Jean de la Fontaine: 1921-1695 yılları arasında yaşamıştır. Masallarının Aisopos ve Phaedrus kaynaklı olduğu söylenir/yazılır (Daniel Mornet). Türkçeye ilk çevirileri Şinasi ve Ziya Paşa ile başlar. Orhan Veli bir bölümünü (1948), Sabahattin Eyuboğlu ise tamamını çevirmiştir (1969).
Grimm Kardeşler: Jacob Ludwig Karl Grimm (1785-1863) ve Wilhelm Grimm (1786-1859) kardeşler Alman masallarını derleyip ilk metinleri iki cilt halinde 1812-1815 yıllarında yayımladılar. Bu eserin yayımlanmasıyla birlikte masallar bilimsel incelemeye değer kabul edilir oldular. Türkçe çeviriler arasına en dikkat çekici olanı Ülkü Tamer’in şiir diliyle kaleme aldığı Şeytan’ın Altınları adlı çeviridir (1970).
Grimm Masalları’yla birlikte Johann Gottfried Herder masalların eğitici yönünü ele alan çalışmalarına, Theodor Benfey ise karşılaştırmalı masal bilimleri incelemelerine başlamışlardır.
Hans Christian Andersen: 1805 doğumlu Danimarkalı yazar, 1835’te Çocuklara Masallar adıyla üzerinde oynamalar yaptığı derlemesini yayımladı.
Türk Masalları
İslamiyet Öncesinin Önemli Eserlerimiz
Altun Yaruk: 8.-9. yüzyıllara ait bir eser olup, Çinceden Uygurcaya çevrilmiştir. Buda’nın hayatı, menkıbeleri ve Budizm’in esaslarını ele alan eser W. Radloff ve S. Malof tarafından 1913-1917 arasında yayımlandı. Saadet Çağatay eserin bir kısmını, Ceval Kaya ve Peter Zieme tamamını yayımladılar. Üç prens ve bir aç parsla ilgili hikâye, masal özellikleri taşıması bakımından değerlidir.
Prens Kalyanamkara ve Papamkara Hikâyesi: 10. Yüzyıla ait olan eseri Batıda C. Hurt (1914), ülkemizde de Hüseyin Namık Orkun (1940) yayımlamıştır. Sanskrit kaynaklı metinler arasında masalsı nitelikleri en fazla olanıdır.
Kuanşi im Pusar: Aslı Sanskritçe olup Çinceden Uygurcaya geçmiştir. 13. Yüzyıla ait olduğu kabul edilir. W. Radloff tarafından 1911’de yayımlandı. Türkçe çevirisini Şinasi Tekin yapmıştır (1960). Ses İşiten İlah adlı hikâye soru-cevap yönteminin başarılı bir örneğidir.
Türkisch Turfantexte: Turfan kazıları sonucunda bulunan metinler W. Bang, A. Von Gabain, R. Rahmeti (Arat) ve T. Kowalski tarafından 10 cilt olarak yayımlanmıştır. Şeytan Atavaka’nın Burkan’la olan savaşını anlatan parça, masal özellikleri taşımaktadır.
Uigurica: Uygur dönemine ait Budist metinler F. W. K. Müller tarafından yayımlanmıştır. Çaştani Bey Hikâyesi, Maymunlar Beyi Hikâyesi, Dantapali Bey Hikâyesi ve Mukaddes Tavşan Hikâyesi masal özellikleri taşımaktadır.
Türkçe Mani El Yazmaları: Doğu Türkistan’ın Turfan ilinin Hoça harabelerinde yapılan kazılarda bulunmuştur. A. Von le Coq tarafından 1919’da yayımlanmıştır. Dinî nitelikli bir eserdir.
İslami Dönem Eserlerimiz
Mevlana / Mesnevi: Mesnevi’deki fıkralar ve masallar müstakil olarak defalarca yayımlanmıştır.
Özgün Baykal, Mevlana’nın Mesnevi’sindeki Hayvan Hikâye ve Motifleri (Ankara, 1959-1960) adlı doktora tezi.
Saim Sakaoğlu, Mesnevi’deki Hikâyelerin Kaynakları ve Tesirleri.
Dâstan-ı Ahmed Harami: 13. yüzyıla ait olduğu tahmin edilmektedir. 816 beyitlik eser mesnevi tarzındadır. Ahmet Talat Onay ve Halis Akaydın tarafından farklı tarihlerde yayımı yapılmıştır. Eserde bahsi geçen Ahmed Harami, büyü ve ilm-i nücum’da maharetli bir eşkıyadır. Hikâyenin sonunda başı kesilir. Ülkemizdeki halk anlatılarında “Haramibaşı Ahmet” olarak bilinir.
Lâmiî Çelebi: Mecmaü’l-Letâif adlı eserinde halk anlatıları örnekleri mevcuttur. Eserdeki hayvan masallarının yanında ‘içindekiler’ benzeri bir bölümde hikâyelerle ilgili sınıflamanın yapılmış olması bakımından önemlidir. Letaifname olarak bilinen eserle ilgili Nurdoğan Savran’ın yüksek lisans tezi vardır. Eserdeki bazı anlatılar Yaşar Çalışkan taradından Lâtifeler adıyla yayımlanmıştır (1978).
İbni Sina: Hayatı hakkındaki anlatmalar arasında masallaşmış içerikler mevcuttur. Konuyla ilgili ilk yazma 16. ilk basma nüsha ise 19. yüzyıla aittir. Derviş Hasan Mehdi’ya ait (tahmini) Kıssa-i Ebû Sinâ ve Ebû’l-Hâris (Esrar-ı Hikmet) adlı eser en eski olanıdır (1592). Seyyid Ziyaeddin Yahya’nın Gencine-i Hikmet adlı yazması 1629 tarihlidir. Müstensihi bilinmeyen Hâza Hikâyet-i Ebû Âli Sînâ adlı eser 17. yüzyıla aittir.
Giritli Aziz Efendi: Muhayyelat adlı eseri üç uzun hikâyeden müteşekkildir. İlk baskısı 1852’de yapılmıştır. Eserdeki ikinci hikâye Gibb tarafından The History of Jewad adıyla İngilizceye tercüme edilmiştir. Ahmet Hamdi’nin eserle ilgili önemli değerlendirmeleri vardır (Hint kökenli hayvan hikâyeleri ve Arap kökenli hilekâr/hırsız hikâyelerine yer vermeyen eserin tılsım, büyü ve tabiatüstü olaylara yer vermesi onu orijinal kılmaktadır).
Avrupa’da Türk Masal Kitapları
M. Digeon: 16. Luis’nin sekreteri olan M. Digeon tarafından Nouveaux Turc et Arabes adlı iki ciltlik eser Türklere Saim Sakaoğlu tarafından tanıtılmıştır. Eserin ikinci cildinde beş masal metni mevcuttur. Masalların üçü Türklere aittir (ikisi ise Araplara). Halil 81-54), Le Dervische (121-146), Le Marchand de Chirvan (161-164) oldukça uzun Türk masallarıdır. Alaeddin (55-120), Le Cady le Volnar (147-160) Arap masallarıdır.
F. Wilhelm Radloff: Proben der Volksliteratur der Türkischen Stamme adlı eseri 10 cilttir. Eserin ilk cildi 1866’de son cildi 1907’de yayımlanır. Osmanlı Türklerine ait olan sekizinci cilt, Radloff’un öğrencisi Ignac Kunos tarafından 1899’da yayımlanmıştır. Sekizinci cilt, Saim Sakaoğlu ve Metin Ergun tarafından 1997’de yayımlanmıştır.
Ignac Kunos: Türk masalları hakkında en fazla araştırma yapan isimlerden biridir. Derlediği masallar Gani Yener tarafından Türk Masalları adıyla 1987’de, Meral Ozan tarafından Osmanlı Dönemi Türk Halk Masalları I adıyla 2009’da yayımlandı.
Sebastian Beck: Üç Türk halk anlatısını Almancaya çevirmiştir. Ahmeds Glück (1917), Tscengi Dilaver (1918), Die Geschichte vom Rauber und dem Herm Richter (Ugru ile Kadı Hikâyesi, 1920).
Theodor Menzel: Billur Köşk Masalları adıyla bilinen külliyatı Billur Köschk (Der Kristall-Kösk, 1923) adıyla Almancaya kazandırmıştır.
Otto Spies: Türkische Marchen (1957) adlı eserde 60 masala yer vermiştir.
ABD’de Türk Kitapları
Türk masallarına plan ilgi, 1950’lerden önce makale bazında başlamış daha sonra antolojilerle devam etmiştir.
Milton Rugoff: A Harvest World Folktales (1946), 7 Türk masalına yer verir.
Selma Ekrem: Turkish Fairy Tales (1964), Recaizade Mahmut Ekrem’in torunudur. Kitabında 12 masal yer alır.
Warren S. Walker: Ahmet Edip Uysal’la birlikte masal derlemeleri yaptı. Archive of Turkish Oral Narrative adında bir arşiv kurdu. Tales Alive in Turkey (1966) adlı eserinde 63 masala yer verir. More Tales Alive in Turkey (1992) adlı eserde 41 masal yer verir. A Turkish Folktale (1996) adlı eserinde Behçet Mahir’in hayatı ve Hamzai Sahipkıran Hikâyesi yer alır.
Barbara K. Walker: Once There was and Twice There wasn’t (1968) adlı eserde 7 masala yer verir. A Treasure of Turkish Folktales for Children (1988) 34 masala yer verir. Turkish Folktales for Children (Ankara, 1989), 41 masala yer verir. The Art of Turkish Tale (1990-93), iki ciltte toplam 131 masal ve fıkraya yer verir.
XX. Yüzyılda Türk Masalları
Türk Yurdu dergisinde yer alan ‘zayıf’ masal metinleri başlayan ilgi, İzzet Ulvi’nin Türk Masalları ve Ahmet Kum’un Yörük Masalları adlı eserleriyle gelişmeye başladı.
Ziya Gökalp
Türk masallarını nazma çekmiştir. Masalları şiir diliyle yeniden yazması okurların masal metinlerine ilgisini arttırmıştır. Alageyik, Polvan Veli ve Ülker ile Aydın önemli masal-şiirleridir. Kızılelma adlı kitabında bu türdeki çalışmalarını bir araya getirmiştir.
Pek çok masal derlemiştir. Derlediği masalların bazılarını Küçük Mecmua’da yayımlamıştır. Keloğlan ve Küçük Hemşire derlemelerine örnektir.
Küçük Mecmua’da çıkan masalları( bu masallar Altın Işık adıyla kitaplaştı):
Manzum olanlar: Küçük Hemşire, Kolsuz Hanım
Nazım-nesir olanlar: Keloğlan, Nar Tanesi yahut Düzme Keloğlan, Pekmezci Anne
Mensur olanlar: Tembel Ahmet, Kuğular, Keşiş ne Gördün, Yılan Bey ile Peltan Bey
Derleme çalışmalarına ön ayak olmuş, yol göstermiştir. Derleme çalışmaları hakkındaki görüşleri; kaynak şahsın kimliği, kökeni öğrenilmeli, masalı nereden öğrendiği, kimden dinlediği bilinmeli şeklinde özetlenebilir.
K.D.
İlk derleme masal kitabını hazırlayan K.D. hakkında bilgimiz çok sınırlıdır. İçinde 13 masalın yer aldığı Türk Masalları adlı kitabı 1913 yılında yayımlandı. İfade başlıklı bir önsöz ve Hitam başlıklı bir de sonsözü vardır. Dili oldukça ağır olan eser İbrahim Aslanoğlu tarafından 1991 yılında yeniden yayımlanmıştır.
Hamit Zübeyde Koşay
1929’da yayımladığı Dokuz Ötkünç adlı eserde efsanelere de yer vermiştir. Ötkünç, anlatı anlamındadır. Ankara Budun Bilgisi (1935) adlı kitabında 8 masal yer alır. Dilde sadeleşme yanlısı bir yazardır.
Bahtaver Hanım
İçinde 9 masalın yer aldığı Türk Masalları adlı eseri 1930’da yayımlandı. Masallardan ikisi Otto Spies tarafından Almancaya çevrilmiştir (Türkische Marchen, 1968).
Ali Rıza Yalgın
Gaziantep gölgesinde yaptığı derleme çalışmalarını Cenupta Türkmen Oymakları adı altında yayımlamıştır (1933-1939). Sabahat Emir, eserin yeni basımını 1977’de bilim dünyasına sundu. Eserde Çukurova yöresinin anlatı birikiminin tüm örneklerini görmek mümkündür.
