Pazarola Hasan Bey
Cengiz Kahraman arşivi
büyük bir başı vardı. Zaman zaman bir fes ya da abani sarıkla örttüğü başında ayrıca üzerine "Maşallah Hasan Bey" yazılı bir şerit bulunurdu. Sarığının arasına gül, karanfil ya da yeşil yaprak takmak ve öylece dolaşmaktan hoşlanır, ayağına yaz kış mest lastik giyer, elinde de siyah şemsiye ya da sopa bulundururdu.
Babası her ne kadar, oğlunun düzenli geliri olduğunu Osman Cemal Kaygılı'ya ifade etmişse de herhangi bir işte çalışacak güç ve zekâdan yoksun olduğu için kendisini sevenlerin yardımlarıyla geçinir, açıktan verilen parayı kabul etmez, gizlice cebine konulduğu takdirde ses çıkarmaz ve insan içinde o paraya el sürmezdi.
Adı, önüne gelen esnaf ve görevliye "pazar ola!" diye seslenmesinden dolayı Pazarola Hasan Bey olarak kalmıştır. Onun gözünde herkes yaptığı işin "baş"ıdır. Bu yüzden bakkala "bakkalbaşı", berbere "berberbaşı", kitapçıya "kitapçıbaşı", zapti yeye "zaptiyebaşı" diye seslenirdi. Onun ağzından "Pazar ola başı" iltifatını al mak için esnaf başına toplanır ya da ardı na düşer ve dükkânına, işportasının yanı na çağırır, "Buyur Hasan Bey, bir kahve iç" derdi. Hasan Bey'in kime yaklaşacağı bel li olmaz ve içinden geldiği gibi davranarak birine yaklaşır ve önce meşhur iltifatım ya par, sonra da tezgâh sahibinin işiyle ilgili şakacı sorular sorardı. İkram edilen kahve yi de geri çevirmezdi.
Atlamataşı Caddesi'ndeki evinden yürüyerek çıkar, daha çok Beyazıt ve Şeh-zadebaşı olmak üzere buralara yakın semtlerde dolaşır, sevdiği insanlarla şaka-laşırdı. Bazen de evine kapanarak günlerce dışarı çıkmaz, bu kez de dostlan onu evinde ziyaret ederlerdi.
Toplumun her kesiminde sevenleri bulunan Pazarola Hasan Bey'e Ahmed Rasim, Osman Cemal Kaygılı ve İbrahim Alaaddin Gövsa özel bir ilgi gösterir, arada sırada kendisiyle ilgili yazılar yazarlardı. İstanbul'un tanınmış destancılarından Mehmed Kemâlî(->) Pazarola Hasan Bey'in Destanı adıyla bir destan yazmış ve tek yaprak halinde yayımlamış (1922), onun meşhur iltifatını dörtlüklerine serpiştirerek esnafa ve güncel olaylara ilişkin şakalar yapmıştır.
Pazarola Hasan Bey, tiyatrocuların ve tiyatro seyircisinin de büyük ilgi gösterdiği tiplerdendir. 1920'de Kel Hasan, Balı Rıza ve İsmail efendilerle Naşit Bey'in (Öz-can) iştirakiyle Şehzadebaşı'ndaki Şark Ti-yatrosu'nda Pazarola Hasan Bey adıyla bir piyes sahneye konulmuştur. Osman Cemal Kaygılı'nın -yazdığı "Pazarola Hasan Bey" adlı bir revü maskeli olarak temsil edilmiş, daha sonra istek üzerine Direklera-rası'ndaki Ferah Tiyatrosu'nda yemden oynanmıştır. Aktör ve yazar Reşit Baran'ın (1925-1962) uyarladığı eserler arasında Pazarola Hasan Bey adlı 3 perdelik bir oyun vardır. Ayrıca Ankara Halkevi'nde de başrolü Pazarola Hasan Bey'de olmak üzere Râsih Sonat'ın yazdığı bir revü sahnelenmiştir.
Bibi. Ahmed Rasim, "Pazar Ola, Ey Eslâf, Yeni Gün, 25 Aralık 1919; Osman Cemal (Kay-
gılı), "İstanbul'un En Maruf Adamı, Pazarola Hasan Bey", Resimli Ay, S. 2/12 (Mart 1341), s. 10-13; İ. A. Gövsa, "Pazar Ola Hasan Bey", Ye-digün, S. 198 (23 Birinci Kânun 1936), s. 22; M. N., "Pazarola Hasan Bey", Yeni Tarih Dergisi, S. 5 (Mayıs 1957), s. 141-143; ReşidBaran Jübilesi (1925-1962), ist., 1963; "Pazarola Fotoğrafçı Başı!...", Hayat, yıl 12, c. l, S. 7 (Şubat 1968); And, Meşrutiyet; M. Aksel, "Eski istanbul'dan Portreler: Pazarola Hasan Bey", TFA, S. 281 (Aralık 1972), s. 6504-6506; ay, "Pazarola Hasan Bey", istanbul'un Ortası, Ankara, 1977, s. 147-153; M. S. Özeğe, EskiHarf-lerle Basılmış Türkçe Eserler Katalogu, I-V, İst., 1971-1979.
M. SABRI KOZ
Dostları ilə paylaş: |