191-qqAKL-I EVVEL ÄÅ—~ ¬uT2 : Batıda Yeni Eflatuncu, doğuda Meşşaiye ve İşrakiye felsefelerine göre “İlk Akıl”, teselsül tabiri ile müessiriyetini iddia ettikleri sebeblerden birincisidir. Bunun neticesi, şirke gider. Güya, Akl-ı Evvel Allah’dan sudûr edip bundan ikinci akıl, ikincisinden üçüncü akıl.. ve böylece “Ukul-ü Aşere” dedikleri on akıl birbirinden türemiş diye tevehhüm ederek dalâlete gitmişlerdir. (Bak: Ta’til)
Halbuki «Nübüvvetin tevhid-i İlahî hakkındaki netaic-i âliyesinden ve düstur-u galiyesinden ¬f¬&~«Y²7~¬w«2 Ŭ~ ‡f²M«< « f¬&~«Y²7«~ yani “her birliği bulunan, yalnız birden sudûr edecektir. Madem herşeyde ve bütün eşyada bir birlik var, demek birtek zatın icadıdır” diye olan, tevhidkarâne düsturu nerede? Eski felsefenin bir düstur-u itikadiyesinden olan y²X«2‡f²M«<«f¬&~«Y²7«~
f¬&~«Y²7~ Ŭ~ “Birden, bir sudûr eder” yani, “bir zattan, bizzat birtek sudûr edebilir. Sair şeyler, vasıtalar vasıtasıyla ondan sudûr eder” diye Ganiyy-i Alel’ıtlak ve Kadir-i Mutlak’ı âciz vesaite muhtaç göstererek, bütün esbaba ve vesaite rububiyyette bir nevi şirket verip Halık-ı Zülcelale “Akl-ı Evvel” namında bir mahluku verip adeta sair mülkünü esbaba ve vesaite taksim ederek bir şirk-i azîme yol açan, şirk-âlud ve dalâlet-pişe o felsefenin düsturu nerede?.. Hükemanın yüksek kısmı olan İşrakiyyun böyle haltetseler; Maddiyyun, Tabiiyyun gibi aşağı kısımları ne kadar haltedeceklerini kıyas edebilirsin.» (S.542) (Bak: 1819,1820.p.lar)
Dostları ilə paylaş: |