RAŞİTRIZA
308
309
RAUFÎ TEKKESİ
rampaşa, 1728'de Ayasofya-yı Kebir, 1723' te de Süleymaniye Medresesi'nde görev yaptı ve o yıl "kaza" (yargı) sınıfına geçerek Halep kadılığına atandı. Ertesi yıl İstanbul'a döndü ve 1728'e kadar mansıpsız (kadro dışı) kalarak Sadrazam Nevşehirli Damat ibrahim Paşa'ya(->) danışmanlık etti. Siyasi toplantılarda, elçi kabullerinde, ibrahim Paşa'nın özel ve resmi ziyaretlerinde, kasır, köşk, mesire açılışlarında, III. Ahmed'in de (hd 1703-1730) katıldığı eğlencelerde, Seyyid Vehbi, Nedim(->) ve Dürrî efendilerle birlikte bulundu. Örneğin 1719 depremi sırasında İbrahim Paşa ile Beykoz'daydı. Katıldığı her önemli açılış ve eğlence için tarihler düşürdü. Alibey-köy Mesiresi'ne "Hüsrevâbâd" adım Raşid Efendi verdi.
1728'de Rumeli beylerbeyi rütbesi ile İran'a elçi atandı. Uzun bir hazırlıktan sonra 300 kişilik maiyeti ile Üsküdar'dan Beşiktaş'a geçip Frenk Mezarlığı'nda alay korteji düzenledi ve Beşiktaş Sarayı'nda bulunan III. Ahmed ile şehzadelerin önünde alay gösterdi. "Mücevherli kılıcı ve murassa okluğu" ile atından inip yer öptü ve padişahın huzurunda kendisine hilat giydirildi. İsfahan'a götüreceği nâme-i hümayunu aldıktan sonra İran'a hareket etti. Dönüşünde yeniden ilmiye sınıfına geçti. Önce "Mekke payesi" rütbesi verildi. O sırada İstanbul'da aşırı düzeyde yiyecek kıtlığı ve pahalılık yaşandığından, azledilen Zülalî Hasan Efendi'nin yerine 7 Temmuz 1729' da İstanbul kadısı atandı. Bu görevde yasal süresini doldurup 17 Temmuz 1730'da emekliye ayrıldı.
Patrona Halil Ayaklanması(->) ve sonrasındaki bunalım ortamında, eski dönemin bir adamı sayılarak sorgulandı ve 1731-1734 arasında, Limni'de ve Bursa'da sürgünde kaldı. 1734'te Üsküdar'daki yalısında oturmasına izin verildi. Sadrazam Heki-moğlu Ali Paşa'nın koruması ile de 6 Ağustos 1734'te Anadolu kazaskeri oldu.
Raşid, Sadrazam Şehit Ali Paşa tarafından 17 Ocak 17l4'te vakanüvisliğe atandı ve III. Ahmed'in tahta çıktığı 22 Ağustos 1703'ten itibaren olayları yazmakla görevlendirildi. Vakanüvis olarak 1715'te Mora, 1716'daVaradin seferlerine katıldı. Harp divanlarında müzakereleri izledi ve savaşları gözlemledi. Ali Paşa'nın önerdiği nişancılık görevini, sağlık gerekçeleriyle kabul etmedi.
1718'de sadrazam olan Nevşehirli Damat İbrahim Paşa, Raşid'den, Naima Tari-bi'nin kaldığı 1071/1660'tan başlayarak 1115/1703'e kadar olan zamana ait "ihmale uğramış metrukât ve vakalar ile eserleri" toplayıp "Devlet-i Osmaniye'nin tarihinin şirâzesi"nin tamamlanmasını istedi. Böylece kendi ifadesi ile "tarih yazıcısı" oldu ve bu görevi için de bir berat verildi. Raşid'in vakanüvisliği ise 1723'te Halep kadılığına atanmasıyla sona erdi. Yerine 3 Temmuz 1723'te Küçük Çelebizade İsmail Âsim vakanüvis atandı.
Osmanlıcayı doğru kullanan ve üslubu sıkıcı olmayan Raşid, aynı zamanda, Nâbî ve Sâib'in izinde güçlü bir Divan şairiydi. "Sıhhat-âbad" adlı 1.500 beyitlik bir mes-
nevisi, 27 kasidesi, 260 gazeli, rubaileri ve tarih manzumelerini içeren bir divanı olduğu için, tarihçiliğinin mi, şairliğinin mi daha önde geldiği tartışma konusu olmuştur. Özel ve diplomatik mektuplarını topladığı iki mecmua ile Mora fetihnameleri, III. Ahmed ve Nevşehirli Damat İbrahim Paşa için kaleme aldığı vakfiyeler, Raşid'in düzyazıda ve şiirde eşdeğerde bir yeteneğe sahip bulunduğunu kanıtlar.
Raşid Tarihi, 1660-1722 arasındaki 62 yıllık dönemde, IV. Mehmed(-0 II. Süleyman^), II. Ahmed(->), II. Mustafa(->) ve III. Ahmed'in(-») saltanatları sırasında yaşanan olayları kısa paragraflarla özetler. Vakanüvisliğe atandığı 1714'e kadarki 54 yılın olaylarım, elde edebildiği belgelere, Naima'nın bıraktığı müsveddelere, tanıklardan dinlediklerine ve aynı periyodu veren Osmanlı tarihlerine dayanarak yazmış, Naima'nın açtığı çığırı izlemeye çalışmıştır. 1714-1722 arasındaki kısa dönemi ise "ve-kayiname" olarak kaleme almıştır. Bursalı Tahir, Raşid'in eserine, "Naima Tarihi'nin zeyli" demekte, olayları "seçili" çoğu yerde de muğlak anlattığım vurgulamaktadır. İstanbul tarihi açısından ise, Raşid Tarihi'nin, Naima Tarzız kadar zengin ve renkli anlatımlı olmadığı görülür. Raşid, işlediği yılların sosyal olaylarına pek az yer vermiştir. Buna karşılık, İstanbul'a özgü törenler, saray düğünleri bütün ayrıntılarıyla betimlendiği gibi, tören giysileri ve protokol kuralları da yer yer açıklanmıştır. Elçi kabulleri, önemli kişilerin özgeçmişleri, muahedenameler, hatt-ı hümayunlar da ayrıntılı veya aynen verilmiştir.
Raşid Tarihi'nin İstanbul kütüphane-lerindeki koleksiyonlarda (Nuruosmaniye, Bayezid, Damatzade Mehmed, Es'ad Efendi, Halet Efendi, Ragıb Paşa vd) yazma nüshaları bulunduğu gibi 1153/174l'de ve 1282/1865'te yapılan basımları da mevcuttur. İlk basımın 4., ikinci basımın 6. cildi, kendisinden sonraki vakanüvis Küçük Çelebizade İsmail Âsım'm Tarih-i Vekai'sini de kapsamaktadır. Raşid Tarihi'ni tamamlayan vekayiname 13 Ağustos 1722-27 Ağustos 1728 olaylarını içermektedir.
Raşid, eserinin birçok yerinde kendi yaşamından ve aldığı görevlerden söz eder.
Anadolu kazaskeri iken ölen Raşid, Ka-ragümrük'te Efdalzade Medresesi karşısında Zincirlikuyu denen yerde, oğlu İbrahim Edhem'in konağı yakınındaki, kayınpederi İdris Efendi'nin de medfun bulunduğu hazireye gömülmüştür. Mezar taşındaki "Ola Raşid Efendi'nin mekânı evc-i İlliy-yî" dizesi ebced hesabıyla ölüm yılı olan 1148/1735'i verir.
Bibi. Tarih-i Raşid, V, 451 vd; Küçükçelebiza-de İsmail Âsim; Tarih (Raşid Tarihi, c. VI), s. 5 vd; Salim, Tezkire, ist., 1315, s. 260 vd; M. Kemal Özergin-H. İpekten, "Sultan Ahmed III. Devri Hadiselerine Ait Tarih Manzumeleri", TD, IX (1958), s. 133 vd, X/l4 (1959), s. 125 vd; M. Kemal Özergin, "Raşid", İA, c. 9, s. 632 vd; Babinger, Osmanlı Tarih Yazarları, 294-295, 320-321; Sicill-i Osmanî, II, 351; Osmanlı Müellifleri, 55-57; Ali Kemal, Raşid Müverrih miŞairmi, İst., 1334; Ahmed Refik, Alimlerve Sanatkârlar, Ankara, 1980, s. 247 vd.
NECDET SAKAOĞLU
Dostları ilə paylaş: |