Kelam Tarihi Ders Notlari



Yüklə 97,54 Kb.
tarix07.04.2018
ölçüsü97,54 Kb.
#47684


Kelam Tarihi Ders Notları Mehmet Bulgen Final







Kelam Tarihi Ders Notlari

  • Müslümanlar Fetihlerle yeni medeniyetler ve fikirlerle tanıştı-

Muhtedi olanlar dinlerini değiştirseler de fikirlerini islam´a, islam topraklarına getirmiş oldular

  • Fetihlerle yeni medeniyetler, diller ve dinlerle islamiyet tanışmış ve karışmış oldu (ihtilat)

  • Islamın, resulun vefatından sonra fetihlerle gelişmesi, emeviler dönemi ve Abbasi döneminde islam toprakların geniş araziye yayılması islam dininin yeni/yüce ve eski medeniyetlerle tanıştiğini görmekteyiz

  • endelüs, bizans, mısır, çine kadar.. bu köklü dinler ve medeniyetlerin islamla ilişkisini gösternek tebliğ ile islami yaymak, o dinlerin ve medeniyetlerin islam dinine yöneltilen sorulara- meydana çıkan sorunlara cevap verebilmek ve islamın şerefini ve şanını koruyabilmek , islamı savunup galib gelebilmek icin KELAM ILMI KURULMUŞTUR/ OLUSMUŞTUR

  • ASIL CIHAD KILIÇLA DEĞIL; FİKİRLE OLUR” mantığıyla yola çıkılmıştır

  • Dine gelen dış etkilere karşı sağlam durup dini- tevhidi savunabilme gücü olan kelam ilmi daha ilk fetihlerle şekillenmeye ve zuhur etmeye başlamıştır

  • Kelam ilminin savundugu en önemli ilkelerden:

  • VARLIGIN IKILIĞI, yani varligin tekliğini inkar, vahdet-i vucudu red

  • Kelamcı eşyayı hemen ikiye ayirir:

  1. Allah = Muhdis (var eden) kadim

  2. Evren= muhdes (yaratilmis)

  • Allahın dışında herkes/ herseş MASIVA olarak görülür

  • Allaha bağli diğer şeyler PROFAN´dır!!!

  • Evreni tanrılaştırmamak lazim, evren allahın bir yansıması olamaz (Hallaci mansur gibi: “enelhak” gibi tabirleri yanlış)



  • Mutezile´ye göre tevhid vasfina dayanarak, kadim ve ezelilik sadece allaha mahsustur (onun zaatina)Bundan dolayı Kuran Mahluktur derler

Bu görüşten yola çıkarak cennet ve cehenneminde sonsuz olmadiği ortaya çıkar. Ebu´l Hüzeyl el ALLAF: “cennet ve cehennem Ebedi değildir”

Mihne olayı ve daha sonrası Mutezilenin yok edilişidir



  • Bu dönemde kelamcıların imkanları kıstlandı --- Bu sırada felsefe ilmi kendini geliştirdi

  • Selef ise kendi başına, doğa felsefesi gibi eleştiri yağdiran fikri yeniliklere karşı gelememiştir

  • Hicri 3. Asırda gelişmeler (fikri ve dini): felfesi akımlar + fıkıh mezhepleri + hadislerin tedvini (derlenip toplnaması ve konularına göre düzenlenmesi ve akaid ile ilgili konuların ayrı ele alınması) + Kuran ilimlerin gelişmesi, Tassavufi akımlar (=deruni tecrübelerle dini hayatı canlı tutmaya çalışır)

  • Dolayısıyla 3 önemli şahis daha sonra ortaya çıkmış ve Selef alimleri gibi sırf nakle bağli değil, akılcılar (mutezile) gibi sırf akılla değil, bunların ortasında bir yol benimseyerek bu fikri yenilikler ve eleştirilere karşı gelmiştir. Memzuc bir sistem

  1. Ibn Kullab el Basri (Ehli sünnetin ilk kelamcılarından- eşariye öncülük etmiştir;)

  • Yaşadığı dönemde itikadi alanda tartışma konusu olan herşeye dair fikir beyan etmiştir

  1. Haris el Muhasibi (İlk sufilerden)

  2. Ebul Abbas el Kalanisi



  • ------ Eşariyye ve maturidiyye diye ikiye ayrılmak üzere Ehli Sünnet Kelamı zuhur etmiştir

  • (Mutezile ve selefin ortasını bulma amaçlı



  • Bu iki itikadi mezheplerinden Eşarilik daha yaygınlaşmış... neden?

  • Coğrafi sebepler (eşarilik Basra ve Bağdatta (ve kufe) , Maturidilik ise Maveraunnehirde)

  • Siyasi gelişmeler, çekişmeler ve savaşmalar(çeşitli ekoller arası) MİHNE! = önce Mu’tezile sonra Eşarilik ve hanbelilik devlet tarafından benimsenen ekoller (mezhepler) olmuş---NİZAMİYE MEDRESELER bu konuda en önemli etkenlerde. Bu sebeple Eşari ekolü islam alemine yayılmış ve güç kazanmış oldu

  • Önemli tarihi olaylar

  • Maturidilik Mu’tezileye daha yakın, bundan dolayı çok eleştirilmiştir

  • Eşarilik özellikle tartışma uslubu bakımından üstündü!1



  • Eşariyye mezhebinin doğuşu iki hadiseye nisbet edilir:

  1. Abul Ali el CÜBBAİ, Eşarinin üvey babasıdır ve bağdar ekolünün önde gelen şahsıdır. ÜÇ KARDEŞ HADİSESİ: eşari, Cübbaiye Adalet vasfındaki (vucub alellah olan Allahın kullarına karşı adil olma ilkesinden yola çıkarak) 3 kardeşin öldükten sonra Allahın huzurundaki durumunu sordu.

  1. Eşari: KardeşlerdenBirisi günahkar ve isyankar, bunun sonu nedir?

Cübbai: CEVAP: “günahkardır ve cehenneme gidecektir”

  1. Eşari: “İtaatkar olan kardeşin durumu nedir”

  • Cübbai: Cevap: “cennete girecek

  1. Eşari: “Biri de çocuk... durumu ne olacağı sorusuna”

  • Cübbai: Cevap “ARAF

  • Eşari “eğer çocuk Allah’a sorarsa: “beni genç yaşta öldürmeyip yaşatsaydın bende cenneti kazanırdım, neden yaşatmadın?

  • Cübbai: allah şoyle buyurur:” sen ozaman kardeşin gibi günahkar olurdun o yüzden erken yaşta canını aldım

  • Eşari: “ ozaman o isyankar kardeşi der ki, allahım ozaman beni niye genç yaşta huzuruna almadın, beni de öldürseydin de bende cehenneme gitmeseydim”

  • BUNUN ÜZERİNE CÜBBAİ CEVAP BULAMIYOR!!!



  1. VERASET: kendisinden sonra oğulluk hakkını, üvey babası el CÜBBAİden alamayınca bunu kendine yediremeyip terk etti

Adil bebek:

  • Aklı doğru ve yeterince kullanmak lazım, gelişi güzel kendine göre sübjektif değil, objektif ve belirli kaidelere göre. Doğru, yeterli ve objektif akıl!. Özellikle itikadi meselelerde AKIL ve NAKİL kesin bilgiye dayalı olmalıdır= bunlar küllidir,parçalar bu külli şeylerden zuhur eder. “nakli anlamak için aklı kullanmak gerekir. Mutezile aklı kullanmayı abartmıştır. Naklin önüne aklı geçirmiştir. Hıristiyanların temel hatası Allahın ilim ve kelam sıfatını tecessüm edilmiş, yani ete ve kemiğe bürünmüş bir varlık olarak kabul ediyorlar. Böyle bir düşünce islamda küfre götürür.

Ehlisünnet içinde kelamcı olmak naklin yanında aklıda kullanmak demek

İbn Teymiyye: akıl nakil ilşkisi: nakil güneştir, akıl ise gözdür. Bizim bir şeyleri algılamamız, karanlıkta kalmamamız için güneşe ihtiyacımız olur. Yine ışık-güneş olduktan sonra görebilmek için göze ihtiyacımız var.

Akıl yoksa körüz demek, nakil yok ise ışıksız karanlaıktayız demek olur= öyle veya böyle yolumuzu bulamayız!

Dinin güneşinden faydalanabilmek için sağlam gözlere ihtiyacımız var! Nakilde akıl gibi sağlam olacak. Güneşin önünde bulut olmayacak!

Eşariliğin temel esasları/temel ilkeleri:


  1. TEVHİD: Allah ve masiva ayrımı (tanrı ve evren ayrımı= varlığın ikiliği)

  • Mu’tezile Allahın zatı hariç herşeyi hâdis (sonradan yaratılmış) olduğunu kabul etmiştir. Kıdemlik sıfatı veremeyız

  • =Allahın sıfatlarının zatının olup olmaması tartışmasıdır bu...

  • Allah zatıyla Âlimdir, sıfatı dışında değildir. İlim, irade ve kudret gibi bazı sıfatları Allahın zatının sıfatından değildir

  • Esari’ye göre bu sifatlar zatindan ayridir

  • Eşarilerde Mu’tezile gibi alemin CEVHER ve ARAZdan oluştuğunu söylerler

  • Cevher= atomlar; Araz: renk, koku gibi sıfatlar


Ek bilgi: Nureddin Sa’buni“ Maturidiyye Akaidi:

Ehli sünnete göre Allahın sıfatları ezeli ve ebedidir.allahın zatı ile mevcuddur, ve yaratılmışlara benzemez. O HAYY,ÂLİM, KADİR, SEMİ,BASİR, MÜRİD VE MÜTEKELLİMİN sıfatlarının sahibidir.

Mu’tezile, Allahın HAYY,ÂLİM, KADİR, SEMİ,BASİR, MÜRİD VE MÜTEKELLİMİN sıfatlarınının (siga bakımındanda sıfat olanları) kabul eder=bunlara sıfatı ma’neviyye denir. Ancak masdar şeklinde olan HAYAT,İLİM gibi sıfatları kabul etmez (= bu şahsi görüş (doğru olmayabilir- bunun nedeni masdar olduğunda allahın dışında başka bir varlıktan söz etmiş olabiliriz o yüzden masdar olduğunda mutezile kabul etmez…)=bunlarada sıfatı maani denir- kelam ve irade sıfatı hariç onlar hâdis olmakla beraber kabul edilir.

Eşari: Allahın zati ve fiili sıfatları vardır. Zati sıfatları kadim ve Allahın zatı ile mevcud; fiili sıfatları ise hadis ve Allahın zatı ile kaim değil

Zati sıfatlar: ilim ve kudret Fiili sıfat= tekvin, ihya, imate (öldürmek), terzik (rızık verme)

Eşari ile Mu’tezile= İlim ve kudret gibi zati sıfatlardan olanların hepsi kadim ve allahın zatı ile kaimdir;tekvin,terzik,ihya, imate ve diğer fiili sıfatlar ise hadis ve zatı ile kaim değildir!

Maturidi: Allahın bütün sıfatları kadim olup onun zatı ile kaimdir!

NÜBÜVVET:







  1. NÜBÜVVET:

  • Allahu teala mutlaka peygamber gönderir. Eğer göndermezse o kavim hesaba çekilmez

  • Mu’tezileye göre: Peygamberin mesajını almamış, kendisine peygamber gelmemiş olsa dahi Allaha karşı sorumludur. Akılla Allah bilinebilir: Mu’tezilenin görüşü aslında ASLAH prensibine uymuyor (Adalet ilkesine aykırı gibi)



  1. VESİLECİLİK: herşeyin mutlak yaratıcısı Allahtır. Allah sürekli evreni yaratıyor (var olan evrenin devamlılığı için sürekli yaratmakta)

TEVESSÜL= hz Musa Allah ile görüşmek şste ve Cebraile bildirir bunu. Cebrail eline bardak al, şu saatte bekle. Tam o vakit Musa’ya uyku gelir ve elindeki bardak düşer, Allah söyle buyurur: “EyMusa, ben senden bir an bile ayrı olsam yeniden yaratmada bulunmasam, evren şu bardak gibi kırılır!yürümez.

Evren bir var, bir yok! Allah her an yaratır. ŞU AN bile yaratıyor AN önemli!!!

Determinizmin reddini gerektirir bu ilke!

(mehmet Bulgen yorum: “İsmet sıfatını devam ettirmek (şia gibi) ce evliyalara peygamberi sıfatlar vermek keramet üzerine bir inanış kurmak hatmun Nübüvveyi bir şekilde kabul etmemek demek”)

Mu’tezile: - mucizeler peygamberlere mahsustur, evliyalar keramet gösteremezler.


  • Nübüvvet ve tevhid ilesine dayanarak kerameti red ediyorlar. Mucize peygambere mahsustur+ tabiatüstü olaylar ancak Allahın izniyle resuller yaparlar. Aksi halde bu şirk olur: “ en büyük keramet istikamet üzere olmak, doğru yolda olmaktır”



  • Kerametul Evliya: Eşari: Kerametleri kabul ederler (maturidilerde aynı şekilde)

Her keramet peygambere racidir!

  • Ru’yetullah:

  • Mu’tezileye göre allah görülmez, çünkü görmek için Allah mekan ve zamana indirgenip kayıt altına almak lazım, Allah ise mekandan ve zamandan münezzehtir

  • Eşari: Allah görülecektir, bunun vasfını ise biz bilemiyoruz (selefiler gibi, aslını biliyor, vasfını bilmiyoruz)



  • İmamet: imam seçmek farzdır! (itikadi bir mesele değildir aslında, sadece şia bunu itikadi mesele, imandan bir parça olarak ele aldığı için bun acevap verme niyetiyle ele alınan bir konu)

Şiaya göre imam nasslarla belirlenir

  • Şefaat haktır: Mu’tezileye göre vaad ve vaid ilkesi gereği yoktur



  • Mürtekibi kebire fasık olmakla birlite küfre girmez (maturidi ve eşari)

Mu’tezileye göre günahkar olur ve küfür ile iman arası ARAFda olur (FASIK) el menziletü beynelmenzileteyn ilkesi

  • Kader: hem Maturidiler hem de Eşariler, mu’tezilenin aksine, kulun kendi fiilinin halıkı olmadığını savunurlar

  • Eşariler: Kul bir eylemi ister, Allah o yolda o fiili dilerse yaratır (KESB=kul kazanır allah yaratır

  • Maturidi: cüzi fiiler vardır. Yani kul irade-i cüziyye ile iyi veya kötüyü seçer ve o yolda hareket eder. Kulli iradenin içinde cüzi iradesi vardır

  • Mu’tezile: kul kendi fiilinin kendi halikidir


Maturidilik:

Bilgi!!!! “Bilgi”yi bir teori olarak ele alan ilk kişi. KİTABU’T-TEVHİD



  1. Bilgi kuramı Epistomoloji

  2. Alem anlayışı Kozmoloji

  3. Varlık anlayışı Ontoloji



  • Maturidiler Allahın yaratma sıfatı vardır derler,

  • Eşariler ise TEKVİN sıfatını kabul etmezler, çünkü biz Allaha yaratma sıfatı verirsek, yaratılanlar olmadan yaratma olmaz, bu yaratma ezelidir, o zaman sıfatı ve yaratılanlarda ezeli olur , bu da teaddudi kudemaa- şirk olur!

  • Ru’yetullah konusunda Eşari gibi

  • Nübüvvet: Peygamber gönderilmeyen bir kavim yada bir kişiyi peygamber olmazsa bile Allahı bulması lazım. Ancak ibadetleri bilmesi mümkün değildir derler

  • Eşariler göre kadın peygamber olur, Maturidilere göre olmaz

  • Maturidilere göre iman “kalb ile tasdik, dil ile ikrar (ehli hadisdeki gibi amel bil erkan yok)



  • zihnin haricinde objektif bir gerçeklik var= bizim bilgimiz, bizim zihniyetimiz haricinde objektif bir gerçekliğin uyumuna göre değer taşır!

  • İLİM MALUMA TABİDİR!!!!

  • حقاءق الاشياء ثابتة = Kelam düşüncesi bu ilke üzeredir!

Bilgi edinme yöntemi:

  1. Havasis Selime: 5 temel duyu organımız

  • Duyular yanılabilir (mesela göz)

  1. Haber:

  1. Sadık haber: uzak geçmişteki haber doğru haber mi?

  • FatihSultan Mehmed diye bir şahsın olduğuna inanmak veya japonya gibi bir ülken,n var olduğuna inanmak...

  1. Hz Peygamberden gelen bilgi (tevatür)

  1. AKIL:

  • İnsanın tefekkür etme, kıyas ve teşbih yapma ve kavrmama gibi işlemler, temyiz gücü.. bunların hepsini sağlayan meleke akıldır!= bir düşünme potansiyeli

  • İslam felsefesinde akıl ontolojik bir varlıktır.

  • Kelamda ise bu böyle değildir. İnsan olmadan AKIL olmaz, Akıl bir insanın düşünce ve tefekkür kabiliyeti/melekesidir

  • Felsefeciler, Gazzali Kimya-i Saadette aktarıyor: “ Allahın ilk yarattığı “varlık” akıldır, derler” Yani kelamcıların aksine, felsefecilere göre insan olmadan da akıl olur


Orta yol= İ’tidal

Akla en az değer veren

Akla en fazla değer veren




  • İslami ilimlerin merkezinde tek bir yaklaşım vardır o da mutlak gerçek ve güç sahibi Allahu tealanın olduğu /merkezli /THEOSENTRİK)

Mütekaddimun Dönemi Kelam Literatürü: EŞARİ (alimleri)

  1. Ebul Hasen el- EŞARİ (324/936)

  • El ibane an usuli’d-Diyane

  • İstihsanu’l havd fi ilmi’l –Kelam

  • Kitabu’l luma

  • Temel tartişmalar hakkında bilgi berir. Doğrudan Kelami görüşlei belli değildir



  1. Bakıllani (403/1013)

  • Et Temhidu’l-evail ve’t Telhusu’d-delail

  • El İnsaf

  • Eşari kelamını sistemleştirmiştir. Eşari kelamını birtakım prensibler ve akli bahisler ekleyerek tamamlamıştır.



