Kütüphanelerde ve Bilgi Merkezlerinde Halkla İlişkiler
Amaç
Kısa Tarihçe
Türk Kütüphaneciliği ve Halkla İlişkiler
Teorik Çalışmalar
Uygulama
Sonuç
Öneriler
bir işletme ile hedef kitle arasında karşılıklı iletişim ve anlayışı oluşturmaya ve sürdürmeye yardımcı olan ayrıcalıklı bir yönetim görevidir.
bir işletme ile hedef kitle arasında karşılıklı iletişim ve anlayışı oluşturmaya ve sürdürmeye yardımcı olan ayrıcalıklı bir yönetim görevidir.
kamuoyunu etkileme ve ondan etkilenme sürecidir.
hedef kitlenin sevdiği, beğendiği ve memnun olduğu uygulamaları saptayarak bu uygulamaları daha fazla yapmak; beğenmediği ve memnun olmadığı uygulamaları ise, hiç yapmamaktır.
Halkla ilişkilerde “halk”, bir ülke halkının tamamı değil, onun içinden belli özellikleri itibariyle bir araya getirilmek istenilen daha özel bir grup, yani “hedef kitle”dir.
Halkla ilişkilerde “halk”, bir ülke halkının tamamı değil, onun içinden belli özellikleri itibariyle bir araya getirilmek istenilen daha özel bir grup, yani “hedef kitle”dir.
Hedef kitle, kaynak tarafından homojen nitelikler taşıdığı ve ortak hareket ettiği varsayılan çeşitli gruplardır. Bu grupları belirleyen demografik, sosyoekonomik ve kültürel özellikler vardır.
Hedef kitle, örgütün çalışmalarını etkileyen ve ondan etkilenen kişiler ve kurumlardır.
Örgütün iç ve dış çevresi arasında olumlu ve sürekli iyi ilişkiler geliştirmek,
Halk ile yönetim arasında karşılıklı güven sağlamak,
Kararların isabet derecesini artırabilmek için halktan bilgi almak,
Halkı aydınlatmaya ve faaliyetleri benimsetmeye çalışmak,
Yapılacak uygulamalarda hata oranını en alt düzeye indirebilmek amacıyla, halkın istek, öneri ve şikayetlerini toplamak,
Halkta yönetime karşı olumlu düşünce ve davranışlar yaratmak.
Temel amaç, kurum ve kuruluşların ilgili çevreleriyle olumlu ilişkiler kurmasını sağlamak, etkin ve verimli bir iletişim/ etkileşim ortamı yaratmak ve hedef kitleyi etki altına almaktır.
İnsanların toplum halinde yaşamaya başlamalarından bugüne…
İlk tarihsel örnekler Eski Yunan ve Roma’da. Halkın düşüncesine verilen değerin göstergesi, duvar ilanlarındaki söz: “Halkın sesi Tanrı’nın sesidir” (vox populi, vox dei).
Bugünkü anlamda yaklaşık yüz yıllık bir geçmişe sahip.
Halkla ilişkiler ifadesini ilk kez kullanan, dönemin ABD Başkanı olan Thomas Jefferson (1807).
İkinci önemli isim Edward L. Bernays. Üniversitede halkla ilişkiler dersi veren ilk uzman.
2. Dünya Savaşı’ndan sonra önemi daha da iyi anlaşılıp ABD’de iyice yaygınlaşıyor. Kısa bir süre sonra 5000 kadar ticaret ve sanayi kuruluşu birer halkla ilişkiler servisine sahip.
1920’lerde Amerika’da, 1950’lere doğru Avrupa’ya giriş, 1960’lı yıllarda Türkiye’de yaygınlaşma.
Dürüstlük,
Dürüstlük,
Açıklık,
Gerçekçilik,
Tarafsızlık,
İnandırıcılık,
Sabırlı olmak.
Broşürler,
Broşürler,
Bültenler,
Dergiler,
Filmler,
Afişler,
Herkese açık davetler (Open House),
Pankartlar,
Poşetler,
Büyük reklam panoları (Billboards),
Sergiler,
Panolar,
Toplantılar, panel, sempozyum, seminer,
Kitaplar, kitapçıklar, el kitapları, yıllıklar,
Tişörtler, şapkalar, vb.
Kitap ayraçları
Yarışmalar,
Radyo ve televizyonlardaki küçük ilanlar (spotlar, kamu spotları),
Mektuplar,
Festivaller, fuarlar,
Internet, (Web sayfası, e-posta, Facebook, YouTube, Twitter, blog vs.)
Televizyon, radyo, gazete.
…
Kütüphane ve bilgi merkezleri ile verilen hizmetler konusunda halkı aydınlatmak,
Kütüphane ve bilgi merkezleri ile verilen hizmetler konusunda halkı aydınlatmak,
Düzenlenen bilgi hizmetlerini benimsetmek,
Kütüphane ve bilgi merkezlerine karşı olumlu tutum ve davranışlar yaratmak,
Kararların doğruluk derecesini artırmak ve hizmetlerin daha çabuk ve kolay yürütülmesini sağlamak amacıyla, halkın öneri ve şikayetlerini çeşitli yöntemlerle toplamak ve değerlendirmek,
Halkın sempati, ilgi ve desteğini sağlamak vb.
Tarihsel süreçte, genel halkla ilişkiler uygulamalarıyla paralellik…
Tarihsel süreçte, genel halkla ilişkiler uygulamalarıyla paralellik…
19. yüzyılın sonlarıyla 20. yüzyılın başları, halkı bilgilendirme konusunda “publicity” (tanıtım) terimi kullanılmakta,
kütüphanecilik alanında da, önceleri “reklam” terimi kullanılmış (yerel gazetelerde yeni kitapların listelerinin verilmesi), daha sonraları “tanıtım” kavramı benimsenmiş (Denver Halk Kütüphanesi Müdürü John Cotton Dana, kütüphanesinde ilk defa bir çocuk bölümünün ayrılması gibi yeni hizmetleri tanıtmıştır.)
1910-1920 yılları arasında kütüphanecilikte halkla ilişkilerin önemine ilişkin çok sayıda makale ve el kitabı yazılmıştır.
Amerikan Kütüphane Derneği (ALA) 1913 yılında halkla ilişkiler çalışmaları için sürekli bir personel çalıştırmaya başlamıştır.
“Public Relations of Libraries” şeklindeki konu başlığı “Library Literature”ın ilk kez 1943-45 cildinde yer almıştır.
1950’lerin sonlarında, ALA ve Ulusal Kitap Komitesi’nin işbirliği ile ilk kez Ulusal Kütüphane Haftası, kütüphanelerin bir yıllık tanıtım çalışmalarının ortaya konulduğu ve kütüphanecilere tanıtım ve halkla ilişkiler konusunda temel bilgilerin verildiği bir ortam olmaya başlamıştır.
Halkla ilişkiler konusunda kapsamlı çalışmalar yapılmaya başlanmasıyla, kullanılan araçlar da çeşitlilik kazanmıştır.
Halkla ilişkiler konusunda kapsamlı çalışmalar yapılmaya başlanmasıyla, kullanılan araçlar da çeşitlilik kazanmıştır.
Gelişmeler personel ihtiyacını da artırmış, 1970’lerin sonunda Amerika’da halk kütüphanelerinde ve birkaç üniversite kütüphanesinde tam zamanlı olarak 250’ye yakın halkla ilişkiler personeli görev almıştır.
ALA tarafından radyo ve televizyonlarda kütüphanelerle ilgili spotlar yayınlanmaya başlamış…
Günümüze çok yakın dönemlere gelindiğinde, halkla ilişkilerin; tanıtım, reklam ve propaganda gibi kavram ve uygulamalardan farklı olduğunun açıkça ortaya konulması, kütüphanecilik alanındaki uygulamalara da yansımıştır.
Günümüz...
Kütüphanecilik, halkla ilişkiler ve teknolojideki gelişmelerle eş zamanlı olarak çok büyük ilerlemeler kaydedilmiştir.
En önemli gelişme; hem halkla ilişkilerde hem de kütüphanecilik alanında “hizmet”in, asıl hareket noktası olduğu gerçeğine yönelik sağlam bir bilinç oluşmaya başlamasıdır.
Bilgi ve Belge Yönetimi bölümlerinin lisans programlarındaki dersler;
Bilgi ve Belge Yönetimi bölümlerinin lisans programlarındaki dersler;
Halkla ilişkiler faaliyetlerinde halk kütüphaneleri öncü …
Halkla ilişkiler faaliyetlerinde halk kütüphaneleri öncü …
Yakın dönemde üniversite kütüphaneleri atakta…
Genellikle Kütüphane Haftası’nda yoğunlaşan çalışmalar…
Geniş kitlelere ulaşmak için özellikle yerel basın, çok nadir olarak TRT ve özel televizyonlar akla geliyor…
Genelde yerel gazeteler tercih edilirken, ulusal gazeteler daha çok kütüphane haftalarını dikkate alıyor…
Gazetelerde kütüphane yöneticileri ile kütüphaneci yazıları çok az sayıda yer alıyor…
Ulusal medyanın ilgisi kitap yasakları, açılışlar gibi konularda…
TKD Halkla İlişkiler Sürekli Grubu’nun kuruluşu (Ekim 2005):
TKD’nin çeşitli konulardaki duyurularının yapılması,
Görev değişiklikleri vb. durumlar, meslektaş çalışmaları ve mesleki yayınların kutup-l’de duyurulması,
Kütüphane Haftası çalışmaları,
TKD ve HİG logolu halkla ilişkiler araçlarının dağıtılması,
BBY Bölümlerinin ziyaret edilmesi,
E-bülten yayınlama…
Bölge semirlerinde halkla ilişkiler konusunun talep edilmesi (2006-2007)…
ANKOS’un halkla ilişkiler grubu oluşturması…
Bir üniversite kütüphanesinin halkla ilişkiler için personel görevlendirmesi (2012)…
Sosyal medyayla halkla ilişkiler yolculuğuna çıkış…
Türk kütüphaneciliğinin genelinde ve kütüphanelerimizde gerekli düzeyde halkla ilişkiler çalışması yapılmıyor.
Türk kütüphaneciliğinin genelinde ve kütüphanelerimizde gerekli düzeyde halkla ilişkiler çalışması yapılmıyor.
Alanımız bütün yönleriyle ve gerektiği gibi tanıtılamıyor.
Yapılan tanıtım faaliyetleri kütüphaneye gelen kullanıcılarla sınırlı olup, potansiyel kullanıcılar fazlaca dikkate alınmıyor.
Kütüphanelerde halkla ilişkiler birimi / görevlisi bulunmuyor.
Kütüphane yöneticileri ve kütüphaneciler halkla ilişkilerin ne olduğu konusunda doğru bilgiye sahip değildir.
“Halkla ilişkiler” kavramına karşılık olarak; “doğru iletişim” , “tanıtım”, “reklam”, “pazarlama”, “hizmet kalitesi” ve “müşteri memnuniyeti” gibi kavramlar dile getiriliyor.
Halkla ilişkiler çalışmalarında temel sorumluluk kütüphane yöneticilerinde olduğu halde, çok küçük bir bölümü bunun farkında.
Yöneticilerin yaklaşık ¾’ü ilk beş görevi arasında halkla ilişkilerle ilgili çalışmalara yer vermiyor.
Çünkü bu konuda birinci derece sorumluluğun BBY bölümlerine, mesleki derneklere ve kütüphanecilere ait olduğunu düşünüyorlar.
Kullanıcı memnuniyetinin yolunun etkin halkla ilişkilerden geçtiği yönündeki net gerçek göz ardı ediliyor.
Yöneticilerin büyük çoğunluğu öğrenimleri sırasında halkla ilişkiler konusunda eğitim almamış. Ama gerekliliğe vurgu yapıyorlar.
Yöneticilerin büyük çoğunluğu öğrenimleri sırasında halkla ilişkiler konusunda eğitim almamış. Ama gerekliliğe vurgu yapıyorlar.
Kütüphanecilerin çok küçük bir bölümü lisans öğrenimlerinde halkla ilişkiler konusunda ders almış; almayanlar da verilmesine işaret ediyor.
Halkla ilişkiler konusunda çeşitli düzeylerde eğitim almış az sayıda meslek elemanı halkla ilişkileri doğru şekilde tanımlamaktadır.
Bu veriler, halkla ilişkiler konusundaki eğitim gereksinimini net bir şekilde ortaya koymaktadır.
BBY bölümlerinde halkla ilişkiler dersi konulması çok önemli, ancak kimilerinde seçmeli olması büyük bir olumsuzluk.
Önceki dönem mezunlarına yönelik olarak kurs, seminer vb. yöntemlerle eğitim verilmesi acil bir ihtiyaç.
Halkla ilişkiler amacıyla televizyon, radyo ve gazete gibi toplumsal etkisi büyük araçlardan yeterince yararlanılmıyor.
“Kütüphane yöneticileri medyadan neden yeterince yararlanmıyor?”
“halkla ilişkiler konusunda yeterli bilgiye sahip değilim”,
“mevzuat uygun değil”,
“maddi yetersizlik”,
“uygun mesajları oluşturarak medyanın dikkatini çekemiyoruz”,
“yeterli personele sahip değilim”,
“kullanıcılar halkla ilişkiler konusundaki girişimlere karşı ilgisiz”,
“medya yetkilileri girişimlerimize olumlu cevap vermiyor.”
Medya yetkililerinin sözleri ve yönetmelikler, uygun girişimlerle medyadan yararlanmanın mümkün olduğunu gösteriyor.
Medya yetkilileri, kütüphane yöneticilerinin yoğun şekilde talepte bulunmadıklarını belirtiyor.
Halkla ilişkiler amacıyla medyada daha çok kütüphane yöneticileri dışındaki kişiler yer alıyor; Kültür (ve Turizm) Bakanı, Belediye Başkanı, Vali, Kütüphaneler (ve Yayımlar) Genel Müdürü ve Türk Kütüphaneciler Derneği Genel Başkanı vs.
Medya, Kütüphane Haftası açılışları ve sansür vb. konular bağlamında kütüphanelere ilgi gösterme eğiliminde.
Medyadan yararlanma konusunda, halk kütüphaneleri öncü rolünde. Özel kütüphaneler ile üniversite kütüphaneleri onları izliyor.
İnternet teknolojisinin sunduğu imkanlar doğrultusunda özellikle üniversite kütüphanelerinin atağa geçtiği görülüyor. Sosyal medya can simidi olmuş durumda.
Kütüphanelerimizde planlı halkla ilişkiler çalışmaları yapılmadığından faaliyetlerle ilgili ayrıntılı dosyalar oluşturulmuyor.
Medyadan az ya da çok yararlanan veya hiç yararlanmayan yöneticilerin, örgün eğitim ve hizmet içi eğitim bağlamında halkla ilişkilere yer verilmesini istemeleri problemin saptanması açısından önemli.
Halkla ilişkiler konusunda bilinç ve bilgi donanımı için BBY lisans öğrenim programlarında zorunlu halkla ilişkiler dersi yer almalı,
Halkla ilişkiler konusunda bilinç ve bilgi donanımı için BBY lisans öğrenim programlarında zorunlu halkla ilişkiler dersi yer almalı,
Başka bir yöntem olarak, mezunlar halkla ilişkiler bölümlerinin lisansüstü programlarına yönlendirilebilir,
Kütüphane yöneticileri halkla ilişkiler çalışmalarında birinci derece sorumluluğun kendilerine ait olduğunu kabul etmeliler,
Kütüphaneleri planlı halkla ilişkiler çalışmaları yapmaya özendirmek amacıyla ödüllü yarışmalar düzenlenmeli; TKD tarafından bir süredir verilen halkla ilişkiler ödülü tüm kütüphane türlerine yönelik olmalı ama mutlaka planlı çalışmalara verilmeli,
Dernekler tarafından kütüphanecilikte halkla ilişkiler konusunda teorik bilgiler ile iyi uygulama örneklerini içeren yayınlar (kitap, broşür, ...) yayımlanmalı,
Dernekler (TKD, ÜNAK, ANKOS vb.) halkla ilişkiler konusunda sempozyum, seminer, çalıştay, konferans vb. hizmet içi faaliyetler düzenlemeli,
Kütüphanelerimiz kolay kullanımlı birer web sayfası oluşturmalı; bu sayfalar hizmet ve koleksiyon tanıtımı yanında e-posta ile geri bildirim için kullanılmalı,
Kütüphane binaları inşa edilirken içerisinde çeşitli ölçülerde salonlar da yapılmalı, bu salonlar kütüphaneyle ilgili olmasa dahi toplantı, sergi vb. çalışmalar için kullandırılarak halkın bu yolla da olsa kütüphaneden içeriye girmesi sağlanmalı,
Gerekli koşullar sağlanarak, özellikle potansiyel kullanıcıları kütüphaneye çekebilmek amacıyla kütüphanelerin uygun alanlarında film günleri vb. düzenlenmeli,
Mevcut ve potansiyel kullanıcı profilleri çıkarılarak, sürekli iletişim içinde beklenti ve şikayetler toplanmalı, elde edilen veriler hizmet yapılanmasında değerlendirilmeli,
Mevcut ve potansiyel kullanıcı profilleri çıkarılarak, sürekli iletişim içinde beklenti ve şikayetler toplanmalı, elde edilen veriler hizmet yapılanmasında değerlendirilmeli,
Tanıtım amaçlı poster, afiş, ilân vb. araçlardan yararlanmak amacıyla, her mekan (kurum yemekhanesi, bina girişleri, bekleme alanları vb. ) aktif olarak kullanılmalı,
Bağlı bulunulan kurumların dergi vb. yayınlarında kütüphane ile ilgili bilgilerin ve geniş yazıların yer almasına çalışılmalı,
Kütüphaneyi tanıtan renk, şekil vb. unsurlar açısından albenili broşürler hazırlanmalı,
Hiçbir halkla ilişkiler aracında güncelliğini yitirmiş bilgi bulundurulmamalı,
Kütüphane web sitesi, blog vb. araçlar son derece dinamik olmalı,
Kütüphane yöneticileri, çalışmalarına destek sağlamaya yönelik olarak, bölgesinde yaşayan yardımseverlerle güçlü ilişkiler yürütmeli,
Ayrıca, hizmet bölgelerindeki belediye, okul, vakıf, dernek vb. kurumlarla sıkı ilişki ve işbirliği içerisinde bulunmalı,
Yöneticiler, bağlı bulundukları üst kurumun halkla ilişkiler birimleriyle bağlantı içinde olmalı,
Kütüphaneciliğin teknik hizmet ağırlıklı bir meslek olmasına karşın, insan odaklı olduğu asla unutulmamalı,
Kütüphane yöneticileri medyadan etkin şekilde yararlanmalı,
Planlı halkla ilişkiler hazırlığı aşamasında, bugüne kadar yapılmış çalışmalar (Fındık,1985; Yılmaz, 1996; Kayan, 1996; Sönmez, 2000; Çağlar Gül, 2006; Gedikçi Öndoğan, 2010) dikkatle incelenmeli,