YİRMİBİRİNCİ BÖLÜM
Ta’tîlci ve Temsîlci Gruplardan Her Biri Ta’tîl ve Temsîli Bir Arada Toplamışlardır
Ta’tîlci (Muattıl): Cehmiyye, Mu’tezile, Eş’ariyye ve benzerleri gibi Allah’ın isim ya da sıfatlarından herhangi bir şeyi reddedendir.
Temsîlci (Mümessil): İlk Râfızîler ve benzerleri gibi Allah’ı yaratıklarına her bakımdan benzetmek sûretiyle O’nun hakkında sıfatlar saptayandır.
İşin doğrusu her ta’tîlci aynı zamanda temsîlcidir. Her temsîlci de aynı zamanda ta’tîlcidir.
• Ta’tîlcilerin ta’tîli açıktır. Temsîli de şöyledir: O, sıfatları ispat etmenin teşbîhi gerektireceğine inandığından dolayı sıfatları ta’tîl etmiştir. İşte bundan kaçmak için sıfatları inkar etmeye başlamıştır. O halde önce temsîl etmiştir sonrada ta’tîl.
• Temsîlciye gelince bunun temsîli açıktır. Ta’tîli de üç bakımdandır:
1- Nassı, gösterdiği anlamdan başka bir anlama çevirmek sûretiyle, onunla sıfatı ispat ettiği nassın kendisini ta’tîl etmiştir. Çünkü nass, Allah’ın yaratıklarına benzediğini değil, kendisine yaraşır sıfatı olduğunu gösterir.
2- Allah’ı yaratıklarına her bakımdan benzettiği zaman “O’nun benzeri hiçbir şey yoktur” (Şûrâ, 11), “O’nun hiçbir dengi yoktur” (İhlâs, 4) gibi Allah’ın yaratıklarına benzemediğini gösteren her nassı ta’tîl etmiş olur.
3- Allah’ı yaratıklarına benzettiği zaman, her bakımdan mükemmel olan Rabbi, eksik yaratıklara benzeterek Allah için gerekli olan kemâli (mükemmelliği) ta’tîl etmiş olur.
Dostları ilə paylaş: |