Ters Piramit Örgütsel Modelinde Yöneticilerin Hayırhahlığı
İmam, devlette ve yöneticilikte ters piramit modeline inanan biri olarak devlet adamlarına ve yöneticilere halkın onları kabul etmesi için yaptıkları hizmetlerle kendilerine toplumsal taban edinmeleri gerektiğini vurgulamaktadır. O, şöyle buyuruyor:
“Kendinize toplumsal bir taban oluşturmaya çalışın. Yani siz mevki ve makama sahip olmakla halka baskı yapabileceğinizi sanmayın.”[1]
Binaenaleyh, İmam Humeyni’nin yaklaşımında en önemli noktalardan biri şudur: Halkçı yöneticiler ve halka hizmet edenler kendilerinin yalnızca halkın hizmetkârı olduklarını ve onların yararı için çalıştıklarını bilmelidirler. Eğer halk, yöneticilerin onların iyiliğini istediğini bilirse yöneticileri destekler, onların yöneticiliğini kabul eder ve böylece kalpler üzerinde etki gerçekleşmiş olur. İmam Humeyni, yöneticilerine şu tavsiyelerde bulunmuştur:
“Bu, bizim hepimiz için genel bir meseledir. Halkın, bizim milletin hizmetkârı olduğumuzu bilmesi gerektiği düşüncesinde olalım. Millet, bizim onların iyiliğini istediğimizi bilsin. Millet, bizim onların hayrını istediğimizi bilirse bizi destekler.”[2]
Halk, yöneticilerin onların iyiliğini ve yararını istediğini hissederse, yöneticileri kendinden bilir ve onların söylediklerini dinler. Sonuçta da yöneticiler halka nüfuz eder ve halkı etkiler. İmam Humeyni, yöneticilere ve devlet adamlarına şunları tavsiye ediyor: “Yaptığınız işlerle millet, hükümetin kendisinden olduğunu hissetsin. Kendisinin hizmetkârı olduğunu hissetsin. Millet, ordunun kendisinden olduğunu hissetsin. Sokaklara çıkan orduya gül versinler, ondan kaçmasınlar. Devletin programının temel önceliği hükümet yazışmalarında ahlaki bir ortam oluşturulması olsun. Bu, bütün programların başında gelir. Eğer bu program doğru olursa, hükümet bir iş yapmak istediğinde tüm millet ona eşlik eder. Eğer hükümet bir programı uygulamak isterse, millet ona hizmet eder.”[3]
Binaenaleyh, eğer millet liderin veya yöneticinin onun iyiliğini ve hayrını istediğini bilirse, ona eşlik eder ve sözlerini kabul eder ve neticede de kalpler üzerinde yöneticilik gerçekleşmiş olur. İmam Humeyni, sonuç itibariyle kalpler üzerinde yöneticiliğin gerçekleştiği Allah’ın Resulü’nün (s.a.a) ve Masum İmamların (a.s) siretini ters piramit modeli olarak görmekte, diğer hükümetlere ve milletlere de ters piramit modelini önermektedir. İmam Humeyni, şöyle demektedir:
“Biz, bu öğreti ile ilerledik. Biz, bunun tüm milletlerde ve devletlerde de olmasını istiyoruz. Devletler, milletlerin hizmetkârı olmalıdır. İslam’da da bu vardı ve devlet, milletin hizmetkârıydı, ordu, milletin hizmetkârıydı. Devletler, milletlerle inşa olmuştur, ordu da aynı şekildedir. Eğer devletler ve milletler, Resul-i Ekrem’in (s.a.a) ve İmamların (a.s) çizgisinde hareket etseydiler her yerde huzur olurdu ve hiçbir yerde kan dökülmezdi.”[4]
Görüldüğü gibi İmam Humeyni, ters piramit modelini hem kendi yöneticileri arasında uygulanabilir bir model olarak görmekte, hem de bu modeli dünya çapında söz konusu etmektedir. Diğer devletleri ve milletleri de buna davet etmektedir. Öte yandan bu modelin Allah’ın Resulü’nün (s.a.a) ve İmamların (a.s) hayatından çıktığını düşünmekte ve onların çizgisinde hareket edildiği zaman tüm dünyada huzur olacağına inanmaktadır.
İmam, teorisinde hükümeti ve yönetimi, “emir alan” diye adlandırmakta ve şöyle buyurmaktadır: “Hükümet, halkın hizmetinde olmalıdır. Geçmişte olduğu gibi ‘emir veren’ olmamalı, şimdi artık milletten emir alan olmalıdır.”[5]
[1] Age.
[2] Age.
[3] Sahife-yi Nur, c. 7, s. 73
[4] Age. C. 6, s. 71
[5] Sahife-yi İmam, c. 6, s. 397
Kalpler Üzerine Yöneticilikte Milletin Özellikleri
Yukarıda anlatılanlar doğrultusunda halk hükümetin ve yönetimin en temel esasıdır ve İmam’ın yaklaşımında özel bir yere sahiptir. Bu özel yer dikkate alındığında halkçı lider kalpler üzerine yöneticiliğin en önemli unsurlarından biri olarak gündeme gelmekte ve liderle halk arasındaki ilişki bedii bir yoruma kavuşmaktadır. Şimdi şu soru gündeme gelmektedir: Kalpler üzerine yöneticilik modelinde halk hangi özelliklere sahip olmalıdır? Bir başka ifadeyle İmam Humeyni halka büyük bir teveccüh göstermiştir. Acaba ona göre halk nasıl özelliklere sahipti ki İmam’ı hizmetkârlıkta ters piramit modelini sunmaya ve sonuçta da kalpler üzerinde yöneticiliği kurmaya sevk etmiştir? Acaba bu özellikler diğer halklar için de uygulanabilir mi ve İmam’ın teorisinin tüm dünya çapında geçerli olduğu iddia edilebilir mi?
