Bu vurgu, devrimci örgütlerin güç ve eylem birliğinin önemini hiçbir biçimde azaltmıyor. Yalnızca bu taktik adıma doğru ve sağ(387)lam bir genel perspektif içinde bakma olanağı sağlıyor. Bu ise, komünistlere, bir yandan güç ve eylem birliğine yönelik sorumluluklarına en sıkı biçimde sarılma, fakat öte yandan bunu genel stratejik hedeflerine ulaşmalarını kolaylaştıran bir olanağa dönüştürme perspektifiyle hareket edebilme sorumluluğu yüklüyor.
Aynı şekilde bu, komünist hareketin kendi gündemi ile devrimci güç birliği arasındaki ilişkiye de ışık tutmaktadır. Her ciddi siyasal akım için kendi bağımsız çalışması ve gündemi her zaman için esastır. Komünistler bunu bir an olsun unutamazlar. Dahası, ilk bakışta çelişkili gibi görünse de, güç birliği içinde etkin bir biçimde yer alabilmek ve belirgin bir rol oynayabilmek de bu bağımsız konum ve çalışmaya sıkı sıkıya bağlıdır. Fakat eğer güç ve eylem birliği ihtiyacı ve olanağı nesnelse, bu zaten farklı örgütlerin gündemlerinin mücadelenin genel seyri üzerinden bir dizi noktada örtüşebilmesi olanağının da nesnel varlığı anlamına gelir. Dolayısıyla, birliğin gerekleri ve genel çıkarları adına bağımsız çalışma ve gündemlerden vazgeçmek nasıl manasız bir davranışsa, aynı şekilde, bağımsız çalışma ve gündem adına güç ve eylem birliği ihtiyacını görmezlikten gelmek ya da ona hak ettiği önemi vermemek de aynı ölçüde manasız bir davranış tarzıdır ve devrimci sorumlulukla bağdaşır bir yanı yoktur.