Burada dikkate değer olan, Kürt hareketinin liberal ideolojik-siyasal açılımları karşısında susanların, bunun emekçilerin ve halkların ilişkileri ve çıkarları bakımından ne anlama geldiği üzerinde durmak gereği duymayanların, kendilerine yönelik önemsiz bir protokol sorunu konusunda aşırı bir alınganlık ve hassasiyetle ortaya çıkmaları, bunu da gülünçlük ölçüsünde bir tutumla “halklar arası kardeşlik” ilişkilerine bağlamalarıdır. Bu fazlasıyla yadırgatıcı tutumun gerisinde, bu çevrelerin Kürt hareketinin liberal sol çizgisiyle esasa ilişkin bir sorunlarının olmaması gerçeği gizlidir. Onların Kürt hareketiyle kuyrukçuluğa varan aşırı uyumlarının te(70)melinde ideolojik-politik uyum vardır. Kürt hareketiyle devrimci döneminde ilişki kurmaktan özenle kaçınanların ve bunu keskin ilke farklılıklarına bağlayanların (TDKP-EMEP), tam da İmralı açılımlarının ardından onunla istikrarlı bir uyuma girmelerinin başkaca bir anlamı olabilir mi?