Bu sorulara cevap olması için İmam Humeyni’nin yaklaşımında istenen halkın özellikleri incelenecek ve onun söz ve yaklaşımlarından yararlanılarak istenen halkın özellikleri tanıtılacaktır.
İmam’dan bizlere kalan yazılar ve konuşmalar göstermektedir ki istenen halk veya millet aşağıda sıralanan özelliklere sahiptir.
1- İman ve İçsel Değişim
Bu özellik, İmam Humeyni’nin konuşmalarında ve yazılarında muhtelif şekillerde beyan edilmiştir. Ve muhtelif yerlerde seçkin ve istenen bir milletin özellikleri olarak söz konusu edilmiştir. Örneğin, İmam’ın yukarıdaki özellikle ilgili sözleri incelendiğinde onun istenen milletle ilgili yaklaşımını yansıtan aşağıdaki hususlar elde edilmektedir: Manevi değişim ve ilerlemenin yaratılması, sağlam bir iman ve nefiste değişim, şehadet azusu, ruhsal değişim, milletin inancı, inanç ve fedakârlık gücü, ruhsal güç, millette ruhsal değişim ve şecaat, iman gücünün şeytani güçlere galip olması, devrimci ruh, milletteki ruhi ve fikri değişim, milletin kıyamında ruhsal uyanış ve değişim, kendinden geçip Allah’a bağlanmak, gençlerdeki mucizevi değişim, milletin manevi silahı, beyinlerde ani değişim, milletin insani şecaati, milletin fedakârlığı, Allah için kıyam ve hizmet, halis niyet, her zaman var olmak ve yorulmazlık, Allah’a iman ve şehadete aşk, fedakârlık, işret peşindeki insanları bir mücahide dönüştüren değişim… Bunlar İmam Humeyni’nin vurguladığı hususlardır.[1]
Milletin İçsel Değişimi ve Bunun Etkileri
Daha önce anlatılanlardan anlaşılıyor ki İmam Humeyni’nin yaklaşımında istenen halk veya millet, iman ve içsel değişim özelliklerine sahiptir. Bu değişim, bir manevi ilerleme olarak değerlendirilmiş[2] ve zaferin sırrı olarak görülmüştür.[3]
Bu değişim, istiklal, özgürlük ve İslam nuruna ulaşır. Nitekim İran milleti, başkalarına bağımlılık barajını yıkarak ve bağımlılıklardan kurtularak iman ve İslam nuruna ulaştı.[4] Bu değişimle bir çeşit ruhi güç elde edilebildi ve o sayede tankın ve topun karşısına dikildi, direniş ve şecaat gösterdi.[5] Amerika ve dünyanın diğer maddi güçleri milletin bu içsel değişimi karşısında dize geldi. Süper güçlerin hediye ettiği modern silahlar hiçbir işe yaramadı.[6] Milletin içsel değişimi ile sorunların üstesinden gelinebilir. Bu değişim, korkunun kahramanlığa, ümitsizliğin güvene ve ümide, kendine yönelmekten Allah’a yönelmeye ve toplumsal tefrikadan vahdete yönelik bir değişimdi. Bu değişim, milletin eline geçmesi halinde gücün kaynağına tevekkül ederek her engeli yıkan ve tüm sorunları çözen bir manevi silahtır.[7] Milletin içsel değişiminin bir diğer etkisi beyinlerde ani değişim yaratması ve gençlerde nurani bir beyin tahakkuk ettirmesiydi. Bu gelişme, normal bir şekilde olmadı. Eğer bu şekilde olsaydı en azından 20 yıl uzardı.[8] Bu değişim, saltanat rejiminin yıkılmasının etkeniydi.[9]
Milletteki bu değişim, amelde ihlasa sebep olmuş ve güçlü bir azim ve irade yaratmıştır.[10] Ayrıca büyük bir fedakârlık duygusu yaratmış, işret peşindeki insanları bir dini mücahide dönüştürmüştür. Bu tür bir içsel değişimin etkisiyle millet durgunluk ve gevşeklikten vazgeçmiş gelişimciliğe ve yücelmeye yönelmiştir. Bu da toplumsal değişime neden olmuş, iyileşme ve yükselme gerçekleşmiştir. Kur’an-ı Kerim, bu konuda şöyle buyuruyor:
“Bir toplum kendi nefsinde olanı değiştirtmedikçe (içsel bir değişim geçirmedikçe) Allah da onların durumunu değiştirmez.”[11]
Çağımızda dini toplumda değişim yaratan lider, Kur’an kültüründen ilham alarak milleti değiştirebilir ve onları istenen ve örnek bir halk haline getirebilir.
[1] Muavenet-i Pejuheşi Müessese-yi Tanzim ve Neşr-i Asar-ı İmam Humeyni, Caygah-i Merdom der, Nizam-i İslami ez Didhgah-i İmam Humeyni, s. 169, 179
[2] Sahife-yi Nur, c. 22, s. 129
[3] Age. C. 5, s. 174
[4] Age. S. 91
[5] Age. S. 133 ve 215
[6] Age. C. 7, s. 158
[7] Age. C. 12, s. 278
[8] Age. C. 13, s. 42
[9] Age. C. 14, s. 86
[10] Age. C. 16, s. 148
[11] Ra’d suresi, 11. ayet
Dostları ilə paylaş: |