37- ŞÜPHELİ SEMİH TUFAN GÜLALTAY
a)-Savcılık ifadesinde;
1989 yılında ruhsatsız silah yüzünden 2-3 ay cezaevinde kaldığını, daha soma 1998 yılında AKIN BİRDAL olayı olarak bilinen olaydan ötürü tutuklandığını, 4,5 yıl ceza yattığım,tahliye olduktan soma bir dönem Ulusal Birlik Partisi'nin genel başkanlığını yaptığını, ancak daha soma sabıkası nedeni ile bu partiden ayrılarak Ulusal Birlik Platformu adı altındaki platformu kurduğunu, Bu platformun dernekler kanununa göre oluşturulduğunu, 50'ye yakın dernek tarafından platformun oluşturulduğunu, bu derneklerin başkanlannm almış olduğu karar ile platform olarak birlikte hareket ettiklerini,
Ulusalcı olarak bilinen Kuvva-i Milliye dernekleri türünden derneklerin kendilerine müracaat etttiklerini ancak bunlan üyeliğini kabul etmediğini. KEMAL KERİNÇSİZ'in Büyük Hukukçular Birliği Derneği adına müracaat ettiğini ancak kendisinin kabul etmediğini, bir çok konuda yazılmış toplam 11 adet kitabı olduğunu,
YEŞİL kod MAHMUT YILDIRIM ile daha önce bir iki kez görüşmüştüğünü, görüştüğü dönemde YEŞİL'in aranan biri olmadığını, şahsı istihbaratçı olaraktanıdığım, Ergenekon soruşturmasında ismi geçen şüphelilerden;
METE YALAZANGİL' i 1984 yılında Tekel' de güreş takımında olduğu dönemden tanıdığını, zaman zaman görüştüklerini, kendisinin tutuklu olduğu dönemde Yozgat ve Kastamonu Cezaevine ziyaretine geldiğini,
MUZAFFER TEKİN'i AKIN BİRDAL olayından dolayı tutuklanan emekli Binbaşı NAMIK OZANSOY isimli arkadaşını cezaevinde ziyarete geldiğinde tanıdığını, NAMIK OZANSOY'un Muzaffer ile devre arkadaşı olduklannı öğrendiğini, MUZAFFER TEKİN ile daha soma kendisinin cezaevinden çıkmasından soma geçmiş olsun ziyaretine geldiği zaman görüştüğünü, arada sırada Küçükyalı' daki bürosuna çay içmeye geldiğini,
FİKRİ KARADAĞ' ı da MUZAFFER TEKİN vasıtası ile tanıdığını, MUZAFFER TEKİN ile iş yerine geldiklerini, FİKRİ KARADAĞ' ile sohbetlerinde görünüşte olduğu gibi Türklük anlayışına sahip bir kişi olmadığını, aksine konuşmalannda marksist bir hava olduğu kanaatini edindiğini,
siyasi partinin kendisinin başkanlıktan ayrılınca yönetim tarafından fesedildiğini, Bu siyasi partiye genel başkan olduğu zaman MUZAFFER TEKİN ' in de kendisini partiye üye olmak için çağırmamı beklediğini hissettiğini, ancak kendisinin susurluk olayında ismi geçen İBRAHİM ŞAHİN ile yakın arkadaşlığı olduğunu bildiğinden dolayı davet etmediğini, MUZAFFER TEKİN' in UBP (Ulusal Birlik Platformu) ile bir alakası olmadığını, UBP' nin resmi web sitesi ubhareketi.com olduğunu, kendisinin bu platformun kurulmasına önayak olduğunu, Bu platformun aynı isim ile siyasi harekete dönüştürme amacını güttüğünü, Bu konuda platform üyesi dernek başkan ve üyeleri ile fikir bazında tartışmaları olduğunu, Herkes aynı görüşte olmadığını, örneğin platformun Ankara başkanı, aynı zamanda Atatürkçü Düşünce Dernkeleri Genel Başkanı olan ŞENER ERUYGUR platformun sivil toplum hareketi olarak tasvip edilmeyen hükümet politikalarına karşı sivil muhalefet yapılmasından yana olduğunu, siyasi partiye dönüşmenin uygun olmayacağını düşündüğünü,
MUZAFFER TEKİN' in daha soma Danıştay saldırısı olayında isminin geçtiğini, Bu davada ifade veren kişilerden MUSA ÇAKMAK'm yukanda verdiği ifadeye benzer şekilde MUZAFFER TEKİN' in parti üyeliğine davet etmediği için aramızın açık olduğu şekilde ifade verdiğini,
SEVGİ ERENEROL' u MUZAFFER TEKİN'in telefon açarak milliyetçi vatansever bir kuruluşun bir gecesi var, senin de FETHULLAH GÜLEN ile ilgili kitabını okumuşlar, seni de o geceye davet ediyorlar dediğini, MUZAFFER ile birlikte Taksim' de Türk Solu' nun binasına gittiklerini, SEVGİ hanımın da orada konuşmacı olduğunu, kendisi ile orada tanıştığını, sevgi 'nin daha soma Paskalya Yemeğine kendisini davet ettiğini, Türk Solu dergisinin kendisine ait "Fethullah Gülen müslüman mı" isimli kitabını basmak istediklerini duyduğunu, ücreti mukabilinde bastıklannı, hatta korsan baskısını da yaptıklanm öğrendiğini, daha soma da görüşmeyi kestiğini, o olaydan 5-6 ay kadar sonra da SEVGİ ERENEROL' u UBP ( Ulusal Birlik Partisinin) İstanbul il binasının açılışına davet ettiğini,
GÜLER KÖMÜRCÜ' nün kendisi hakkında yazı yazdığını ve bunu kendisi aleyhine olması sebebi ile kendisini dava ettiğini, dosyada GÜLER KÖMÜRCÜ' ye ait resimlerin gösterildiğini, bu resimlerdeki gamalı haçın ne ifade ettiğini bilmediğini, ancak Almanya ile irtibatlı bir konu olabileceğini,
VELİ KÜÇÜK' ü basından tanıdığını, kendisi ile ne yüzyüze ne de telefonla görüşmüşlüğünün olmadığını, ancak Türk Dünyası Araştırmalar Vakfı' mn bir toplantısında karşılaştığını, ancak kendisi ile konuşmadığım, kardeşi olan EMRE GÜLAYTAY' ın kendisi ile bir tanışıklığı olduğunu bilmediğini, hatta böyle bir şey olduğunu bilseydi kendisine uzak durmasını telkin edeceğini, nedeninin ise VELİ KÜÇÜK' ün Kocaelinde Alay Komutanlığı yaptığı dönemde bir kısım kişiler ile ilişkilerde bulunduğunu, bu nedenle kendi dönem arkadaşları içerisinde dahi kabul görmediğini, kendisinin dönem arkadaşı olan bir askerden duyduğunu, VELİ KÜÇÜK'ün ajandasında isminin geçtiğini bilmediğini,
TUNCAY GÜNEY' in Yozgat Cezaevinde iken kendisini ziyarete geldiğini, kendisini binbaşı olarak tanıttığını, Özel Harp Dairesinde görev yaptığını söylediğini, hatta kendisinin VELİ KÜÇÜK' ün emrinde çalışan istihbarat görevlisi olduğunu söylediğini,
TUNCAY GÜNEY'in kendisinde bazı işler yaptırabilecek türde insanlar aradığı şeklinde izlenim bıraktığını,
ERKUT ERSOY'u kendisinin yağma suçu ile ith#m 8dip şü^ıh^rauklu bulunduğu dosyada yargılanmasına sebep olan ESRA FERİDE Göfe" İMEŞEŞin %ü mığı Özel Büro
M EHMET ZEKERİYA ÖZTÜRK'ü 2007 yılı Şubat ayı sonlannda başkanı olduğu Ulusal Birlik Platformunun ofisine tanışmak için geldiği zaman tanıdığını, kendisinin araştırmacı yazar olduğundan, ordu emeklisi olduğundan bahsettijpai^-^
/ ■ , 1159 % *
Dostları ilə paylaş: |