Birkaç Örnek
Şia âleminin gurur kaynaklarından biri olan “Şeyh Ensari” ismini muhakkak duymuşsunuzdur. Onun annesine “Allah sizden razı olsun, topluma ne de güzel bir evlat vermişsiniz!” dediklerinde şu cevabı verdi:
“Ben bu evladımdan daha fazlasını bekliyordum. Çünkü iki yıl boyunca bir defa bile abdestsiz olarak ona süt vermedim. Gece yarısı bebeğim ağladığında hemen kalkıp abdest alıyordum, daha sonra ona süt veriyordum.”
Evet, gece namazı kılan ve namaz arasında çocuğuna süt veren anne ile hiç namaz kılmayan anne arasında çok fark vardır.
Mukaddes Erdebili’nin annesine “Mukaddes Erdebili’nin böylesine yüce bir makama ulaşmasının sebebi nedir?” diye sorduklarına şöyle cevabı verdi:
“Hiçbir zaman şüpheli bir lokma yemedim. Ona süt vermeden önce abdest alıyordum; asla namahreme bakmadım. O, sütten kesildiğinde ise terbiyesi konusunda çok çalıştım, zahiri ve batini temizliğine çok özen gösterirdim ve onu iyi çocuklarla oturtuyordum.” [1]
Meşrutiyet döneminde İran Şahı tarafından asılarak idam edilen büyük müçtehit Şeyh Fazlulllah Nuri’nin evladı hakkında şu okuyacaklarınız çok ilginçtir:
Şeyh Fazlullah’ın oğlu, babasının asılmasında etkin rolü olanlardan biriydi. Büyük alimlerden biri diyor ki: “Ben Hapishanede bulunan Şeyh Fazlullah’ı ziyarete gitmiştim. Ona oğlu hakkında şöyle sitem ettim: ‘Senin oğlun, ağa oğludur, mert oğludur. İrsi olarak çok yüce bir kişiliğe sahip olmalı iken maalesef o kadar alçalmış ki seni idam ettirmek için elinden geleni yapıyor!’
Merhum Şeyh Fazlullah bana şu cevabı verdi: “Evet, ben biliyordum ve bundan korkuyordum… Şeyh sözlerine şöyle devam etti: Bu çocuk Necef’te doğdu. O dünyaya geldiğinde annesi hastalandı, hiç sütü yoktu. Mecburen ona bir sütannesi bulduk. Bir süre sonra ona süt veren kadının kötü ve günahkâr biri olduğunu anladık. Ayrıca o kadın Nasıbi idi. Yani İmam Ali ve Ehlibeyt’e düşmandı.”
Merhum Fazlullah Nuri derinden bir ah çekerek şöyle dedi: “İşte o gün benim için tehlike alarmı çalmıştı… Bu evlat, babası asıldıktan sonra darağacının yanında bir grup cahil ve satılmış insanla alkış çalıyordu.[2]
Anne takvalı olmalı, takvasızlık sonucu sütünü kirletmemelidir. Özellikle süt verdiği zaman günahı hayatından çıkarmalıdır. Annenin Allah ile olan irtibatı ve sünnetleri yerine getirmesi bebeği derinden etkilemektedir.
Süt vermeye başlamadan önce ‘Bismillahirrahmanir-rahim’ demeyi unutmayın. Peygamberimiz (s.a.a) şöyle buyurmuştur:
“Bismillah ile başlamayan her önemli iş eksik ve neticesiz olur.”
İmam Hüseyin’i (a.s) yâd ederek bebeğinize süt verin. Zira o Hazret şöyle buyurmuştur:
“Ey Şialarım! Ne zaman güzel bir su içerseniz beni yâd edin.”
Süt verirken bebeğe bakın, onunla konuşun; imamların şahadet ve doğum günleri hakkında onunla konuşmaya özen gösterin. Anlamayacağından sakın endişelenmeyin. Çocuğuna Ehlibeyt kültürünü öğretmek isteyen anne, bu kültürü öncelikle kendisi yaşamalıdır, dindar olmalı ve bebeğini bu kültürle beslemelidir.
Sabır ve sükûnet, asabilik ve kabalık, sağlıklı ve sağlıksız düşünceler, İslami tolerans ve şefkat veya inat ve intikamcılık duygusu vb. özelliklerin hepsinin bebek üzerinde etkisi olacaktır. Dolayısıyla evlatlarınızın geleceği sizlerin ahlâki davranışlarına bağlıdır.
Haftanın her bir gününde, o güne mensup olan masumların adını yâd ederek yemek pişirin, işlerinizi yapın, yemek yiyin ve bebeğinize süt verin.
Haftanın hangi günlerinin hangi masumlara ait olduğu Mefatih’ül Cinan kitabının başlangıcında şöyle zikredilmiştir:
Cumartesi günü: Hz Resul-ü Ekrem (s.a.a)
Pazar günü: Hz Ali (a.s) ve Hz Fatıma (s.a)
Pazartesi: İmam Hasan (a.s) ve İmam Hüseyin (a.s)
Salı: İmam Zeynelabidin (a.s), İmam Muhammed Bakır (a.s) ve İmam Cafer-i Sadık (a.s)
Çarşamba: İmam Musa Kazım (a.s), İmam Rıza (a.s), İmam Muhammed Taki (a.s) ve İmam Ali Naki (a.s)
Perşembe: İmam Hasan Askeri (a.s)
Cuma: İmam-ı Zaman (Allah zuhurunu acil eylesin)
Kısacası peygamberimizin de tavsiye ettiği gibi, Kurân ve Ehlibeyt’i zikretmeyi ve İmam-ı Zaman’ın zuhuru için dua etmeyi bütün amellerimizin etiketi yapmalıyız.
Bebeğe süt ve yemek verdikten sonra Allah’a şükretmeyi unutmayın.
Sonuç olarak da bu işlerin tümünü Allah’a kulluk amacı ile yapın ki yakin derecesine ulaşasınız.
[1] - Mefasid-i Mal ve Lukme-i Haram
[2] - Terbiyet-i Ferzend Ez Nezer-i İslam s. 89
Süt Vermenin Sevabı
Süt vermenin sevabı hakkında birçok rivayet vardır. Bir rivayette İmam Cafer-i Sadık (a.s) bebeğine süt veren anneyi Allah yolunda cihat eden kişiye benzetiyor ve bu halde öldüğünde ise şehit gibi olacağını belirtiyor.
Anne Sütünün Önemi
Peygamberimizden (s.a.a) şöyle nakledilmiştir: “Çocuk için anne sütünden daha üstün bir süt yoktur.”[1]
Yine o Hazretten şöyle nakledilmiştir: “Yemek ve suyun yerini alabilecek tek şey süttür.”[2]
Hz Ali ise şöyle buyurmuştur: “Çocuk için anne sütünden daha bereketli bir süt yoktur.”[3]
Süt vermek sadece bebeği beslemek değil, duyguların tebadûlü ve ruhsal bakımdan güçlenmedir. Bebek süt emdiği sırada annesinin kalp atışlarını iştir ve nispeten sakinleşir. Bu tür çocuklar ruhsal ve fiziki açıdan daha sağlıklı olurlar. Psikologlara göre anne sütü bebeği mutlu ve memnun tutmakta, hatta ahlâki açıdan onda olumlu etki bırakmaktadır.
Sütle beslemek, bebeğin hakkı ve annenin hukukudur. Bu konuyu hem ayetler, hem de peygamberimizden ve imamlardan rivayet edilen sahih hadisler defalarca vurgulamıştır. Son zamanlarda uluslararası kurumlar da bu konunun önemini kavramış olduğundan ve anne sütündeki birçok meziyet ve faydaların anlaşılmasından dolayı, bebeklerine kendi sütlerini vermeleri hususunda anneleri teşvik etmektedirler.
[1] - Müstedrek’ül Vesail c. 15 s. 156
[2] - Tıbb’un Nebi s. 25
[3] - Vesail’üş Şia c. 7 Bab: 68 s. 175 Daha fazla bilgi için aşağıdaki kaynaklara da bakabilirsiniz: Kâfi c. 6 s. 40 Tehzib c. 8 s. 108 Men La Yehzuruh’ul Fakih c. 3 s. 475 Hilyet’ül Muttakın s. 158
Dostları ilə paylaş: |