İnsânoğlunun günlük yaşam şartları içerisindeki oluşumlarını açıklamaya yönelik bu tanımlar da Cenâb-ı Hakk (c.c)’ın bütünsel sisteminin bir parçasını teşkil ettiklerinden dolayı bu kadarı ile dahi bize isti’dad ve kâbiliyetin hakîkatleri hakkında bir kapı açmaktadır.
Ancak çok iyi anlaşılmalıdır ki İlâhî varlığı tanıyabilmek birkaç satır, birkaç örnek veya birkaç duyum ve uygulamadan ibaret değildir. Çok kesin çizgiler çizmeden, karşımıza çıkan herhangi bir olguyu hemen red veya kabul etmeden, her konuda bıkmadan usanmadan olabildiğinde gayret dahilin de çalışmalar sürdürülmelidir ki yol alınabilsin.
İsti’dad ve kâbiliyet konusu Cenâb-ı Hakk (c.c.)’ın bütün seyir hallerini kapsayan ve halifesi olan insân ile berâber olarak insân’ın icâd edilme, halkedilme, fıtratlandırılma ve “ceal (kılma)” olarak Cenâb-ı Hakk (c.c.)’ın varlığında, O’nun varlığıyla, O’ndan O’na olan seyrin gerçekleşmesinde çok önemli bir konudur.
Dostları ilə paylaş: |