Hldlniava V l h o n I n, I,1 V a hjhvi 3a I o I l n V 31 V h fi 11 fi



Yüklə 8,43 Mb.
səhifə962/980
tarix09.01.2022
ölçüsü8,43 Mb.
#92016
1   ...   958   959   960   961   962   963   964   965   ...   980
SİLAHTARAĞA ELEKTRİK SANTRALI

İstanbul'un elektrik ihtiyacını sağlamak amacıyla 1913'te Kâğıthane ve Alibeyköy dereleri ağzında, 118.000 m2'lik bir alanda kurulan, Türkiye'nin ve İstanbul'un ilk termik santralıdır.

1911'de arazisi satın alınarak inşaata başlanmış, 1913 sonlarında işletmeye açılmış, 1914 başlarında (Şubat) üretime geçerek, şehrin tramvaylarına, şebeke ve abonelerine enerji vermeye başlamıştır.

Macar Ganz firması tarafından inşa edilen



Silahtarağa Elektrik Santralı

TETTV Arşivi

ve kömürle çalışan santralın işletmesi, l yıl sonra, 19l4'te, Societe Finandere de Trans-ports et d'Entreprises Industrielles â Bru-xelles (Sofina) şirketine devredilmiştir. Bu şirket Societe Anonyme Turque d'Electrici-te (Osmanlı Türk Elektrik Anonim Şirketi) adı altında, şehrin gelişen ihtiyaçlarına paralel gerekli genişletmeler yaparak 1937' ye kadar faaliyetini devam ettirmiştir.

1937'de millileştirilen kurum önce Nafıa Vekâletfne l yıl sonra da İstanbul Bele-diyesi'ne devredilerek İETT(-0 işletmeleri Umum Müdürlüğü'ne bağlanmıştır.

1938'den 1952'ye kadar İstanbul şehrini tek başına besleyen santral, bu tarihten sonra, önce Çatalağzı Santralı, daha sonra Kuzeybatı Anadolu Santralı ile birlikte şehri beslemeye devam etmiştir.

1956'daki takviyelerle fiili gücü yükseltilen Silahtarağa Elektrik Santralı, 1970'te TEK'e devredilmiş, daha sonra çeşitli güçteki turbo-alternatörleri çalışamaz hale geldiği için durdurulmuş ve bu nedenle fiili gücü azalmış, ama 1982'ye kadar enerji üretimini devam ettirmiştir. Ancak tesislerin çok eskimiş olması ve soğutma suyunun temin edilemez hale gelmesi nedeni ile, 18 Mart 1983'te santralın üretimine zorunlu olarak son verilmiştir.

Tarihi santral yapıları, personel ikametgâhı olarak kullanılan lojman binaları, camii, devre dışı kalmış makine aksamı ile Türkiye'nin ilk termik santralı olma özelliğini taşıyan tesisin yakın zamana kadar tescili yapılamamıştı. I. Ulusal Mimari Dönemi (cami ve idare binası) ve daha sonraki dönemlere ait tarihi kültür mirası yapıları, özgün santral binası ve teknik aksamı ile bu yapılar kompleksi, Kültür Bakanlığı, İstanbul l Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Kurulu'nün 6 Mart 1991 gün ve 2532 sayılı karan ile tescil edilmiştir.

Böylece tarihi santralın yok edilmemesi ve uygun bir işleve kavuşması konusunda önemli bir aşama kaydedilmesine rağmen, santral halen boş ve müdahale edilmeden kendi haline bırakılmış durumdadır.

H. FAHRÜNNİSA ENSARİ KARA



SİLİVRİ

Silivri İlçesi'nin(->) merkezi olan eski köy, bugün turistik işlevin ağırlık kazandığı kentsel yerleşme.

Şehrin adı antik kaynaklar ve yazıtlarda bazen İyon lehçesiyle Selübria, Selümb-ria, Selübrie, bazen de Dor lehçesiyle Sa-humbria şeklinde yazılmaktadır. Bu ad, Strabon'un şehrin mitolojik kurucusunun adı olarak bildirdiği Selüs ismi ile Trak dilinde şehir anlamı taşıyan "bria" sözcüğünün bileşiminden ortaya çıkan "Selüs'ün şehri"nden gelmektedir. Marmara Deni-zi'nin kuzey kıyısındaki Selimbria'nm MÖ 7. yy'ın ilk yarısında Megara tarafından Bi-zantion'dan önce kurulan bir koloni olduğu bilinmektedir. Ancak Megaralılann gelişinden çok önce burada bir Trak yerleşmesi olduğu şehrin adında görülen Trak unsurlarından anlaşılmaktadır.

Selimbria, İyonya isyanından sonra MÖ

493'te Trakya kıyısındaki diğer şehirler gibi Persler tarafından işgal edildi. MÖ 409'da Alkibiades şehri işgal etti ve Selimbria Atina ile bir müttefiklik anlaşması yapmak zorunda kaldı. Atina da bu anlaşma karşılığında Selimbria'ya özerklik statüsü tanıdı.

Peloponnes Savaşı'mn bitiminden sonra MÖ 403'te, Selimbria doğu komşusu Bi-zantion'dan sürülen Klearkhos'un eline düştü. Kısa bir süre sonra Ksenophon'un komutasında Trakya'ya gelen Yunan paralı askerlerinin şehrin yakınlarında konaklaması üzerine kent zor günler yaşadı.

MÖ 377'de Selimbria ikinci Attika-Delos deniz birliğinin üyesi oldu ve 20 yıl sonra 357'de bu birlikten Bizantion ile birlikte ayrıldı ve bu iki şehir aralarında bir müttefiklik anlaşması yaptılar.

MÖ 2. yy'ın ortalarına kadar şehir devleti statüsünü koruduğu bilinen Selimbria daha sonra doğusundaki komşusu Bizantion ve batısındaki komşusu Perinthos'un güçlenmesiyle gitgide önemini yitirmiş ve

İ

R İ


İ

O

URDU

Eskiden birçok yörede olduğu gibi Silivri'de de yoğurt yapılır ve yerel olarak tüketilirdi. 1870'li yıllarda yoğurt yapmak için Silivri'de özel binalar yapılmış ve bunlara yoğurthane adı verilmişti. Burada üretilen yoğurtlar denizyoluyla taşındığı İstanbul'da satılmaya başladı. Sarsıntı yüzünden yolda yoğurtların kaymak tabakası bozuluyordu. Kaymak tabakasının bozulmasını önlemek için yapılan uzun araştırmalar sonucunda Silivri yoğurdu ortaya çıkmıştır. Bir yoğurda Silivri yoğurdu denebilmesi için, yapılış tekniğinin ve kullanılan sütün değişik özellikler taşıması gerekir.

Silivri yoğurdunun yapılış tekniği şöyle özetlenebilir: Yoğurthaneler, sütün pişirildiği kazan dairesi ve mayalanmanın yapıldığı karavana ocakları denilen iki ayrı mekândan oluşur. Yoğurthaneye gelen süt, önce uzun saplı bir tavaya alınıp sulu veya koyu olup olmadığı, kremasının alınıp alınmadığı kontrol edildikten sonra istenilen özellikteyse ince bir elekten süzülerek kazanlara boşaltılır. Süt bu kazanlarda 84 derece ile 90 derece arasında, pala denilen tahtadan yapılmış büyük bir kürekle devamlı karıştırılarak 150 dakika kadar pişirilir. Pişirme tamamlanınca sütü karavana ocakları kısmında bulunan karavanlara boşaltma işlemi başlar. Sayısı yoğurthanenin büyüklüğüne göre değişen karavana ocakları, birbirine paralel olarak zeminden 30-40 cm yüksekliktedir. Bu ocaklara karavanalar yan yana dizilir. Kazandan alınan sıcak süt bu karavanlara yüksekten dökülür. Bunun nedeni sütün köpük yapmasını sağlamaktadır. Böylece kaymak tabakası şekilli ve kabarık olur. Bu sırada kazan ocaklarının altından alınan kor, karavana ocaklarına yayılır. Daha sonra süte Silivri yoğurdu özelliğini veren ve "kaymak pişirme" denilen ikinci bir pişirme yapılır. Süt burada 70 derecede 30-60 dakikaya kadar pişirilir. Bu müddet içerisinde, yağ tabakası karavanının üstünde toplanır ve kalın bir kaymak tabakası oluşur. Bundan sonra karavanaların altındaki ateş alınıp süt kendi halinde soğumaya bırakılır. Sütün mayalanma sıcaklığı 42,5 derece ile 43 derece arasında değişir. Kışın biraz daha yüksek, yazın ise biraz daha düşük sıcaklıklarda mayalama, yapılır. Maya bir gün önce yapılan yoğurttan alınıp biraz sulandırılarak hazırlanır. Hazırlanan maya kaymak tabakasını bozmamak için bir enjektörle verilir. Yoğurt yapımında kaymak tabakasının bozulmamasına çok dikkat edilmelidir. Mayalama işi bittikten sonra karavanaların üzeri çuvallarla örtülür; kapılar ve pencereler de kapatılır. Süt 185 ile 240 dakika arasında mayalanmasını tamamlar ve yoğurt halini alır.

Normal yoğurdun yüzde 3,5-15'i yağ, yüzde 5,5-18'i protein, yüzde 1,2-7'si karbonhidrattır. Silivri yoğurdunun ise yüzde 28 kadarı yağ, yüzde 8,4-19,5'i protein, yüzde 4,7'si karbonhidrattan oluşur.

Plastik kaplarda yapılamayan, üretiminde metal kap kullanılan Silivri yoğurdu sütünde aranan özellikler de şunlardır: Kullanılacak sütler kıvırcık koyunlarından sağılmış olmalıdır. Yapay yemle beslenmeyen bu koyunlar Silivri'nin Tuzla Merası'nda otlatılmahdır. Silivri yoğurdu yapımında kullanılacak sütler krema makinesinden geçirilmemelidir.

CEMAL KOZANOĞLU

556

Camii'ne dönüştürülmüş olanının Aleksi-kos Apokaukos isimli şahıs tarafından vakfedilmiş olan İoannes Prodromos Kilisesi ile özdeş olduğuna dair bugün araştırmacılar arasında görüş birliği vardır. 14. yy'ın ilk yarısına tarihlenen bu kilisenin bugün sadece sarnıcı kalmıştır. Bugün hiçbir izi kalmamış olan Spiridon Kilisesi ise Silivri'nin en yüksek yerinde, Marmara Denizi kıyısındaki parkın olduğu bölgede lokali-ze edilmekte olup 12. yy'a tarihlenmektedir. Bibi. G. Scure, "Antiquit.es thraces de la Pro-pontide, Collection Stamoulis", BCH, 36 (1912), s. 534-641; E. Oberhummer, "Selymb-ria", RE, II A 2 (1923), 1324-1327; F. Dirimtekin, "La fortresse byzantine de Selymbria", X. Milletlerarası Bizans Tetkikleri Kongresi Tebliğleri, İstanbul, 1955, İst., 1957, s. 127-129; S. Eyice "Alexis Apocauque et l'eglise byzantine de Selymbria (Silivri)", Byzantion, XXXIV (1964), s. 78-104; F. Dirimtekin, "Selymbria (Silivri) Bizans Kalesi", AMY, 6 (1965), 19-34; O. Feld, "Nocheinmal Alexios Apokaukos und die byzantinische Kirche von Selymbria (Silivri)", Byzantion, 37 (1967), s. 57-65; S. Eyice, "Trakya'da Bizans Devrine Ait Eserler", Belleten, XXXIII (1969), s. 354-357; P. Magdali-no, "Byzantine Churches of Selymbria", Dum-barton Oaks Papers, XXXII (1978), s. 309-318; E. Schönert-Geiss, Die Münzprügung von Selymbria, Berlin, 1975, s. 37-38; H. Hallensle-ben, "Die ehemalige Spyridonkirche in Silivri (Selymria)-eine achtstützenkirche im Gebiet . Konstantinopels", Pestscbrift für F. Deich-mann, I. Bölüm, Bonn, 1986, s. 35-46.

MUSTAFA H. SAYAR

Silivri'nin ön planda Mimar Sinan Köprüsü'nün yer aldığı bir görünümü. Cemal Kozanoğlu, 1994



SİLİVRİ

dan vazgeçildiği 6. yy'ın yazarlarının ondan bahsederken antik devirdeki adı olan Selimbria'yı kullanmalarından anlaşılmaktadır. Bu durum İstanbul'un I. Theodosi-us dönemi kara surlarında daha önce Pü-le tes Peges (Pınar Kapı) olarak adlandırılan kapının adının, Selimbria'ya yönelen yolun şehirden çıkışı olması nedeniyle, Silivri Kapısı (Püle tes Selübrias) olarak değiştirilmesiyle de belgelenmektedir. Selimbria'ya, ortaçağın son dönemlerine kadar, başkente yakınlığı dolayısıyla önemli tarihi olaylarla bağlantılı olarak değinilmektedir. Haçlı seferleri sırasında Selimb-ria, Godfreoi de Bouillon komutasındaki birlikler tarafından yağma edilmiş; 1204'te Latinlerin eline geçmiştir.

Bizans imparatorlarından İoannes Kan-takuzenos'un kızı Prenses Theodora 1345' te Selimbria'da Sultan Orhan ile evlenmiştir. 15. yy tarihçilerinden M. Dukas'ın(->) bildirdiğine göre, Selimbria İstanbul'un fethi öncesinde Osmanlı ordu birliklerine karşı direnmiş, ancak fetihten kısa bir süre sonra teslim olmak zorunda kalmıştır. Evliya Çelebi ise Silivri'nin I. Murad (hd 1361-1389) tarafından fethedildiğini, ancak L Murad'ın öldürülmesinden sonra tekrar Bizanslıların eline geçtiğini yazmaktadır. Evliya Çelebi ayrıca Silivri'nin ikinci kez I. Bayezid (Yıldırım) zamanında (1389- . 1402) fethedildiğini, ancak onun Timur'un eline düşmesinden sonra kentin de bir kez daha Bizanslıların eline geçtiğini belirtmektedir.

Selimbria'nın antik dönemini belgeye-bilecek mimari anıtlardan herhangi biri günümüze ulaşamamıştır. Helenistik ve Roma dönemlerine ait kültür belgeleri, zaman zaman Silivri'nin içinde ve çevre köylerinde bulunan, genellikle cenaze ziyafeti sahnesi kabartmalı mezar stelleri, yazıtlar ile sikkelerdir. Günümüzde büyük bir kısmı kaybolmuş olan bu eserleri, Silivri'de yaşayan Stamulis isimli bir Rum, evinde toplamış ve böylece bunlar 19. yy'da ve 20. yy'ın başlarında Silivri'ye gelen bilim adamları tarafından görülerek yayınlara geçirilebilmiştir.

Bizans dönemi surlarının ise bugün sadece batıya bakan kısmının çok azı görülebilmektedir. J. von HammerC-0, Selimbria surlarının 1509'daki depremde büyük ölçüde tahrip olduğunu yazmaktadır.

Selimbria surları hakkındaki en ayrıntılı incelemeyi yapan Feridun Dirimtekin kalenin batı kenarının 370 m, kuzey kenarının 350 m ve doğu kenarının da 310 m uzunluğunda olduğundan bahsetmekte ve şehrin başlıca kapılarının kuzeyde bulunduğunu belirtmektedir. Bu kapılar, kuzey surlarının batı köşesindeki Çarşı Kapısı, surların ortasındaki Orta Kapı ve surların doğu ucu civarındaki Kır Kapısı olarak adlandırılmaktadır. Drakos tarafından 1892' de yayımlanan Silivri tarihinde, şehir içinde İoannes Prodromos, Spiridon, Demetri-os, Panteleymon, Theodosia ve Havariler kiliselerinin, şehir surları dışında da Agat-honikos, Eleutherius, Anna ve Blahernai kiliselerinin bulunduğundan bahsedilmektedir. Bunlardan Osmanlı döneminde Fatih




Yüklə 8,43 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   958   959   960   961   962   963   964   965   ...   980




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin