Günü saat: 22. 41 sıralarında şüpheli Mehmet Fikri karadağ ile M. V. D.'nün yaptıkları telefon görüşmesinde özetle


-"GTA" isimli txt belgesi içerisinde



Yüklə 7,96 Mb.
səhifə39/48
tarix18.03.2018
ölçüsü7,96 Mb.
#46068
1   ...   35   36   37   38   39   40   41   42   ...   48

-"GTA" isimli txt belgesi içerisinde:

"GTA H.A.T. , yani GTA Haber Alma Teşkilatı'dır.GTA H.A.T.'m görevi ismindende belli olduğu üzere H.A.T. İstihbarat Ajanları yani H.A.T.İ.A yetiştirir ve Türkiye Cumhuriyeti Devletine haber alma dalında büyük yardımlar eder.H.A.T.İ.A haber aldığı herşeyi merkezde birleşitirip MIT,JITEM yada Genelkurmay'a iletir.Devletin bu değerli mercilerinden yetki gelmediği sürece HATIA kafasına göre hareket edemez sadece haber alma işinde istihbarat verebilir.Yine devletin bu mercilerinden gelen yasaklamalara harfiyen uyar.HATİA yönetimini Türkiye Cumhuriyeti legal yasalarına uyumlu bir şekilde GTA Hareket Merkezinden GTA Harekat Kanunu'na göre alır. H.A.T.İ.A. olmak kolay değildir.Her GTA genci HATİA olamaz.Bunun için öncelikle A kuşakta bir GTA elemanı olması gereklidir.A kuşaktaki bir GTA genci çaylaklığı aşmış ve tamamen kademeli bir GTA'dır.HATIA ajanlarında aradığı en önemli özellikler mantıklı hızlı karar verebilme,her türlü stratejiyi ve tehlikeyi önceden sezebilecek şekilde paranoyak olma,korkusuzluk, psiko ve fiziksel saldırılara dayanıklılık,güvenilirlik,sağlam yapı atletik ve fit olma gibidir.Bunun dışında bir takım sağlık problemlerinin olmaması gereklidir.Aynca A kuşağı olgun bir HATIA her türlü gizli GTA beden dili kelimeleri ve GTA alfabesini bilir.HATIA gücünü her türlü düşüncenin sahip olduğu ancak bir temel amaç için vatan aşkı için birleşmiş olgun A kuşağı gençlerden alır.Bu gençler ülke için Ahmet yada Mehmet değil Komünist yada Ülkücü değil bir tek yolda GTA'da birleşmiştir.GTA sorunları mantıklı bir şekilde legal olarak çözdüğü için vatanını seven her Türk genci için kutuplaşmak ve kavga yerine mantıklıca bir çatı altında toplanmanın yolu olmuştur.HATIA gün geçtikçe dahada büyümektedir.GTA ve HATIA saygınlığını ve güvenjjirfîğîhr^a^ga etmek yerine çözüm için uğraşmak ve konuşmakta olduğu için almaktadır.GTA \e HATİA aslaa Türkiye Cumhuriyeti'nin




mercilerinin verdiği bir yetki dışında kavga etmez ve şiddete başvurmaz,o sadece görevini yapar ve gerçek görevli olan gerekli mercilere sorunu iletir.Unutmaylımki sorunu çözücek olan elbet devlettir ne A kuruluşu ne B partisi bu kimsenin üzerine düşmez.

Türk Hackerlanmızı Koruyalım : Türk Hacklerları Türk'ün zekasının ve asaletinin ne derecede olduğunu dünya'ya kanıtlamıştırlar.GTA H.H.B. yani GTA Hack Hareket Birlikleri'de internet üzerinde Türkiye Cumhuriyeti'ne hakaret içeren yada onu aşağılayacak yada irticai,bölücü,yıkıcı faaliyette bulunan sitelere karşı XH1 ve XH2 harekatlarını gerçekleştirmiştir ve gerçekten başarılı sonuçlar alınmıştır.Bu operasyonlar düzenli olarak devam edicektir ancak son zamanlarda Türk Hackerları arasında olan ayrılıklar ve basının değerli Türk Hackerlanna yaptığı saldırılar GTA'yı harekete geçirmiştir.Öncelikle şunu anlamanızı isteriz Türk Hackerları aslaa Türkiye Cumhuriyetine yada her hangi bir şahsa düşman değildir.Bu insanlar gerçek birer vatansever ve savaşçıdırlar.Dünya üzerinde savaşlar artık 2 grupta yapılmaktadır. 1-Cephe Savaşları 2-Sanal Savaşlar.Cephe savaşlarında lider bir orduya sahip olan ülkemiz sanal savaşlardada lider bir ordu ile bize gurur vermektedir.Bu yüzdendirki her GTA gencinin görevi Türk hackerlanna destek ve onları korumaktır.Hackerlarımıza gerekirse GTA kasasından mali destek bile yapılmalıdır.Unutmayalımki eğer hackelarımız olmasa idi biz bugün internet üzerinde rahatça gezemezdik.GTA'mn yeni amaçlarından biride GTA Merkezinde alman karar ile Türk hackerlanmızı güçlü bir birlik içine sokmaktır.Bunun için GTA HHB hackerlarımıza açıktır.Unutmayalımki birlikten kuvvet doğar.GTA HHB gün geçtikçe büyümektedir ve amacımız yine kutuplaşmalardan uzak bir birlik olmaktır ve sesimizi sanal savaş zaferleri ile dünya'ya duyarabilmektir.GTA HHB bu yüzden değerli Hackerlanmızı heyecan ile beklemektedir .Lütfen bize gtafiles@mynet.com'dan ulaşın."



-"GTA Kurallarım" isimli txt dosyası içerisinde;

"GTA,Genç Türk Atılım dır.GTA hiç bir görüşe inanmaz GTA ne olursa olsun hangi düşünceden olursa olsun her Türk gencini görüşleri yüzünden birbiri ile kavga etmek yerine bir birlik içine sokmak için kurulmuştur.Unutmayalimki Türk'ün üstün özelliklerinden birisi hoşgörüsü ve bir birlik içinde kalabilmesidir.Nitekim ulu önder M.Kemal milyonlarca Türk'ü acımasızca katleden Yunanlı'nm bayrağına basmayarak en büyük büyüklük örneğini göstermiştir.Buradada Türkün üstün bir özelliğini adeta dünyaya duyurmuştur.Türk birbiri ile kavga etmez hoşgörülüdür vatanı tehlikede olmadığı sürece şiddet kullanmaz.İşte bu Türk hoşgörüsüdür.Herşeyden önce hepimizin yaptığı yanlış şey bir takım dolduruşlar ile kavga ederek bişeyler yapabilceğimizi sanmak.Ne olursan ol önemli olan Türk olman ama kavga kaba kuvvet Türk'e yakışmaz Türk hoşgörülüdür saygılıdır vatanına saldın olmadığı sürece düşmanlar dışında hiç bir şeye şiddet kullanmaz.GTA herşeyden önce üyelerine şu çağrıyı yapar ne olursan ol Türksen gel der. Bu ülkeyi seviyorsan islamcı,milliyetçi,ülkücü,kemalist,modern,sağcı,solcu ne olduğun GTA'yı ilgilendirmez çünki GTA tüm bu düşünce tarzlannm ortak noktaya ülkeyi bataktan kurtarmaya ve ilerletmeye amaçlı olduğunu bilir bu yüzden bu düşünce tarzlarının hepsini kanştırarak ortak bir birlik doğurmuştur bu yüzdende şu anda emperyalist güçlerin en korktuğu Türk genç atılımıdır.GTA sana sesleniyor sana diyorki ne olursan ol eğer ülkeni seviyorsan en azından şu ülkeyi bu bataktan çıkartana kadar herşeyi bir kenara atarak GTA'ya katıl onlarda görsünler aslında Türk'ün eskisi kadar birlik olabilidğini ve kutuplaştırma planlannm boşa çıkacağını .Unutmayalımki bazen gerçek göründüğü gibi değildir.İnanmakta olduğunuz ülkü aslında dış kuvvetlerin bir maşası olabilir bunu o ülküler için savaştığını sanıp hapishanelerde daha önce çürüyen insanlar vermiştir.Ama bu ülküler uğruna gençlerimizi veba eden dış destekli maşalar bugün yine aynı senaryoyu bu sefer daha ciddi şekilde uygulamaktadır.Ancak bugün farklı olarak psiko saldınlar daha çok artmıştır özellikle dış destekli basın bunu düzenli şekilde sürdürmektedir .Türk gençliği ya koyunlaştırılmış yada psiko/propagandalara yenik düşmüş ve çürüyüp gitmiştir.Artık uyanma zamanıdır denilen boş şeyler çok geride kalmıştır gençlik uyanmıştır fakat önlerindeki engeller çok ciddidir.Görüşleri yüzünden kutuplara aynlmıştır.Ülke olayları denilen konular artık sokak kavgalarına dönmüştür.Ülke olayları uğruna savaşmak için kurulan birlikler artık sokak kavgalarında boy göstermektedir.İşin en kötü yönüde istihbarat teşkilatlarının bir bölümünün dış güçlerin eline geçmesidir.Ülke gene aynı senaryo ve Terör ile geriye götürülmektedir .Küpe takıyor diye bir genci döven msânîar Juremiştir. Halbuki nasıl o senin görüşünü hoş görüyor ise seninde onun görüşünü h,oş görmek zorunluluğun herşeyden önce Türk

^ö^^v^y^y

kültüründe vardır.Belkide küpe taktığı için dayak yiyen çocuk bu ülkeyi senden daha çok sevmektedir.Belkide sen dış güçlerin bir maşa koludursun,gerçek hiç bir zaman göründüğü gibi değildir.

GTA herşeyden önce elemeanlarma hoşgörüyü ve kendi görüş açısını öğretir GTA nm görüş açısı at gözlüğü yerine her düşüncenin bir arada toplandığı bir kavgasız konuşarak anlaşan bir harekettir.Empati kurmak GTA'nm vazgeçilmez özelliklerinden biridir.GTA aslaa kavgayı hoş görmez kaba kuvvet yerine iyi sözün yılanı deliğinden çıkarmasını yeğler.Kavga ancak yasaları işlemeyen ve kültürleri yozlaştırılmış milletlerde olur.Ancak Türk gençliğinindee şu anda geldiği konum bunun kadar vahimdir tabiki bu oyunlara kanmamak herşeyden önce GTA penceresi ve bol kitap okuyarak bir kültür hazinesi ile olur.Unutmayalımki en büyük efelik efendiliktir sözünü atalarımız boşuna söylememiştir.

ikinci olarak Kültür ve GTA penceresi kazanmış bir insana psiko saldırılardan ve psiko/propagandalardan korunma yolu öğretilir.

Üçüncü olarak düzenli beden eğitimleri ile sağlam baş sağlam vücutta bulunur felsefesi uygulanır

.Dördüncü olarak gece yürüyüşleri ve düzenli oruçlar ile kişisel sorumluluk ve korkusuzluk ile takım ruhu öğretilir.



Beşinci olarak her şey için Tanrı'ya şükretme alışkanlığı öğretilir.Altmcı yöntem sır tutma yöntemidir bunun için farkında olunmadan bazı testlere tabii tutulur bu testler ile kendine güven ve sır tutma yeteneği arttırılır.Bir yıl 12 aydır GTA'nm prensibi 12 ay 12 kitaptır.Her ay bir kitap okumak kişiye ayrı kültürler katar kişi kitaplarını tarihi,siyasi,psikolojik ve coğrafik&kültürel olmak üzere 4+4+2+2 formülü ile 12 aya sığdırır.Kendine güvenme testleri GTA'nm en önemli testleridir bu yüzden düzenli olarak buluşarak ve toplananarak topluluk önünde konuşma ve sohbet seminerleri yapılır.GTA hayvanlara ve bitgilere çok değer verir bu yüzden her GTA elemanı en az bir hayvan,bir bitki besler bu GTA elemanına doğanın gücünü fark etmesini sağlar böylece düzenli olarak ağaç dikme günleri ile her GTA elamanı ülkesinin tabiatına her sene katkıda bulunur.Buda GTA elemanının havadaki oksijeni çoğaltarak erken yaşta ölme ve kansere yakalanma risklerinin önüne set çektiği bir politikadır.GTA genci aslaa dalga geçmez GTA genci her insamn içinde bir yeteneği olduğuna inanır tam tersine o genci kazanmak için elinden gelen uğraşı verir gerekirse kendi cebinden sağlık hizmetlerim görür.GTA genci paylaşmayı öğrenin ve çağımızın tehlikeli hastalığı olan nakötlüğe ve cimriliğe savaş açar bu durumda GTA elemanlarının para birimleri yerine özgür maneviyat güçlerini silahsız ve şiddetsiz şekilde kullanması muhtemeldir .GTA hayvanların kavga ederek insanların ise konuşarak anlaştığına inanır.GTA'nın para birimi kardeşliktir GTA'da benim param senin paran metodu Türk Geleneklerine uygun bir şekilde yürütülür.Her GTA elemanı ülkesinin bir ajanıdır onun yanlış gördüğü şeyler rapor halinde GTA karargahında toplamr ve devletin gerekli güvenlik mercilerine iletilir.GTA kendi güvenliğini gizliliği sayesinde korur GTA'nm sırrı bir erdemdir erdemleri açığa vurmanın cezası ise sadece hareketten atılma ile olur.GTA kavgaya girmez kavga etmez güç kullanmaz ancak ülke savaş durumu içine girerse düşmanlara karşı direniş içine lider tarafından sokulur.GTA savaş hali dışında yapılan tehditleri devletin gerekli mercilerine iletir ve hakkında yasal işlemler yapılır bunun dışında GTA'nm güvenlik birimleri sadece Kolluk Silahsız Kuvvetlerinden oluşur.Bu kuvvetler sadece toplantılarda oluşacak kargaşaları bastırmak ile görevlidir.GTA genci dövüş dansı denilen bir dans ile dövüş tekniklerini öğrenir.Fakat bunu ülkenin savaş hali dışında düşmanlarından başka kimse üstünde kullanamaz.Ancak devletin güvenlik teşkilatlarından alınan izin ile GTA nın lider kadrosundan gelicek bir emir ile K.S.K.(Koiluk Silahsız Kuvvetleri) kendine karşı olan tehditlerde harekete geçer.GTA zor durumlarda para toplayarak kendi gencine yardım eder.Okul sağlık vb zorunlu ihtiyaçlarda durumun kanıtlanması ile GTA para toplayarak gencine sahip çıkar ve ülkesine hayırlı bir genç olabilmesi için mücadele eder.GTA çocuklara çok önem verir GTA gençlerinin hepsi ilerde ülkeye yararı olucak bir çocuk büyütmek için düzenli çocuk büyütme seminerlerine girer.Her ay her hangi bir fakir mahellede çocuklara elbise ve kitap alınarak çocuklar giydirilir ve mutlu edilir.GTA tüm dinlere saygıhdır.Kimseyi inancından ve ibadet şekliden dolayı yargılamaz ancak dini yönden insanları her zaman Tanrı'ya şükretmelerini öğretir onun dışında hiç bir dini harekete karşmaz herkesi Tanrı ve kulu arasında dinin gereği oalrak özgür bırakır ve din Tanrı ve kuliPSflfsîpa&^ir sır gibi kalmalıdır. GTA düzenli olarak ülke savuması eğitim kamplarına çıkar bu eğitim kampları TSK'den gelmiş askeri yetkililer tarafından yürütülür ve aslaa TSK sorumluluğu dışına çıkmaz.GTA örnek

704




/İS^

"7 .' ^^K^P1^

vatandaş olan her gence para ödülü verir bu şekilde devletimizin değerli polislerine yardım etmiş olunur.GTA genci kendini aslaa açığa vurmaz hiç bir noktada GTA ile adım anmaz GTA faaliyetleri sadece genç ile GTA arasında sırdır.GTA mn faaliyetleri kapalı bir sır değildir TSK'ya açıktır TSK her zaman GTA'nm işlerini denetleme yetkisine sahiptir.GTA gençleri akıl jimnastiklerine düzenli oalrak girerler bu cimnastiklerde sayılar ile oyunlar oynanın ve hızlı karar verme yeteneği geliştirilir...GTA hızla büyümekte olan bir birliktir,gençlerimiz GTA ile doğru yolu önlerinde görmüşlerdir artık her şey çok değişmiştir GTA'ya giren gençlerin sayısı gün geçtikçe artmaktadır.Çığ gibi büyümekte olan bu yararlı kuruluş ülkesine yararlı olmak aşkından başka hiç bir şey duymayan gençler ile doludur. GTA'ya giriş şartları çok zor değildir giricek kişi siteden mail aracılığı ile bize ulaşmalıdır ve bir takım başvuru formlarını doldurarak ve bir takım testleri aşarak GTA'ya girebilir.Bumın dışında gönüllü olarak 2+2+2+2+2+2 sistemini başvuru formunda belirleyerek kendi rızası ile belirlediği çift aylarda 20 YTL gönderebilir.Unutmayalım ki 20 YTL'de kimsenin bir zorunluluğu yoktur herkes kendi nzası ile ülkenin ve GTA mn geleceği için bu parayı gönderebilir.GTA bu harekette bulunanlara minnettar olucaktır.GTA bunla kalmayıp parayı nerelere harcadığının raporunu fatura fotokopileri ile elemanlarına düzenli olarak bildirecek ve GTA kasasında ne kadar para olduğunu ve ne kadar para kaldığını düzenli olarak elemanlarına mail yolu ile bildirecektir.Unutmayalımki gönüllü olarak verilen bu paralar GTA elemanlarının geleceği ve Türkiye için harcamcaktır.Ayrıca grupsal aktivasyonlardada bu paralar kullamlacaktır.Bunun dışında elbet bazı kötü niyetli insanlar GTA'yı yıpratmak amacı ile üzerimizde bir takım oyunlar oynuyucaklardır.GTA bu tür maddi ve manevi hiç bir oyunu ve sorunu kabul etmiyicektir.Üyeliği kabul edicek insanlar iyi ve GTA'ya sadık insanlar olmalıdırlar bunun dışındaki hiç bir adi oyunu yada hiç bir sorumluluğu GTA kabul etmez...GTA hakkında daha çok bilgi pek yakında sitemize düzenli olarak eklenicektir...GTA nm www gibi bir sisteme ihtiyacı yoktur GTA mn yeri kalplerde oluşmlaıdır bu yüzde show'a gerek olmadığını düşündüğümüzden böyle bir site kurmadık ancak ileride gençlerin talepleri doğrultusunda kurulabilir...

d-Hukuki durumunun Değerlendirilmesi

Şüpheli Tuğrul DERME'nin şüpheliler Bekir ÖZTÜRK ve Habip Ümit SAYIN ile örgütsel irtibatlarının bulunduğu,

ERGENEKON terör örgütünün gizli gençlik yapılanmasının organizesi için çalışmalar yaptığı, şüpheli Bekir ÖZTÜRK'e bağlı olarak örgütün gençlik kollarım organize ettiği ve etrafına topladığı gençlere de kendisini gizli lider olarak tanıttığı, milli amaçlara hizmet etme duygularıyla da bilgisayar konusunda uzman gençleri etrafına toplayıp örgütün HACKER kadrosuna kazandırmayı amaçladığı, Şüphelide ele geçirilen askeri fotoğraflar ve belgeler şüphelinin yapmış olduğu işi illegal olarak değil legal olarak yaptıkları havasını verdiği.Yapmış olduğu sunumu da emir komuta zincirinde ve ERGENEKON belgelerindeki tez-analiz raporlan gibi arz ettiği, her ne kadar şüpheli bu belgeleri kendisinin yazdığını beyan etmiş ise de; gerek yaşı ve gerekse de kültür seviyesi göz önüne alındığında 18 yaşında olan şüpheli Tuğrul DERME'nin belirtilen belgeleri yazamıyacağı, örgütün kendisine verdiği yazılı belgeleri power point olarak düzenleyip örgüte taban sağlamaya çalışıp gizli örgütlenme adı altında gençleri sanki devlete ve Türk Silahlı Kuvvetlerine hizmet ediyormuş gibi bir hava oluşturup etrafına toplayıp daha sonra da devlet için denilmek suretiyle, gençleri eylem ve faaliyetlere yönlendirdikleri ve vatan-millet sevgisi duygularını kullanıp kabiliyetli gençleri örgütün HACKER'lar kadrosuna kazandırmayı amaçladığı, bu konuda attığı e-mail içeriğine bakıldığında gizli toplantı yerilerinin bulunduğu ve bu konuyu sağlayacak kadar genci etrafına topladığını beyan ettiği ve bu surette gençlik organizasyonunu belirli bir aşamaya getirdiği anlaşıldığından,

Şüpheli Tuğrul DERME'nin ERGENEKON terör örgütünün üyesi olmak eylemi nedeniyle; TCK' nun 314/2 ve 3713 Sayılı JTjerade^ Mücadele Kanunun 5. maddeleri gereğince cezalandırılması talep edilmiştir,'^,, j - * s.




rM^n^m

705





18-ŞUPHELI METE YALAZANGIL

a-Emniyet beyanında ;



1987 yılında istanbul Emniyet Müdürlüğünden Pasaport aldığını, bu pasaport ile 1987 yılında Güreş Milli Takımları ile beraber Avrupa Güreş Şampiyonunsa katılmak üzere Polonya'ya, 1988-1989yıllarında Güreş Şampiyonunsa Atina'ya, 1989-1992yılında Kıbrıs'a iş için gidip geldiğini, 1993 yılında Galatasaray erkek voleybol takımı ile Moskova'ya, 1994 yılında Almanya 'ya Bayerleverkusen bayan voleybol takımına fizyoterapist ve kondisyoner olarak, 1996 yılında bayan voleybol takımı ile Polonya 'ya bahar kupasına katıldığını, aynı yıl Moskova 'da düzenlenen bahar kupasına katılmak için Güneş Sigorta bayan voleybol takımı ile beraber, 1997 yılında Aralık ayı itibari ile kendi şirketini açmak için Ser Dış Tic. Gıda Azerbaycan'a gittiğini, 2005 yılında Romanya'ya Ticaret amaçlı gıda üzerine Unixfirmasını kurduğunu, illegal yollardan yurt dışına çıkış yapmadığını,

1998 Akm BİRDAL olayında dolayı Ankara İlinde gözaltına alındığını, ifadesinin akışı için bu konudan bahsettiğini, birde 1988 yılında 6136 ya muhalefetten dolayı gözaltına alındığını, ancak Kartal Savcılığından serbest kaldığını, 1999 yılında Kadıköy Doğru Yol Partisine üyeliğinin olduğunu, 2005 yılında Kadıköy Doğru Yol Partisinin Genel Sekreterliğini yaptığını, başkaca herhangi bir sendika, Dernek ve benzeri bir kuruluşa üyeliğinin bulunmadığını,



Adının Mete olduğunu, yanlışlıkla Metin diye yazılmış olabileceğini, ancak Metin isimli de ağabeyinin olduğunu, fakat ZAFER (kod) Muzaffer TEKİN ile tanışmadıklarını, Muzaffer TEKIN'in ifadesinde geçen, sürekli telefon değiştirir beyanı doğru olmadığını, 1998 yılında kendi adıma kayıtlı 0535 774 79 03 numaralı telefonu halen kullandığını, aynı zamanda Muzaffer TEKIN'in kendisini defalarca bu numaradan aradığını, Turkcell kayıtları incelendiğinde bu da ortaya çıkacağını, ayrıca 1994 - 1997 yılları arasında Almanya 'da yaşadığı ve Türkiye döndükten sonra yukarıda belirttiği numarayı aldığını, halen de kullandığını, Muzaffer TEKİN 'in yukarıda beyanlarında geçen DYP, Antörnürlük, Ataşehirde oturması, Emekli olduktan sonra tanışması gibi hususların doğru olduğunu, bahsi konu CD ile ilgili konuyu ifadesinin ilerleyen bölümlerinde ayrıca anlatacağını,

1998 yılı Mayıs ayında çocukluğundan beri tanıdığı Semih Tufan GÜLALTAY ve Mustafa GÜLEN ile SER şirketinde ortak olduğu dönemde Mustafa GULEN'in tanıştırdığı Mikail SARI'nın Akın BİRDAL suikastından dolayı arandıklarını basın ve medyadan öğrendiğini, Mustafa GULEN'i arayarak Kadıköy Ataşehir de bulunan bir çay bahçesine çağırarak bu olayın aslının ne olduğunu kendisine sorduğunu, kendisinin de Semih Tufan GÜLALTAY'ı Mikail SARI ile SER şirketinde tanıştırdığını kendisinin bu olayla ilgisi olmadığını söyleyerek ayrıldığını, 1988-89 yıllarından önce Tekel'de çalıştığı dönemlerde Muzaffer TEKİN 'de Kadıköy Belediyesinin spor hocalığını yaptığını, o dönemde kendisi ile tanıştığını, zaman zaman Muzaffer TEKİN 'in Kadıköy Kuşdilinde bulunan bürosuna gidip geldiğini, kendiside çalıştığı yerlere gelir ziyaret eder görüşür ve sohbet ettiklerini, 1998 yılının Haziran veya Temmuz aylarında bir gün Muzaffer TEKİN yanına gelerek Semih Tufan GÜLALTAY'ın kendisinin mahalleden tanıdığı yaş itibari ile ufak olan bir kişi olduğunu, Namık Zihni OZANSOY'unda kendisinin arkadaşı olduğunu, bu arkadaşlarının halen Kastamonu cezaevinde olduklarını arkadaşlarının zor durumda oldukları ve beraber Kastamonu cezaevine gidip bu arkadaşları ile görüşmeleri gerektiğini söylediğini, zaten Semih Tufan GÜLALTAY'ın annesi ve babası da kendilerinin oğlunun yanına gidip gelemediklerini kendisinin gitmesini istediklerini dediğini ve Muzaffer TEKİN ile birlikte kendisinin arabasıyla Kastamonu'ya giderek savcılıktan izin aldıktan sonra yaklaşık 30

dakika kadar Semih Tufan GULALTAY ve Namık Zihni OZANSOY ile cezaevinde

görüştüklerini, görüşmeden sonra İstanbul'a döndüklerini, bu görüşmeden yaklaşık 1,5-2 ay

kadar sonra evinde otururken adını hatırlayamadığı bir arkadaşının kendisini arayarak "bir

Milliyet Gazetesi al ve 4. sayfasını oku" diyerek telefonu kapattığını, bunun üzerine

kendisinin gazete bayiine giderek bir Milliyet gazetesi alıp 4. sayfasını açtığımda Akın

BIRDAL suikastı olayı ile ilgili bir çok kişinin adının bulunduğu bir listenin olduğunu, bu

listenin alt kısımlarında SER Dış Ticaret ortaklarından Mustafa GÜLEN ve Mete

YALAZANGIL 'in Ankara DGM Başsavcılığı şeklinde arandığını görünce eski ortağı olan

Mustafa GÜLEN'i telefonla arayarak Ataşehir de çay bahçesinde kendisi ile görüştüğünü, bu

konunun ne olduğunu sorduğunda, oda kendisinin bu olaylarla bir ilgisinin olmadığını

söylediğini, kendisinin de "madem savcılık bizi arıyor Ankara ya gidip teslim olalım"

dediğini, ancak işlerinden dolayı gelemeyeceğini söyleyerek ayrıldığını, birkaç gün sonra

Semih Tufan GULALTAY, Muzaffer TEKİN 'in Harp Okulundan arkadaşı olan Namık Zihni

OZANSOY'un Kadıköy Sahrayıcedit'te bulunan evinde istanbul Terörle Mücadele Şubesince

yakalandığın, medyadan öğrendiğini, 15-20 gün sonrada Mustafa GÜLEN ile birlikte Ankara

ya teslim olmaya gittiklerini, Ankara da bazı avukatlarla görüşerek ne yapacaklarını nasıl

davranmaları gerektiğini sorduklarını, onlarda gidip teslim olursak olayın vahameti açısında

tutuklanabileceklerini söylediklerini, 8-10 ay kadar cezaevine gireceğini söylemeleri üzerine

Mustafa GÜLEN'in istanbul'a döndüğünü, kendisinin Ankara Terörle Mücadele Şube

Müdürlüğüne gidip teslim olduğunu, 3 gün gözaltında kaldıktan sonra çıkarıldığı Ankara

DGM savcılığınca serbest bırakıldığını, 2001 yılında bir gün Semih Tufan GULALTAY'in

yeğeni olan Necdet ATIŞ'in yanına gelerek Semih Tufan GULALTAY ve bu olaydan dolayı

yakalanan bütün arkadaşlarının Yozgat cezaevine nakledildiklerini ve Semih Tufan

GÜLALTAY'ın kendisiyle görüşmek istediğini, Yozgat cezaevine gitmesini istediğini,

kendisinin de Necdet ATIŞ'a Yozgat cezaevine gidemeyeceğini işlerinin olduğunu söylediğini

ve gitmediğini, ancak Necdet ATIŞ Semih Tufan GÜLALTAY'ı ziyarete gittiğinde Semih Tufan

GULALTAY Necdet ATIŞ'a Muzaffer TEKİN'in yanına gitmesini ve Muzaffer TEKİN'in

gelip kendisine Semih Tufan GÜLALTAY'ı ziyaret etmesini istediğini söylediğini, bunun

üzerine Muzaffer TEKIN'i daha önceden kurulmuş bulunan ve kendisinin 1999 yılında satın

aldığı Nova Veterinerlik Hizmetleri isimli iş yerine gelerek Yozgat cezaevine gidip Semih

Tufan GULALTAY ile görüşmesini istediğini, kendisinin de Muzaffer TEKİN 'e görüşmesi

istediğinin şahısların medyadan ve basından takip ettiği kadarıyla suçlu olduklarını bu

suikastı gerçekleştirdiklerini veya gerçekleştiren şahıslarla birlikte olduklarına kanaat

getirdiğini, kendisinin de "gidip bu şahıslarla görüşmem işim gücüm var" dediğini, bunun

üzerine Muzaffer TEKİN "onlar istiyorlar diye gidip görüşmeyeceksin bunlar benim ve

senin arkadaşların olduğu ve mağdur olmuşlar zor durumdalar arkadaşlarımızın zor

günlerinde onların yanında olmamamız gerektiğini onlar istiyor diye değil ben istediğim

için git ve Semih Tufan GULALTAY ve Namık Zihni OZANSOY ile görüş" dedğini, ancak

Muzaffer TEKİN 'in bu istediğini de kabul etmediğini, Muzaffer TEKİN iş yerinden ayrılarak

gittiğini, bir daha da bu konudan dolayı uzun bir süre görüşmediklerini,

2007 yılı Ocak-Şubat aylarında ilçe genel sekreteri olduğu dönemde adının Aydın YÜKSEL olduğunu söyleyen bir polis arkadaşla tanıştığını, bu şahsa telefonunu verdiğini, bir günü kendisini arayıp çevresinin çok olduğunu yardım edebileceğini söylediğini, kendisinin de "elimden geleni yaparım" dediğini, kendisinin Muzaffer Şenocak tarafından 150000 YTL dolandırıldığını, bu nedenle kendisinden yardım istediğini, kendisinin de askeriyeden çok çevresi olduğu bildiği Muzaffer TEKİN 'i aradığını, Aydın ile birlikte Muzaffer TEKİN 'in Kuşdilinde bulunan ofisine gittiklerini, Ofisini de Muzaffer TEKİN, Rafet ARSLAN, Raf et 'in kardeşi ve tanımadığı Muzaffer TEKİN 'in sınıf arkadaşları olduğunu söylediğini 4-5 kişi daha olduğunu, oturup Aydın'ı Muzaffer TEKİN de tanıştırdığını, Muzaffer TEKİN 'e



Aydın YÜKSEL (soyadını YÜKSEK olarak öğrendiği)Muzaffer ŞENOCAK tarafından dolandırıldığını anlattığını, anlatırken Muzaffer ŞENOCAK'in Özel Kuvvetlerde görevli yüzbaşı veya binbaşı olarak görevli olduğunu da söylediğini, bunun üzerine Muzaffer TEKIN'in birkaç arkadaşına telefon açtığını, yaptığı görüşmelerden sonra Muzaffer ŞENOCAK'ı kesin olarak tanıyan olmadığını ancak bazı arkadaşları ismi yabancı gelmiyor diye söylediklerini Muzaffer TEKIN'in söylediğini, Muzaffer TEKIN'in Aydın YÜKSEK'e kart vizitini verdiğini, Aydın YÜKSEK'in telefonlarını aldığını, konuyu araştıracağını, "bir bilgi elde eder etmez, seni ararım buraya her zaman uğraya bilirsin " dediğini, bu konuşmalar esnasında Muzaffer TEKIN'in odasında kendisi, Aydın YÜKSEK ve Muzaffer TEKİN 'in 4-5 arkadaşı olduğunu, Rafet ile kardeşi karşı odada olduğunu, kapı açık olduğu için Rafet ile kardeşi bu konuşmaları duymuş olabileceğini, Aydın ile beraber çıktıklarını, çıkar çıkmazda Aydın YÜKSEK'in teşekkür ederek ayrıldığını,

Aradan bir ay kadar geçtikten sonra Aydın YÜKSEK'in kendisini telefonla aradığını, Uğramak istediğini söylediğini, Kadıköy Hasanpaşa 'da bulunan işyerine geldiğini, elinde bir CD olduğunu, kendisine ağabey Muzaffer TEKİN 'in ofisine uğradığını, kapalı olduğunu, "bu CD yi Muzaffer TEKİN 'e rica etsem verebilirimsiniz CD'nin içerisinde, Muzaffer ŞENOCAK'a ait adresler, kart vizitleri ve iletişim bilgileri var" diye söylediğini, kendisinin de "sen bırak, ben CD Muzaffer TEKİN 'e ulaştırabilirim " dediğini, çay içtikten sonra gittiğini,

Aynı gün öğleden sonra kendisinin Muzaffer TEKİN 'in Kuşdilindeki ofisine gittiğini, içeriye girdiğini Rafet ARSLAN ve kardeşi Ahmet ASLAN girişte bulunduklarını, Muzaffer TEKİN 7 sorduğunu, ofiste yok Bakırköy 'e gitti dediklerini, bunun üzerine Rafet ARSLAN'a "geçen Aydın isimli bir polis arkadaşla gelmiştik, onu dolandıran şahsın bu CD içerisinde iletişim bilgileri varmış, sana bıraksam bu CD 'yi Muzaffer TEKİN 'e verirmisin " diye rica ettiğini, CD yi Rafet ARSLAN'a verdiğini, Rafet ARSLAN'da CD alarak kendi masasının çekmecesine koyduğunu, kendisine de "hocam merak etme ben kendisine vererim " dediğini, bunun üzerine ayrılarak evine gittiğini,

Bu CD yi bırakma olayından sonra, iki, üç ay içerinde Aydın YÜKSEK birkaç kere telefon ile arayarak ne oldu ağabey bir gelişme var mı diye sorduğunu, kendisinin de Muzaffer TEKIN'in kendisini aramadığını, kendisine bilgi vermediğini, ayrıca Muzaffer TEKİN 'in telefon numarasının kendisinde olduğunu arayabileceğini söylediğini, daha sonra ki zamanlar da Muzaffer TEKİN 'in ofisinin önünden geçerken penceresinin açık olduğunu gördüğünü, ofise çıktığını, içeride ön kısımda Rafet ARSLAN'ı gördüğünü ve selam verdiğini, diğer tarafta Muzaffer TEKİN 'i gördüğünü, 2-3 arkadaşının olduğunu, onlarla sohbet ettiklerini, selam verip içeri girdiğini, diğer şahısları tanımadığın dan dolayı Muzaffer TEKİN 'in yanına gidip kulağına "ağabey CD baktınmı Muzaffer ŞENOCAK'la ilgili bilgi edindinmi Aydın YÜKSEK devamlı beni arıyor bir gelişme varmı" diye sorduğunu, kendisinin de "ne CD si" diye cevap verdiğini, Rafet ARSLAN'a bıraktığı ve kendisine teslim etmesini söylediği bir CD 'nin olduğunu, "bakmadığınız mı" diye sorduğunu, CD içerisinde Aydın YÜKSEK'in kendisine söylediğine göre Muzaffer ŞENOCAK'a ait iletişim bilgilerinin olduğunu söylediğini, daha sonra Rafet'in bulunduğu yere geçtiğini, Rafet ARSLAN'a sorduğunu, Rafet'te CD yi Muzaffer TEKİN 'in masasına bıraktığını söylediğini, tekrar Muzaffer TEKİN 'in yanına giderek "Rafet ARSLAN senin masana bıraktığını söylüyor" dediğini, bunun üzerine Muzaffer TEKİN masasının üzerine ve çekmecelerine baktığını, burada böyle bir CD yok dediğini, bunun üzerine ofisinden ayrılıp çıktığını, daha sonra Muzaffer TEKİN ile nede Rafet ARSLAN ile CD konusunda herhangi bir görüşmesinin olmadığını, ancak Aydın YÜKSEK'in kendisine bir iki defa arayarak ne oldu şeklinde sorduğunu, kendisinin de herhangi bir gelişme haberi olmadığını söylediğini,

22.06.2007 günü akşam saat lerinde Muzaffer TEKİN yanında tanıdığı ve ismini
Kür şad olarak bildiği şahsın kendisini telefonlu arayarak, Beşiktaş'ta mahkemede

708


Sh;r&fr


olduklarını, yanında Rafet ARSLAN'ın bulunduğunu ve kendisiyle görüşmek istediğini söylediğini, telefonu Rafet ARSLAN'a vermesini söylediğini, Rafet ARSLAN'da kendisine savcının kendisinin telefon numarasını Muzaffer TEKİN 'den istediğini, şimdi savcının yanından çıktığını ve telefon numarasını savcıya vereyim mii diye sorduğunu, kendisinin de bu konuyla ne alakası var diye sorduğunu, Rafet ARSLAN'ın da kendisinin Muzaffer TEKİN 'e verilmek üzere Rafet ARSLAN'a bıraktığı CD den dolayı olduğunu söylediğini, kendisinin de kendini aramış olduğu telefon numarasını verebileceğini söyleyerek görüşmeyi bitirdiklerini, bu görüşmeden hemen sonra Aydın YÜKSEK'i aradığını, çok sinirli bir şekilde, Aydın'a bağırarak "bu CD ne var benim niye savcı telefonumu istiyor" diye sorduğunu, kendisine CD de hiçbir şey olmadığını sadece Muzaffer ŞENOCAK'ın iletişim bilgilerinin olduğunu söylediğini, ayrıca kendisinin hemen savcılık ve Terörle Mücadele Şubesine gidip bu CD yi kendisinin hazırladığını ve kendisine kendisinin verdiğini, ifade edeceğini bu konuda, kendisinin mağdur ettiği için özür dilediğini, CD içerisinde hiç bir şey olmadığını tekrar söylediğini, kendisine "sen bir git" dediğini, veya beraber gidip ifade verelim dediğini, kendisine "yarın telefonlaşırız" dediğini, bir sonraki gün Aydın YÜKSEK'in aradığında "çakal çukal beni aramasın " mesajını dinlediğini, bir daha kendisi ile iletişim kuramadığını, birkaç gün sonra Aydın YÜKSEK ve Muzaffer ŞENOCAK'ın yakalanarak tutuklandığını basından öğrendiğini, herhangi bir ifade verme konusunda beklemede kaldığını, daha sonraki günlerde Polislerin kendisinin çalıştığı iş yerine gelip kendisini sorduklarını şirket yöneticisi Selami SAYAR dan öğrendiğini, kendisinin emniyete gelip ifade vermesinin sebebinin annesinin 80 yaşında olması, rahatsız olması ve bakacak kimsenin olmamasından dolayı olduğunu, herhangi bir oluşumun içerisinde yer almadığım, Muzaffer TEKİN 'in de herhangi bir oluşum içerisinde yer alıp almadığından bir bilgisinin olmadığını, CD hakkında bildiklerinin bunlardan ibaret olduğunu,

ifadesinin diğer kısımlarında anlattığı gibi Muzaffer TEKİN'i tanıdığını, ara sırada Kadıköy 'de bulunan ofisine uğradığını, bahsettiği ve okunan doküman hakkında her hangi bir bilgisinin olmadığını,

Oktay YILDIRIM'ı 2000-2001 yıllarında arasında Muzaffer TEKİN'in kendisine telefon açarak kendisine Kadıköy demesini diye telefon açtığını, "bir ofise uğrarımsın" dediğini, yaklaşık yarım saat sonra Kuşdilinde bulunan ofisine gittiğini, daha önceden görmediği ve tanımadığı bir şahsın Muzaffer TEKİN yanında oturduğunu gördüğünü, kendisine Oktay YILDIRIM için "Astsubay gazimiz" dediğini, ayaklarından birinin alçıda olduğunu GAT A'da tedavi olduğunu ancak iyileşemediğini durumunun kötü olduğunu söylediğini, herhangi bir doktor veya spor konusunda tavsiyede bulunurumsun dediğini, kendisine ayağındaki alçıyı çıkar at dediğini, spor yapmasını özellikle yüzmesini tasfiye ettiğini, yaklaşık bu konuşma yarım saat kadar sürdükten sonra ayrıldığını, daha sonra ofise uğradığı dönemlerde bir iki defa daha gördüğünü, kendisini sağlık durumunu sorduğunu, oda kendisinin iyi olduğunu ve tavsiyelerine uyduğunu söyleyip teşekkür ettiğini, 2006 yılında Muzaffer TEKİN 'in iftar yemeğinde kendisini gördüğünü, başkada her hangi bir şekilde telefonla ya da yüz yüze görüşmediğini, kendisine gösterip okunan doküman hakkında bir bilgisinin olmadığını, Ergenekon isimli bir yapılanmayı, ne amaçla kurulduğunu kime hizmet ettiklerini bilmediğini,

Yukarıda ifadesinde belirttiği gibi Ergenekon isimli Organizasyon ile ilgili olarak hiçbir bilgisinin olmadığını, adı geçen Kemal ŞAHIN ve BÜLENT (kod) ismail YILDIZ isimli şahısları tanımadığını, ilk defa burada isimlerini duyduğunu,

Adı geçen Fikret EMEK isimli şahsı tanımadığını, bu şahsın adını burada duyduğunu,. Eskişehir'de yakalan silah ve patlayıcı maddelerle hiçbir alaka ve bilgisinin olmadığını, Sadece basından duyduğunu,

Adı geçen Kuvvai Milliye Derneği ile hiçbir irtibatının olmadığını, sorulan hususlarla ilgili olarak, hiçbir bilgisinin olmadığını,

çökertme operasyonu başlıklı dokümanda belirtilen olaylarla ilgili olarak, hiçbir bilgisinin olmadığını, yukarıda ifade ettiği gibi BÜLENT (kod) ismail YILDIZ ve SESAR isimli kuruluşu bilmediğini, ilk defa duyduğunu,

Tuncay HACIBEKTAŞOĞLU'nu: 2006 yılının Eylül ayında Muzaffer TEKİN 'in Kadıköy'deki bürosunda tanıştığını, bu tanışma esnasında, yaklaşık 7-8 kışı olduğunu, bu şahıslardan sadece Rafet ARSLAN ve kardeşi Ahmet ASLAN'ı tanımadığını, bu arada ismini sonradan öğrendiği Tuncay HACIBEKTAŞOGLU isimli şahısla ayak üstünde sohbet ederken, kendisinin Güngören Çamlıkahvede toptan kasap market işi yaptığını söylediğini, kendisinin spor hocalığı ve aynı zamanda Kadıköy Doğru Yol Partisinde Genel Sekreterlik yaptığını kendisine söylediğini, yaklaşık 10-15 dakika kadar görüştükten sonra ayrıldığını, kendisine telefonunu vermediğini, ancak kendisini 2007 yılının Ocak ayında 0535 774 79 03 nolu telefonundan arayarak, bir akrabası ile gelip görüşmek istediğini kendisinin de Kadıköy 'de Erke Güvenlik şirketin Genel Koordinatörlük yaptığından dolayı, buraya gelmelerini söylediğini, ismini hatırlamadığı bir akrabası ile birlikte yanına gelerek, akrabasını kendisiyle tanıştırdığını, Karadeniz Fm'de ve televizyonda sanatçı olarak çıktığını ve aynı zamanda ortağı olduğunu söylediğini, "Karadeniz Fm için ilan ve reklam topluyoruz bize yardımcı olabilirmisin" dediğini, kendisine bu işlerden anlamadığını ama yardımcı olabilecekse araştırıp bilgi vereceğini söylediğini, "şu anda görüşebileceği birileri var mı" diye sorduğunu, kendisinin de yanlarında telefon açarak Kadıköy de bulunan Of vakfını arayıp arkadaşlar görüşebileceğini söylediğini, kendilerine adres ve telefonları vererek gittiklerinde kendisinin ismini söylemelerini söylediğini, bu şekilde yanından ayrıldıklarını, daha sonra kendi telefonla arayarak gidip görüştüklerini katolok bıraktıklarını ve onlarında geri döneceklerini söylediğini, bir süre sonra tekrar telefonla kendisini arayarak görüşmek istediğini, kendisinin de kendisine parti de olduğunu gelip görüşebileceğini söylediğini, kendisine gelerek biraz konuştuktan sonra "Romanya 'da et çok ucuz olduğunu tanıdık var mı oradan et getirebilirmiyiz" dediğini, kendisinin işinin normal şartlarla getirilmediğini, Bakanlar kurulu kararı ile özel şirketlere verildiğini söylediğini, eğer böyle bir firma varsa ancak bu şekilde olabileceğini izah ettiğini, "ağabey sende yine araştır yardımcı olmaya çalış " diyerek ayrıldıklarını, bir süre sonra tekrar kendisini telefonla arayarak görüşmek istediğini kendisine parti de olduğunu görüşebileceğini söylediğini, daha önceden Muzaffer

TEKİN in yanında tanıdığı Saipir (DEBZLELVİDZE) isimli şahsı Kafkasyalı ve

sporcu olarak tanıdığı şahısla beraber Tuncay HACIBEKTAŞOGLU yanına geldiğini, tekrar et konusu açarak "yardımcı olabilirimsin araştırma yaptın mı" dediğini, kendisinin de bu iş bizi aşar yapamayacağını kanaat getirdiğinden, kendisine olmaz dediğini, 2007 yılının Nisan-Mayıs ayında Muzaffer TEKİN kendisini arayarak, "müsaitsen benim ofisime uğrarmısın " dediğini, yaklaşık bir yada birbuçuk saat sonra ofise gittiğini, Tuncay HACIBEKTAŞOGLU'nun oturduğunu gördüğünü, Muzaffer TEKİN'in kendisine Tuncay ve arkadaşı Saipir Bakırköy'de Asayiş uygulamasında beraber alındıklarını Tuncay'ın üstünden bir silah çıktığını Mahkemenin Tuncay HACIBEKTAŞOĞLU'nu serbest bırakıp,

Yüklə 7,96 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   35   36   37   38   39   40   41   42   ...   48




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin