Hldlniava V l h o n I n, I,1 V a hjhvi 3a I o I l n V 31 V h fi 11 fi



Yüklə 8,43 Mb.
səhifə284/980
tarix09.01.2022
ölçüsü8,43 Mb.
#92016
1   ...   280   281   282   283   284   285   286   287   ...   980
Malzeme ve İnşaat

Yapı işlerinin yürütülmesi ve şantiye örgütlenmesi açısından inşaat defterleri büyük bilgi kaynaklarıdır. Ö. L. Barkan'ın yayımladığı Süleymaniye inşaat Defterleri çok büyük bir yapı şantiyesinin işleyişi konusunda olduğu kadar yapı malzemesi ve teknolojisi konusunda da olağanüstü bilgi kaynağıdır (bak. Süleymaniye Külliyesi). Camilerin en önemli inşaat malzemesi taş ve tek parça sütunlardı. İstanbul'da anıtsal yapılarının temel malzemesi olan küfeki taşı Roma çağından bu yana kent çevresinde surlar dışında batıya uzanan ocaklardan elde edilmiştir. Küfeki 18. yy'da kent dışında Davutpaşa ve Makriköy (Bakırköy) ocaklarından, mermer Marmara Adası'ndan, daha aşağı kalite bir taş olan od taşı Karamürsel'den getiriliyordu. Çok yakın döneme kadar İstanbul'un küfeki taşı aynı bölgelerden elde edilmiştir. Nuruosmaniye Ca-mii'nde her gün karadan 40-50 araba, denizden Üsküdar'ın ateş kayıkları (denizden yangına gitmek için kulandan kayıklar) ve mavnalarla küfeki taşı ve Karamürsel'den 10 kayıkla od taşı ve yıkık yapılardan taş taşınmaktaydı. İç avludaki her biri 3 ton ağırlığındaki 12 tek parça sütun Berga-ma'daki bir kiliseden getirilmişti. Bunların Marmara kıyılarına indirilmesi, İstanbul'a büyük mavnalarla getirilmesi, kıyıya çıkarılması ve Yalı Köşkü'nden camiye kızaklarla taşınmasında Tersane-i Âmire reislerinden biri görevlendirilmişti. Sadece bu sütunların taşınmasında 500-600 kişi çalışmıştır. Osmanlı mimarlarının, klasik dönemden bu yana bugün tahmin edemeyeceğimiz miktarda demir kullandıkları yeni araştırmalarla ortaya çıkmıştır. İstanbul inşaatlarına demir getirilen en önemli yer bugün Bulgaristan'da kalmış olan Sama-kov'dur. Kavala'dan da ham ya da işlenmiş olarak demir getirilmekteydi. Kereste ve kendir Karadeniz'den getiriliyordu. Kurşun ise dış ülkelerden ithal ediliyor ya da piyasadan satın almıyordu.

Büyük bir yapının temel inşaatı konusunda Ahmed Efendi'nin verdiği bilgiler büyük değer taşımaktadır. Örneğin Nuru-osmaniye'nin 18 m derinliğe kadar inilen hafriyatında, temel çukurlarının gürgen ağaçlarıyla iksa edildiğini, tüm temelin su seviyesinin 2 arşın altına kadar kazıldığını, bütün temelin kaldırım taşı gibi dizilmiş,

uçları demir pabuçlu 3,5 arşın boyunda ve araları sadece 5-6 cm olan ağaç kazıklar üzerine oturduğunu, bunun üzerine horasan, kireç ve moloz karışımı bir harcın dökülerek "rıhtım", yani muntazam taş temel yapıldığım öğreniyoruz. Burada kullanılan harç istanbul'da Roma çağından bu yana kullanılan, su içinde ve basınç altında çok büyük bir sertliğe ve taşıma gücüne kavuşan bir karışımdır. Ahşap kazıkların ucuna demir pabuç giydirilmesi de bir Roma tekniğidir. Kazıkların hava almamaları için su altında kalmış olmaları gerekir. Bu su "tulumbacı mikras"ları ile boşaltılmıştır. Bu sürekli taş temel "rıhtım" çağdaş bir "radye jeneral"e benzemektedir. 56 cm aralıkla çakılan kazıklar ise, toprağı sıkıştırarak, zeminin taşıma gücünü büyük ölçüde artırmaktadır. Temel, büyük bir olasılıkla tabakalar halinde birkaç arşın yükseltiliyor, duvarlar ve taşıyıcı ayaklar biraz yükseltildikten sonra kemerlerle ve tonozlarla bağlanıyor ve üzerlerine çok iyi bir taş olmayan köprülük od taşı dizilerek, tonozların vadileri dolduruluyor ve üzerlerinde yeni bir döşeme elde ediliyordu. Yapı toprak üzerine çıktıktan sonra bütün çevresine 3'er arşın (ortalama 2 m) yani çalışan bir işçinin boyundan biraz fazla ve yapı yükseldikçe 18 kata çıkan ahşap iskeleler kurulmuştur. Yapıda kullanılan demir miktarı, strüktür rasyonalizmi ve yöntemin kuramsal değerlendirilmesi şaşırtıcıdır. Ahmed Efendi, Nuruosmaniye Camii'nde "Binanın bir ucundan bir ucuna varınca dairen medar kuşaklanıp bütün bina güya cism-i vahit menzilesinde rabtü istihkâm olunmuştur" demektedir. Demir kullanılışı ile ilgili olarak özel imalattan, yapımsal niteliklerden (key-fiyet-i mamule) ve strüktür esaslarından (tarik-i istihkâm) söz etmektedir. Nuruosmaniye risalesinde demir inşaatı konusunda çok ayrıntılı bilgi verilmiştir. Ahmed Efendi Türk mimari tarihinde önemle anılması gereken, inşaatı gerçekten anlayan birisi olduğunu göstermektedir. Ne yazık ki böyle bir gözlemci Sinan döneminde olmamıştır.




Yüklə 8,43 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   280   281   282   283   284   285   286   287   ...   980




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin