(22) Hi.... Iş.......
From: terzibaba13@hotmail.com
Subject: RE: Bir hikaye birçok yorum Merkezinde Bırakırdım
Date: Sat, 1 Mar 2014 13:41:59 +0200
Hayırlı günler Iş...... kızım yazını okudum güzel olmuş eline diline sağlık, yerine/dosyasına aktaracağım orada bütün gelen yazılar toplanıyor sonra hepsini birlikte hepinize göndereceğim inşeallah. Selâmlar hoşça kal Efendi Baban.
Date: Fri, 28 Feb 2014 22:25:35 +0200
Subject: Bir hikaye birçok yorum Merkezinde Bırakırdım
To: terzibaba13@hotmail.com
Her varlık kendi sıratı üzerinde gidiyor.Herkes kendi yolu üzerinde
Allaha ulaşacak. Allahın çizdiği hangi sıratı eleştiribiliriz. Allah öyle bir denge kurmuş ki bu dengenin bozulmaması için dua etmeliyiz. Allah öyle bir düzen kurmuş ki herşey birbirine muhtaçtır. Aslında herşey Allaha muhtaç. Bu bir düzen yapan yaptıran Allahtır, ancak herşey allahtan deyip bir kenara çekilmeyip cuzi aklımızla gayret etmeliyiz biz eksiğiz, bu eksiklik teki hatayı O na atfedemeyiz. Afrika da açlıktan çocuklar ölüyorsa biz elimizden gelen yardimi gayreti göstermeli ancak herşeyin bir düzen içinde olduğunu bilmemiz gerek.
Merkezinde bırakırdım sözü ahadiyeti ve birliği idraktır. Kötülerin ayrı iyilerin ayrı Allahı mı var?
Herşey olması gerektiği gibi oluyor.
Sevgiler selâmlar
------------------------
(23) Ay..... Öğ......
From: terzibaba13@hotmail.com
Subject: RE: Merkez Efendi
Date: Fri, 7 Mar 2014 00:10:02 +0200
Hayırlı geceler Ay...... kızım. Hamdolsun iyi sayılırız inşeallah sizlerde iyisinizdir. Yazılarını okudum güzel olmuş eline diline sağlık. Dosyasına aktaracağım daha sonra tamamlanınca herkese göndereceğim böylece her kes herkesin fikrinden ve görüşünden yararlanmış olacaktır. İnşeallah fikirlerimizin gelişmesi için bu tür çalışmalar faydalı oluyordur. Cenâb-ı Hakk daha nicelerini nasib eder inşeallah. Selâmlar Nü….. Anneninde selâmları vardır hoşça kal Efendi Baban.
To: terzibaba13@hotmail.com
Subject: Merkez Efendi
Date: Thu, 6 Mar 2014 11:17:56 +0200
DEĞERLİ TERZİ BABACIĞIM
Bismillâhirrahmânirrahîm
Değerli Efendi Babacığım ve Nü….. Anneciğim ellerinizden öperim. Selâm, saygı ve hürmetlerimle iyi günler diliyorum. İnternetim kasım ayından beri yoktu, yeni bağlandı geciktiğim için affınıza sığınarak yazıyı şimdi yollayabiliyorum.
------------------------
“her şeyi merkezinde bırakırdım!” sözlerini “Eğer siz olsa idiniz o soru hakkında kendi hayat anlayışınız içinde bu cümleyi nasıl düzenlerdiniz.?”
Sünbül Efendinin sorusuna merkez efendi “- Eee, bir de sen söyle bakalım Musa Efendi, sen nasıl bir dünya isterdin? Âlemi sen yaratsaydın nasıl yaratırdın?
Musa Efendi başını kaldırmadan cevap verdi:
- Bu mümkün değil! Ama mümkün olsaydı, “her şeyi merkezinde bırakırdım!” Âlem öyle tatlı bir nizam içinde ki; buna bir şey ilâve etmek veya bir şeyi eksiltmek düşünülemez!” demiştir.
Dünya âlemi C.Hakkın zuhurlarını yansıtan kocaman bir aynadır. İnsan-ı Kâmil kitabı uluhuyete ait bölümde A.Cili (K.S) ulûhiyete ait sırda şöyle der:1-Varlık fertlerinden her biri ancak zatının hakkı kadarını alabilir. 2-Varlık fertlerinden her birinde bütün mevcudat gizlidir. Yani hakkın zatının olduğu her yer merkezinde ve kemalindedir. Herşey kemaldedir. Tenzih edeceğimiz bizim kendimizdir. Tenzih eksik kusurlu görmemektir. noksan diye bir şey bilmemektir. C.Hakkı Kemâlâtında noksanlık görmekten tenzih etmeliyiz kendimizi. Aynamızı temizlemeliyiz. İnsan dışında varlıkları C.Hakkın efal âlemindeki zuhurlarını yansıtan varlıklar olarak kabul ederiz. Her şey yerli yerincedir. İnsan hakkın zati zuhurunada aynadır. C.Hakk insanın halk edilişini mükemmel tamamlamış, ruhi nefsi tüm dengelerini adalet üzere, esmai ilâhiyelerin zuhuru olarak gerçekleştirmiştir.
Gerçek merkezimizi bulamadığımızda sahte merkezden yönetiriz ki bu da emmare nefstir ki egodur. Nefsi emmarede zaten dünyanın psikolojik cehennem olmasına yardım ederiz. Yapabileceğimiz tek şey C.Hakkın yardımıyla kendimizi tanıyıp bilerek farkındalık ışığı yaymaktır. Kendini tanımakta büyük bir nasip tabi ki. Dünyayı değiştiremeyiz. Dünya mescidil Aksadır. Zaten değişecek şey algılarımızdır. Bu arada kişi sayısı kadar dünya algısı vardır. Dünya bir tane ama neredeyse insan sayısı kadar dünya anlayışı bulunur. Tıpkı Allah anlayışı gibi. Yapılacak şey bu hayali dünyayı ortadan kaldırıp gerçek dünyaya ayak basmaktır.
Merkez dediğimizde noktayı da çağrıştırıyor. Merkez noktası gibi. İlimde bir noktadır. Alemler ve kelimeler ve dahi ahadiyetin sembolü olan elif noktalardan oluşmakta. o zaman âlemde yersiz bir şey olabilir mi. Alemin her zerresi nokta. Zerrede küllün tüm özellikleri mevcut. (çünkü hak parçalanmaz, bölünmez ve uluhiyet özelliği). Yani zerre küllün aynasıdır.
İnsanın kaynağı ahadiyetin inniyeti ve hüviyetidir. Hakiki kaynağımız merkezimiz burası. Bütün bu âlemler uluhiyyetin gördüğü rüya. Her ne görüyorsak C.Hakkın zuhuru. Bakara115 “nereye dönerseniz Allahın vechi oradadır” meali bulunur. O zaman her şey yerli yerince olur.
Bu alemde 2 muhtar var: 1-Allah, 2- insan. İnsan da bütün mertebeler var. Alem ve insan hakk sistemiyle hak olarak halk edilmiştir. Tarık suresi 4.ayet ”Hiçbir nefis yoktur ki üzerinde koruyucu, bir denetleyici bulunmasın”. Hakkın her mertebeden zuhuru vardır. İnsan hangi mertebede ise orası onun merkezi kabul edilir. Her mertebenin dengesi, hukuku, adaleti ve mizanı bulunur. Rahman 55/7 mealen: ”O,göğü yükseltmiştir,tartıyı koymuştur”. Biz muhtarız ama mutlak surette mustakil bir hakimiyetimiz yoktur. Her insan ve her zuhur bir sistemin, mertebenin içerisinde zaman ve mekanla kapsanır. Kapsandığı güç tarafından yönetilir. İnsan üzerimde hakim olan hayali rab,, rabbi has veya rabbül erbab tarafından yönetilir. Hangi mertebede kendisinde daha hakim ise. Bu alem hikmet yurdudur. Her olanın bir hikmeti vardır. Esmalar ise zıddı ile kaimdir. Hakkın mertebeleri ayna yansıması misali bazen manaların etkileri itibariyle ters etki prensibi ile çalışır. yok var gibi görünür.
Haktan ayrı bir şey olmamasına rağmen kendimizi de var zannedebiliriz. O zaman değerlendimemiz de yanlış oluyor. Önce algı ayarlamaları düzelecek. Zihnimizdeki tozu sileceğiz. Allah sizlerden razı olsun Efendi babacığım hep yardımcı oluyorsunuz, o güzel hak sohbetlerinde her daim kulaklarımızı, gözümüzü, gönlümüz ayarlanılıyor. Nisa suresi 79 da mealen: ”İyilik ve güzellikten sana her ne ererse Allahtandır. Kötülük ve çirkinlikten sana ulaşan şeyse nefsindendir”. Kötülük ve çirkinlik bizim bakış açımıza göre. Hangi mertebede isek kendimizi nasıl tanımlamış ve şuurumuzdan hangi yayını yapmış isek bu kayıdı da ahrette okuyacağız. İsra suresi 14:”İkra’ kitabek kefa bi nefsikel yevme aleyke hasiba”. mealen “oku kitabını bugün sana hesap sorucu olarak nefsin yeter”. Hangi gözlükle bakıyorsak o anda geçerli olan hükümler ona göre olan âlemlerdir. “Kişi hangi hal ile yaşarsa o hal üzere ölür. Kişi hangi hal ile ölürse o hal üzere dirilir.”
Hakka suç isnadından nasıl kurtuldun diye sormuşlar. ”mübarek kişiler mülkünde gayriyi koymayarak“ demişler. Ne kadar zıtları birlersek o kadar hakkı tanırız. Zıtların bir kısmını hakka bir kısmını halka verirsek kesret meydana getirmiş oluruz. ve kesretin kanunlarına tabi oluruz. bu zıtlarda sevap günah fiilleri var. Bunların mertebelerde izahları var. Dünyada Emri teklifi de var. Şeriat ve kanuna tecavüz edip de haddi aşanlar eksi gibi görünen şeylerle karşılaşır. Maddi manevi tartıda taşkınlık etmeyip Allahü tealanın emirlerine hükümlerine itaat edenler huzurla yaşar. 55/8 mealen ”Artık tartıda tecavüz etmeyin” ve 55/9 mealen ”Tartmayı doğru yapın,tartıyı eksik tutmayın”. Bütün kainat adalet ve denge üzerine kurulmuş nizama tabi olarak merkezindedir. Esmanın hakkını vermek adalettir.
Şeriat mertebesinde, efal mertebesinde kişinin varlığı kabul edilir. Burada şeriat kuralları geçerlidir. Oranın yaşantısı hayal ve vehimle meydana gelir. Eğer hayal ve vehmi ortadan kaldırırsak o varlık orada hükmünü icra edemez. Bu âlemin nizamı perdeli olmaktır. Kurallara uyacağız. Mesela bütün evler C.Hakkın (biliriz içimizden ama ) gidip istediğimiz eve yerleşemezsek gibi. Akıl şuur boyutunda bileceğiz her şey hakkın varliğı, efal mertebesinin gereğini de yerine getireceğiz. Çeşitli olaylarda kaderin ve esmaların etkisi bulunur. C.Hakkın izni olmadan yaprak kımıldamaz. Bütün güç kudret sistemler ve mertebeler C.Hakka aittir.
Enfüsü beden âlemi 7 nefis mertebesini içine alır. Burada tekâmül vardır. Burada çeper bakış açısı ve davranışları geçerli. Kişi olduğumuzu hayal ederiz. Burada zanni olarak varız ve bu yüzden her şeyden incinmeye hazırız. Tepki verir, yorumlarız. Her mertebede özellikleri var. Çeperde her şey hareketlidir. Merkeze gidiş vardır. Merkeze gidip geldikten sonra beden hakkın zuhuru olmakta. Dikenken gül olmakta, asalet kazanmakta. Merkezde bizi hiçbir şey rahatsız edemez. Zaten rahatsızlığımızın sebebi var zannımızdı. Sen olmasan, o zaman rahatsızlık sana dokunmadan geçer gider. Zuhurda olanlara bakış açımız ve davranışlarımız halimiz değişir. Merkezleniriz.
Ulûhiyet mertebesi bütün âlemi kapsamına almakta ve her mertebede o mertebenin gereği ne ise ona göre hüküm eder ve bir kayıttada kalmaz. Ulûhiyet her mertebenin hakkını verir ve gerçek yüzleriyle korur. Bu yüzden zat mertebesininde bütün mertebeleri kapsadığını ve gerektiği gibi hareket ettiğinden dolayı da her yer de aynı zamanda merkezdir.
Beşeri baktığımızda artı ve eksi değerlendiriyoruz. Aslında kul yok ki fiili olsun. Ama yorum yapmadan ve kişiyi görmeden başkasından eksi fiil görürsek haktandır denebilir. Kendisinin varlığını hakkın varlığı bilenden elinde olmadan – fiil çıkarsa iradesi ile bu fiil haktandır bilsin lisan ile dışarıya bu haktandır denmemeli.
İrfaniyetle baktığımızda sorun yok. Beşeriyetle baktığımızda yorum yok.
Merkez ne demektir? Merkez bana bir şeyin orta noktası, dairenin orta noktasını aklıma getiriyor. Merkezi çağrıştıran başka kelimeler ise; bütün, zıtların birliği, kök, kaynak, sıfır, daire (idare), yönetim, öz, denge, temel, orta, baş, gerçek, Kâbe, nokta, sabitlik, hedef, sevgi (hub), akıl. Bu kelimeler bana merkezi çağrıştıran kelimelerdir.
Merkez zat mertebesinin sözüdür.
Efendi Babacığım Nü…… annemin ve sizin ellerinizden öperiz. Saygıyla sevgiyle selâm ederiz.
------------------------
Dostları ilə paylaş: |