İzmir Milletvekili Oktay Vural ve 21 milletvekilinin, İzmir'deki deprem riskinin araştırılarak deprem yönetiminde alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/254)
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
İzmir'de yaşanabilecek muhtemel bir deprem felaketi öncesinde depremin etkilerini en aza indirebilmek için alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Anayasanın 98 inci, TBMM içtüzüğünün 104 ve 105 inci maddeleri gereğince Meclis Araştırma Komisyonu kurulmasını arz ve teklif ederiz.
1) Oktay Vural (İzmir)
2) Hasan Özdemir (Gaziantep)
3) Kamil Erdal Sipahi (İzmir)
4) Şenol Bal (İzmir)
5) Ahmet Kenan Tanrıkulu (İzmir)
6) Kemalettin Nalcı (Tekirdağ)
7) Mehmet Ekici (Yozgat)
8) Erkan Akçay (Manisa)
9) Akif Akkuş (Mersin)
10) Kadir Ural (Mersin)
11) Süleyman Nevzat Korkmaz (Isparta)
12) Necati Özensoy (Bursa)
13) Durmuşali Torlak (İstanbul)
14) Beytullah Asil (Eskişehir)
15) Hamza Hamit Homriş (Bursa)
16) Yılmaz Tankut (Adana)
17) Alim Işık (Kütahya)
18) Hüseyin Yıldız (Antalya)
19) Mithat Melen (İstanbul)
20) Metin Çobanoğlu (Kırşehir)
21) Emin Haluk Ayhan (Denizli)
22) Muharrem Varlı (Adana)
Gerekçe
Dünyada birçok bölge coğrafi ve jeolojik yapısı nedeniyle tarih boyunca can ve mal kaybına yol açan büyük doğal afetlere uğramıştır. Ülkemiz coğrafi ve jeolojik yapısı bakımından olası büyük doğal afetlere her zaman açıktır. Tarih boyunca yaşanan afetler bunun göstergesidir.
Anadolu Plakasının batıya doğru hareketinin Kuzey-Güney doğrultulu açılmaya dönüştüğü Batı Anadolu'da, İzmir ve çevresi sahip olduğu karmaşık fay sistemleri içerisinde depremselliği yüksek bir bölgedir. Özellikle Seferihisar-Sığacık Körfezleri, Urla, Karaburun Açıkları ve Sakız Adası civarı, yoğun deprem etkinliğiyle dikkat çeken yerleşim birimleridir. İzmir birinci derece deprem bölgesi içerisinde yer almaktadır. 1900 yılından günümüze değin İzmir ve yakın çevresinde meydana gelen aletsel büyüklüğü M>4.0 üzeri 589 adet deprem meydana gelmiştir.
Bir kentin gelişmesi; Kentin bütününe ve içinde bulunduğu bölgeye yönelik olarak alınan dışsal kararlar bu olguları doğrudan etkileyebilmektedir. Örneğin, 50'li yıllardan beri siyasal iktidarların ülke genelinde uyguladıkları politikalar; iktisadi ve toplumsal olmaktan çok, siyasal popülizmin ürünü olarak verilen ya da verilmeyen kimi kararlar, birçok kentimiz gibi İzmir'in de hızla sağlıksız kentleşmesine yol açmıştır.
Hızla artan nüfusun getirdiği baskılar siyasal beklentilerle birleşince, bir yandan planlı gelişme kaygısından ve plan bütünlüğü kavramından uzak kararlarla artırılan imar haklarıyla kentin egemen yapılaşma karakteri bozulmuş; her yana doğru denetimsiz biçimde yayılmıştır.
Kamu binalarının depreme karşı daha dayanıksız olduğu daha önceki deprem tecrübelerimizden görülmektedir. Özellikle okul inşaatları, hastane inşaatları gibi kamu binaları yoğun iş gören binalardır. Büyük insan potansiyeline sahip bu binaların depreme dayanıklı inşa edilmesi gerekmektedir.
Akılcı yaşam biçimi, yaşanan sorunlara kalıcı çözümler üretmek; aynı sorunu defalarca yaşamamak; çıkması muhtemel sorunları önceden görmek ve engellemek demektir.
Deprem riskiyle karşı karşıya olan İzmir'de deprem riskinin tespiti, risklerin yönetimi, alınması gereken tedbirler ve bu konuda yapılmış çalışmaların tespit edilmesi gerekmektedir.
Devletin bu konuda yaptığı hazırlıklar hakkında milletimizin sağlıklı bilgiye ihtiyacı vardır.
Yukarıda belirtilen nedenlerle, İzmir'de deprem konusunda gerekli araştırmaların yapılarak, alınabilecek tedbirlerin, çözüm önerilerinin belirlenmesi ve depreme karşı yapıların dayanıklılığı konusunda tespitlerin yapılması amacıyla, bir meclis araştırması açılması yerinde olacaktır.
Dostları ilə paylaş: |