İman ve islam hakkinda



Yüklə 5,12 Mb.
səhifə38/129
tarix24.10.2017
ölçüsü5,12 Mb.
#12281
1   ...   34   35   36   37   38   39   40   41   ...   129

HACC VE UMRE BÖLÜMÜ|Haccda Niyabet|ebu davudİbnu mace|İbnu Abbas|Resulullah (sav), bir adamın: "Şübrüme adına lebbeyk!" dediğini işitir. "Şübrüme de kim?" diye sorar. Adam: "Bir kardeşim veya bir yakınım!" diye cevap verir. Resulullah (sav): "Sen kendi hesabına hacc yapmış mısın?" diye sorar. "Hayır!" cevabını alınca: "Öyleyse önce kendi adına hacc yap, sonra Şübrüme adına yaparsın!" der. |Ebu Davud, Menasik 26, (1811); İbnu Mace, Menasik 9, (2903)|1555

HACC VE UMRE BÖLÜMÜ|Teşrik Günlerinde Tekbir|muvatta|Yahya İbnu Said|Hz. Ömer (ra) yevm-i nahrin sabahında gündüz biraz yükselince çıkıp tekbir getirdi. Onun tekbiriyle birlikte halk da tekbir getirdi. Aynı gün, gündüzün tamamen yükselmesinden sonra ikinci defa çıkıp tekbir getirdi, halk da onunla birlikte tekbir getirdi. Sonra güneşin zeval vaktinde çıkıp tekrar tekbir getirdi, halk da onunla birlikte tekbir getirdi. (Getirilen) bu tekbir Mescid-i Haram'a kadar ulaştı ve halk: "Hz. Ömer tekbir getirdi" deyip tekbir getirdiler. |Muvatta, Hacc 205, (1, 404)|1556

HACC VE UMRE BÖLÜMÜ|Teşrik Günlerinde Tekbir|buhari|İbnu Ömer|İbnu Ömer (ra)'den anlatıldığına göre, "O, çadırının içinde tekbir getirirdi." (Tercüme'de muallak olarak kaydeder. Ancak Buhari, bunu İbnu Ömer'e değil, Hz. Ömer'e nisbet eder.) |Buhari, İydeyn 12|1557

HACC VE UMRE BÖLÜMÜ|Teşrik Günlerinde Tekbir|buhari|Meymune|Meymune (ra)'den anlatıldığına göre, Yevm-i nahrde tekbir getirir, kadınlar da Eban İbnu Osman'ın arkasından tekbir getirirlerdir. |Buhari, İydeyn 12|1558

HACC VE UMRE BÖLÜMÜ|Mina'da Hutbe|ebu davudnesai|Abdurrahman İbnu Muaz|Biz Mina'da iken Resulullah (sav) bize hitab etti. Kulaklarımız öylesine açıldı ki, sanki her ne söylese bulunduğumuz yerden (rahat) işitiyorduk. Bir ara, halka menasikini öğretmeye başladı. Böylece taşlama yerine kadar geldi. (Konuşurken) şehadet ve orta parmağını (kulaklarına) koymuştu. (Atılacak taşların nohut büyüklüğündeki) fırlatma taşı olduğunu söyledi. Muhacirlerde emrederek Mescidin ön kısmında konaklamalarını, Ensar'a da Mescid'in arka kısmında konaklamalarını söyledi." Ravi der ki: "İşte bundan sonradır ki herkes (bineklerinden inip) yerleşti." |Ebu Davud, Menasik 70, (1951); Nesai, Hacc 189, (5, 249)|1559

HACC VE UMRE BÖLÜMÜ|Mina'da Hutbe|ebu davud|Rafi' İbnu Amr el-Müzeni|Resulullah (sav)'ı Mina'da halka hitab ederken gördüm. Vakit kaba kuşlukta ve efendimiz, boz bir dişi katırın üzerindeydi. Hz. Ali (ra) de, Resulullah (sav)'ın sözlerini rahat işitebileceği bir mesafede durup, eksiltip artırmadan halka tekrar ediyordu. Halkın kimisi ayakta idi, kimisi de oturuyordu. |Ebu Davud, Menasik 73, (1956)|1560

HACC VE UMRE BÖLÜMÜ|Çocuğun Haccı|müslimmuvattaebu davud|İbnu Abbas|Resulullah (sav) Ravha'da bir grup yolcuya rastladı. Onlardan bir kadın kendisine bir çocuğu kaldırıp: "Bunun için de hacc caiz olur mu?" diye sordu. Resulullah (sav): "Evet olur ve sana da sevab vardır" buyurdu." |Müslim, Hacc 409, (1336); Muvatta, Hacc 244, (1, 422); Ebu Davud, Menasik 8, (1736)|1561

HACC VE UMRE BÖLÜMÜ|Çocuğun Haccı|buharitirmizi|Saib İbnu Yezid|Babam (ra) bana, Veda haccı sırasında Resulullah (sav)'la birlikte hacc yaptırdı. Ben o zaman yedi yaşında idim." |Buhari, Cezau's-Sayd 25; Tirmizi, Hacc 83, (925)|1562

HACC VE UMRE BÖLÜMÜ|Çocuğun Haccı|tirmiziİbnu mace|Cabir|Biz, kadın ve çocuklara bedel, telbiye getiriyorduk. |Tirmizi, Hacc 84, (927); İbnu Mace, Menasik 68, (3038)|1563

HACC VE UMRE BÖLÜMÜ|Şartlı Hacc|buharimüslimnesai|Aişe|Resulullah (sav) Subaa Binti'z-Zübeyr (ra)'in yanına girdi: "Herhalde sen hacc yapmak istiyorsun?" dedi. Subaa: "Vallahi kendimi hasta buluyorum" diye cevap verince: "Hacca çık, fakat şart koş ve de ki: "Ya Rabbi, beni nerede hapsedersen orası (ihramdan çıkıp hacet bırakma) yerimdir." |Buhari, Nikah 15; Müslim, Hacc 104, (1207); Nesai, Hacc 60, (5, 168)|1564

HACC VE UMRE BÖLÜMÜ|Şartlı Hacc|||Tirmizi'de der ki: "İbnu Ömer (ra), haccda şart koşmayı reddeder ve şöyle derdi: "Size Hz. Peygamber (sav)'ın sünneti kifayet etmiyor mu?" Nesai'nin rivayetinde şu ziyade yer alır: "O, hiçbir zaman şart koşmamıştır. Eğer sizden biri bir maniden dolayı haccını tamamlayamazsa, Beytullah'a giderek tavaf etsin, Safa ve Merve arasında sa'yetsin, sonra traş olsun yahut saçını kısalttırsın. Böylece ihramdan çıkmış olur ve gelecek sene hacc yapıncaya kadar her şey kendisine helal olur." (Şarihler, bu hadisi İbnu Abbas (ra)'dan rivayet eden Tavus ile Said İbnu Cübeyr'in de bununla amel etmediklerini belirtirler. Esasen haccı tamamlamaya mani bir engelle karşılaşacak olanların tabi olacakları ihsar ahkamı varken, önceden koşulan şart, yeni bir hak getirmiyor) ||1565

HACC VE UMRE BÖLÜMÜ|Harem'de Silah Taşımak Hakkında|buhari|İbnu Cüreyc|İbnu Ömer (ra)'in ayağının çukuruna, Mina'da mızrağın uç demiri isabet etti. Haccac, İbnu Ömer (ra)'a geçmiş olsun ziyaretine geldi, İbnu Ömer (ra)'e: "Keşke sana bunu isabet ettireni bilseydik (de cezalandırsaydık)" dedi. İbnu Ömer (ra): "Bana onu sen isabet ettirdin" dedi. Öbürü: "Nasıl olur?" deyince, İbnu Ömer (ra): "Silah taşınması yasak olan bir günde sen silah taşıdın. Harem'e silah soktun. Halbuki Harem'e silah sokulmaz" dedi. |Buhari, İydeyn 9|1566

HACC VE UMRE BÖLÜMÜ|Harem'de Silah Taşımak Hakkında|buharimüslimebu davud|Bera İbnu Azib|Resulullah (sav) Hudeybiye'de Mekkelilerle, şehre, silahın sadece cülübbanından yani içindekileriyle dağarcıktan başka bir şey sokmamak şartıyla anlaştılar. |Buhari, Sulh 6, Umre 3, Cezau's-Sayd 17, Cizye 19, Megazi 43; Müslim, Cihad 90, (1783); Ebu Davud, Menasik 33, (1832)|1567

HACC VE UMRE BÖLÜMÜ|Zemzem Suyu Hakkında|buharimüslimtirmizi|İbnu Abbas|Resulullah (sav)'a zemzem suyu verdim, ayakta içti. |Buhari, Hacc 76, Eşribe 16; Müslim, Eşribe 117, (2027); Tirmizi, Eşribe 12, (1883)|1568

HACC VE UMRE BÖLÜMÜ|Zemzem Suyu Hakkında|rezin|İbnu Ömer|Resulullah (sav) (Hudeybiye Antlaşması) sırasında bir Kureyşliye, Hudeybiye'ye zemzem suyu getirmesini söyledi. Adam getirdi. Resulullah (sav) onu Medine'ye götürdü. [Rezin'in ilavesidir.] |Rezin|1569

HACC VE UMRE BÖLÜMÜ|Haccla İlgili Müteferrik Hadisler|ebu davudtirmiziİbnu mace|Aişe|"Ey Allah'ın Resulü, Mina'da, seni güneşe karşı gölgeleyecek bir bina yapmayalım mı?" demiştim, bana: "Hayır!" dedi. "Orası oraya gelenlere develerini ıhdırma yeridir!" |Ebu Davud, Menasik 90, (2019); Tirmizi, Hacc 51, (881); İbnu Mace, Menasik 52, (3006, 3007)|1570

HACC VE UMRE BÖLÜMÜ|Haccla İlgili Müteferrik Hadisler|ebu davud|Ebu Vakid el'Leysi|Resulullah (sav)'ı dinledim. Veda haccında zevcelerine şöyle demiştir: "Size bu (farzınız!) bundan sonra hasırların arkaları!" |Ebu Davud, Menasik 1, (1722)|1571

HACC VE UMRE BÖLÜMÜ|Haccla İlgili Müteferrik Hadisler|buhari|İbrahim|Babası tarikiyle dedesinden rivayet ediyor: "Hz. Ömer (ra), yaptığı en son haccında Resulullah (sav)'ın zevcelerine izin verdi. Onlarla birlikte Abdurrahman İbnu Avf ve Osman İbnu Affan (ra)'ı gönderdi." (Berkani der ki: "(Hadisi rivayet eden) İbrahim'den maksad: İbrahim İbnu Abdirrahman İbni Avf'tır." Humeydi ise: "Bu açıklama isabetli gözükmüyor. Derim ki: O, İbrahim İbnu Abdirrahman İbni Abdillah İbni Ebi Rebia el-Mahzumi'dir. Doğruyu Allah bilir) |Buhari, Cezau's-Sayd 26|1572

HACC VE UMRE BÖLÜMÜ|Haccla İlgili Müteferrik Hadisler|tirmiziİbnu mace|İbnu Ömer|Resulullah (sav)'a: "Gerçek hacı kimdir?" diye soruldu da şu cevabı verdi: "Saçını düzenleyip yıkamayı ve koku sürünmeyi çoktan terketmiş kimsedir." Kendisine tekrar: "Hangi hacc efdaldir?" diye sorulunca: "Yüksek sesle telbiye getirilen ve kurban kesilen" dedi, "(Hacda ilgili ayette geçen) sebil nedir?" diye soruldu. "Zad (nafaka) ve rahile (binek) dir." cevabını verdi. |Tirmizi, Tefsir, Al-i İmran, (3001); İbnu Mace, Menasik 6, (2896)|1573

HACC VE UMRE BÖLÜMÜ|Haccla İlgili Müteferrik Hadisler|rezin|Ebu Hüreyre|Bir adam: "Ey Allah'ın Resulü! Bana hacc farz oldu. Borcum da var (önce hangisini ödeyeyim?" diye sordu. Resulullah (sav): "Önce borcunu öde" dedi. (Rezin'in ilavesidir) |Rezin|1574

HACC VE UMRE BÖLÜMÜ|Haccla İlgili Müteferrik Hadisler|buhari|Sümame|Hz.Enes (ra), cimri olmadığı halde havıdlı bir devenin üzerinde haccını yaptı." [Hz. Enes (ra): "Resulullah (sav) da yol eşyasını yüklediği havıdlı bir deve üzerinde hacc yaptı" demiştir.] |Buhari, Hacc 3 (Muallak senetsiz olarak kaydetmiş)|1575

HACC VE UMRE BÖLÜMÜ|Haccla İlgili Müteferrik Hadisler|buhari|Ubeyd İbnu Cüreyc|İbnu Ömer (ra)'e "Seni dört şey yaparken görüyorum. Bunları arkadaşlarından bir başkasının yaptığını görmedim" dedim. Bana: "Ey İbnu Cüreyc, onlar nedir?" diye sordu. Ben de saydım: "Sen Kabe'nin rükünlerinden sadece iki Yemani rükne (rükn-i Yemani ve rükn-i Hacer) temasta bulunuyor, diğerlerine temas etmiyorsun. Keza senin tüysüz deriden ma'mul nalın giydiğini görüyorum. Keza senin (saç ve sakalını) sarıya boyadığını görüyorum. Keza seni Mekke'de gördüm, herkes (Zilhicce) hilalini görünce ihrama girdikleri halde sen terviye günü (8 Zilhicce) ihrama girdin!" Bana şu açıklamayı yaptı: "Rükünlere temasa gelince; ben Resulullah (sav)'ın, sadece iki rükne temas ettiğini gördüm. Tüyü yolunmuş nalına gelince; ben Resulullah (sav)'ın nalınlarında hiç tüy görmedim. Ayakları onların içinde iken abdest alırdı. Ben onu giymeyi seviyorum. Sarıya gelince; ben Resulullah (sav)'ın onunla boyandığını gördüm. Ben onunla boyanmayı seviyorum, ihrama girmeye gelince, ben Resulullah (sav)'ın devesi, onu yola koyuncaya kadar telbiye çektiğini görmedim." |Buhari, Vudu' 30; Müslim, Hacc 25, (1187); Muvatta, Hacc 31, (1, 333); Ebu Davud, Menasik 21, (1772)|1576