Yusuf Ziya Demircioğlu
Yürükler ve Köylülerde Hikâyeler – Masallar (1934) adlı eserinde 74 masal yer alır. Eserdeki anlatıları a) Yürük ve köylü hikâyeleri (28 metin), b) Hayvan hikâyeleri (32 metin), c) Masallar (14 metin) şeklimde tasnif etmiştir.
Suat Salih Asral
Mersin’de öğretmenlik yaparken öğrencilerinden derlediği anlatıları topladığı kitabı Öz Türk Masalları adıyla 1935 yılında yayımlandı. Eserde 26 masal yer alır.
Birinci Kuşak Masal Çalışmaları
Masal hakkındaki ilk bilimsel çalışmaların altında Ziya Gökalp imzası yer alır.
Pertev Naili Boratav
Halk edebiyatının ilk doktoru, ilk hocası, ilk halk edebiyatı arşivinin kurucusu ve konuyla ilgili eser veren ilk kişidir.
Typen Türkischer Volksmarchen (1953): Masal tipleri kataloğudur. Hayvan masallarıyla ilgili kısmı 1947’de hazırlandı. Katalog, 2500 masalın incelenmesi sonucunda ortaya çıkmıştır. Katalogdaki tip sayısı 378’dir. Bulunabilecek başka masallar için boşluk bırakılmamış olması kataloğun tek eksisidir.
Zaman Zaman İçinde (1959): Eserde 21 tekerleme 22 de masal yer alır. Eserin girişinde tekerlemenin tarihi, özellikleri ve örnekleri hakkında bilgi mevcuttur.
Az Gittik Uz Gittik (1969): Eserdeki metinlerin büyük kısmı Boratav’ın annesi Hayrünisa Boratav’dan derlenmiştir. Eserin sonunda Karatepeli Hikâyeleri adı altında 19 fıkra yer alır.
Contes Turcs (1955): Bir tekerleme ve 21 masal metni yer alır.
Türkische Volksmarchen (1967): 40 masal metni yer alır. Masalların çoğu Hayrünisa Boratav’dan derlenmiştir.
Boratav’ın Arşivinden Masallar 1 Uçar Leyli (2001): Muhsine Helimoğlu Yavuz tarafından seçilen 70 masal yer alır.
Le Tekerleme (1963): Tekerlemenin tip kataloğunun yer aldığı eserde çok sayıda tekerleme vardır.
Folklor Arşivi ve Boratav: Fransa’ya giderken arşivini de oraya götüren Boratav’ın ölümünden sonra arşivin büyük bölümü ülkeye getirilmiştir.
Mehmet Tuğrul
Halk edebiyatı alanında doktora yapan ilk kişidir (Mahmutgazi Köyünde Halk Edebiyatı, 1969). Eserde menkıbe, halk hikâyesi ve fıkraların yanında 105 masal yer alır. Anlatıların toplamı 158’dir.
Malatya’dan Derlenmiş Masalları (1946): 12 masal metnine yer verir.
Tahir Alangu
Masal Araştırmaları Sahasına Toplu Bakış ve Türk Halk Masallarının İç Yapısı ve Kahramanları Üzerine Bir Deneme (1943), Alangu’nun bitirme tezidir.
Billur Köşk Masalları (1961), 14 hikâyeden oluşur. Alangu’nun araştırmalarına göre eserin bilinen en eski nüshası 1876 tarihlidir.
Keloğlan Masalları (1967): 18 masal yer alır.
Ahmet Edip Uysal
ABD’li meslektaşı Warren S. Walker’la birlikte çalışmalar yaptı.
İkinci Kuşak Masal Çalışmaları
Atatürk Üniversitesi, Mehmet Kaplan döneminde önemli atılımlar gerçekleştirdi, çok sayıda akademisyen bilim ortamımıza katıldı.
Saim Sakaoğlu
Konusu masal olan ilk doktora tezinin sahibidir (Gümüşhane Masalları / Metin Toplama ve Tahlil, 1973). Eserde 3 hayvan masalı, 64 asıl halk masalı, 2 fıkra, bir de zincirlemeli masal vardır. Eserin girişinde derleme çalışması hakkında bilgi verilmiştir.
