KAPALI YERLEŞMELER
Dünya’da ve Türkiye’de oluşum süreci
HAZIRLAYANLAR:
KÜBRA SÖZER
DİLAN KARAHAN
Kaynaklar ;
İstanbul’da Kentsel Ayrışma(Hatice Kurtuluş)
Mostar Dergisi(Refahın Yeni Mekansal Temsilleri)
Aykut Köksal’ın Yitirilen Güvenlik Duygusu ve Kapalı yerleşmeler makalesi
Uludağ Üniversitesi Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi Dergisi(Bursa’da kapalı yerleşimlerin oluşum süreci ve sınıflandırılması) H.Özge Tümer –Neslihan Dostoğlu
KAPALI YERLEŞMELER
Endüstri Devrimi ile 20.yy da küreselleşme ile birlikte toplumda ekonomik,sosyal,kültürel farklılaşma ile oluşan parçalanma ve soyutlanma günümüzde tüm ortak kamusal alanları yok ederek birbirinden ve geleneksel kent dokusundan kopmasına neden olmuştur.Bu kopuşun ve ayrışmanın mekansal yansıması olarak banliyöleşme eğiliminin parçası olan dışa kapalı konut yerleşmeleri karşımıza çıkmaktadır.
Dışa kapalı konut yerleşmeleri duvarlar,parmaklıklar veya banliyölerle çevrelenmiş,kamuya açık olmayan güvenlik sistemleri ile korunan kendi özel yönetimi tarafından idare edilen yerleşmelerdir.Ayrıca kapalı cemaatler,refah adacıkları,kapalı adacıklar,kurtarılmış adacıklar,korunaklı yerleşmeler gibi sıfatlarla da tabir edilen yerleşmelerdir.
Dışa kapalı konut yerleşmeleri ile ayrışan kent parçaları arasında çizgi kalınlaşmış giderek artan kutuplaşma ile varsıl ve yoksul arasında gerçek yada sembolik duvarlar inşa edilmiştir.Bu tarz yerleşimler temel özellikleri ile kent planlamasında uzun zamandır yer alıyordu ancak bu yeni yerleşim biçimi modern kapitalist kentin orta sınıf alt kentlerinden farklılaşan yeni bir alt kentleşme yaratmaktadır.Farkı ise kamuya kapalılık ve bunu nedenlediği öne sürülen artan güvenlik ihtiyacıdır.
Üst ve orta gelir gruplarına hitap edilen bu yerleşmelerin ortaya çıkardığı mekansal bölünmeler topluma yansımış,modern kent özelliklerini belirleyici unsur olmaya başlamıştır.Ulaşım ve iletişim imkanlarının gelişmesi de üst ve orta gelir gruplarını kentin geri kalanlarından ayrılmasını kolaylaştırmıştır.Bu imkanlar kullanıcının günlük hayatını kolaylaştırırken içe kapanma sürecinin başlamasına neden olmuştur.
Modern kent planlaması ve kent yönetiminde bu yerleşmeleri ele alırsak kamuya kapalı,kent yönetiminden bağımsız ve özel ortak mülkiyete dayalı özelleştirilmiş kent arazisi üzerine inşa edilen bu adacıklar köklü bir dönüşüme işarettir.Bu kapalı yerleşimler modern kentin dayandığı politik ve ideolojik temelleri sarsıyor çünkü,modern kent toplumsal sınıfların kentsel mekandaki temasını sağlayan açık kamusal mekanları ve vatandaşlık ortak aidiyeti çerçevesinde farklı sınıfları içerisinde barındırmaktaydı.Ancak kapalı yerleşimler kapalı konut alanları,yerleşmeye ait alışveriş ve eğlence merkezleri ile vatandaşlık ortak aidiyet yerine sınıfsal aidiyetlere bırakıyor, bu da toplumsal ayrışmayı ve ötekileştirmeyi derinleştiriyor.
Ayrıca özelleştirilmiş arazi içindeki yarı özerk yerleşmeler bazı kamusal hizmetler bakımından kent yönetimine bağlı olmak zorundadırlar.Kapalı yerleşim içinde işlenen suçlara kamu polisinin müdahale etmesi buna bir örnektir.Bu durumda özerklik,mülkiyete bağlı olarak arazinin kamuya kapatılması çevre düzeni ve iç güvenliğin sağlanmasının ötesine geçemiyor.
Bu kapalı yerleşim biçimi derinleşen güvenlik ihtiyacı sonucuymuş gibi görünse de kentsel mekanın sert bir biçimde sınıflara göre ayrışmasına neden olmakla birlikte çok daha geniş bir arka planı bulunuyor.Sadece güvenlik ihtiyacından değil yeni sınıfsal statülerin yaşam tarzı yoluyla temsili ihtiyacından kaynaklanıyor.
Neo-liberal ekonomi ve küresel akışlar sayesinde farklı ülkelerde aynı marka yapı malzemesi ve benzeri mimari tasarımlarla inşa edilen kapalı yerleşmelerde yer alan konutlar,potansiyel müşterileri olan kentli,yükselen sınflara uygun sloganlarla pazarlanıyor.Bu slogandaki temel vurgu bir konut satın almanın aynı zamanda seçkin bir cemaatin üyesi olmak ve bir yaşam tarzı satın almak anlamına geldiğine yöneliktir.
Kapalı yerleşmeleri,kent ve yerleşme ölçeğinde ele aldığımızda bir çok avantaj ve dezavantaj olduğu görülmektedir.Yüksek yaşam kalitesi,kolay mahremiyet ve güvenliği sağlayabilme,bir topluluğa ait olma duygusunun oluşması,sosyal aktivite olanakları ve çocuklar için uygun oyun alanlarının oluşması gibi avantajlarının yanı sıra yalnızlaşma kent yaşamındaki heterojenliğin yok olması kutuplaşmaların oluşması kamusal alanların giderek azalması ve bunun sonucu olarak özellikle çocukların kaynaşamaması,acil durumlarda itfaiye,ambulans gibi araçların ulaşım süresi ve yerleşmeye girişindeki problemler gibi dezavantajları da bulunmaktadır.Sağladığı avantajlar çoğunlukla yerleşme sakinlerini etkilerken,oluşturduğu dezavantajlar kent bütününün fiziksel ve sosyal durumuna yönelik etkilerde bulunmaktadır.
Bu yerleşmelerin tamamı aynı nitelikte değildir,bazen yüksek bloklardan oluşan daha fazla kapasiteli bazen de müstakil evlerden oluşan daha az nüsusa sahip olabilir.
TÜRKİYE’DE KAPALI YERLEŞİMİN GELİŞİMİ
Ekonomideki küresel ve ulusal liberalizasyon Türkiye’nin ekonomik,politik ve sosyal yapısında önemli değişimlere neden olmuştur.Bu dönüşümün mekansal etkileri ise metropolitan alanlar başta olmak üzere hızla ortaya çıkmaya başlamıştır.
Türkiye’de ki kapalı yerleşimler ilk olarak İstanbul’da ve özellikle 1990’ların sonlarında hızla çoğalmaya başlamıştır.Bu yıllar Türkiye’de üst ve orta sınıfların küresel yeni tüketim kültürüyle bütünleşmeye başladığı zamana denk gelmektedir.Diğer bir deyişle,yeni ekonomi politikaları sayesinde maddi sermayesini arttırabilen kentli seçkinler,kültürel sermayelerini de kendi sınıflarını küresel tüketim sembolleri ile tanımlamaya çalışmaktadır.Yani kapalı yerleşimler küresel tüketim kültürünün yeni sembollerinden biri olmuştur.
Türkiye’de kentin üst sınıfları alt sınıflardan ve yoksulluğun yansıdığı kamusal alanlardan uzaklaşmak istemini, dünyada olduğu gibi,güvenlik söylemi ile meşru bir zemine oturtmak çabasındadır.Ancak Türkiye’de, dünyada kapalı yerleşmelerin görüldüğü diğer ülkeler kadar kentsel gerilim ve şiddetin fazla olmadığı görülmektedir.Bu nedenle Türkiye’de belirgin olarak küresel tüketim kültürüyle bütünleşme isteğinin yarattığı konut talebini kapalı yerleşimler karşılamaktadır.
Üç tip kapalı yerleşim vardır.Birinci tip,yeni orta sınıfa hitap eden dışa kapalılığın çok sert olmadığı modern apartman bloklarından oluşan aynı zamanda müstakil evleri barındıran kapalı yerleşimdir.İkinci tip,yeni zenginlerin coğrafi prestij alanlarında ortaya çıkan lüx ve gösterişli apartman blokları ve villalardan oluşan hastane,okul gibi kamusal hizmetleri dışarıdan alan katı güvenlik uygulaması olmadığı yerleşimlerdir.Üçüncü tip,en üst gelir grubuna mensup insanların bulunduğu,çok katı güvenlik sisteminin olduğu,diğerlerine göre az sayıda bulunan villa,köşk ve konaklardan oluşan kapalı yerleşim biçimidir.
Türkiye’de kapalı konut alanlarının bazı örneklerine bakacak olursak;
İSTANBUL’DA BEYKOZ KONAKLARI ÖRNEĞİ
Beykoz Konakları üçüncü tip kapalı yerleşimi gösteriyor.Beykoz konakları projesi,araziyi satın alan iki yatırımcının sınıfsal ve kültürel kimliklerini temsil eden bir mimari anlayışla kurgulanmıştır.Lüx konut üretiminde küresel eğilimi belirleyen yeni geleneksel mimari anlayışla da bütünleşen bu kurgu,projeyi üstlenen inşaat şirketinin reklam ve tanıtım ofisi tarafından hedef kitleye yani İstanbul’un yeni seçkinlerine çarpıcı bir satış kampanyası ile sunulmuştur.
Beykoz konaklarının ve Dünya’da ki benzerlerinin başlıca ortak özellikleri;
-Arazinin tarihsel olarak soylu bir sınıfla bağlantısının olması
-Kentin yoksullarından mesafe ve ulaşılırlık açısından uzak olması
- Özel güvenlik birimleri ile korunan kapılar,yüksek duvarlar,girişlerin kameralar ile denetlenmesi gibi güvenlik önlemlerinin bulunması
- Tanınmış mimarlık şirketleri tarafından tasarlanmış ve çevre düzeninin profesyonel ekipler tarafından yapılması
- Seçkin eğitim ve sosyal aktivite merkezleri bulunması
Beykoz konaklarının oluşumunun bazı olumsuz etkileri de mevcuttur;arazi içerisinde kalan tarihi ağaçlar yok edilerek yerine yenileri dikilmiştir,kamuya açık tarihi av köşkü konak sahipleri için özelleşmiş ve bir kulübe dönüştürülmüş ve tarihi at ahırı özelleşerek kamuya kapatılmıştır.
İstanbul’da bunun dışında kapalı konut yerleşimine örnek;kemer country,Acarkent,Bahçeşehir
İzmir’den örnek;Folkart(Narlıdere),Mavişehir,Megapol Urla Evleri
Bursa’dan örnek;Altınşehir,Ergin Evler,Dikencik Country,Akman-l,Çağrışan sitesi,Korupark,Saygınkent’dir.
Dostları ilə paylaş: |