İş nedir? Genel anlamda; bir sonuç elde etmek amacıyla güç harcayarak yapılan çalışmaya “iş”
Yüklə
498 b.
tarix
30.12.2017
ölçüsü
498 b.
#36508
İş nedir?
İş nedir?
Genel anlamda; bir sonuç elde etmek amacıyla güç harcayarak yapılan çalışmaya
“
iş”
denir.
Diğer
bir deyişle
; bir mal veya hizmet üretmek için harcanan emeğe
“iş”
denir.
Bir işyerinde, amaçlara uygun olarak, çalışanları yönetmek için, yöneticilerin uyguladığı ilke olmuş kuralların tümüne
“insan ilişkileri”
denir.
Bir işyerinde, amaçlara uygun olarak, çalışanları yönetmek için, yöneticilerin uyguladığı ilke olmuş kuralların tümüne
“insan ilişkileri”
denir.
Bir diğer tanımlamaya göre ise; İnsanların işbirliği yapabilme, yaşamda ve özellikle de iş hayatında verimli olabilme ve gereksinimlerini dengeli bir biçimde giderebilme çabalarının bütünüdür.
Belli bir amaca ulaşabilmek için, insanların faaliyetlerini planlayan, örgütleyen,
düzenleyen
, yöneten ve kontrol eden kişiye
“amir”
denir.
Belli bir amaca ulaşabilmek için, insanların faaliyetlerini planlayan, örgütleyen, düzenleyen, yöneten ve kontrol eden kişiye
“amir”
denir.
Diğer bir deyişle amir, başkalarını idare eden, başkalarından sorumlu olan kişidir.
İnsan sevgisi ile dolu olmalıdır.
İnsan sevgisi ile dolu olmalıdır.
Mesleğinin gerektirdiği bilgi ve beceriye sahip olmalıdır.
Kültürlü olmalıdır.
Sezgi gücü yüksek olmalıdır.
Olgun olmalıdır.
Dürüst olmalı, asla yalan söylememelidir.
İşletmeye gönülden bağlılık göstererek, bu konuda çalışanlara örnek olmalıdır.
İşletmeye gönülden bağlılık göstererek, bu konuda çalışanlara örnek olmalıdır.
Çalışanlara karşı objektif (tarafsız) olmalıdır.
Hoş görülü olmalıdır.
Cesaretli olmalıdır.
İnsan ilişkileri bilgisinin amacı nedir?
İnsan ilişkileri bilgisinin amacı nedir?
Sosyal hayatta, çatışmaları olabildiğince ortadan kaldırarak uyumlu ilişkiler kurulmasını sağlamaktır.
Unutulmamalıdır ki; kişilerin bir araya gelip birbirleri üzerinde karşılıklı olarak etki yaptıkları yerlerde çatışmaların sürekli olarak ortaya çıkması kaçınılmaz toplumsal bir gerçektir.
Önceki yıllarda insanların sadece para ve diğer ekonomik çıkarlar için çalıştığı düşünülüyordu.
Önceki yıllarda insanların sadece para ve diğer ekonomik çıkarlar için çalıştığı düşünülüyordu.
Oysa ki insanlar, kariyer yapmak, kişisel tatmin ve insanlığa hizmet gibi farklı istek ve ümitlerle çalışmaktadır.
Bu bakımdan idareci, üretim unsurlarını
uyumlu biçimde
, kullanırken, emek unsuruna da gereken değeri vermeli, çalışanların örf, adet, inanış karakterlerini bilmek zorundadır.
İşyerinde çalışanların birbirleri ile olan ilişkileri iyi düzenlenmediği zaman verim azalır, disiplin bozulur, geçimsizlik başlar.
İşyerinde çalışanların birbirleri ile olan ilişkileri iyi düzenlenmediği zaman verim azalır, disiplin bozulur, geçimsizlik başlar.
Bu yüzden amir, emrinde çalışanları iyi tanımalı, birbirleriyle ilişkilerini analiz ederek ona göre davranmalıdır.
İnsanlar ihtiyaçlarını karşılamak için çalışırlar. Peki bu ihtiyaçlar nasıl sıralanır?
İnsanlar ihtiyaçlarını karşılamak için çalışırlar. Peki bu ihtiyaçlar nasıl sıralanır?
Amerikalı psikolog Maslow insan ihtiyaçlarını şu şekilde sıralamıştır:
Fizyolojik ihtiyaçlar (Yeme, İçme, giyinme vb.)
Güvenlik ihtiyacı (Çocuğun annesine sarılması, konut alma isteği, sosyal güvenlik isteği, vb.)
Ait olma duygusu (Aile, dernek, kulüp üyeliği, vb.)
Ait olma duygusu (Aile, dernek, kulüp üyeliği, vb.)
Saygı görme isteği (Usta olma, prestij ve saygınlık kazanma vb.)
Kendini gerçekleştirme ihtiyacı (Sanat, edebiyat, spor, vb.)
Haberleşme (İletişim) Nedir?
Haberleşme (İletişim) Nedir?
Bireyler ya da toplumlar arasında; bilgi, fikir, duygu ve becerilerin, simge, mimik, yazı, görüntü, vb. yöntemler kullanılarak iletilmesi işlemine
“haberleşme”
denir.
İnsanın kendini sosyal bir varlık olarak ifade etmesi için iletişim zorunludur.
İnsanın kendini sosyal bir varlık olarak ifade etmesi için iletişim zorunludur.
İnsan, çevresi ile iletişim kurarak yaşamını devam ettirir.
İnsanın her davranışı, konuşması, yerine göre susması, duruşu ve oturma biçimi,
kendini ifade etmesi
; yani çevresine mesaj iletmesi anlamına gelir.
Güven
Güven
Üslup
Lütfen
Üretken Çözümler
Memnuniyet
Saygı
Empati
İletişimin tam olarak gerçekleşmesi için, dört temel unsurun bulunması gerekir.
İletişimin tam olarak gerçekleşmesi için, dört temel unsurun bulunması gerekir.
İletişimi başlatan veya iletiyi gönderen kişidir. Yani, mesajın çıkış noktasıdır.
İletişimi başlatan veya iletiyi gönderen kişidir. Yani, mesajın çıkış noktasıdır.
İletişimde en önemli sorumluluk göndericiye aittir.
İletişimin sağlıklı gerçekleşmesi için kaynak güvenilir olmalıdır.
Göndericinin alıcıya gönderdiği veri iletileridir. Yani, bir duygu veya düşünceyi aktarmayı isteyen kaynağın ürettiği, sözel, görsel ve işitsel simgelerden oluşan somut bir üründür.
Göndericinin alıcıya gönderdiği veri iletileridir. Yani, bir duygu veya düşünceyi aktarmayı isteyen kaynağın ürettiği, sözel, görsel ve işitsel simgelerden oluşan somut bir üründür.
Mesaj, açık net ve anlaşılır olmalıdır.
Mesaj doğru zamanda iletilmelidir.
Kaynak, mesajı iletmek için uygun bir kanal kullanmalıdır.
Kanal, sinyalleri taşıyan herhangi bir fiziksel araçtır. Diğer bir deyişle kanal; mesajın göndericiden alıcıya iletildiği yoldur.
Kanal, sinyalleri taşıyan herhangi bir fiziksel araçtır. Diğer bir deyişle kanal; mesajın göndericiden alıcıya iletildiği yoldur.
Işık dalgaları, radyo dalgaları, ses dalgaları, telefon kabloları ve sinir sistemi olabilir.
İletişimin gerçek anlamda sağlanabilmesi için mesajın uygun kanalla gönderilmesi çok önemlidir.
Kaynağın mesajını algılayan kişi alıcıdır.
Kaynağın mesajını algılayan kişi alıcıdır.
Alıcı tek veya çok kişi olabilir, belirli ve belirsiz olabilir.
Mesaj birisine ulaşmışsa iletişim olayı gerçekleşmiş demektir.
Alıcı, mesajı taşıyan sembolleri algılayıp anlam vererek iletişimi sonlandırır ya da kendisi bir mesaj göndererek gönderici konumuna geçer.
Haberleşme iki yönlüdür.
Haberleşme iki yönlüdür.
Aynı kaynak bir alıcı ile iletişimde güçlük çekerken başka bir alıcı ile etkili bir iletişim kurabilir.
Haberleşmenin başarı oranı, haberleşmeye ait doğru teknikleri ve uygun iletişim araçlarını kullanmaya bağlıdır.
Haberleşmede, semboller bazen bir jest, bazen de bir ses tonu olabilir. Bazı durumlarda ise susmak bile anlamlıdır ve çok şey anlatır.
Haberleşme araçları genel olarak üçe ayrılır:
Haberleşme araçları genel olarak üçe ayrılır:
Sadece göze hitap eden haberleşme araçları,
Sadece kulağa hitap eden haberleşme araçları,
Hem göze hem kulağa hitap eden haberleşme araçları.
Mektup,
Mektup,
Fotoğraf,
Gazete,
Dergi,
Telgraf,
Tepegöz, vb.
Telefon (Görüntüsüz),
Telefon (Görüntüsüz),
Radyo,
Telsiz,
Anons, vb.
Televizyon,
Televizyon,
Görüntülü telefon,
Sinema,
Tiyatro,
Bilgisayar,
Projeksiyon,
Sergi, fuar, vb.
İş yerinde haberleşmenin amacı
İş yerinde haberleşmenin amacı
Bir işletmede çalışanların birbirleriyle olumlu iletişim kurmaları, iş yerinin başarısını etkileyen unsurlardan belki de en önemlisidir.
Huzurlu bir iş ortamı, kaynakların daha etkin kullanımını, kalite ve üretim miktarının artmasını, dolayısıyla karın artmasını sağlayacaktır.
Bir işletmede, amaçlar ile alınan sonuçlar birbirini tutmuyor ise bunun en büyük nedenlerinden biri iletişim kopukluğudur.
Kurum
içi haberleşme
; bir iş yerinde çalışan insanların birbirleriyle, işverenleriyle ve yöneticileriyle olan ilişkilerini ifade eder.
Kurum içi haberleşme; bir iş yerinde çalışan insanların birbirleriyle, işverenleriyle ve yöneticileriyle olan ilişkilerini ifade eder.
Kurum içi haberleşme; kişiler arasında veya kişilerle gruplar arasında gerçekleşir.
Bir işletmenin hedeflenen başarıya ulaşabilmesi, kurum içi haberleşme ve çalışanların birbirleriyle kurdukları olumlu ilişkilere bağlıdır.
Kurum dışı haberleşmeden kasıt, müşterilerle, diğer kurumlarla ve işletmelerle ilişkilerdir.
Kurum dışı haberleşmeden kasıt, müşterilerle, diğer kurumlarla ve işletmelerle ilişkilerdir.
Bu ilişkilerin en önemli kısmını müşterilerle* olan ilişkiler oluşturur.
Bir işletmenin faaliyetlerini sürdürebilmesi için, müşterilerle kurduğu iletişimin çok iyi olması gerekir.
Unutulmamalıdır ki; “Aldatılan her müşteri, işletmeyi iflasa götüren kocaman bir adımdır.”
Etkin İletişim
Etkin İletişim
Her türlü ortamda, işleri yoluna koymanın en önemli unsurlarından biri, etkili iletişim sağlayabilme yeteneğidir.
Sosyal hayatta ve iş hayatında, birey ya da grupların mevkilerine uygun davranışta bulunabilmeleri, kendi aralarında etkin bir iletişimin olmasına bağlıdır.
İletişimi zayıf olan insanlar, bulundukları her ortamda sorun yaşarlar.
Hedefi bilgilendirmek.
Hedefi bilgilendirmek.
Hedefin tutum ve davranışlarını değiştirmek.
Hedefin tutum ve davranışlarındaki değişikliği sürekli hale getirmek.
İletişimin tam olarak gerçekleşmemesinin sebeplerinden bazıları şunlardır:
İletişimin tam olarak gerçekleşmemesinin sebeplerinden bazıları şunlardır:
Algılama farklıları,
Dildeki farklılıklar,
Duygusal faktörler,
Güvensizlik,
Yetersiz bilgi alış verişi,
Sözlerle mimikler arasındaki uyumsuzluk,
Sözlerle mimikler arasındaki uyumsuzluk,
Alıcının duygu dünyasını ayarlayamamak,
Karmaşık ve aşırı
teknik bir dil kullanmak
,
İletişimde farklı ve yetersiz kanal kullanmak.
Emir;
bir işin amacına uygun olarak sonuca ulaşması için “Ne” yapılacağını belirten direktiftir.
Emir;
bir işin amacına uygun olarak sonuca ulaşması için “Ne” yapılacağını belirten direktiftir.
Genel olarak insanlar emir almaktan hoşlanmazlar. Özellikle mevki ve yaşça kendilerinden küçük ya da eşit kişilerden emir almayı hiç istemezler.
Bu nedenle amir konumundaki kişi, çalışanların sevgi ve saygısını kazanmalıdır. Aksi halde, sorunlarla karşılaşmak kaçınılmazdır.
Yönetme fonksiyonunun iyi bir biçimde yerine getirilmesi, geniş ölçüde emirlerin niteliğine bağlıdır.
Yönetme fonksiyonunun iyi bir biçimde yerine getirilmesi, geniş ölçüde emirlerin niteliğine bağlıdır.
Özelliği bakımından emirler ikiye ayrılır:
Demokratik emirler,
Otokratik emirler.
Emir, akılcı ve yerine getirilmesi mümkün olmalıdır.
Emir, akılcı ve yerine getirilmesi mümkün olmalıdır.
Eksiksiz olmalıdır.
Çok açık ve net, anlaşılır olmalıdır.
Yapılan hizmetle ilgili olmalıdır.
Etkili bir emir, ikna edici olmalıdır.
Emrin nedeni açıklanmalıdır. Emri alan kişi, anladığı ve nedenini bildiği emirleri daha kolaylıkla yerine getirir.
Dinleme, konuşmanın algılanma boyutunu oluşturur. Yani, kişinin söylenenleri algılayıp anlam vermesidir.
Dinleme, konuşmanın algılanma boyutunu oluşturur. Yani, kişinin söylenenleri algılayıp anlam vermesidir.
İletişimin yaklaşık % 90’ı sözeldir. Birkaç saat sonra anlatılanın sadece % 20-25’i hatırlanır.
Etkili dinleme teknikleri kullanıldığı zaman bu oran önemli ölçüde artırılabilir.
Etkili dinleme sadece söylenenleri duymak değildir. Söylenenleri önemli bulmak, kavramak ve değerlendirmek için gerekli çabanın gösterilmesidir.
Fiziksel katılım,
Fiziksel katılım,
Psikolojik katılım,
Sözlü katılım.
Dinleyici davranışlarının gösterilmesi anlamına gelmektedir.
Dinleyici davranışlarının gösterilmesi anlamına gelmektedir.
Yapılan araştırmalara göre, fiziksel katılımda önemli olan etkenler şu şekilde belirlenmiştir:
Konuşmacıya cepheden bakmak,
Göz iletişimi sağlamak,
Algıya açık bir zihin,
Rahat olmak.
Sadece konuşmacıyı dinlemek değil, sözsüz davranışlarına da dikkat etmektir.
Sadece konuşmacıyı dinlemek değil, sözsüz davranışlarına da dikkat etmektir.
Yüz ifadesi,
bedenin duruşu
, ellerin kullanımı gibi sözsüz mesajlar da algılanmalıdır.
Konuşma kesilmemelidir. Konuya katılmak gerektiğinde, doğru zaman belirlenmelidir.
Konuşmacının söyledikleri anlaşılmadığında ya da yeterince açık gelmeyen noktalar olduğunda, konuşmacıya soru sorulmalıdır.
Konuşmacının söyledikleri anlaşılmadığında ya da yeterince açık gelmeyen noktalar olduğunda, konuşmacıya soru sorulmalıdır.
Soru sorma eylemi bile dinlediğinizi gösterir. Tüm benliğinizle dinlemek, sözcüklerin devamını da anlamanız demektir.
İşletmenin amaçlarına ulaşması için, çalışan bütün personelin, belirlenen amaç doğrultusunda yönlendirilerek gerekli ölçülerde yardımlaşmalarına
“işbirliği”
denir.
İşletmenin amaçlarına ulaşması için, çalışan bütün personelin, belirlenen amaç doğrultusunda yönlendirilerek gerekli ölçülerde yardımlaşmalarına
“işbirliği”
denir.
İşbirliği, işletmede amir (yönetici) tarafından sağlanır.
İşyerlerinde, iş birliğini olumsuz yönde etkileyen faktörlerden bazılarını şu şekilde sıralayabiliriz:
İşyerlerinde, iş birliğini olumsuz yönde etkileyen faktörlerden bazılarını şu şekilde sıralayabiliriz:
Çok fazla etki edici ve baskıcı olmak,
Alaycı olmak,
Fazla eleştirici olmak,
Mesuliyeti başkalarına yüklemek,
Sürekli şekilde şakalar yapmak,
Hoş olmayan görevleri aldatarak başkasına yüklemek,
Hoş olmayan görevleri aldatarak başkasına yüklemek,
Başkalarına önem vermemek,
Cesaret kırıcı
davranmak
,
Tartışmacı olmak,
Saldırgan olmak,
Dedikodu yapmak.
İşyerinde demokrasiye ve katılımcılığa inanan bir yönetici olması.
İşyerinde demokrasiye ve katılımcılığa inanan bir yönetici olması.
Görev ve sorumluluğunun bilincinde olan çalışanların olması.
Yapıcı eleştiriler yapmak.
İnsan ilişkilerinin saygı çerçevesinde oluşması.
Problemlere yapıcı yaklaşmak.
Karar verme;
belirli bir amaca yönelik olarak eyleme geçmek için mevcut olan veya gerçekleştirilebilecek seçeneklerin belirlenmesi ve bunlardan bir tanesinin tercih edilmesidir.
Karar verme;
belirli bir amaca yönelik olarak eyleme geçmek için mevcut olan veya gerçekleştirilebilecek seçeneklerin belirlenmesi ve bunlardan bir tanesinin tercih edilmesidir.
Karar verme, yöneticilerin yaşamını en çok meşgul eden süreçlerin başında gelir.
Karar verme, yöneticilerin yaşamını en çok meşgul eden süreçlerin başında gelir.
Karar verme süreci; çok yönlü düşünmeyi, ihtimalleri hesaplamayı, karardan etkilenecek kişilerin durumlarını ve çalışanların görüşlerini dikkate almayı gerektirir.
Karar verme sadece seçenekleri belirleme ve bunlardan bir tanesini seçme süreci değildir.
Karar verme sadece seçenekleri belirleme ve bunlardan bir tanesini seçme süreci değildir.
Konuların doğru yerde ve doğru zamanda, araştırmaya dayalı olarak belirlenmesiyle gerçekleşen bir süreçtir.
Verilen kararlara, çalışanların saygılı olmaları istenir. Bununla birlikte, çalışanların da kararlarına saygılı olunması gerekir.
Karar verme konusunda genel olarak kabul gören iki model vardır:
Karar verme konusunda genel olarak kabul gören iki model vardır:
Rasyonel-Ekonomik karar modeli:
Bu modele göre; kişiler tüm alternatifleri sistematik bir şekilde değerlendirerek menfaat ve karlarını en üst düzeye çıkaracak şekilde karar verirler.
Bu model, öngörücü ve karar vericilerin nasıl davranmaları gerektiğini belirleyen bir yaklaşımdır.
Bu karar süreci aşağıdaki adımları izler:
Bu karar süreci aşağıdaki adımları izler:
Sorunun belirtileri açığa çıkartılarak sorun tanımlanır.
Muhtemel tüm alternatifler belirlenir.
Her alternatif bir kritere göre değerlendirilerek en iyi alternatif seçilir.
Unutulmamalıdır ki; karar verme sürecinde mevcut ön yargılardan arınmak ve karar verme işlevi üzerine yoğunlaşmak, güvenilir ve doğru kararlar alınmasını sağlayabilir.
Yönetsel karar modeli:
Yönetsel karar modeli:
Bu modele göre; bireyler en iyi kararı değil, kendilerini tatmin edecek kararı verirler.
Bireyler alternatifleri değerlendirirken, duygusal davranırlar.
Buna göre, karar vericiler, elde edebildikleri tüm alternatifler içinden kendi ihtiyaçlarını tatmin eden şıkkı seçerler.
Kişilerin tatmin olması, en iyi kararın alınmasından daha kolay ve daha istenir bir durumdur.
"Yönetsel karar modeli", "rasyonel-ekonomik" modelin tersine öngörücü değil tanımlayıcı bir modeldir.
"Yönetsel karar modeli", "rasyonel-ekonomik" modelin tersine öngörücü değil tanımlayıcı bir modeldir.
Yönetsel modelde, karar vericiler geçmiş dönemdeki deneyimlerinden yararlanarak ve deneme-yanılma yoluyla karar verirler.
Sonuç olarak:
İşletmelerde alınan
kararlar
, herkesin istediği gibi olmayabilir. Ancak, alınan kararlar hem çalışanları tatmin etmeli, hem de işletmenin amaçlarına ulaşmasını sağlayacak bir içeriğe sahip olmalıdır.
Sonuç olarak:
İşletmelerde alınan kararlar, herkesin istediği gibi olmayabilir. Ancak, alınan kararlar hem çalışanları tatmin etmeli, hem de işletmenin amaçlarına ulaşmasını sağlayacak bir içeriğe sahip olmalıdır.
Bir konuda karar verirken dikkate alınması gereken ilkelerin bazıları şunlardır:
Bir konuda karar verirken dikkate alınması gereken ilkelerin bazıları şunlardır:
Karar verme aşamasında, çalışanlar arasında ayrımcılık yapılmamalı, bütün çalışanlara eşit mesafede durulmalıdır.
Çalışanlara ait gizli bilgiler -karar vermeyi kolaylaştırmak için- açığa vurulmamalıdır.
Yönetici karar verirken, bilgi, tecrübe ve sezgilerine güvenmelidir.
Çalışanların gerek özel gerekse işle ilgili problemleri dinlemelidir. Şahsen ilgilenmek teşvik edicidir.
Çalışanların gerek özel gerekse işle ilgili problemleri dinlemelidir. Şahsen ilgilenmek teşvik edicidir.
Çalışanları, gereken yerde ve zamanda takdir etmelidir. Aksi halde takdirin bir anlamı kalmayacaktır.
Çalışanları ilgilendiren plan ve kararlarda onlarında bilgisine başvurarak onayını almalıdır. Bu durumda işbirliği güçlenecektir.
İş konusunda yapacağı değişiklikleri çalışana önceden haber vermelidir.
İş konusunda yapacağı değişiklikleri çalışana önceden haber vermelidir.
Personelin fikir ve düşüncelerine değer vermelidir.
Eleştirileri yapıcı olmalıdır. İyi niyetle yapılan eleştiriden olumlu sonuçlar alınır.
Personele güvenmelidir. Aksayan yönleri yapıcı eleştirilerle düzeltmelidir.
Emirleri mümkün olduğu kadar öneri ve tavsiye şeklinde bildirmelidir.
Çalışanı şahsen tanımaya çalışmalı, onlara ismiyle hitap etmelidir. Gösterilecek bireysel ilgi saygıyı doğurur.
Çalışanı şahsen tanımaya çalışmalı, onlara ismiyle hitap etmelidir. Gösterilecek bireysel ilgi saygıyı doğurur.
Her çalışana, yaptığı işin önemini kavratmalıdır. Bu durum personelin işine bağlılığını arttırır.
Son olarak;
Unutulmamalıdır ki, birlikten güç doğar.
Problem nedir?
Problem nedir?
Sosyal hayatta problem;
insanı veya insan grubunu, fikri veya zihni yönden rahatsız eden durum olarak tanımlanır.
İş hayatında problem;
amaçları zedeleyen veya bozan, istenilen şartlarda ürün/hizmet sunumunu engelleyen, ürün/hizmetin birbiriyle tutarlı ve uyumlu olmasını önleyen olaylardır.
Problemle karşılaşıldığında, çözmek için;
Problemle karşılaşıldığında, çözmek için;
Durum analiz edilir (Problem belirlenir),
Çözüm alternatifleri üretilir.
Çözüm uygulanır,
Sonuçlar değerlendirilir.
Problemler, iş ve günlük hayatımıza girerek, gereksiz yere üzüntü ve sıkıntı yaşamamıza neden olurlar.
Problemler, iş ve günlük hayatımıza girerek, gereksiz yere üzüntü ve sıkıntı yaşamamıza neden olurlar.
Problemi ne kadar erken belirler ve çözüme ulaştırırsak, o kadar güçlü ve başarılı oluruz.
Bireysel başarı, problemlerin esiri olmadan, akılcı bir yaklaşımla problemi oluşturan nedenleri gerçekçi olarak belirleyip çözümlemeye bağlıdır.
Bireysel başarı, problemlerin esiri olmadan, akılcı bir yaklaşımla problemi oluşturan nedenleri gerçekçi olarak belirleyip çözümlemeye bağlıdır.
Amir, işyerinin verimliliğini etkileyecek problemleri daha başında fark ederek gerekli düzeltmeleri yapmalıdır.
Küçük problemleri göremeyen ya da çözemeyen kişiler daha büyükleriyle karşılaşmaya mahkumdurlar.
İşe geç kalmak veya hiç gelmemek,
İşe geç kalmak veya hiç gelmemek,
Sert hareketler ve davranışlar,
İş güvenliği kurallarına uymamak,
Aşırı sigara ve içki kullanımı,
Uykusuzluk,
Unutkanlık,
Dalgınlık, vb.
İnsanı diğer canlılardan ayıran en önemli özelliklerin başında; karşılaştığı
problemleri
, akıl, bilgi ve tecrübelerini kullanarak çözebilmesi gelir.
İnsanı diğer canlılardan ayıran en önemli özelliklerin başında; karşılaştığı problemleri, akıl, bilgi ve tecrübelerini kullanarak çözebilmesi gelir.
Tarihin her devrinde, insanlar karşılaştıkları problemleri kendilerine has yöntemlerle çözmüşlerdir.
İnsanlar bazen problemleri kendi yöntemleri ile çözerken, bazen de başka toplumların çözüm biçimlerini benimseyip uygulamışlardır.
PÜKO Döngüsü (Dört safha metodu) denilen yöntemde bunlardan biridir.
PÜKO Döngüsü (Dört safha metodu) denilen yöntemde bunlardan biridir.
Bu yöntem şu aşamalardan oluşur:
Planla,
Uygula,
Kontrol Et,
Önlem Al.
PUKÖ, adım-adım plan yaparak sonuca ulaşmakta kullanılan sistematik bir yaklaşımdır.
PUKÖ, adım-adım plan yaparak sonuca ulaşmakta kullanılan sistematik bir yaklaşımdır.
Amaç kesin olarak belirlenir.
Amaç kesin olarak belirlenir.
Neyi,
Nerede,
Ne zaman başarmak istiyoruz.
Hedefler belirlenir.
Detaylı plan hazırlanır (uygulama planı).
İlgili her kişi bilgilendirilir.
İlgili her kişi bilgilendirilir.
Ne,
Kim,
Ne Zaman.
Faaliyet planı izlenir ve gerçekleştirilir.
Uygulama sonuçları yakından takip edilir.
Hedef veya hedeflere ulaşılıp ulaşılmadığı kontrol edilir.
Hedef veya hedeflere ulaşılıp ulaşılmadığı kontrol edilir.
Olası sapmalar tespit edilerek kaydedilir.
İlgili kişiler bilgilendirilir.
Etkili önlemler standart haline getirilir.
Etkili önlemler standart haline getirilir.
Gerekli eğitim ve yönlendirmeler yapılır.
Kalıcı bir izleme sistemi kurulur.
1.BASAMAK : Problemin tanımlanması.
1.BASAMAK : Problemin tanımlanması.
2.BASAMAK : Verilerin toplanması.
3.BASAMAK : Probleme uygun olası çözüm yollarının sıralanması.
4.BASAMAK : Olası çözümlerin probleme uygulanması.
5.BASAMAK : Problem için en uygun çözümün seçimi.
6.BASAMAK : Problem çözüm sürecinin uygulanması.
Problemleri çözmek, bazen karışık bir süreçtir. Herkes her aşamada gerektiği kadar etkili olamayabilir. Bunun sebeplerini şu şekilde özetleyebiliriz:
Problemleri çözmek, bazen karışık bir süreçtir. Herkes her aşamada gerektiği kadar etkili olamayabilir. Bunun sebeplerini şu şekilde özetleyebiliriz:
Metodik çalışmamak.
Yeterli istek ve kararlılığa sahip olmamak.
Problemi yanlış tanımlamak.
Gereken teknik ve yeteneklerden mahrum olmak.
Çözüm tekniklerini etkili bir şekilde kullanamamak.
Çözüm tekniklerini etkili bir şekilde kullanamamak.
Yanlış bir teknik kullanmak.
Yetersiz yada doğru olmayan bilgi.
Yaratıcı ve çözümleyici zihinsel yetenekleri yeterince kullanamamak.
Belirlenen çözümü uygulamaya sokamamak.
Yüklə
498 b.
Dostları ilə paylaş:
Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət
gir
|
qeydiyyatdan keç
Ana səhifə
Dərs
Dərslik
Guide
Kompozisiya
Mücərrəd
Mühazirə
Qaydalar
Referat
Report
Request
Review
yükləyin