Türk Çocuklarına Masallar (1977), 1 tekerleme 19 masaldan müteşekkildir.
Kıbrıs Türk Masalları (1983-1986), Bir tekerleme ve 21 masaldan müteşekkildir.
Türkmen Halk Masallarından Örnekler (1991), 42 masala yer verir.
Masal Araştırmaları (1999, 2003, 2007), makale ve bildirilerinden mürekkep bir eserdir.
Bilge Seyidoğlu
Erzurum Halk Masalları Üzerinde Araştırmalar (1975), 72 masala yer verir. Tarihi-coğrafi Fin metodu uygulanmıştır.
Umay Günay
Elazığ Masalları (1975), 70 masala yer verir. Doktora tezi olan bu çalışma Propp metoduna göre hazırlanmıştır.
Ali Berat Alptekin
Taşeli Masalları (2002), 1982 tarihli Taşeli Platosu Masallarında Motif ve Tip Araştırması adlı doktora tezinin yeni basımıdır. Eserde 70 masal yer alır.
Hayvan Masalları (1995-2005), 79 masala yer verir.
Kazak Masallarından Seçmeler (2003), 46 masala yer verir.
Ziyat A. Akkoyunlu
Binbir Gece Masallarının Türk Masallarına Tesiri adlı doktora (1982) tezinde Arap masallarını incelemiştir.
İnci Akidil
Formelhafte Wendungen in deutschen und türkischen Volksmärchen (1986) adlı çalışmanın bir bölümünde Türk masallarında yer alan kalıp sözleri incelemiştir.
Esma Şimşek
Yukarıçukurova Masallarında Motif ve Tip Araştırması (2001), 70 masala yer verir. Coğrafi-Fin metodunu kullandığı eser, 1990 yılında tez olarak hazırlanmıştır.
Türk Masal Yazarları
Naki Tezel
Keloğlan Masalları (1936), Halk Bilgisi Haberleri adılı dergide yayımladığı masallardan oluşur.
İstanbul Masalları (1938), 72 masala yer verir.
Masalın sadece çocuklara yönelik metinler olarak düşünülmesine karşıdır.
Eflatun Cem Güney
Masal derleyicisi olmaktan ziyade masal yazarıdır.
En Güzel Türk Masalları (1948), Açıl Sofram Açıl (1949), Bir Varmış Bir Yokmuş (1956), Evvel Zaman İçinde (1957), Gökten Üç Elma Düştü (1960), Az Gittim Uz Gittim (1961), Dede Korkut Masalları (1958), Masallar (1982). Danimarka’da her yıl masal yazarlarına verilen Hans Christian Andersen ödülünü iki defa kazanmıştır (önce Açıl Sofram Açıl sonra da Dede Korkut Masalları adlı eserleriyle).
Oğuz Tansel
Altın Kızlar (1962), Yedi Devler (1960), Üç Kızlar (1963), Mavi Gelin (1966), Al’lı İle Fırfırı (1976). Les Histories d’ous en Anatolie (1955) adlı eserinde Konya’dan derlenen anlatıların incelemesini yapar.
İkinci Kuşak Masal Yazarları
Hasan Latif Sarıyüce
Anadolu Masalları (1983), Üç Ayaklı Oğlak adında eserleri vardır.
Numan Kartal
Keloğlanın Allı Gelini (1976), Aslan Keloğlan (1977), Keloğlan Geldi (1978).
Nuri Taner
Masal Araştırmaları / Folktale Studies I (1988) adlı eserinde masalları konu alan 18 yazarın yazıları yer almaktadır. Dere Tepe Düz Gitmiş (1988) adlı eserde 16 masal vardır. Yalova Masalları (1995), 19 masala yer verir.
Ümit Kaftancıoğlu
Tek Atlı Tekin Olmaz (1973), 24 masala yer verir.
Ülkü Önal
Kartallar Padişahı (Ardanuç Halk Masalları) I (2001), 32 masala yer verir.
Ardanuç-Ahıska Masalları ve Halk Hikâyeleri (2004).
Mustafa Ruhi Şirin
Çocuklara yönelik çok sayıda eseri vardır. Mavi Rüyalar Gören Çocuk, Kar Altında Bir Kelebek, Bülbül ile Leylek gibi…
Ünite 3
Fıkra
Fırka ilk olarak, Divanü Lügat’it-Türk’te ‘külüt’ ve ‘külünç’ şeklindeki sözcüklerle karşımıza çıkar. Türk dünyasında fıkra, bu kelimeler değil de ‘latife’ ve bu kelimenin bozulmuş şekilleriyle karşılanır. Türk dünyasında fıkra için; şorta söz, yomak, değişme, ertegi, engime, anız engim gibi sözcükler kullanılmaktadır.
Edebiyatımızda 19. yüzyıldan itibaren ‘fıkra’ sözcüğü kullanılmaya başlanmıştır. Aynı yüzyılın ikinci yarısında ‘anecdot’ sözcüğü de kullanılmıştır.
Halk arasında, diğer birçok nesir türünde olduğu gibi fıkra için de hikâye / hekat sözcüğü kullanılmıştır.
Fıkralarımızın Özellikleri ve Konusu
Fıkralar nesir şeklinde anlatılmalıdır.
Gerçekçidirler.
Alay ve mizah ön plandadır.
Serim, düğüm ve sonuç olmak üzere üç kısımdan oluşur.
Fıkralarda zaman öğesi (genelde) belirsizdir.
Anlatıldıkları yörenin ağız özellikleri fıkralarda görülür. Yazılı kaynaklardaki fıkralar yazıldığı dönemin dil özelliklerini gösterir.
Bazı fıkralar bilinen bir sözün (atasözü gibi) açıklaması mahiyetindedir.
Fıkra tipi, fıkraya konu olan kişiyi ifade eder.
Fıkraların Sınıflanması
Lamiî Çelebi ve Oğlu Abdullah’ın Sınıflaması
Mecmuâü’l-Letâ’if adlı eserde yer alan fıkra ve masalları aşağıdaki şekilde tasnif etmişlerdir:
Çocuklar üzerine hikâyeler
Deliler üzerine hikâyeler
Çeşitli insanlar hakkında hikâyeler
Karı-koca hikâyeleri
Hayvan masalları
Cansız şeyler hakkında hikâyeler
Dursun Yıldırım’ın Sınıflaması
-
Ortak Şahsiyeti Temsil Yeteneği Kazanan Ferdî Tipler
a) Ünlü Tipler: Nasreddin Hoca
b) Türk Boyları Arasında Tanınan Tipler: İncili Çavuş, Bekri Mustafa, Esenpolat, Kemine, Ahmet Akay
c) Türk Boyları Arasında Halkın Ortak Unsurlarının Birleştirilmesinden Doğan Tipler: Bektaşi, Aldar Köse
d) Aydınlar Arasından Çıkan Tipler: Haşmet, Koca Ragıp Paşa, Keçecizade İzzet Molla, Mirali, Nasreddin Tusi
e) Mahalli Tipler
f) Belli Bir Devrin Kültürü İçinde Yaratılan Tipler: Karagöz
-
Zümre Tipleri: Mevlevî, Yörük, Terekeme, Tahtacı, Köylü vs.
-
Azınlık Tipleri: Yahudi, Rum
-
Bölge ve Yöre Tipleri: Kayserili, Çemişgezekli, Andavallı, Karadenizli, Konyalı vs.
-
Yabancı Tipler: Behlül, Karakuş
-
Gündelik Tipler: Ana-baba, karı-koca, baba-çocuk, anne-çocuk, kaynana, vs.
a) Aile fertleriyle alakalı tipler
b) Mariz ve kötü tipler: deli, hasis, hırsız, dolandırıcı, pinti, kör, topal, dilsiz, bıçkın vs.
c) Sanat ve meslekleri temsil eden tipler: Ressam, şair, avukat, bezirgân vs.
-
Moda Tipler
Nevzat Gözaydın’ın Sınıflaması
Eşitleyici Tip
Kötüleyici Tip
Gerginleştirici Tip
Çözümleyici veya Açıklayıcı Tip
Saim Sakaoğlu’nun Sınıflaması
Tarihte Yaşamış Şahıslar Etrafında Teşekkül Eden Fıkralar (2 alt kategorisi vardır)
Bir Topluluğu Temsil Eden Tipler Etrafında Teşekkül Eden Fıkralar (3 alt kategorisi vardır)
Eş Kahramanlı Fıkralar
Kitaba Özel Sınıflama
Tanınmış Tipler: Nasreddin Hoca
Türk Dünyasının Belirli Bölgelerinde Tanınan Tipler
Bir Topluluğu veya Zümreyi Temsil Eden Tipler
Dar ve Geniş Bölge Tipleri
Yerel Tipler
Aydın ve Sanatçı Tipleri
Yabancı ve Azınlık Tipleri
Diğer Fıkra Tipler
Türk Dünyasının Belirli Bölgelerinde Tanınmış Tipler
a) İncili Çavuş
1600-1635 yıllarında yaşadığı sanılan saray musahiplerindendir. Ölüm tarihi 1632-33 olarak kabul edilmektedir. Asıl adı İncili Mustafa Çavuş’tur. Çavuş olduğu için, kavuğuna inci taktığı için veya İrincil köyünde doğduğu için isminin İncili Çavuş olduğu yönünde rivayetler vardır.
Artvinliler (Ardanuç köyü), Kocaelililer (Bakır köyü), Kayserililer (Tıravşın köyü), Sivas ve Diyarbakırlılar (İrincil köyü), Ispartalılar ona ev sahipliği iddiasındadır.
Arapça ve Farsça bildiği gibi iyi eğitim aldığı yönünde bulgular vardır.
Fıkraları saray ve çevresiyle ilgilidir. Fıkralarında müstehcenlik yoktur. Yazılı ve sözlü kaynaklarda fıkralarına rastlarız.
Dışişlerinde görev alarak İran’a gitmiş olması onu diğer fıkra tiplerinden ayırır. Mezarı Edirnekapı’dadır.
Fıkralarının konusu kendi hayatıdır. Saray dışında halkta fıkralara konu olabilmektedir. Aykırı, üçkâğıtçı tiplerin karşısında, halkın yanında yer alır. Fıkralarında Osmanlı toplumunun hayat tarzından sahnelere rastlarız.
Fıkralarında kara-kuru çirkin biri olarak tasvir edilir. Rüyaları ve oyunları fıkralara konu olabilir.
Fıkralarının kişileri çoğunlukla saray ve çevresindedir. Şahoğlu Şah Abbas, onun fıkralarında da karşımıza çıkar.
b) Bekri Mustafa
17. yüzyılda, IV. Murad döneminde İstanbul’da yaşadığı sanılmaktadır. Baba mesleği yorgancılıkla meşgul olmuş olmalıdır. İçkiye başladıktan sonra hiçbir işle meşgul olmadığı düşünülür. Hayatıyla ilgili detaylı bilgiye sahip değiliz.
Yakın çevresini –fıkralarından hareketle- başta Agop olmak üzere meyhaneciler, mahalle halkı oluşturmaktadır.
Bekri Mustafa, IV. Murad’ın içki yasağına tepki olarak ortaya çıkmıştır.
Fıkraları oldukça müstehcendir. Bu nedenle belli çevrelerde sivrilirken belli çevrelerde bilinmez. Osman Cemal Kaygılı’nın bir romanına konu olmuştur. Bekri Mustafa ayrıca Karagöz oyununun karakterlerinden biridir. Mezarı İstanbul’dadır.
Sürekli sarhoş olarak görünse de o daima dürüstlükten, doğruluktan yanadır. Fıkralarında sosyal hayatın izlerini görürüz. Toplumdaki aksaklıklar, adaletsizlikler öne çıkar.
Fıkraları oldukça uzundur.
c) Kemine
Türkmenistan’ın Sarahs şehri yakınlarında 1770’de doğup, 1840’da vefat etmiştir. Mahtumkulu’nun öğrencisi olan Kemine önde gelen Türkmen şairlerindendir.
d) Esenpulat
Hayatına dair kesin bilgiye sahip değiliz. Türkmenistan’ın Golyazmaları arşivinde bulunan belgelere göre Türkmenlerin Teke kolunun Garayörme tiresine mensuptur. Ş. Halmuhammedov’a göre 1826 – 1874 tarihleri arasında yaşamıştır. Babasının adı Cürli’dir. Hayatının son dönemini Aşkabat’ta geçirmiştir. Fıkralardan oldukça fakir biri olduğunu anlıyoruz.
Dostları ilə paylaş: |