  1. İbn Furek (401/1010)

  • El Mücerredu makalti’l Eşari

  • Eşari’nin kelami görüşünü ortaya koyan eser



  1. Abdulkahir el Bağdadi (420/1035)

  • Usulu’d Din

  • En sistematik olan, anlaşılabilir. Her bahsi 15 bölüm üzere anlatmaya çalışır



  1. İmamu’l Harameyn el Cüveyni (478/1085)

  • Eş Şamil fi usuli’d-Din

  • Kitabu’l irşad

  • evren hakkında bilgi edinmeden Allah hakkında bilgi edinilemez!

  • Mütekaddimin (Eşari) sonuncusu- Gazzalinin hocası

Örnek: Mütekaddimin Kelam Literatürü: BAKILLANİ; Et TEMHİD:


  1. MALUMAT (Epistemoloji)

  • İlk olarak bilgi bahsi ortaya konur

  • Realistler, zihin dışındaki şeylere yer verirler. İdealistlere göre zihin dışı bir objektif şeyin var olmayacağına inanırlar

  • Maddeyi kabul ederler حقاءق الاشياء ثابتة

= bu sofistaiyyeye karşı bir tutum!

  1. MEVCUDAT (Ontoloji)

  • Varlık ve yokluk gibi konuları ele alır

  • Kelamcılar vahdeti vucudu, monist varlık anlayışını değil, DUALİST, yani varlığı tanrı ve evren diye ikiye ayırma anlayışını benimeserler (vahdeti vücudu red ederler!)

  • Kelamda: Allah=Kadim

Alem= Hâdis

  • Allah ile alem asla birleştirilemez!Allah dışında herşey muhdes. Onun dışında herşey profan, tek kutsal O’dur



  1. MUHDESAT (Kozmoloji)

  • Evrenin temel özellikleri: CEVHER ve ARAZ

  • Kelamcılara göre Kur’andan yola çıkarak Allahın birliği ispat edilemez! Bir şeyi kendisiyle ispat edemezsin!

  • Allaha inanmayan Kur’ana zaten inanmaz

  • Ancak Evren’den, Epistemolojiden, Kozmolojiden ve Ontolojiden yola çıkarak Allahın birliği ispat edebilirsin

  • Kelamcılara göre: Allahu tela’za karşı bilgi ıztıra-, bilgi değildir, İKTİSABİ bilgidir. İstidlal ve tefekkürle sonran KESB ettiğimiz/kazandığımız bir bilgidir!

  • Izdıray-i bilgi= zorunlu bilgi: açlık, susuzluk gibi, Cüz’ün Kül’den küçük olduğu, babanın oğuldan büyük olduğu bilgisi

  • Kelamcı “MUHDESAT” (kozmoloji) kısmında evrenin sonradan var olduğunu savunur

  • Bu üç bilgi yöntemiyle kelamcılar kendilerine zemin hazırlamış oluyorlar. Bunlar bir ARAÇ, AMAÇ DEĞİL


Değişmez



  1. ULUHİYET bahisleri:

  • (Dakiku’l Kelamda) yani Epistemoloji, Ontoloj, ve Kozmoloji bölümlerinde elde edilen bilgilere dayanarak, evrenden yola çıkarak Allahın sıfatları ortaya koymaya çalışlanır

  • Allahı evrenden ayırır, onun şeriksiz ve her türlü eksikliklerden münezzeh olduğunu ortaya koyar



  1. NÜBÜVVET Bahisleri:

  • Kelamcılar DEİSTLER ve BRAHMANLARAla vs mücadele eder. Nübüvveti, Allahın bir elçi gönderdiğini kabul etmezler

  • peygamber = “Peygamberlik iddia eden ve bu iddiasına paralel olarak mucize gösteren”

  • Mucize=” Harikulade, tabiat kanunlarını nakzeden, geçersiz kılan bir olay”



  1. SEMİYYAT:

  • Ahiret, ölümden sonrası

  • Bu ismi taşımasının özel bir sebebi var:= biz bu konuda akılla fikir sahibi olamayız, nakle Habere tâbiyiz-mecburuz. O yüzden haberin tevatürlüğünü araştırır

  • Filizoflar ruhların öleceğine inanmazlar

  • Kelamcılara göre ise Allah yeniden yaratmaya kadirdir ve yeniden yaratcaktır (haşr-i cismani)= Kuranda da bu böyle arz ediliyor (asıl şaşılacak şey tekrar yaratma değil, yoktan var etme)

  • Kelam akli bir spekulasyondur, o yüzden semiyyat kısmında Ahire ahvali ile ilgili yorum getirmezler



  1. İMAMET

  • Şia iman esaslarına eklemiştir, aslında kelami bir konu değildir. Bazı kelamcılar daha fazla, diğerler daha az önem atfetmiştir


Değişken

Yenş yeni yaklaşımlar






GAZZALİ: (505)

  • 450’de Tuz şehrinde doğdu

  • Babası yün ile uğraştığından “gazzali” ismini almıştır

  • Nişaburda medresede eğitim alırken 2 şahıstan özellikle etkileniyor:

  1. İmamu’l Harameyn el CÜVEYNİ (Nizamul Mülk medreselerin Rektörü)

  2. FARMADİ (Kuşeyrinin öğrencisi)- ünlü Mutesavvıf)

  • Nizamu’l Mülkün vefatından sonra 1058’de danışmanlığa getiriliyor

  • 1085de Cüveyni vefat ediyor, Nizamul Mülk danışmanlığına Gazzali getirilir

  • 5 yıl sonra Sadrettin Şirazi vefat edince Rektörlüğün yerine, Nizamiyye medreselerin başına 33 yaşında Gazzali getiriliyor (onun genç yaşta Rektör olması tartışmasız kabul edilmiştir (bu da onun ilmi kemaletini gösterir)

  • 1091de Nizamiye medreselerin Rektörü oluyor

  • 1092 siyasi kargaşa= Batınıyye (ismailiyye) Hassan Sabbah ve Fedailerin katliamları- terörü2

Nizamul Mülk katlediliyor

  • 1095de kargaşalar nedeniyle herşeyden geri çekilip “inzivaya” çekiliyor

  • Gazzalinin yerine kardeşi geçiyor (ailesi eğitim ve öğretime değer veriyor)

  • El Munkizu mıne’d Delale’de Gazzali kendisini anlatır

  1. Kelamcılar ve Fıkıhcılar (zahirul ulema)

  2. İslam filozoflar

  3. Mutesavvıflar

  4. Batiniyye

  • Nizamu’l Mülk’ün eseri: Siyasetname

Benimsenen itikadi yün ve hayat tarzı ve mezheb, Ehli sünnet oluyor (Eşarilik); diğerlerin hepsi Bidat fırkaları olarak görülmüştür

  • Hedef, yani Nizamiyye medreselerin ana misyonu: ehli sünneti müdafaa, geliştirme ve islam alemini tel bir çatı altında toplamak

  • Gazzalinin kelamım tanımında bu düşünce ortaya çıkmakta: “Ehli Sünnet inancını ehli bid’atin eleştirileri karşısında koruyan ve savunan bir ilimdir.

  • Zafer sadece savaş ile değil, ilmi faaliyetler ve fikri görüşler ve sağlam itikad ile olur”

  • Gazzalinin eserlerinde ortaya çıkan kendine göre hass bir uslubu vardır

  • Gazzalinin genel hedefi: Dini ilimleri ihya etmek = “ ihya-u ulumdid’ din

  • Gazzaliye göre kelam işin duygusal boyutunu ihmal ediyor, sırf mücadele ve münakaşa ile olmaz= sünnete uygun olan Farmadiden öğrendiği Tasavvuf bu duygusal boyutu veririr




  • 1095’e kadar Gazzali bir kelamcı

  • 1095-1105: Tasavvufcu

  • 1105-1111’e kadar Gazzali hem kelamcı hem de tasavvufcu

Ömrünün sonunlarına doğru yazdığı „el Mustasfa“ eserinde „kelam ilmi ilimlerin en şereflisidir- eşreful ulum“ diyor!

  • Kelam farzı kifayedir, hacc yolundaki bir muhafız gibidir, eğer tehlike yoksa ona ihtiyaç yok; eğer tehlike varsa, ozaman hayati önem arz eder (tıpkı doktor ve ilaç gibi)

  • Nübüvvete ve Tevhide herhangi bir saldırıda kelamı bilmek, kelamcının olması dinin temelinin korunması demektir






İslam filozofları:

  • Kindi (ilk)

  • Farabi (el muallimus Sani, Aristodan sonra ikinci muallim)

İslam felsefesinin ayrımı:

  1. Meşaik:

  • Yeni Eflatunculuk ile Aristoculuğun MECZİ (karışımı)

  • Yeni eflatuncaya ayıt bir eserin Aristaya ayit olduğuna inanılmış = islam felsefecilerini zor durumda bırakmıştır= o yüzden ikisini te’vi etmeye gidilmiştir + müslüman oldukları için KURAN === eklektik bir yaklaşım

  • Aristo evreni yaratılmış kabul etmez

  • Evreni tanrıdan doğrulmuş olarak kabul ederler = SUDUR!, iradi sadr olma değil

  • Tantı varsa evren de var, nasıl güneşten ışık sadrederse...

  • Onlara göre Cebrail A.S ay’da ikamet eder, onunlar Peygamber rabıta kurarak vahiy alır

  • Felekler= melekler, Tanrı Melekleri, melekler de insanları yönetir

  • KEVN VE FESAD SADECE BU DÜNYADA OLUR

  • Herşey metafizik= Eter var 5. Element, orası ezelidir

İŞTE GAZZALİ TAM BU NOKTAYI ELEŞTİRİR VE FELSEFECİLERİ TEKFİR EDER! (20 noktada eleştirir ve 3 noktada TEKFİR eder!

Gazzalinin felsefecileri tekfir ettiği 3 konu tehafetul felasife:



  1. Alemin kıdemi:

  • Felsefeciler evren ezelidir derler (eter var, bu kevn ve fesada uğramaz)

  1. Allahın cüziyyatları bilmesi:

  • Cüziyyatın bilgisi değişir, bundan dolayı Allahın bilgisi de değişir derler ve o yüzden Allahın cüziyyatları bilmediğini iddia ederler

  1. Haşr-i cismani:

  • “Madumun ayni ile iadesi mümkün değildir”

  • Tekrar haşrolunmamız, vücüdlerımızla bir daha mümkün değil derler. Bukadar toprak yetmez.Yani Haşrolunma ruhanidir derler

  • Kelamcılar derler ki, bir defa yaratan onu tekrar yaratır. Hiç yoktan yaratmak asıl şaşılacak şey, tekrar yaratmak değil. Hem Allah dilerse yeni toprak yaratır. Haşrolunma cismanidir!

İbn RÜŞD Tehafetuş tehafetul Felasife de gazzaliyi eleştirmiştir

Gazzalinin yaptıkları:

  1. İNİKASI EDİLLEyi RED EDER:

  • Delilin çökmesi metninde çöktüğü anlamına gelmez!

  • Kelam ve mütekaddimin döneminde Allahın varlığına HUDUS deliliyle varırırz. Allah harici herşey sonradan yaratılmıştır

  • “bir konuyu farklı bir delille bir daha delillendiririz, o da olmazsa yeni bir delil buluruz”

  1. MANTIK İLMİNİ KELAMA DAHİL etmesi:

  • Aristo mantığını islam düşüncesine getirmiştir

  • “Mantık bilmeyenin ilmine güvenilmez”

  • İBN HALDUN: “GAZZALİ NE ZAMAN İSLAMİ İLİMLERE MANTIĞI SOKTU. HUDUS DELİLİ VE ATOMCULUK ÇÖKTÜ

  • == o bunu yapmakla Kelamı felsefileştirmiştir!

Müteahhirin Dönemi MATURİDİLER:

  1. Ömer Nesefi(537)

  2. Ali b. Osman el UŞİ (575)

  3. Nureddin es SA’BUNİ (580)

  4. Ebül Berekat en NESEFİ (701)

  5. İbnül Humam (861)

  6. Hızır BEY (863)

Müteahhirin kelamcılar:

  1. Felsefileşmiş Kelam dönemi ( 12- 13yy)

  2. Cem ve tahkik dönemi



  1. Felsefileşmiş Kelam dönemi ( 12- 13yy): Müteahhirin Kelam Literatürü



  1. GAZZALİ (505)

  • El iktisad fi’l İ’tikad

  1. Şehristani (548/1153)

  • Nihayetül ikdam

  • Mezhepler niçin ayrıldı, felsefe tarihi ile bilgi verir

  • Tam bir geçiş kelamcısı (mütekaddimin ile Müteahhirin arası)

  1. Fahreddin Razi (606)

  • El Muhassal

  • Müteahhirin dönemin kemale ulaştıüı alim

  • Felsefe ile Kelam içiçe3

  1. Seyfeddin Amidi (631)

  • Ebkarul efkar

  1. Kadı el Beydavi (685)

  • Tevaliu’l Envar

KADI EL BEYDAVİ : TEVALİU’L ENVAR

  • 3 kitapcıktan oluşuyor (3 bölüm (250 sayfa)

  • Giriş kısmında – Epitemoloji= bilgi bahisleri (Malumat)

  • Biraz farklı olarak burada Mantıktan bahsedilir, Aristo mantığının temel ilkeleri. Sağlam mantıksal alt yapı hazırlanır



  1. MÜMKİNAT:4

  • Cüveyni: Akıl bağli olan bir genç üzerine düşen ilk vazife: Alemin Hâdis olduğuna inamasıdır. Çünkü buna inanan Allahın birliğine inanır.Hudus delili Mütekaddimin kelam alimleri herşeyidir.= hudus delili çökerse metinde çökeri yani hudus delili Allahın dışında herşeyin yaratılmış olması delili çökerse, Allahın birliğinin delili de çöker. Gazzali ise bunu karşı geliyor ve bu delil çükerse yerine imkan delili geçer diyor.

  • Dakikul kelam kısmının değişebildiğine değiniyor

  • Mümkinat= Külliler, mahiyet, Birlik- çokluk, Arazlar, Cevherler

Bunlar yeni kavramlari mütekaddimin kelmına göre: “İnsaniyet” diye bir genel kavram yoktur. Bu soyut bir kavramdır. Mütekaddimine göre küllilerin yerine cüziler var. Ahmet-Mehmet var. Müteahhirinde “İNSANİYET” diye bir kavram vardır

  • Cevher araz anlayışı farklı:

  • Mütekaddimine göre:cevherler yer ve zaman tutarlar= mütehayyızdiler

  • Müteahhirin: a) soyut cevher: insanın ölümsüz cevheri MÜCERRAY (RUH)

      • B) Mütehayyız: evrende yer kaplar



  1. İLAHİYYAT

  • Allahu telanın zatı

  • Allahu telanın sıfatları

  • Allahu telanın fiilleri

  • Yepyeni bir kozmoloji anlayışı ortaya çıktı

  • 17.yy-20yy yeni fizik anlayışı=kelamcılar ise bundan haberdar olmamışlardır=) Dakikul Kelam kısmı bu zamana uygun değişmesi lazım

  • Bilimle dinin ilişkisinı kurarken dikkat etmek lazım (hıristiyanlık bu yüzden zarara uğramıştır)



  1. NÜBÜVVET:

  • Taftazani:”Nübüvvet bahsi olmasaydı, Kelam kitapları tam bir felsefe kitabı olurdu

  • (nübüvvet çok az işlenmiş)

KELAMCILARIN EN ORJİNAL DÖNEMİ MÜTEAHHİRİN DÖNEMİ

  1. CEM VE TAHKİK DÖNEMİ:

FARHREDDİN RAZİ (606)

  • 1149’da Rey kentinde doğuyor, 1210da vefat ediyor (61 yaşında)

  • İlk eğitimini babsından alıyor

  • 16 yaşındayken babası vefat ediyor

  • İki önemli yönüyle islam aleminde öne çıkmıştır:

  1. Tefsirciliği: Mefatihu’l gayb (dirayet tefsiri)

  • “Dünya sabittir” demiştir

  • Muhtemelen ibn sinadan etkilenmiş

  • raziye göre:” AKIL İLE NAKİL, İKİSİ DE ALLAH’DAN GELDİĞİ İÇİN ÇATIŞMAZ”

= eğer çatısırsa ya nakilde sorun var, veya bizim aklımızda- düşünce tarzımızda

  1. Kelamcılığı: Kelamcılığı tartışılmazdır

  • Kelamcılık peygamberlik mesleğidir “eşreful ulumdur”

  • Genel kelami yaklaşımı Eşariyyeye uygun

  • Mevcut paradigmaları sırguluyor, yeni yaklaşımlar geliştirmeyi amaçlar (tıpkı gazzali gibi= hayatının bazı evreleri Gazzali ile uyuşuyor- mesela bunalım geçirip tasavvufa yönelmesş)

  • FELSEFEYE AİT BİR ÇOK MESELEYİ KELAMA GETİRMİŞTİR

  • =böylece felsefe ile kelam birbiriyle mecolmuş, içiçe girmiş oluyor, ancak oran olarak %51 kelam, %49 felsefe

  • İbn Sinayı eleştirse de tabi yönlerde ondan etkilenmiştir

  • Atomcu düşüncesine sahiptir ve dünyanın yaratılmış olduğuna (sudur konusuna) ibn sinaya ihtilafen kabul etmez

  • Husun Gubuhta Maturidilere benzer

  • Ruh- beden dulizmine inanır

  • Tasavvuf konularında Gazzaliden etkilendiği söylenir

  • “Kuranda bazı sırlar vardır, onları ancak KEŞF ehli bilir demiştir”

  • Ölümüne yakın bu sözleri sarf etmiştir:”keşke bağdatın koca karıların şmanına sahip olsaydım. Bizim uğraştıklarımız boşmuş”

RAZİNİN KELAM GÖRÜŞLERİ:

  1. BİLGİ TEORİSİ:

  • A) duyular, b) doğrul akıl ve c) bunlara Razi insan faktörünü katar, yani çevre ve ortam bir insanı etkiler

  • Doğru şekilde yapılan akli düşünme yöntemi kesşn bilgi ifade eder

  • Bir hadisin doğru olup olmadığını kurana kıyasen öğreniriz, Kurana aykırı değilse kabul ederiz

  • Evrenin ezeli olduğunu kabul etmez, filozoflara muhalefet eder SUDUR teorisini red eder

  • Atom nazariyyesini savunur, ancak biraz farklıdır

Raziye göre: zamandan ve mekandan münezzeh olan mücerred cevher

  1. Mütehayyız ccevher: maddi

  2. Mücerred cevher: RUH,

  • Teolojik delil: evrenin gayesi ve düzeni olduğunu farz ederek Allahın varlığını ispat eder

  • Gaye ve Nizam delilini hudus delininin yerine alıyor

  • Evrenin yaratılmış olup olmadığını Razi tam olarak net değil” bunu bilimde ilimde ispat edemez der”

  1. Uluhiyyet ile ilgili görüşleri:

  • Saıfatı meani kabul eder. Allahın zatının ayrısıdır (eşari)

  • Eşariler yaratmayı 3 sıfatla açıklıyor: İLİM,KUDRET ve İRADE

MÜTEAHHİRİN DÖNEMDE CEM VE TAHKİK:

Kelam literatürü:



  1. Adüdin el İCİ (756)

  • El Mevakıf

  1. Saduddin et TEFTAZANİ (793)

  • Şerhu’l Akaid

  1. Seyyid Şerif CÜRCANİ

  • Şerhu’l Mevakıf



  • Sadece kitapların ismi bize cem ve tahkik dönemin Literatürün özelliklerini yansıtır = şerh ve haşiye yazma. O dönemde kednine has orjinal eserler kaleme alınmamıştır

  • En uzun süren dönem bu dönem! 14yy- 20yy başına kadar 8bazılarına göre bu dönem hala devam etmektedir)

  • Çeşitli konular hakkında risaleler yazılmıştır

  • Bunun sebebi: Kelam dinamizmini diğer fikir ve dinlerle mücadelerde dine saldırılardan alıyor.Ancak daha sonra yeni düşünce ve fikri yenilikler gelmemiştir, dolayısıyla kelamcılar eskilerle uğraşmışlar (Mu’tezile ilgilenmiştir halbuki Mu’tezile o dönemlerde kalmamıştı)

  • DAKİKUL KELAM 20yy’a kadar RAZİ’nin imzasını taşır!

  • DAKİKUL KELAM DEĞİŞMESİ VE KELAMA YENİ DİNAMİZM GİRMESİ LAZIM!

Kelam- Felsefe ilişkisinin iki ana unsuru:

  1. Filozofların görüşlerini islama uymayan taraflarını red etmek

  2. Felesefi görüşleri ve metodları kullanarak islamda uygulamave delillendirme

Filozofları red ederken bile onların yöntemleri kullanılmakta=Mantık ile red ediyorlar (mesela Gazzali) bir rakip belirledikten sonra ister şstemez yöntem ve aynileşme oluyor, belirli metod, dil ve konsept ile bu ilmi ve kelami mücadele yapılıyor. O yüzden felsefe ile mexzolmuştur kelam

YENİ İLMİ KELAM:

  • Mu’tezile ve Selef gibi iki ana ve aynı zamanda uç ekolun arasında iki görüşün ortasında meczolmuş yeni i’tikadi ve kelami görüş zuhur etmiştir.

  • Özellikle Haris el Muhasibi, el Kalanisi ve ibn Kullab ile ehli sünnet kelamı zuhur etmiştir

  • İmam Maturidi ve Eşari ile de teşekkül etmiş onların Talebeleriyle kemale ermiştir (eşarilerde bakıllani tarafından)

  • Ehli sünnet Paradigmaları oluşmuştur ve daha sonra zirveye ulaşmıştır

  • Özellikle Gazzalinin kelama Mantığı sokmasıyla daha esnek hale gelmiştir (İnikasi edille red ile... Dakikul kelamın değişebilmesinin çnünü açmıştır ancak makasıd bölümü CELİLUL KELAM değişmez

  • Kelamı güçlü kılan şey, Dakikul Kelamın derinlemesine incelenmesi (Epistemoloji, Ontoloji ve Kozmoloji) gerektiğinde felsefe, fizik gibi ilimler, hepsine vakıf olunabilmesi gerek (güçlü bir savunma yapabilmek için her türlü ilme vakıf olmak lazım)

  • Zaten bunların ehpsi birbirini etkiler (epitenoloji, Ontoloji ve Kozmoloji)


DAKİKU’L KELAM




  • Kelamın felsefileşmesi Fahreddin er Razi, Amidi ve Beydavi gibi alimler vasıtasıyla olmuştur

  • Müteahhirin alimlerin eserleri o derecede felsefidir ki SEMİYYAT bölümü olmasa felsefe kitabından bir farkı kalmazdı (Taftazani)

  • Daha sonra Cem ve Tahkik dönemi başlar 144yydan günümüze kadar (aslında 20yyda kadar)

  • Bu dönem şerk ve haşiye yazma dönemidir

  • Bu aslında kelam ilminin gelişmesini engellemiştir (kelam ilminin dinamizmi farklı görüşlerle mücadelede!!! Yenilikte)

  • “Alem hakkında konuşmadan Allah hakkında konuşamayız. Önce aleme bakmamız onun hâdis olduğunu, belirli bir nizam içinde olduğunu gördükten sonra bunun kadim olan bir yaratıcının eseri – sanat tablosu olduğunu anlamız aklımızla idrak etmemiz lazım!” (cüveyninin sözlerine yakın)

  • “EVREN HAKKINDA UZMAN OLMAK=TANRI HAKKINDA UZMAN OLMAK DEMEK”

Dini ilimlerin kemale ermesi:

  1. Genel olarak islam devletin- toplumun durgunluğu (düşman yok, yani fikri hareketlilik yok= bu duraklamak demek olur0 kelam ilminin duraklamasıda bu sebepten dolayıdır.İslam devletlerinde mesdreselerde hep aynı şeyler okutulmuş, herhangi bir gelişme olmamıştır

  2. ANCAK AVRUPADA 17YY’DAN SONRA ÇOK ÖNEMLİ DEĞİŞMELER OLMUŞTUR (AYDINLANMA, HÜMANİZM,...) GÜNEŞ MERKEZLİ BİR EVREN GÖRÜŞÜ ZUHUR ETMİŞTİR. BU İSTER İSTEMEZ TANRI GÖRÜŞÜNÜ ETKİLEMİŞTİR DAKİKUL KELAM DEĞİŞMİŞTİR.

Dindarlık= yaşayan din demek- eğer bir toplumda mavedlere gidilmiyorsa, dini emirler hayata uygulanmıyorsa o din ölmüş (etkisini kaybetmiş) demektir. Avrupada kiliseler kapatılıyor

Yeni İlmi kelam Literatürü:

  1. Giritli Sırrı Paşa

  • Nakdul kelam fi akaidi’l islam

  1. İzmirli İsmail Hakkı

  • Yeni ilmi Kelam

  1. Harputlu

  • Tenkihul Kelam

  1. Ömer Nasuhi Bilmen

Muvazzah ilmi kelam

  1. Muhammed Abduh

  • Risaletut Tevhid

Şibli Numani “Yeni ilmi kelam” tabirini ilk kullanan şahıs!

Yeni ilmi kelamın karşılaştığı 3 teme sorun var:

  1. Tevhid

  • Allahın avrlığı ve şeriksiz birliği

  • Din insanların toplumsal hayatlaerından alınırsa o toplum birliğini kaybeder (dinsizleşir)= DİN TOPLUMU VAR EDEN, BİR ARADA TUTAN TEMELDİR

  • Sekülerizm dini toplumsal hayattan almıştır

  • (pozitivizm ve sekulerizm(laiklik)

  • Ruhculuk doğmuştur

  • Evren tasavvuru değişdir= tanrı tasavvuru değişti

  • Toplumsal ve zihinsel yenilikler hem evren hemde tanrı tasavvurunu değiştirmiştir (aydınlanma, reformasyon, sekülerizm, hümanizm, frödizm, nihilizm...)

  • Kant= (evrenden tanrıya varılmaz). Nietsche (tanrı öldü)..

  1. Nübüvvet:

  • Reenkanasyon alternatif tanrı tasavvuru ortaya koymaktadır

  • Mekanik evren tasavvuru

  • Deizm= tanrı hiç bir şeye karışmaz, sadece dünyayı yaratmıştır sonra bir kenara çekilmiştir

  • Nübüvvet kavramı tehlikeye girer 8evren tasavvurun değismesı herşeyi değiştirir

  1. Ahiret:

  • Özellikle Ahiret ile ilgili sorunlar yaygın: en bğyğk tehdit= REENKARNASYON!

  • Ölümle ilgili iki temel görüş var

  1. Ahiret inancı: (islam, hıristiyanlık gibi dinlerde). Bizi nasıl ilk- h,ç yoktan yaratmaya kadirdiyse yaratan tekrar yaratmaya kadirdir

  2. Hint dinlerinin çözüm yöntemi olan: REENKARNASYON!( new age religion)

  • İnsan tamamen materyaleşemez aslında her zaman maneviyatı arar (spitituality = an inhertitance GOD GENE)

  • GNOSTİSİZM: ruhculuk tekrar doğmuştur

  • Neo spirituality ve Sciebtology gibi ruhculuğu temel esas kabul etmiş olan tarikatlar zuhur etmiştir

  • Bu ruhculuk globalleşmeyle beraber yayılmiştir



  • Kelamı güçlü kılan şey, Dakikul Kelamın derinlemesine incelenmesi (Epistemoloji, Ontoloji ve Kozmoloji) gerektiğinde felsefe, fizik gibi ilimler, hepsine vakıf olunabilmesi gerek (güçlü bir savunma yapabilmek için her türlü ilme vakıf olmak lazım)

ÇÖZÜM YOLU: DAKİKUL KELAM DEĞİŞMESİ LAZIM

1 zaten Eşaride bu sebepten dolayı ölmüştür, yani bir şahıs Eşariyi tartışma sonucunda o derece mat etmiş ki, kahrından ölmüş---diye rivayet edilir


2 Hassan Sabbah ALAMUT kalesinde kedine, İsmailiyye davasına cesur ve savaşcı FEDAİLER yetiştiriyor (Dailerin kontrolünde tam manada dava uğruna canlarını vermeye hazır askerler) hem sahte bir Cennet oluşturuyor. Cariyeler satın alıp onları eğitimden geçiriryor + Alamut kalesinde bir köşk ve o köşkün etrafında binbir çeşit çicek, meyve ve her türlü hayvan (hatta evcil arslanlar bile yetiştiriyor= cariyeler bu Arslanlar ve leoparlarla oynuyorlar) Hassan Sabbahın tek amacı İsmiliyye ekolünğ yaymak, ve bir nevi intikam almak (Halifeye karşı bir tavrı var). Davasına yeni yeni insanlar kazabilmek ve Halifenin ordusuna karşı adam kazanabilmek için Peygamberlik iddia ediyor ve cenneti vaad ediyor. Bu vaadinide şöyle bir oyunla sağlamlaştırıyor: “ kendini ve davasını anlattıktan sonra insanlara afyon verip Alamut kalesindeki o cariyelerle, envai çeşit bitki ve hayvanla (ki o cariyeler, yani “sahte” huriler” arslan gibi yırtıcı hayvanlarla içiçe) dolu Alalmuttaki köşke götürüyor. Orada o manzarayı gören etkileniyor. Sonra o kişiye tekrar ayıldığında:” işte sana cennete gösterdim, eğer benim yoluma tabi olur benim Fedailerimden olursa sana ebedi cennet veriyorum”

Vladimir Bartol: Fedailerin kalesi Alamut” kitabından alınmıştır bu bilgiler. Herhalde sınav için fazla önem arz etmıyor



3 Mütekaddimin ile Müteahhirin kelmacıların mücadele ettikleri gruplar farklı:

Mütekaddimin: Mücessime, Brahime ile



Müteahhirin ise: Meşaik= kelamcılarınm rotası tamamen değişmiş ve felsefecilerle mücadele edildiği için felsefe ile içiçce olmuştur

4 Mütekaddiminde buna Muhdesat denilirdi. Artık hudus delilin yerine İMKAN delili gelmiştir. İslam filozofları kelamcıların Hâdis ve Kadîm diye ikiye ayırdıkları varlığı mümkün ve vacib diye ikiye ayırıyorlar


T &I entertainmet...

Yüklə 97,54 Kb.

Dostları ilə paylaş:




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin