1- SAHABE, HUDEYBİYYE ANLAŞMASINDA
Olayın özeti şöyledir: Hicretin altıncı yılında Resulullah(S.A.V) Ömre'yi yerine getirmek için sahabeden bindört yüz kişi ile yola çıktı ve onlara kılıçlarını kınlarına koymalarını emretti Kureyşle, savaş için değil Ömre ziyaretini yapmaya geldiklerini bildirmek için Zulhuleyfe denilen yerde ihram bağlayıp kurbanlıklarının boyunlarına nişan taktırdı. Kureyş Arapların Hz. Muhammed(S.A.V) in Mekke'ye geldiğini duyduklarında Onun Kureyş'in gücünü kırarak zorla Mekke'ye girmiş olduğunu sanacaklarından Korkuyordu. Bu yüzden Suheyl ibn-i Amir ibn'i Ebdeve'tul Amiri'nin başkanlığında bir hey'et göndererek o Hazret'ten istediler ki geldikleri yoldan tekrar
102
geri dönsünler. Ama buna karşılık gelecek yıl üç gün Mekke'yi onların ziyaretine tahsis etmelerini taahut ettiler; daha başka zor şartlar da koydular. Hz. Resulullah(S.A. V) Allah'ın gönderdiği vahiy gereğince bütün bunları kabul eyledi.
Ama sahabeden bazıları Resulullah(S.A.V) ın bu tavırım beğenmeyip şiddetle ona muhalefet ettiler.
Ömer ibni Hattab Resulullah'm yanına gelip dedi ki: Acaba sen Allah'm gerçek Resulu değil misin? Resululuılah buyurdu ki: Evet resuluyum. Ömer, acaba bizler hak, düşman batıl değil mi? Resuluılah, "evet öyledir", buyurdu.
Ömer "O halde neden kendimizi zillete düşürüyoruz? dedi. Resuluılah buyurdu ki: Ben Allah'ın resuluyum, Ona asla itaatsızlık etmem, O benim yardımcımdır.
Ömer "Acaba sen bize Mekke'ye gidip orayı tevaf yapacağımızdan haber vermiyor muydun? dedi. Resulullah buyurdu ki: "Evet ama aca ba bu yıl gideceğimizi mi söyledim. Ömer. "Hayır" dedi.
Resuluılah buyurdu ki: O halde gelecek yıl tevafını edersin".
Ömer sonra Ebubekir'in yanına gelip "Ey Ebubekir, acaba bu kişi Allah'ın gerçek Peygamberi değil mi?" diye sordu Ebubekir "Evet, Allah'in Peygamberidir" dedi. Ömer, Resulullah(S.A. V) dan sorduğu soruların hepsini ondan da sordu; Ebubekir'de o cevapları verdi vc dcdi ki: "Ey kişi! Bu Allah'ın gerçek Resuludur. O Allah'a asla itaatsızlık etmez. AII.ıh onun yardımcısıdır, sen ona boyun ey".
Kureyş'le yapılan anlaşma bittikten sonra Resuluılah sahabeye hitaben kalkın, kurbanlık larınızı kesin ve saçlarınızı traş edin". diye buyurdu.
Ama Allah'a andolsun ki onlardan hiç birisi kalkmadı ve Resulullah bu sözünü üç kez tekrarladı; yine de kimse emrine uymadı.
103
Resulullah çadırına girdi ve dışarı çıktıktan sonar hiç kimse ile konuşmadan kendisi kurbanını kesip sonra herbirini çağırıp saçını traş ettirdi. Bunu gördükten sonra sehabe kalkıp kurbanlıklarını kestiler ve birbirlerinin saçlarını traş ettiler. Hatta birbirlerini(ihtilaftan) öldürecek duruma gelmişlerdi ı.
Burada naklettiğimiz Hudeybiye sulh u vakıası şia ve sünni alimlerin ittifak edip birleştiği bir vakıtıdır.
Teberi, İbn'i esir, İbn'i Sa 'd gibi tarih ve si yer yazarları ve Buhari ve Müslim gibimuhaddisler bu olayı nakletmiştir.
Böyle bir vakıayı okuyup sahabenin Peygamber'e böyle da vranışları için şaşırmadan geçmek mümkün değildir; bu yüzden kıssa üzerinde ciddi bir şekilde durup düşünmeliyiz. Akıllı birisi sahabenin Resulullah'm emirlerini tamamen mütİ olduklarını nasıl kabul edebilir? Çünkü bu vakiâ, onların böyle olmadıklarını ortaya koymakta ve söz konusu görüşün hatalı olduğunu ispat etmektedir.
(Gerçi Bey'et'i Rizvan'la ilgili olarak nazıı olan ayet'i kerime getereğince Allah'u teala seha beden mümin olanları Bey'eti tehteş şecere neticesinde bağışlamıştır, ama bu vakia iyice gösteriyor ki, sehabe devamlı olarak itaat içinde değillermiş; İtaatları olduğu gibi isyanlanda olmuştur. Müterco,)
Acaba hiç bir akıılı kabul edcrmi ki Peygambere karşı böyle bir davranışı basit bir olayalarak talakki edelim, veya bu işleri hususunda sehabeyi maıur gösterelim? Oysa Allah'u tdla buyuruyar ki: «Böyle değil, andolsun Rabbine onlar, aralarında çıkan ihtilafta seni hakem etmedikçe ve sonra da
--------------------
1- Bu olayı Sire ve tarih yazarları nakletmişler. Bu vakia'yı Buhari, Sahihinin şurut kitabının Eş'şurut fil cihad babında (c.2.s.122) Ve Muslim Sahih'inin Hudeybiye anlaşması bahında nakletmiştir.
104
senin verdiğin hüküm hususunda gönüllerinde bir sıkıntı duymadıkça sana iman etmiş olmazlar» (l).
Acaba Ömer ibn'i Hattab bu vakitıda Resulullah'm emirlerine boyun eğip içten hiç bir sıkıntı duymadan onun emirlerini kabul etti ıni? Yoksa onun Resulullah'a karşı tutumundan şüphe ve tereddüt kokusu mu geliyordu. O Resulullah'a: Allah'ın gerçek Peygamberi değilmisin? Acaba sen bize şöyle sözü vermedin mi? diyor
Ve Resulullah'ın verdiği yeterli cevapla ra bile teslim olmuyordu liza Ebubekr'in yanına gidip aynı soruları ondan soruyordu.
Acada Ebubekr cevap verdikten sonra ve ona, Peygambere itaat et dedikten sonra teslim oldu mu?
Bilmiyorum: Ebubekrin sözleriyle teslim olduğu da şüphelidir. Yoksa neden "ben Hudeybiye vakiasında bazı işler yaptım ve teşebbüslerde bulundum ki... "diye yakınıyordu.
Allah ve Resulü biliyor ki ne işler yapmış o vakia'da, bilmiyorum oradakilerin hepsi Hüdeybiye anlaşmasına müteakip neden Peygamberin emirlerini dinlemediler. Onlara "kalkın, kurbanlıklarınızı kesip başlarınızı traş edin" dediğinde kimse kalkmadı ve Resuluılah sözünü üç kez tekrar etti ama yine de bir faydası olmadı.
Subhanellah! Ben hak ık aten bu inanamıyorum. Nasıl sahabe Resulullah'ın davranabilir?
Bu olayeğer yalnızca şia kaynaklarında olsaydı, bunu sahabeye bir töhmet ve iftira kabul ederdim. Ama bu olay o kadar meşhurdur ki Ehli sünnet'in muhaddislerinin hepsi onu
------------------
1- Nisa /65.
105
nakletmiştir.
Ben kendi kendime her iki grubun birleştikleri her şeyi kabul edeceğime dair söz vermiş olduğum için artık bu olayın karşısında hayretle teslim olmaktan başka bir çarem kalmamıştı. Öyleyse ne diyebilirim; ve nasıl bir özür getirebilirim? ResuluIlah'ın Bi'setinden Hudeybiye anlaşmasına kadar yirmi yıla yakın bir müddet geçiyordu. Bu müddet içerisinde ResuluIlha'la aynı beldede yaşayan sahabenin çoğusu, Onun bir çok mücizesini ve Nubuvvet nurunu kendi gözleriyle görmüşlerdi.
Öte yandan kur'an'ı kerim durmadan onlara Resulul1ah'a karşı edepli davranmalarını emretmiş o Hazret'le nasıl konuşacaklarını bile açıklamıştı.
Hatta Resulullah'la konuşurken seslerini sesinden daha yükseğe çıkartmaları halinde tamamen batıl olabileceğini buyurmuştu.
Akla gelen ihtimal şu ki, diğer sahabelerin içinede şüphe ve tereddüdü Ömer yaydı, ve neticede onlar da Resulul1ah'ın sözlerini dinlemediler. Kendi itirafına göre o bu vakiada demek istemediği bazı teşebbüslerde bulunmuştur. Yine Ömer ibni Hattap'tan nakledilmiştir ki, o şöyle demiştir: "Durmadan oruç tutup sadaka verdim, namaz kıldım, kul azad ettim, O vakia'da söylediğim sözlerin korkusundanı .(1)
Bu ve onun bu vakiayla ilgili olan diğer sözleri üstte ileri sürdüğümüz ihtimalı teyit etmektedir ve göstermektedir ki o hadisede tutumunun nekadar doğru yoldan uzak olduğunu kendisi bile farketmiştir.
Bu olay, gerçektende şaşırtıcı bir olaydır ama inkar edilmez bir gerçektir.
----------------
ı. Sire'yi Helebi - Hudeybiyye anlaşması c.2 - s.706
106
Dostları ilə paylaş: |