İBN MÂSEVEYH 1098 İBN MA'SÛM
Sadrüddîn Alî Hân b. Nizâmiddîn Ahmed b. Muhammed Ma'sûm el-Hüseynî el-Medenî (ö. 1120/1708} Arap dîli âlimi, edip ve şair.
15 Cemâziyelevvel 1052'de (11 Ağustos 1642) Medine'de, bazılarına göre ise Mekke'de 1099 doğdu. Aslen Şîrazlı olup Medine'ye yerleşen bir aileye mensuptur. Soyu baba tarafından kelâm, felsefe, mantık, matematik ve astronomi âlimi Mîr Gıyâseddin Mansûr ile (ö. 949/ 1542) filozof Sadreddîn-i Şîrâzî'ye (ö. 1050/ 1641) ulaşır. Riyâzü's-sâlikîn adlı eserinin mukaddimesinde ve SüIvetü'I-ğa-rib'inde 1100 soyunun Hz. Hüseyin'in torunu Zeyd b. Ali Zeynelâbidîn'e ulaştığını söyler. Annesi, o devirde Hicaz'da Şâfıîler'in imamı olan Ahmed el-Menûfî'nin kızıdır.
İbn Ma'sûm, başta babası olmak üzere Ca'fer b. Kemâleddin el-Bahrânî ve Muhammed Ali eş-Şâmî gibi hocalardan Öğrenim gördü. Babası, 1054 (1644) yılında Haydarâbâd Sultanı Abdullah Kutubşah'ın hizmetinde nâibü's-saltana olarak göreve başlayınca İbn Ma'sûm Medine'de ailesiyle kalarak tahsiline devam etti. On bir yıl sonra Haydarâbâd sultanının gönderdiği heyet eşliğinde ailesiyle birlikte Hay-darâbâd'a gitti. Burada bulunduğu yıllarda ilmî faaliyetlerini sürdürdü. Sultan Abdullah Kutubşah'ın ölümünün ardından hükümdar olan Vezir Mirza Ebü'l-Hasan, İbn Ma'sûm'u ve babası Nizâmeddin Ahmed'i hapse attırdı. Babasının 1086 (1675) yılında hapishanede ölmesinden sonra kendisinin de öldürüleceğini öğrenince hapisten kaçtı. Burhânpûr'a gidip Bâbürlü Hükümdarı Evrengzîb'e sığındı. Evrengzîb ona han unvanını vererek 1300 atlıdan oluşan askerî birliğine reis tayin etti, Ahmednagar'a gittiğinde kendisini Evrengâbâd muhafızı olarak görevlendirdi. İbn Ma'sûm, burada bir süre görev yaptıktan sonra Mâhor genel valiliğine tayin edildi; ardından Burhânpûr saray divanı başkanlığına getirildi. Uzun yıllar bu görevi yürüttükten sonra hükümdarın uygulamalarına dayanamayıp 1101 istifa etti (1114/1702). Bir süre sonra kırk sekiz yıldır yaşamakta olduğu Hindistan'ı terkederek yerleşmek niyetiyle ailesiyle Mekke'ye gitti. Hac farizasını İfa edip Medine'ye geçti. Uzun yıllar sonra döndüğü bölgede şartların değiştiğini görmesi ve uygun bir ortam bulamaması sebebiyle yolculuğuna devam etti. Sırasıyla Basra, Necef, Kerbelâ'-ya uğrayıp Bağdat'a geldi. Buralarda da ömrünün son dönemini geçireceği ilmî bir çevre bulunmadığını görünce İran'a gitmeye karar verdi. Horasan, Meşhed, Kum ve İsfahan üzerinden o devirde bir ilim merkezi olan dedelerinin memleketi Şîraz'a gitti. Orada yerleşip büyük dedesi Mîr Gıyâseddin Mansûr'un yaptırdığı el-Medresetü'l-Mansûriyye'de ders vermeye başladı. Hayatının sonuna kadar bu medresede öğretim faaliyetlerini sürdüren İbn Ma'sûm, aralarında Seyyid Emîr Muhammed Hüseyin b. Muhammed Salih el-Ha-tunâbâdî. Bakır b. Mevlâ Muhammed Hüseyin el-Mekkî'nin de bulunduğu çok sayıda öğrenci yetiştirdi. Vefatında, Çerâğ-ı Cihan (Şah Çerağ) lakabıyla tanınan Seyyid Ahmed b. Mûsâ b. Ca'fer'in hazîresinde büyük dedesi Gıyâseddin Mansûr'un kabrinin yanına defnedildi. Bir Şiî âlimi olan İbn Ma'sûm, biyografik eserlerinde ve özellikle Süiâ/efü'/-eaşr'da Şiî müellif ve âlimleri her fırsatta överken Sünnî müellifleri eleştirmekten geri durmamıştır. Bu bakımdan onun değerlendirmelerini ihtiyatla karşılamak gerekir.
İbn Ma'sûm genç yaşta şiir yazmaya başlamış, başta methiye ve mersiye olmak üzere gazel, hamâse. tasvir, hamriy-yât gibi türlerde çok sayıda kaside naz-metmiştir. Şiirlerinin çoğunu Hz. Peygamber ile 1102 babası, soyu, hocaları ve dostları hakkında kaleme aldığı methiyelerle mersiyeler teşkil eder. Bu yönleriyle kendisi gibi Hz. Hüseyin soyundan gelen şair Şerif er-Ra-dî'ye benzetilir. Bir bedî' âlimi olmasına rağmen bedîiyyesi dışındaki şiirlerinde edebî sanatlara fazla iltifat etmemiş, hicivden de uzak durmuştur.
Eserleri.
1. Riyûzü's-sâlikîn îî şerhi'ş-Şahîfeti s-Seccâdiyye. Nec-meddin Bahâ eş-Şeref el-Alevî'nİn rivayet ettiği, İmam Zeynelâbidîn'in elli dört dua ve münâcâtını ihtiva eden eser üzerine 1106'da (1694) yazdığı şerhtir.
2. el-Ke-limü't-tayyib ve'l-ğayşü'ş-şayyib fi'l-ed'iyeii'7-me'şûre. Hz. Peygamber ve Ehl-i beyt'ten intikal eden duaları ihtiva etmektedir (Tahran 1326).
3. el-Hadâ'i-ku'n-nediyye lî şerhİ'1-Fevâ'idi'ş-Şamediyye. Bahâeddin Âmilî'nin, kardeşi Abdüssamed için yazdığı nahve dair eserin şerhi olup 1079'da (1668-69) telif edilmiştir. Müellifin bu eser üzerine ayrıca iki şerhi daha bulunmaktadır.
4. Envâ-lü'i-iebf fî envâH1-bed. Hz. Peygamber için 1077 (1666-67) yılında yazdığı ve içinde 155 bediî sanatın geçtiği 149 beyittik bedîiyye tarzındaki kasidesinin şerhidir. Eser 12.000 beyte varan şiir Örneklerinin yanı sıra birçok edebî parça, tarihî hadise ve fıkhî meseleyi de ihtiva etmektedir. 1103
5. ed-Derecâtü'r-refîca fî tabaköti'l-İmömiyye mine'ş-Şîıa. Eserde sahabe, tabiîn ve imamlardan doğrudan hadis rivayet eden muhaddis-lerle âlimler, fakihler, filozoflar. Arap edebiyatı âlimleri, mutasavvıflar, hükümdarlar, emîrler, vezirler, şairler ve ilimde meşhur kadınlar on iki bölümde ele alınmıştır.
6. Sülâtetü'l-'aşr fîmehâsini'ş-şıfarâ' bi-külii Mışr. XI. (XVII.) yüzyılda yasayan şairlerin biyografisini ve şiirlerinden Örnekleri içeren eseri müellif 1082 (1671) yılında Hindistan'da iken kaleme almıştır. Şehâbeddin el-Hafâcî'nin (ö. 1069/1659) Reyhânetü'I-elibbâ3 ve zeh-retü'l-hayâti'd-dünyâ adlı eserine zeyil olarak hazırlanan ve beş bölümden meydana gelen eser Mekke, Medine, Suriye, Mısır, Yemen, Acem, İrak, Bahreyn ve Mağrib'de yetişen şairleri ihtiva etmektedir. 1104
7. Sülvetü'l-ğarib ve üsve-tü'1-erîb. İbnMa'sûm lO64'te(1654) başladığı, on dokuz ay süren Mekke-Haydarâbâd yolculuğu esnasında gördüğü yerleri, ilginç olayları, karşılaştığı kimseleri, onlarla yaptığı müzakere ve tartışmaları anlattığı bu eseri 1074-1075 (1663-1664) yıllarında kaleme almıştır. Eser, Şâkir Hâdî Şükr tarafından Rihletü İbn Ma'şûm eî-Medenî ev SüIvetü'I-ğarib ve üsve-tü'1-erib adıyla yayımlanmıştır (Beyrut 1408/1988).
8. Dîvân. 5000 beyitten meydana gelmekte olup Şâkir Hâdî Şükr tarafından neşredilmiştir (Beyrut 1408/1988). Eserin son tarafında, müellifin Afîfüddin et-Tilimsânî ile Va'vâ" ed-Dımaşki gibi şairlerin şiirlerine yaptığı tahmîsleri, bazı Yemenli şairlerin müveşşahlarına nazireleri ve dostluk üzerine kaleme aldığı çeşitli urcûzeleri yer alır.
9. Hadîkatü'l-Hlm (Haydarâbâd 1266/1849). İbn Ma'sûm'un diğer eserleri de şunlardır: Muvazzihu'r-reşâd fî şerhi'l-îr-şâd 1105 ez-Zehre (nahivle ilgilidir), Ahvâlü'ş-şahâbe ve't-tâ-bfîn ve'l-'ulemâ' 1106 et-Tıröz fî Hlmi'l-luğa 1107 Mülhaku Sülâfeti'l-'aşr 1108 Risale fî ağlâti'l-Fîrûzâbâdî fi'l-Kâmûs. Müellifin bunlardan başka et-Tezkire fî şerhi mesâ'ili't-Tebşıra, et-Tezkire fi'î-fe-vâ'idi'n-nâdire, Risale ii'1-müselsele bi'l-âbö', Mihakkü'l-karîz, Neisetü'l-maşdûr gibi eserleri de bulunmaktadır.1109
Bibliyografya :
İbn Ma'sûm, Rihletü İbn Ma'şûm el-Mede-nî (nşr. Şâkir Hâdî Şükr). Beyrut 1408/1988, s. 84-85; ayrıca bk. neşredenin girişi, s. 5-13; a.mlf.. Dîvân (nşr. Şâkir Hâdî Şükr], Beyrut 1408/1988, s. 83, 109, 112, 135, 171,337; ayrıca bk. neşredenin girişi, s. 5-30; a.mlf.. ed-Derecâtü 'r-refî'a fi tabakâü'l-İmâmiyye mine'ş-Ş'fa, Beyrut 1403/1983, s. 3-16; Hür el-Âmiiî. £me/ü7-'âm(7(nşr. Ahmed el-Hüseynî], Necef 1385, il, 176; Muhibbi. Nefhatü'r-Reyhâne, IV, 187-195; Şevkânî. ei-Bedrü't-tâli', 1. 428-429; Hânsârî. Rauzâtü't-cennât (nşr Esedullah İsmâ-itiyyân), Kum 1391, IV, 394-397; Hediyyetü't-taripn. I, 763;a.mlf., îzâhu'l-meknûn, 1, 144, 276. 395, 463, 487, 603; M, 20, 25; SerKİS. Mu'-cem, s. 244-245; Brockelmann. GAL, 11, 554-555; Suppi, II, 627-628; Abbas el-Kummî. Se-pnetü'l-bihâr, Beyrut, ts. (Dârü 1-Murtazâ), II, 245-246; Tebrîzî. Reyhânetü'l-edeb, II, 90-94; Kehhâle. Mu'cemü'l-mü'elliftn, VII, 28-29; Ab-dülhüseyin Ahmed el-Emînî, el Gadir fi'l-Kitâb ue's-Sünne, Tahran 1366, XI, 344-353; Zübeyd Ahmed. el-Adâbü't-'Arabiyye, s. 195-198,216-217; Ma'a't-Mektebe,s. 169; C. Zeydân. Âdâb (Dayf), III, 306;A'yânü'ş-Şl% VIII, 152-153;Ali Ebû Zeyd. el-BedlHyyât fı't-edebi'i-cArabî, Beyrut 1403/1983, s. 123-125; Ziriklî.e/-At(âm(Fet-hullah}, IV, 258-259; Abdullah Mirdâd Ebü'l-Hayr, el-Muhtaşar mîn Kitabi Neşri'n-nevr ue'z-zehı; Cidde 1406/1986, s. 359-360; Muhammed Habîb el-Hîle, et-Tânh ue'l-mü'errihün bi-Mekke, London 1994, s. 378-382. rvi
Dostları ilə paylaş: |