HACC VE UMRE BÖLÜMÜ|Resulullah (sav)'ın Hacc Ve Umresi|tirmizi|Cabir|Resulullah (sav), (üç kere hacc yaptı. Şöyle ki): Hicret etmezden önce iki, hicretten sonra da bir hacc ve bununla birlikte bir umre yaptı. Bu hacc sırasında (Medine'den) altmış üç deve sevketti. O sırada Hz. Ali (ra) Yemeniden geldi, [beraberinde, Resulullah (sav)'ın kestiği kurbanların] geri kısmı da vardı. Bunlar arasında (Ebu Cehl'e ait olup Bedir Savaşanda ganimet olarak alınan) burnunda gümüş halka bulunan deve de vardı. Resulullah (sav) hepsini kesti. Resulullah (sav) her deveden bir parça alınmasını emretti. Bunlar (bir kapta) pişirildi. Efendimiz suyundan içti. |Tirmizi, Hacc 6, (815)|1577

HACC VE UMRE BÖLÜMÜ|Resulullah (sav)'ın Hacc Ve Umresi|buharimüslimtirmiziebu davud|Urve İbnu Zübeyr|Ben ve İbnu Ömer (ra), Hz. Aişe'nin hücresine dayanmıştık, (o içerde dişlerini misvaklıyordu. Bu esnada) misvaktan çıkan sesleri işitiyordum. Ben, İbnu Ömer'e: "Ey Ebu Abdirrahman! Resulullah (sav) Receb ayında umre yaptı mı?" diye sordum. "Evet!" dedi. Ben de, Hz. Aişe (ra)'ye seslendim: "Ey anneciğim, Ebu Abdirrahman'ı dinliyor musun ne söylüyor?" "Ne söylüyor?" dedi. "Resulullah (sav) Receb'te umre yaptı diyor" dedim. Hz. Aişe (ra): "Ebu Abdirrahman'a Allah mağfiret etsin. Ömrüm hakkı için, Receb'de umre yapmadı. [Hem O, nasıl olur da yanılır, Resulullah (sav)'ın] yaptığı her umrede o da hazır bulunmuştu" dedi. İbnu Ömer, Hz. Aişe (ra)'nin bu sözlerini işittiği halde ne "evet!" ne de "hayır!" demedi, sükut etti. |Buhari, Umre 3; Müslim, Hacc 219, (1266); Tirmizi, Hacc 93, (936, 97); Ebu Davud, Menasik 80, (1991,1992)|1578

HACC VE UMRE BÖLÜMÜ|Resulullah (sav)'ın Hacc Ve Umresi|tirmiziebu davudİbnu mace|İbnu Abbas|Resulullah (sav) dört umre yaptı: 1- Hudeybiye umresi, 2- Müteakip sene Zilkade ayında yaptığı umretü'l-kada, 3- Ciırrane'den yaptığı umre, 4- (Veda haccı sırasında) hacc ederken yaptığı umre. |Tirmizi, Hacc 7, (816); Ebu Davud, Menasik 80, (1993); İbnu Mace, Menasik 50, (3003)|1579

HACC VE UMRE BÖLÜMÜ|Resulullah (sav)'ın Hacc Ve Umresi|muvatta|Urve|Resulullah (sav) üç umre yaptı: Biri Şevval ayında, ikisi de Zilkade ayındadır. |Muvatta, Hacc 56, (1, 342)|1580

HACC VE UMRE BÖLÜMÜ|Resulullah (sav)'ın Hacc Ve Umresi|muvatta||İmam Malik'e ulaştığına göre: "Hz. Peygamber (sav) üç sefer umre yapmıştır: 1- Hudeybiye senesinde, 2- (Hudeybiye yılını takip eden) kaza senesinde, 3- Ciırrüne senesinde" |Muvatta, Hacc 5, (1, 342)|1581

HACC VE UMRE BÖLÜMÜ|Resulullah (sav)'ın Hacc Ve Umresi|buharimüslim|İbnu Ömer|Resulullah (sav) aramızda olduğu halde biz Veda Haccından bahsederdik ve Veda Haccının ne olduğunu bilmezdik. (Veda Haccında Resulullah (sav) Allah'a hamd ve sena edip sonra da Mesih Deccal'ı mevzubahis etmişti, sözü onun hakkında epeyce uzatıp şunları da söylemişti: "Allah'ın gönderdiği her peygamber, ümmetini onunla korkuttu. Hz. Nuh (a.s) ve ondan sonra gelen bütün peygamberler onunla korkuttular. Bilesiniz o, aranızdan çıkacaktır. Onun şe'ninden (yapacağı icraatler) hiç bir şey size gizli kalmayacak. Çünkü sizlere gizlemez. Rabbinizin gözü kör değildir. Halbuki onun sağ gözü kördür. Onun gözü pertlek bir üzüm gibidir. Haberiniz olsun! Allah sizlere birbirinizin kanını, malını haram kıldı, bunlar şu günlerinizin, şu beldenizdeki haramlığı gibi haramdır. Acaba tebliğ ettim mi?" (Resulullah (sav)'ın bu sorusuna cemaat hep bir ağızdan: "Evet" diye cevap verdi. Bunun üzerine üç sefer: "Ya Rab şahid ol! Ya Rab şahid ol! Ya Rab şahid ol!" dedi ve tekrar cemaate yönelerek: "Vah size!" veya "Eyvah size! Benden sonra dönüp birbirlerinizin boyunlarını vuran kafirler olmayın!" dedi. |Buhari, Hacc 132, Edeb 43, 95, Hudud 9, Diyat 2, Fiten 8; Müslim, İman 119, (66)|1582

HACC VE UMRE BÖLÜMÜ|Resulullah (sav)'ın Hacc Ve Umresi|buhari|İbnu Abbas|Resulullah (sav), saçlarını tarayıp yağladıktan, rida ve izarını giydikten sonra Medine'den ashabıyla birlikte ayrıldı. Rida ve izar çeşitlerinden, vücudun cildine boyası geçen za'feranla boyanmış olanlar dışında hiç bir şeyi yasaklamadı. Böylece Zülhuleyfe'ye geldi. Orada devesine bindi. Devesi onu Beyda sırtına çıkarınca O (sav) da, Ashab'ı (ra) da telbiye getirdiler. Resulullah (sav) kurbanlığına takısını takıp nişanladı. Bu iş, Zilkade ayının sondan beşinci gününde cereyan etmişti. Mekke'ye Zilhicce'nin dördünde indi. (İlk iş) Beytullah'ı tavaf etti, Safa ve Merve arasında sa'yde bulundu. Kurbanlığı sebebiyle ihramdan çıkmadı. Çünkü ona (kurbanlık alameti olan takıyı) takmıştı. Sonra Mekke'nin Hacun yanındaki en yüksek yerine indi. Artık hacc için telbiye getiriyordu. Kabe'ye, onu tavaf ettikten sonra, Arafat'tan dönünceye kadar hiç yaklaşmadı. Ashabına ise, Kabe'yi tavaf etmelerini, Safa ile Merve arasında sa'yetmelerini emretti, sonra saçlarını kısaltarak ihramdan çıkmalarını emretti. Bütün bu emirler, beraberinde kurbanlık olarak takılanmış devesi olmayanlar içindi. Beraberinde hanımı bulunanlara, hanımları da helaldi. Keza koku ve elbise de helaldi. |Buhari, Hacc 21, 70, 128|1583

HACC VE UMRE BÖLÜMÜ|Resulullah (sav)'ın Hacc Ve Umresi||Ali|Resulullah (sav) Arafat'ta vakfe yaptı ve: "Burası Arafat'tır, vakfe yeridir, Arafat'ın her yeri vakfe yeridir" dedi. Sonra güneş batar batmaz ifaza yaptı. (Arafat'ı terketti). Devesinin terkisine Üsame İbnu Zeyd (ra)'i bindirdi. Efendimiz (sav), -halk sağında ve solunda (develere telaşla vururlarken) onlara dönüp bakmadan- her zamanki sükun ve rıfk halini koruyarak eliyle işaret edip: "Ey insanlar! Sakin olun" diyordu. Sonra Cem'e (Müzdelife'ye) geldi. Orada iki namazı da (akşam ve yatsı) beraberce kıldırdı. Sabah olunca Kuzeh tepesine gelip üzerinde vakfe yaptı. "Burası Kuzeh'dir, vakfe yeridir. Cem'in tamamı vakfe yeridir!" dedi. Sonra oradan ayrıldı, Mubassır vadisine geldi. Devesine vurdu. Deve dört nala koşarak vadiyi geçti. Orada durup, amcası Abbas (ra)'ın oğlu Fazl'ı devesinin terkisine aldı. Oradan Cemretu'l-Akabe'ye geldi ve taşlama yaptı. Sonra menhara (kesim yerine) geldi: "Burası menhardır (kurbanlarımızı keseceğimiz yer), Mina'nın her tarafı menhardır" buyurdu. Has'am kabilesinden genç bir kadın gelerek: "Ey Allah'ın Resulü! Babam yaşlanmış bir ihtiyardır, Allah'ın hacc farızası kendisine terettüp etmektedir. Ben ona bedel hacc yapabilir miyim?" diye bir sual sordu. Resulullah (sav): "Babana bedel hacc yap!" cevabını verdi. Bu sırada eliyle, devenin terkisinde bulunan Fazl'ın başını büktü. Amcası Abbas (ra): "Ey Allah'ın Resulü! Amcanın oğlu Fazl'ın başını niye büktün?" diye sordu. "İkisini de birer genç görüyorum. Onlar hakkında şeytanın şerrinden emin değilim!" dedi. Derken bir adam daha gelip: "Ey Allah'ın Resulü, ben traş olmazdan önce ifaza tavafını yaptım!" dedi. "Traş da ol, bunda mahzur yok!" cevabını aldı. Derken bir başkası daha gelip: "Ey Allah'ın Resulü, ben taşlama yapmazdan önce kurbanımı kesmiş bulundum!" dedi. "Taşlarını da at, bunda bir mahzur yok!" cevabını aldı. Sonra Resulullah (sav) Beytullah'a geldi, onu tavaf etti. sonra zemzem'e geldi ve: "Ey Abdulmuttaliboğulları, eğer halk size bunun üzerine galebe etmeyecek olsa mutlaka çekerdim" dedi. ||1584

HUDUD BÖLÜMÜ|İrtidad Ve Yol Kesme Haddi|muvatta|Zeyd İbnu Eşlem|Resulullah (sav) buyurdular ki: "Dinini değiştirenin boynunu vurun." |Muvatta, Akdiye 15, (2, 736)|1585

HUDUD BÖLÜMÜ|İrtidad Ve Yol Kesme Haddi|ebu davudnesai|İbnu Abbas|Abdullah İbnu Sa'd İbni Ebi's'Sarh, Hz. Peygamber (sav)'e katiplik yapıyordu. Şeytan ayağını kaydırdı; adam irtidad ederek kafirlere sığındı. Resulullah (sav) Fetih günü, onun öldürülmesini emretti. Ancak, Hz. Osman (ra) onu himayesi altına aldı. Resulullah da bu himayeyi tanıdı. |Ebu Davud, Hudud 1, (4358); Nesai, Tahrimu'd-Dem 15, (7, 107)|1586

HUDUD BÖLÜMÜ|İrtidad Ve Yol Kesme Haddi|buharimüslimtirmiziebu davudnesaiİbnu mace|Enes|Ukl ve Ureyne kabilelerinden bir grup insan Resulullah (sav)'ın yanına gelip: "Ey Allah'ın Resulü! Biz hayvancılıkla uğraşıp sütle beslenen (çöl) insanlarıyız, (çift-çubukla uğraşan) köylüler değiliz" dediler. Bu sözleriyle, Medine'nin havasının kendilerine iyi gelmediğini ifade ettiler. Resulullah (sav), onlara (hazineye ait) develerin ve çobanın (bulunduğu yeri) tavsiye etti. Kendilerine oraya gitmelerini, develerin sütlerinden ve bevillerinden içmelerini söyledi. Gittiler, Harra bölgesine yarınca, İslam'dan irtidad ettiler. Hz. Peygamber (sav)'in çobanını da öldürüp develeri sürdüler. Haber, Hz. Peygamber (sav)'e ulaştı. Resulullah (sav), derhal arkadaşlarından takipçi çıkardı (yakalanıp getirildiler). Gözlerinin oyulmasını, ellerinin kesilmesini ve Harra'nın bir kenarına atılmalarını ve o şekilde ölüme terkedilmelerini emretti. |Buhari, Muharibin 16, 17, 18, Diyat 22, Vudu 66, Zekat 68, Cihad 152, Megazi 36, Tefsir, Maide 6, Tıbb 5, 6, 29; Müslim, Kasame 9, (1671); Tirmizi, Taharet 55, (72), Et'ime 38, (1846); Ebu Davud, Hudud 3, (4364-4371); Nesai, Tahrimu'd-Dem 7, (7, 93-98); İbnu Mace, Hudud 20, (2578)|1587

HUDUD BÖLÜMÜ|İrtidad Ve Yol Kesme Haddi|ebu davudnesai|Ebu'z-Zinad|Resulullah (sav) develerini çalanların (el ve ayaklarını) kestiği, gözlerini de ateşle oyduğu zaman, Allah zülcelal hazretleri, Hz. Peygamberi itab etti ve mesele üzerine şu iyeti inzal buyurdu: "Allah ve Resulüne harp açanların cezası..." (Maide 33). |Ebu Davud, Hudud 3, (4370); Nesai, Tahrimu'd-Dem 7, (7,100)|1588

