Âdem, (LÂ) oluyor,
Nûh, söz dinleme edeb/terbiyesi kazanılmış Âdem yaşantısı oluyor.
İbrâhîm, kesretteki tevhîd oluyor.
Böylece her mertebe kendi kemâlâtı için:
(DOĞDULAR) - (YAŞADILAR) - (ÖLDÜRDÜLER) - (ÖLDÜLER)
*************
3. KELİME-İ TEVHÎD ve KELİME-İ RİSÂLET İTİBARİYLE (ÖLDÜRDÜLER)
İrfân olunma Kelime-i Tevhîd (lâ ilâhe illâ Allahu) ve Kelime-i Risâlet (HÜVE Muhammedun Rasûl Allah)’tır. Ayrı “Kelime” gibi görünseler de aslında beraberce söylenmesi kemâllidir. “Mü’min mü’minin aynasıdır” hakîkatini temsil eder.
- (Kur’ân’daki yeri itibâriyle Hüviyet)
“allahu” sonunda (hu) “Muhammedun” başında da görünmese de (ve) vardır.
Yani “lâ ilâhe illâ Allahu) HÜVE (Muhammedun Rasul Allah” tır. (lâ ilâhe) ilâh lâ/yoktur – (illâ Allah) ki işte o (huve) hüviyettir
HÜVİYET olarak isimlenmesi:
Allah, EHAD olarak hüviyettir. “kul hüvallahü ehadün” (İhlas 112/1)
Hakîkati itibâriyle felek ve âlemler olarak hüviyet ismi “Muhammed” (övülmeye lâyık olan) ki, (Risâletullah) a havi (Rasul Allah) dir. Yani kendinden kendine, KENDİ olarak makamsal tenezzül eder ve mertebeyi tanımlayan isim ile hüviyetlenir.
Böylece Kelime-i Tevhîd itibâriyle ism-i hüviyet (Allah) Kevniyette, felekler ve âlemler olarak Kelime-i Risâlet itibâriyle ism-i hüviyet (Muhammed)
*****
- (Hadîsteki yeri itibâriyle Hüviyet)
Bu da Peygamber Efendimiz’in (s.a.v.) buyurduğu, “Âdem su ile toprak arasında iken ben peygamberdim” (Tirmizî, Menakıb 1,3613)
"Ben yaratılışta peygamberlerin ilki, gönderilişte ise sonuncusu-yum." (Ahmed İbn-u Hanbel (Müsned) - (Buharî (el-Tarihu’l-Kebir) - (Ebu Nu’aym (ed-Delâil)) hadîslerinin bir açıklamasıdır, diyebiliriz.
Dostları ilə paylaş: |