İslam Felsefe Tarihi Ders Notları 3.sınıf
-
Bu kavramların bir araya gelmesi öyle gelişi güzel ve basıt değildir. Her bir kelimenin derunî bir anlamı ve özel konumu vardır
-
Ayrıca bu çerçevede akıl-nakil ilişkisi önemli bir yer alır. Aklın sınırları belirlidir, sınırları vardır, paradox olayların nasıl çözüleyeci ve nasıl algılanacağı net değildir. Mesela bir giritli: “bütün giritliler yalancıdır” demiştir. Bu iddia doğru mudur? Eğer doğru ise, ozaman o yalan söylemiş oluyor (çünkü o da giritli), eğer yalan söylüyorsa o zaman önerme (iddiası) doğrudur ve giritli olduğu için yalan söylemiştir...
-
AKLÎ frekanslar neye göreyse, kat’îlik’de ona göredir!!!
-
Din, yani ed-Din ile felsefe, yani el-Felsefe1 arasında büyük fark vardır
-
Ed-Din naklîdir ve menşei bakımından aklî değildir, ancak aklada aykırı değildir.
-
Dinin kaynağı akıl değildir; AKIL DİN ÜRETMEZ, aklın inşaa ettiği din olamaz
-
İslam dini akıl dini değil ama akla hitab eder!!!
-
Dinin referansları (kaynakları) Kur’an ve Hadis, yani nakildir
-
Kur’an’da bir çok yerde düşünmekle ilgili bir çok ayet vardır: akledin, tefekkür, tefakkuh... ayrıca Kur’an’da aklın temelinin kalb’de olduğu ifade edilir (Franz Rosenthal bu konu hakkında detaylı bir çalışma yapmıştır.kendisi Yahudidir ve olay onun dikkatini çekmiştir çünkü bu Kur’an’a munhasır bir özellik. Kitab-ı Mukaddes’de yoktur bu özellik)
-
Felsefe ise aklîdir, filozofların akıl üreterek belirli sistem oluşturmalarından oluşan bir görüş...
Medeniyet:
-
Müslümanların tecrübelerin kümülasyonu/birikimidir
-
Bir medeniyetin olmazsa olmazı nelerdir?
Tefsir,Hadis,Fıkıh,Kelam
=bunların mevzuu NAKİL
Not:
-kavrama= insanın aklına gelen, zihni mana
-ıstılahi anlam= belirli çevrede/ilmi disiplinde kullanılan hususi anlam
-inançlarla ilgii farklılaşmalara FIRKA denir (Kelam)
-İbadet/dini uygulamada farklılaşmalara MEZHEB denir (Fıkıh)
Aklî ilimler:
العلوم العقلية \ العلوم الفلسفية \ العلوم الحكمية \ العلوم الدخيلية
-
Günümüzde İslam filozofları yok, bu yüzden de İslam felsefesi yok
-
Geriden bestlenmeden (tarihten) ileriye gidilemez...FEEDBACK... bir atlet nasıl koşu veya atlayış yapmadan önce birkaç adım geri atıyorsa, bizlerde islam felsefesini anlamak için geriye doğru adım atmalıyız
-
Filozoflar sayesinde islamî ilimler gelişmiştir, yani aklî ilimlerde ilerlemeler aslında naklî ilimlere yarar sağlamıştır
Akli ilimlere neden aklî ilim denmiştir? Çünkü yöntemi ve kaynakları (referansları) aklî olduğu için.- insan aklına ve performansına dayanır
-
Aklî ilimlerin gelişmesiyle İslam Medeniyetin gelişmesi birbiriyle irtibatlıdır
-
Kur’an inmeseydi yine aklî ilimler olurdu
Felsefe:
-
Phila= sevgi (el-Hub/mahabbe)
-
Sophia= hikmet/bilgi (el-Hikem)
-
Medenîleşme süreci tercüme faliyetleriyle ilerlemiştir. Müslümanlar yeni ilimlerle tanışmış oldu. Aklî terakki vuku buldu. Aklî terakki ile medenileşme süreci gerçekleşmiştir
İslam Felsefesi büyük ilimler birikimidir
İslam bilim tarihi yazmak isteyenler, İslam Felsefe tarihini bilmeli!!!
-
İslam Felsefesini iyi anlamak için tarihi iyi bilmemiz gerekir
-
Geçmişte olup bitenleri iyi analize edip günümüze aktarabilirsek, tekrar gözden geçirip göncel bilgilerimizle mazideki tecrübemizi meczederek, tarih geçmişte olup biten bir olay olarak değil, günümüze ve istikbaalimize faydalı hale gelir!
-
Medeniyet dinimiz değildir, bizim tecrübemizdir/Hafızamızdır ve bizim KİMLİĞİMİZİ (Benilğimizi) belirler. Aslımız, kökümüz medeniyetimizdir. Kökünü inkar etmek kimlik krızine yol açar. Mesela insan kendi dedesini eleştirebilir, her hareketi hoşuna gitmeyebilir, ancak bu Dedesini inkâr ediyor anlamına gelmezi o onun dedesidir!
-
GEMİŞİNİ BİLMEYEN GELECEĞİNİ BİLEMEZ
-
İslam felsefesi İslam Medeniyetinin bir tezahürüdür
Not:
Vak’a= olay; geçmişte olmuş bitmiş
Mesela: Sıffın ve Cemel vak’ası islam tarihinde vuku bulmuş bir vak’adır
Vâkıa= olgu; olmuş bitmiş diyemeyiz, etkileri hala devaam eder, süreklilik arz eder
Mesela: Hanefilik mezhebi bir vâkıadır
Hal’deki BEN’in kökleri (tecrübeleri) MAZİdedir. Mazi bize aittir, beğensekte, beğenmesekte.
-
Ancak geçmişteki olayları copy-paste tarzında, yani geçmişte olan olayın aynısı tekrar yaşamak maksadındaki “tarih tekerrürden ibarettir” sözü gibi algılayacak ve uygulayacak tarzda değil, geçmişten aldığımız tecrübelerimiz ve geleneklerimizi günümüz düşünce ve YENİ edindiğimiz tecrübelerle YENİDEN değerlendirip, bir nevi update-göncelleştirerek ele almamız ve isstikbalimize temel atmalıyız!
Yeniden,yenileme,yineleme,yeniden keşif,yeniden teşekkül
İstikbal:
-
Köklerimizle, irtibatımızı sağlayıp yeni birşey elde etmeye ulaşmak eastır. YENİDEN, YİNELEMEK, YENİLEME, YENİDEN KEŞFETMEK, YENİDEN TEŞEKKÜL
İslam Felsefesinin Doğuşu
Faktörler:
-
Kur’an:
-
En önemli faktör şüphesiz Kur’an-ı Kerim’dir
-
Kur’an olmasaydı müslümanlar olmazdı; müslümanlar olmasaydı İslam Medeniyeti ve onun bir tazahürü olan İslam Felsefesi olmazdı
-
Kur’an devamlı akletmeye yönelik emir ve tavsiyede bulunur 2(aklet, tefekkür, tefakkuh et ...)
-
Ayet = gösterge demektir. Yani Kur’an’ın gösterdiği yoldan git, oraya doğr yönel, ayet bize yolu gösterir, ama o gösterdiği yere BİZ (kendi imkanlarımız ve irademiz- aklımızla) gitmeliyiz. Gösterilen yolun gereğini yapmalıyız
-
Bizlerin entelektüel sorumluluklarımız var= Kur’an bize farz-ı kiyafe mahiyetinde entelektüel mükellefiyetler vermiştir aslında. Terakki için muhakkak derin tefakkuh eden , akıl üretenlere ihtiyaç var! Akıl var ve çalıştırılmıyorsa, bu büyük bir vebaldir. Bir toplumda derin düşünürlerin olması bir ihtiyaç ziyade zaruret
-
Kur’an’da aklın gerekliliğine vurgu yapılmakta, akıl çalıştırılmasın sonunda İMAN var, Yani akletmek iman öncesi başlar, imanla buluşur ve devam eder= sürekli iman etme gerekliliği vardır: يا أيها الذين آمنوا آمنوا
-
Aklın merkezi kalbtir. Aklın Kur’an’da diğer kullanımı kalbtir. Kalb sadece bir kan pompası değildir, aklın yeridir. O yüzde kalb ile akıl birbirinde ayrılamaz
-
İlim sahibi olanlar, ilim tahsil edeni akıllarını kullananlar ayrı tutulmuştur
قُلْ هَلْ يَسْتَوِي الَّذِينَ يَعْلَمُونَ وَالَّذِينَ لَا يَعْلَمُونَ إِنَّمَا يَتَذَكَّرُ أُوْلُوا الْأَلْبَابِ
De ki: “Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?” Ancak akıl sahipleri öğüt alırlar.
-
لَوْ كَانَ فِيهِمَا آلِهَةٌ إِلَّا اللَّهُ لَفَسَدَتَا فَسُبْحَانَ اللَّهِ رَبِّ الْعَرْشِ عَمَّا يَصِفُونَ Eğer ikisinde de (semada ve arzda), Allah'tan başka ilâhlar olsaydı, ikisi de (yer de, gök de) mutlaka fesada uğrardı. Arşın Rabbi Allah, onların vasıflandırdığı (isnat ettikleri) şeylerden münezzehtir.
=Bu ayet Delil getirmeye delalettir. Kur’an akıl üreterek delil getirmeye ve böylece tezatları izale etmek ve iman tazelemek için teşvik eder
-
Akla vurga yapılması sadece Kur’an’da vardır, diğer mukaddes kitaplarda yoktur
-
İslam medeniyeti nebevî ilkelerle doğmuş ve gelişmiştir. Medine çekirdek, Medeniyet ağaçtır
-
Sosyal ve Siyasal kutuplaşmalar
-
Artık nebevî tarih bitince siyasî tarih başlamıştır (iç savaşlar başlamıştır- sıffin, cemel, kerbela...)
-
İtidaki, fıkhî ve siyasî sorunlar zuhur etmiştir.
-
Kelam ilmini kuranlar Mu’tezileydi, onlara felsefede yapardırlar
-
Felsefe ile kelam baştan beri kolkola. Özellikle Gazzali ile birlikte bütün islamî ilimlere felsefe girmiştir
-
Kelam, Tasavvuf ve Felsefe İslamî Düşüncenin 3 temeli ve ayakta tutan unsurları.
Fetihlerle Kültürel Coğrafyanın Genişlemesi ve Felsefî Temaslar
-
Fetihler yeni görüşler ve akımlar getirmiştir islam topraklarına
-
İlk fetihlerle birlikte bu farklı akımlar ve görüşlerle müslümanlar karşı karşıya kalmıştır
-
İlk fetihler: Mısır, İran, Kudüs... = bunlar büyük medeniyetlerdir. Mesela İran medeniyeti aynı zamanda hint kültürünü içinde barındırır ve böylece fars kültürü ile birlikte hint kültürü de islam topraklarına girmiş oluyor
-
Not: Hellenist düşüncenin yayılması İskender Büyüğün katkısıyla olmuştur. İslam aleminde İskender büyük, Taberi’nin rivayetlerine göre Zülkarneyn olabilme olasılığı ile tanınır.
-
Müslümanlar Medeniyetlerini yeni akımların ve fikirlerin katılmasıyla genişlettiler.
-
Diğer medeniyetler gibi yapılmadı. İngiliz atasözündeki gibi (aslında alman asıllı atasözü) olmamıştır bizim medeniyette: "das Kind mit dem Bade ausschuetten" „throw the baby out with the bathwater“-„jeter le bébé avec l’eau du bain“
-
= müslümanlar böyle yapmadı. Önce çocuğu emniyete alıp sonra kirli suyu boşalttılar (İlhan Kutluer)
Tercüme Faaliyetlerin Profili
-
TERCÜME EDİLEN FİLOZOFLAR, BİLİM İNSANLARI, ŞARİHLER VE BAŞLICA ESERLER
-
Grek Hellenistik:
-
Platon: افلاطون
-
Politea3 (Devlet) كتاب السياسة
-
Timaios4 طمايوس
-
Phaidonفادن 5
-
Sophistes6 سفسطس
-
Nomoi7 (Yasalar) كتاب النواميس
-
Arisotales:
-
Organon 8 (Alet)
-
Physica
-
Ethica كتاب الاخلاق
-
De Anima (Ruh-Peri psyche)كتاب النفس
-
Metaphysica9ما بعد الطبيع
-
Yeni Eflatuncu Eserler ve Filozoflar:10
-
Plotinus11: Enneades denilen bir eserle meşhurdur. Hocası Mısırlıdır, hamaldır. ENNEADES (dokuzluklar) diye bir eser ortaya koymuştur.التساعات . Bu kitabın tamamı arapçaaya tercüme edilmemiştir. Plotinus, belli belirsizdir, müşahhas biri değildir. Enneades’in 4., 5. Ve 6. Kitaplarının telhisi (özeti) arapçaya tercüme edilmiştir= ESALOCYA (=Theologya) اثولوجيا
-
Bu eser yanlışlıkla Aristo’nun zannedilmiştir. Sözde- Aristo’ya nisbet edilen bir eserdir (Pseudo Aristotle)
-
Farabi bu kitabın Aristo tarafından yazılmadığına inanır ve şu eseri kaleme alır: الجمع بين رأيتي الحكمتين
-
Proclus: Tehologiaفي خير المخص “ saf hayır- iyilik” (hayır=tanrı)
-
Felsefe Tarihleri ve Hikmet Literatürü:
-
İslam Flozoflarının feylozofların görüşleri hakkındaki bilgileri felsefe tarihi kıtaplarından bulmuşlardır. En eski felsefe tarihi, Grekçe: “ Diogenes, Laertius”- Arapçaya çevrilmemiştir ama yinede çok teferruatlı bilgilere sahiptir
-
Milel ve Nihal = Felsefe tarihi ve Mezhepler (dinler) tarihi kitabı
-
Bilim İnsanları:
-
Öklit (Euclides): geometri (Elementare)
-
Plotemaios (Batlamyus): Astronomi. Arz merkezli alem tasavvurunu matamatiksel olarak ortaya koyandır. Kitabının SYNTAXİS MEGALE MATEMATİKE المجصطي
-
Bu eseri batılılar tekrar arapçasından tercüme ederler. Öünkü müslümanlar bunu hem eleştirmiş hem de geliştirmiştir. Batı buna önem veriyor ve hatta Kopernikus teorisinin temelini bundan oluşturur. Batılılar bunu “ALMAGEST” diye tercüme ederler
-
Hippokrates: بقراط (tıp) = bütün eserleri tercüme edilmiştir
-
Galenos: جالينوس (tıp) = bütün eserleri tercüme edilmiştir
-
Heron12 ve Archimedes13 = bunların bütün eserleri tercüme edilmiştir
-
Felsefe Şarihleri:
-
Filozoflardan sonra eserlerinin şerhleri ve şârihleride büyük önem taşır. Aristo’nun eserlerini mutlaka öğrencileri de şerh etmişlerdir. Bunları da tercüme etmişlerdir. Bunlardan en önemliler...
-
Theofrastos (platonun talebesi)
-
İskender el Afrodisi
-
Philoponnus 14 (Yahya en Nahvi – hıristiyan: Aristo’nun bütün eserlerini tercüme etmiş ve hıristiyanlığa aykırı olan görüşlerini eleştirmiştir)
-
Simplicius
Ab) Hint/İran:
Ab1) Hint:
-
Brahmagupta “sindhantalar”كتاب السندهند
-
Tıp kitapları tercümeleri
-
(İbnu’l Mukaffa tercüme etmiştir) كليلة و دينة
-
Asıl adı: “PANCATANTRA” (5 öğüt/kitap)
-
Bu kitap bir siyasetnamedir. Hayvan karakterleri aslında siyasi karakterleri simgeler
Ab2) İran:
-
Pehlevice’den (kadim farsçadan) Abdullah ibn Mukaffa tarafından tercüme edilmiştir
-
Abdullah İbn Mukaffa15’nın tercüme ettiği eserler:
-
Hüdaynâme
-
Âyinnâme
-
Kitâbu’l Mazdek
-
Fi sîret-i Enüşirvan
-
Cavidan Hıred (ezelî akıl)الحكمة الخالدة 16
İslam Felsefesi Hangi Anlamda Özgündür?
-
İslam Felsefesi’nin 2 işlemi vardır:
-
Yorumlayıcı: kendinden önceki filozifları ve tecrübeleri değerlendirip yeni bir şey ortaya koyarlar
-
Eleştirici: bu felsefe’ye daha uygun. Kendine özgün fikrini ortaya koyar
-
“Die Kritik der reinen Vernunft” (“saf aklın eleştirisi”) İmmanuel Kant’ın kendine özgün felsefesi/teorisidir. Ancak Descartes ve Hume olmasaydı Kant olmazdı. Batlamyus olmasaydı Kopernikus olmazdı... = her bir filozof muhakkak kendinden önceki tecrübeye dayanır, ondan etkilenir
-
İslam Felsefrsi daha çok yorumlayıcı olmuştur. Zaman zaman eleştirelde yaklaşımlarda bulunmuştur. Hiçbir zaman körükörüne kopyalama usulü yaklaşmamıştır Farabi’ye muallimu’s Sani deriz, öncesinden Aristo, ilk muallmim olarak bildiğimiz ve bir nevi benimsemiş olduğumuzu gösterir
-
Bizim filozoflar özgün birşeyler ortaya koyuş olmasalardı, eserler neden (tekrar) arapçadan çevrilmiştir (latinceye tercüme edilmiştir?) Kinid- el Kindus, İbn Sina-Avicenna, İbn Rüşd-Averroes olarak latinise edilmiştir isimleri. Binaenaleyh, İslam Felsefesi özgündür!
-
Aristo dahi boşluktan, sıfırdan doğmamıştır, kendinden öncekilerden, tecrübelerden vs yararlanmıştır.
-
İlhan Kutuluer: “ Bazıları İslam Felsefesi diye bişey yoktur derler. Halbuki İslam Felsefesi vardır ve kendine özgündür. Felsefe cins, islam fasıldır. İslam medeniyeti olarak vardır .İslam medeniyeti çerçevesi bakımında özgündür. TEOLOJİSİZ FELSEFE, FELSEFESİZ TEOLOJİ OLMAZ. İslam Medeniyeti hangi bakımdan özgünse, İslam felsefeside o bakımdan özgündür. Güçlü bir birikim söz konusudur.”
Ebu Yusuf bin İshak el- KİNDÎ (866?870?) الكندي
-
İlk islam filozofudur
-
Kendisi bir asilzâde, Kinde kabilesine mensubtur,
-krallık kurmuş ve aristokratlardan oluşan bir kabile
-
Kûfe’de doğmuş büyümüş, gençliğini Basra’da geçirmiştir
-
Me’nun, Mu’tasım, Vâsık, bu üç halifenin dönemlerinde yaşamıştır ve itibar görmüştür
-
Bazı kaynaklara göre Kindî’de tercüme faaliyetlerinde yer almıştır. Bu önemlidir, çünkü tercüme faaliyetlerinde bulunanlar, İbnu’l Mukaffa müstesna hayri müslümdir. Cevap: Kindî aslında tercüme etmemiştir, kendisi grekçe bilmezdi. Ancak kendisi tercüme faaliyetlerine destek vermiştir. Hem eser tercüme ettirmiş hemde ıslah etmiştir! Plotinus’un eseri Esalojya’sını ıslah etmiştir. Bu yüzden ismi tercüme faaliyetleri çerçevesinde zikredilmektedir. Bir mütercim olarak değil EDİTÖR olarak (ekleme/ıslah etme, kitap getirtme ve derleme...)
-
Bazıları Kindî’nin mu’tezilî kelmacı olduğunu iddia eder17. Ne zaman mu’tezilenin konumu düştü, Kindî’nin konumu da o şekilde düştü denilir. Ancak Kindî kelamcı değil bir filozofdur. Kindî’nin lakabi “ arap feylosofu”dur الفيلسوف العرب Ozamanlarda (şimdi nasıl türk denildiğinde müslüman kastediliyorsa) arap denildiğinde müslüman anlaşılıyordu. İslam kültüründeki algı, Kindî’nin filozof olduğuna dairdir. Sicistaninin onun hakkındaki sözü: “ilk islam filozofu”
اول ما تفلسف في الاسلام . Ayrıca “tabakâtul-mutezile” de Kindî’nin adı geçmez. Hatta Mu’tezile ile arası iyi değildi. Açıkça filozofların yöntemini benimsemiştir. Halife’ye şu yakarışta bulunmuştur: “ Ey Halife, beni bu DİN TACİRLERİNDEN kurtar, kendilerini yegâne düşünür olarak gören ve bütün kürsülere (devlet kadrolarına) nüfüz eden ve oları doldurmuş olanlardan koru...” = yani burada beni Mu’tezile’den kuratr demek istiyor.18
-
Muhammed Ebû Ride, mısırlı islam felsefeci “Resâilu’l Kindî” رساءل الكندي الفلسفة adlı eseri yazmıştır. Mahmut Kaya’da bu eseri tercüme etmiştir.
ESERLERİ:
-
الرسالة في الفلسفة الاولى:
-
İlk felsefe anlamında. Aslında “metafizik hakkında” demektir. Kindî’nin en geniş eseri. Halife Mu’tasıma takdim etmiştir.
-
الرسالة في حدود الاشياء و رسومها:
-
Hatler19 ve resimler20 arasından fark büyüktür. “Eşyanın hududu ve rusumu”. Yani aslında “Felsefe terimleri sözlüğü” diye serbest tercüme ile isimlendirebilirz
-
الرسالة في الفاعل الاول الخلق التام و الفاعل الناقص الذي هو المجاز:
-
“ilk gerçek kusursuz noksansız fail ile, ancak mecazen eksik olan fail hakkında”. Fail= etkin sebep. Allah tam mutlak, ilk sebep ile evren/kozmoz nakısdır. Alemdeki sbepliğin varlığını görerek, kabul ederek ilk sebebe ulaşma...
-
الرسالة في وحدانية الله و تناهي جرم العالم:
-
“Allah’ın birliğine ve alemin cisminin sonluğuna dair”
-
الرسالة في الابانة عن سجود الجرم الاقصى:
-
Gök cisimlerinin secde edilişinin açıklaması (الابانة). Halife’nin oğluna ithaf edilmiştir. Kindî Halifenin oğlu Ahmet’in özel hocasıydı ve onun özel sorusuna cevap vermek üzere yazmış olduğu eserdir. Ahmet وَالنَّجْمُ وَالشَّجَرُ يَسْجُدَانِ ayeti kerimeyi anlamamıştır. Nasıl olurda insan dışı birşey secde edebilir? Onun bu soruna cevab niteliğinde olan bu eserde Kindî secdenin aslında itaat anlamında olduğunu söyler. BU İLK FELSEFÎ KURAN YORUMUDUR!!!
-
الرسالة في كمية كتب ارسطوطاليس:
-
“Aristo kitaplarının sayımı hakkında”. Aristo kitaplarını tektek ele alır ve sunar. Hangi sıralamaya göre okuma gerektiğini söyler. Bir nevi ders proğramı ve Aristo’nun eserlerinin tanıtımıdır. العلم الالهي و العلم الانسي diye bir bab açar ve vahyin beşeri ilimden daha üstün olduğunu ispatlar
-
الرسالة في الحيلة لدفع الاحزان:
-
“üzüntüleri defetme yolları hakkında”
-
الرسالة في ماءية21 النوم و الرؤيا:
-
“Uyku ve rüyanın mahiyeti hakkında”. Uykunun psikolojik ve metafizik yorumu
-
الرسالة في النفس:
-
Nefs= Ruh demektir22, de anima
-
الرسالة في العقل:
-
Gayri cismanî bir cevher ki ruhun merkezindedir. Hem metafiziği hemde fiziğe açık.
KİNDÎ’nin Felsefesi:
-
Felsefe terimlerden oluşur, terimler çok önemlidir! Kindî birkaç farklı kelime kullanmıştır:
Felsefesi:
Kindî’ye göre...
-
Felsefe kümülatifdir (birikimsel):
-
Kendinden ÖNCEKİ BİRİKİME karşı SAYGILI
-
Kendinden öncekş birikimin içinde herşeyin doğru olmadığını bilir- nisbi ELEŞTİREL bir yaklaşım sergiler
-
Kendi kültüe ve dilinde ona ÖZGÜN KATKI vermeye çalışır
-
Felsefe aklî kanıta (burhana) dayanır
-
Kesin bilgiye ulaşma isteği vardır. Aklî boyutta kesin bilgi elde etme arzusu var
-
Felsefe Din ile uyumludur:
-
Akıl ile nakil çatışması olmaz. Tam bir uyum vardır. Akıldan bağımsız nakil yoktur! Akıl nakil ilişkisini iyi bilmek lazım. Nakil akla hitab eder, akıl nassı algılar. İkisi eşit seviyededir:
-
Felsefe yapmak dinen vaciptir (entellektüel ödevdir):
-
Felsefe yapmak, derin düşünceye sahip olmak dini bir vecibedir (farz-ı kifayedir). Bir toplumda muhakkak derin düşünce sahibi olanların bulunması lazım. Kur’an “akletmiyor musunuz”, tefekkür etmek, düşünmek, tefakkuh gibi kelimeleri- aklı kullanmaya teşvik. Birçok kurân ayetlerinde akıl sahiplerine sesleniş var.
-
Din (Kur’an) mantıkî i’caz ihitva eder:
-
Kur’an’da sadece edebi i’cazlık yok, özellikle mantıkî i’cazlık vardır. Kindî şu ayeti örnek vererekten kuranda muhteşem bir mantıkî çözüm yolu ve delillendirmenin olduğunu gösterir. قَالَ مَنْ يُحْيِي الْعِظَامَ وَهِيَ رَمِيمٌ
Kindî’nin metafiziği:
“cismani alem ezelî olamaz” – yani bir başlangıçı olmalı. Bu yöntemin adı “ olmayana ergi”/”muhale irca” / “reductio ad absurdum” قياس الخلف
Cismani alemin neden ezelî olmadığını cisim, hareket ve zaman kavramları ışığında delillendirir
-
Cisim (açısından istidlâl): farz- muhal “cismanî alem ezelî/sonsuzdur”
Sonsuz ˃sonsuz
olamaz
Muhaldir
VARSAYIM GEÇERSİZDİR. VARSAYIMLA ÇELİŞİYOR
-
Sonlulardan oluşan alem sonsuz olabilir mi?
-
Kindî argümanını geliştirirken matematiksel kanıtlama yöntemini kullanır (burhan’dan kasıtta bu)
-
“cismani alem sonsuz şeylerden oluşsa, biz o sonsuzlardan bir bölümü çıkarsak ne olur???
SONLU PARÇALARIN SONSUZ DİZİLİMİ OLAMAZ. TESELSÜL İLE GAYRİ NİHAYE BATILDIR.
=Kindî matematiği metafiziğe tatbik ediyor
-
Hareket (açısından istidlâl): farz-ı muhal “alem ve hareket ayri tasavvur edebilinir ve alem önce sakin, sonra teharrük etti”
-
Hareket alemin lazımıdır. Alem varsa hareket var. Hareket varsa alem var.
Varsayım:
Varsayımla çelişir
Gözleme aykırı
Ezelî kavramıyla çelişir
Bu zaten bir hareket. Oluş ve varoluş hareketle olmuştur.
Alem: Yok,yok,yok,yok,yok var,var,var,var,var,var
ADEM VUCÛT
Kindî: “EZELÎ DEĞİŞMEZ, ZEVAL BULMAZ”
Geçerli olan: Alemin başlangıcı var, başladığı anda hareket var. Alem varsa hareket, hareket varsa alem var.
an
an
an
an
an
an
an
ZAMAN (açısından istidlâl): farz-ı muhal “zaman hareketin ölçüsüdür”/”zaman hareketin bağımlı değişimidir”الزمان عدد الحركة . “sonlu anlar sonsuz bir zincir oluşturur”
Sonlu halkalar
-
Hareket yoksa zamada yoktur. Hareketle zaman ayrı düşünülemez
-
SONSUZ OLAMAZ, ÇÜNKÜ HALKALARIN HER BİRİ SONLUDUR. HER HALKANIN BAŞLANGICI OLDUĞU İÇİN BAŞLANGIÇLİ BİRŞEY OLMUŞ OLUR. SONSUZA İSE ULAŞAMAYIZ.
-
EĞER ZAMAN SONSUZ OLSAYDI ONU KATEDEMEZDİK (Zenon ve kaplumbağ örneğindeki gibi olurdu)
= TESELSÜL İLE GAYRİ NİHAYE BATILDIR
ti-entertainment.com
Dostları ilə paylaş: |