HUDUD BÖLÜMÜ|Zina Haddi|buharimüslimmuvattatirmiziebu davud|İbnu Abbas|Hz. Ömer (ra)'i hutbe verirken dinledim. Şöyle demişti: "Allah Teala hazretleri Muhammed (sav)'a hak (din ile) gönderdi ve O'na Kitaba indirdi. Bu indirilenler arasında recm ayeti de vardı! Biz bu ayeti okuduk ve ezberledik. Ayrıca, Resulullah (sav) zina yapana recm cezasını tatbik etti, ondan sonra da biz tatbik ettik. Ben şu endişeyi taşıyorum: Aradan uzun zaman geçince, bazıları çıkıp: "Biz Kitabullah'da recm cezasını görmüyoruz (deyip inkara sapabilecek ve) Allah'ın kitabında indirdiği bir farzı terkederek dalalete düşebilecektir. Bilesiniz, recm, kadın ve erkekten muhsan olanların zinaları, -delil veya hamilelik veya itiraf yoluyla- sübüt bulduğu takdirde, onlara tatbik edilmesi gereken Kitabullah'da mevcut bir haktır. Allah'a kasemle söylüyorum, eğer insanlar: "Ömer Allah Teala' nın kitabına ilavede bulundu" demeyecek olsalar, recm ayetini (Kitabullah'a) yazardım." |Buhari, Hudud 31, 30, Mezalim 19, Menakibu'l-Ensar 46, Megazi 21, İ'tisam, 16; Müslim, Hudud 15. (1691); Muvatta, Hudud 8. 10, (823, 824); Tirmizi, Hudud 7, (1431); Ebu Davud, Hudud 23, (4418)|1589

HUDUD BÖLÜMÜ|Zina Haddi|ebu davud|İbnu Abbas|Allahu Teala Kur'an-ı Kerim'inde: "Kadınlarınızdan fuhşu irtikab edenlere karşı içinizden dört şahid getirin. Eğer şehadet ederlerse -onları ölüm alıp götürünceye, yahud Allah onlara bir yol açıncaya kadar- kendilerini evlerde alıkoyun (insanlarla ihtilaftan menedin)" buyurdu. (Nisa 15). Cenab-ı Hakk, bu ayette (zina meselesinde) önce kadını zikrettikten sonra, erkeği kadınla birlikte ele alarak şöyle demiştir: "Sizlerden fuhşu irtikab edenlerin her ikisini de (kınayarak) eziyete koşun. Eğer tevbe edip (nefislerini) ıslah ederlerse artık onlara (eziyetten) vazgeçin. Çünkü Allah tövbeleri çok kabul eden, en çok esirgeyendir" (Nisa 16). Cenab-ı Hakk bu ayeti, celde ayetiyle neshederek şöyle buyurdu: "Zina eden kadınla zina eden erkekten her birine yüzer deynek vurun. Eğer Allah'a ve ahiret gününe inanıyorsanız bunlara, Allah'ın dinini tatbik hususunda, acıyacağınız tutmasın. Mü'minlerden bir zümre de bunların azabına (bu cezalarına) şahid olsun" (Nur 2). Sonra Nur süresinde recm ayeti nazil oldu. Önceki (celdeyi emreden) vahiy, bekar (zani) içindi. Sonra recm ayeti tilavetten kaldırıldı, ancak hükmü baki kaldı." (Bu rivayetin "...yüzer deynek vurun" ibaresine kadar olan kısımı Ebu Davud'a aittir, mütebakisini Rezin ilave etmiştir.) |Ebu Davud, Hudud 23, (4413)|1590

HUDUD BÖLÜMÜ|Zina Haddi|müslimmuvattaebu davud|Ebu Hüreyre|Sa'd İbnu Ubade (ra): "Ey Allah'ın Resulü, ne buyurursunuz, zevcemi bir erkekle yakalarsam dört şahid getirmek için bekleyecek miyim?" diye sordu. Resulullah (sav): "Evet bekleyeceksin!" dedi. (Müslim ve Ebu Davud'un bir diğer rivayetinde: "Bir adam, karısının yanında bir yabancı yakalasa onu öldürebilir mi ne dersiniz?" diye sorar, Resulullah (sav): "Hayır!" deyince, Sa'd: "Bilakis evet! Seni hak dinle şereflendiren Allah'a yemin ederim, fırsatı yakalarsam ondan önce kılıncımı işletirim" der. Resulullah (sav): "Efendinizin ne söylediğine bakın!" buyurur.) |Müslim, Lian 14, (1498); Muvatta, Hudud 7, (2, 823); Ebu Davud, Diyat 12, (4532, 4533)|1591

HUDUD BÖLÜMÜ|Zina Haddi|buharimüslimmuvattatirmiziebu davud|Ebu Hüreyre ve Zeyd İbnu Halid|Resulullah (sav)'a, muhsan olmayan cariye zina yaparsa ne gerekir? diye sorulmuştu, şöyle cevap verdi: "Cariye zina yaparsa ona celde uygulayın, yine zina yaparsa yine celde uygulayın, yine zina yaparsa yine celde uygulayın ve sonra onu (kıldan mamul adi) bir ipe mukabil de olsa satın gitsin." (Bir rivayette: "(Efendisi) ona celde tatbik etsin, bir de ayıplamasın" denmiştir.) |Buhari, Büyu 66, 110,17; Müslim, Hudud 30, (1703); Muvatta, Hudud 14, (826); Tirmizi, Hudud 13, (1440); Ebu Davud, Hudud 33, (4469, 4470, 4471)|1592

HUDUD BÖLÜMÜ|Zina Haddi|müslimtirmiziebu davud|Ebu Abdirrahman es-Sülemi|Hz.Ali (ra) hutbede şöyle buyurdu: "Ey insanlar, kölelerinize -ister muhsan olsunlar, ister olmasınlar- haddleri tatbik edin. Zira, Hz. Peygamber (sav)'ın bir cariyesi zina yapmıştı, ona celde tatbik etmemi emretti. (Dövmek üzere) yanına geldim. Yeni nifas olmuştu. Döversem öldürürüm diye korktum. Durumu Resulullah'a arzettim. Bana: "İyi yapmışsın, iyileşinceye kadar ona dokunma" dedi." |Müslim, Hudud 34, (1075); Tirmizi, Hudud 13, (1441); Ebu Davud, Hudud 34, (4473)|1593

HUDUD BÖLÜMÜ|Zina Haddi|rezin|Ebu Hüreyre|Resulullah (sav) hür kimseye terettüp eden haddin bölünebilen çeşidinin yarısını köleye hükmetti. Sözgelimi zina yapan bakirenin haddi, iftira (gazf) haddi ve şürbu'l-hamr (içki) haddi böyledir. (Bunlar bölünebilen haddlerdir, köleye hep yarısı tatbik edilir). [Rezin ilavesidir.] |Rezin|1594

HUDUD BÖLÜMÜ|Zina Haddi|rezin|İbnu Ömer|Cariyelerinden birine hadd tatbik etmiş, bu maksadla ayaklarına ve bacaklarına vurmaya başlamıştı. Bunu gören Salim (rahimehullah) kendisine: "(Sen niye böyle yapıyorsun?) Cenab-ı Hakk'ın "Bunlara Allah'ın dinini tatbik hususunda acıyacağınız tutmasın." (Nur 2) sözü nerede kaldı?" der. Abdullah İbnu Ömer (ra) de: "Beni ona şefkatli davranıyor mu buldun? Her halde Cenab-ı Hakk onu öldürmemi emretmedi" cevabını verir. [Rezin ilavesidir.] |Rezin|1595

HUDUD BÖLÜMÜ|Zina Haddi|tirmiziebu davud|Vail İbnu Hucr İbni Rebia|Resulullah (sav)'ın sağlığında, namaz kılmak maksadıyla bir kadın evinden çıkmıştı. Yolda ona bir erkek rastladı. Kadına çullanıp ihtiyacını giderdi. Kadın bağırdı, adam ise sıvıştı gitti. (Çığlığı üzerine) kadına bir erkek uğramıştı. Ona başından geçeni anlatıp, bir adam bana böyle böyle yaptı dedi. Sonra, bir grup muhacire rastladı, başından geçeni onlara da anlatıp: "Bir adam bana böyle yaptı!" dedi. Hep beraber yürüyüp, kadının kendisine tecavüz ettiği kimseyi yakalayıp kadına getirdiler. Kadın: "Evet bu odur?" dedi. Sonra adamı Hz. Peygamber (sav)'in yanına götürdüler. Resulullah adamın recmedilmesini emrettiği sırada, kadına tecavüz etmiş olan kimse kalkıp: "Ey Allah'ın Resulü, suçlu benim!" diye itirafta bulundu. Resulullah (sav) kadına: "Git. Allah günahlarını affetti" dedi. Zan altında kalmış olan kimseye de güzel sözler söyleyip (gönlünü aldı). Mütecavizin recmedilmesini emretti ve recmedildi. Sonra Resulullah şunu söyledi: "Bu adam öyle bir tevbe ile tevbe etti ki, böyle bir tövbeyi Medine ahalisi yapsaydı kabul edilirdi." (Tirmizi şu ziyadede bulunmuştur: Vail (ra) Hz. Peygamber (sav)in kadına mehir takdir edip etmediğini zikretmedi.") |Tirmizi, Hudud 22, (1452); Ebu Davud, Hudud 7, (4379)|1596


Yüklə 5,12 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   34   35   36   37   38   39   40   41   ...   129




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin