Kasas Suresi (28/88)



Yüklə 1,39 Mb.
səhifə1/43
tarix09.01.2022
ölçüsü1,39 Mb.
#93546
  1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   43

Kasas Suresi (28/88)




بِسْمِ
adıyla

اللَّهِ
Allah\ın

الرَّحْمَٰنِ
Rahman

الرَّحِيمِ
Rahim



Türkçe Transcript (*)

Bismi(A)llâhi-rrahmâni-rrahîm(i)

Ali Bulaç Meali

Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla.

Abdullah Parlıyan meali

Dünyada herkesi, ahirette sadece mü'minleri rahmetine alan Allah adına. *

Edip Yüksel Meali

Rahman ve Rahim ALLAH'ın ismiyle. *

Elmalılı Hamdi Yazır Meali

Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın ismiyle.

Süleyman Ateş Meali

Rahman ve Rahim Allah'ın adıyla

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Rahman ve Rahîm Allah'ın adıyla...

Yusuf Ali (English)

Inthe name of Allah, MostGracious, MostMerciful(19). *

M. Pickthall (English)

Inthe name of Allah, theBeneficent, theMerciful

Kasas Suresi
1


طٰسٓمٓۜ

Ta sin mim





Türkçe Transcript (*)

Tâ-Sîn-Mîm

Ali Bulaç Meali

Ta, Sin, Mim.

Edip Yüksel Meali

TT. S. M. *

Elmalılı Hamdi Yazır Meali

Tâ, Sîn, Mîm.

Süleyman Ateş Meali

Ta sin mim.

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Tâ, Sîn, Mîm.

Yusuf Ali (English)

Ta. Sin. Mim.(3326) *

M. Pickthall (English)

Ta. Sin. Mim.

Kasas Suresi
2


تِلْكَ

şunlar


اٰيَاتُ

ayetleridir



الْكِتَابِ

Kitabın


الْمُب۪ينِ

apaçık




Türkçe Transcript (*)

Tilke âyâtu-lkitâbi-lmubîn(i)

Ali Bulaç Meali

Bunlar, apaçık Kitabın ayetleridir.

Edip Yüksel Meali

Bu (harf) ler bu apaçık Kitabın mucizeleridir.

Elmalılı Hamdi Yazır Meali

Bunlar, apaçık kitabın âyetleridir.

Süleyman Ateş Meali

Şunlar, o apaçık Kitabın ayetleridir.

Yaşar Nuri Öztürk Meali

İşte sana, açık-seçik beyanda bulunan Kitap'ın ayetleri.

Yusuf Ali (English)

These are Verses of the Book that makes (things) clear.(3327) *

M. Pickthall (English)

These are revelations of the Scripture that maketh plain.

Kasas Suresi
3


نَتْلُوا

okuyacağız



عَلَيْكَ

sana


مِنْ

bir parçayı



نَبَأِ

haberinden



مُوسٰى

Musa


وَفِرْعَوْنَ

ve Fir\avn\ın



بِالْحَقِّ

gerçek olarak



لِقَوْمٍ

bir toplum için



يُؤْمِنُونَ

inanan













Türkçe Transcript (*)

Netlû ‘aleyke min nebe-i mûsâ ve fir’avne bilhakki likavmin yu/minûn(e)

Ali Bulaç Meali

Mü'min olan bir kavim için hak olmak üzere, Musa ve Firavun'un haberinden (bir bölümünü) sana okuyacağız.

Edip Yüksel Meali

İnanan bir toplum için, Musa ile Firavun'un bir kısım haberini sana doğru olarak anlatmaktayız.

Elmalılı Hamdi Yazır Meali

İman edecek bir kavim için Musa ile Firavun'un haberlerinden bir kısmını sana dosdoğru okuyacağız.

Süleyman Ateş Meali

İnanan bir toplum için Musa ile Fir'avn'ın haberinden bir parçayı, gerçek olarak sana okuyacağız:

Yaşar Nuri Öztürk Meali

İman edecek bir toplum için, Mûsa ve Firavun'un haberinden bir kısmını sana hak olarak okuyacağız.

Yusuf Ali (English)

We rehearse to thee some of the story of Moses and Pharaoh in Truth, for people who believe.(3328) *

M. Pickthall (English)

We narrate unto thee (somewhat) of the story of Moses and Pharaoh with truth, for folk who believe.

Kasas Suresi
4


اِنَّ

şüphesiz


فِرْعَوْنَ

Fir\avn


عَلَا

ululandı (zorbalığa kalktı)



فِي الْاَرْضِ

yeryüzünde



وَجَعَلَ

böldü


اَهْلَهَا

halkını


شِيَعاً

çeşitli gruplara



يَسْتَضْعِفُ

eziyordu


طَٓائِفَةً

bir zümreyi (İsrail oğullarını)



مِنْهُمْ

onlardan


يُذَبِّـحُ

kesiyordu



اَبْنَٓاءَهُمْ

oğullarını



وَيَسْتَحْـي۪

sağ bırakıyordu



نِسَٓاءَهُمْۜ

kadınlarını



اِنَّهُ

çünkü o


كَانَ

idi


مِنَ الْمُفْسِد۪ينَ

bozgunculardan








Türkçe Transcript (*)

İnne fir’avne ‘alâ fî-l-ardi vece’ale ehlehâ şiye’an yestad’ifu tâ-ifeten minhum yużebbihu ebnâehum veyestahyî nisâehum(c) innehu kâne mine-lmufsidîn(e)

Ali Bulaç Meali

Gerçek şu ki, Firavun yeryüzünde (Mısır'da) büyüklenmiş ve oranın halkını birtakım fırkalara ayırıp bölmüştü; onlardan bir bölümünü güçten düşürüyor, erkek çocuklarını boğazlayıp kadınlarını diri bırakıyordu. Çünkü o, bozgunculardandı.

Edip Yüksel Meali

Firavun yeryüzünde despotça davrandı. Halkını sınıflara ayırıp onlardan bir grubu ezip sömürüyor, kızlarını yaşatıp oğullarını kesiyordu. O, bir bozguncu idi.

Elmalılı Hamdi Yazır Meali

Çünkü Firavun, (Mısır) toprağında gerçekten azmış, halkını parça parça etmişti. Onlardan bir zümreyi güçsüz buluyor, bunların oğullarını boğazlıyor, kızlarını ise sağ bırakıyordu. Belli ki o bozgunculardandı.

Süleyman Ateş Meali

Fir'avn, orada ululandı (zorbalığa kalktı), halkını çeşitli gruplara böldü. Onlardan bir zümreyi (İsrail oğullarını) eziyor, oğullarını kesiyor, kadınlarını sağ bırakıyordu. Çünkü o, bozgunculardan idi. *

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Gerçek şu: Firavun o yerde egemenlik kurmuş ve ora halkını gruplara ayırmıştı. Onlardan bir topluluğu horlayıp eziyordu: Bu topluluğun erkek çocuklarını boğazlıyor, kadınlarına hayâsızca davranıyor/kadınların rahimlerini yokluyor/kadınlarını hayata salıyordu. O gerçekten fesadı yayanlardandı.

Yusuf Ali (English)

Truly Pharaoh elated himself in the land and broke up its people into sections,(3329) depressing a small group among them: their sons he slew, but he kept alive their females: for he was indeed a maker of mischief. *

M. Pickthall (English)

Lo! Pharaoh exalted himself in the earth and made its people castes. A tribe among them he suppressed, killing their sons and sparing their women. Lo! he was of those who work corruption.

Kasas Suresi
5


وَنُر۪يدُ

biz istiyorduk ki



اَنْ نَمُنَّ

lutfetmeyi



عَلَى الَّذ۪ينَ اسْتُضْعِفُوا

ezilenlere



فِي الْاَرْضِ

o yerde


وَنَجْعَلَهُمْ

ve onları kılmayı



اَئِمَّةً

önderler


وَنَجْعَلَهُمُ

ve onları kılmayı



الْوَارِث۪ينَۙ

mirasçılar

















Türkçe Transcript (*)

Venurîdu en nemunne ‘alâ-lleżîne-stud’ifû fî-l-ardi venec’alehum e-immeten venec’alehumu-lvâriśîn(e)

Ali Bulaç Meali

Biz ise, yeryüzünde güçten düşürülenlere lütufta bulunmak, onları önderler yapmak ve mirasçılar kılmak istiyorduk.

Edip Yüksel Meali

Yeryüzünde güçsüzleştirilip ezilenlere lütfederek diledik ki onları önderler ve varisler yapalım.

Elmalılı Hamdi Yazır Meali

Biz ise istiyorduk ki, o yerde güçsüz düşürülenlere lütufta bulunalım, onları önderler yapalım, onlara (ötekilerin) yerini aldıralım.

Süleyman Ateş Meali

Biz de istiyorduk ki o yerde ezilenlere lutfedelim, onları önderler yapalım, onları (ötekilerin mülküne) mirasçı kılalım.

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Ve biz istiyoruz ki, yeryüzünde ezilip horlananlara bağışta bulunalım, onları önderler yapalım, onları mirasçılar haline getirelim.

Yusuf Ali (English)

And We wished to be Gracious to those who were being depressed on the land.(3330) To make them leaders (in Faith) and make them heirs, *

M. Pickthall (English)

And We desired to show favour unto those who were oppressed in the earth, and to make them examples and to make them the inheritors,

Kasas Suresi
6


وَنُمَكِّنَ

ve iktidara getirmeyi



لَهُمْ

onları


فِي الْاَرْضِ

o yerde


وَنُرِيَ

ve göstermeyi



فِرْعَوْنَ

Fir\avn\a



وَهَامَانَ

ve Haman\a



وَجُنُودَهُمَا

ve askerlerine



مِنْهُمْ

onlardan


مَا

şeyi


كَانُوا

oldukları



يَحْذَرُونَ

korkmuş








Yüklə 1,39 Mb.

Dostları ilə paylaş:
  1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   43




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin