Kitap Hakkında ÖLÜm sarhoşLUĞU ya da berzah âlemine geçİŞİn zorluklari


- Anlamsız Dönüş Temennisi ve Telafi Etme Arzusu



Yüklə 0,54 Mb.
səhifə16/26
tarix12.08.2018
ölçüsü0,54 Mb.
#69848
1   ...   12   13   14   15   16   17   18   19   ...   26

4- Anlamsız Dönüş Temennisi ve Telafi Etme Arzusu


Berzah âleminin diğer bir özelliği de şudur: Günahkârlar, berzah âlemine girdiklerinde ve perde arkasının sırlarından bir bölümüne muttali olduklarında, kendi amellerinin neticesini görürler. Günah yükünün kendilerine yaptığı baskıyla pişman olurlar, dünyaya dönüp telafi etmeyi arzu ederler. Bu dünyada olduğu gibi suçlular, cezaya çarptırılacakları an, pişmanlık izhar ederler ve amellerini telafi etmek için çark ederler. Hâlbuki bu, onların sadece dillerindedir; zira dönmüş bile olsalar, gittikleri yolu sürdüreceklerdir.

Bu konu, Müminun Sûresi 99-100. ayetlerde, onların yersiz temennilerine kesin bir cevap niteliğinde şöyle geçmektedir: “Hayır! bu sadece onun söylediği (boş) bir lâftır.” (Gönülden değil, dille söylenen boş bir sözdür. İlâhi takdir bu şekilde değildir.)

Buna benzer bir konu, Münafikun Sûresi 10. ayette de geçer.

Bu ayetler, Allah’ın bu dünyada verdiği mühletten istifade etmeleri için Müslümanlara bir ikazdır, çünkü ölüm gelip çattığında geri dönme ve erteleme olmayacaktır.

Bu yüzden bazı dindar ve zahid kimseler, kendi evlerinde kabir kazarak zaman zaman içine girip yatarlar ve kendi kendilerine şöyle derlerdi: “Farzet ki öldün ve kabre konuldun. Allah’tan, hayır amel işlemen için, seni dünyaya döndürmesini temenni ediyorsun.” Daha sonra dışarı çıkarak kendilerine şöyle derlerdi: “Şu an Allah sana lütfedip bu dünyaya geri gönderdi. Öyleyse, bu andan sonra Allah yolunda adımlarını dikkatli at ve kendini ıslah et ki, ölüm anında Allah’tan, dünyaya döndürülüp amellerini telafi etmen için temennide bulunmayasın. Eğer böyle temennide bulunursan çok kesin bir cevap duyarsın: “Hiçbir zaman dönüş yoktur.”

Allame Gazali İhyâu’l-Ulûm adlı kitabında şöyle nakleder: “(Hace Rebî’ olarak tanınan) Rebî’ İbn Huseym, evinde bir kabir kazmıştı. Her ne vakit kalbinde gaflet ve sertlik hissetse, kabre girip yatar ve saatlerce orada kalır ve sonra şöyle derdi: “Rabbim! Beni geri gönder! Umulur ki, terk ettiğim salih amelleri işlerim.” [1]

Bu ayeti defalarca hüzünlü bir şekilde okurdu. Ardından kendisine hitaben şöyle derdi: “Seni dünyaya geri gönderdik. Öyleyse hayırlı amel işle!”[2]

 

[1]- Mü’minun: 99-100



[2]- Behcetul’l-Âmâl, c. 4, s. 143.

5- Berzahî Ruhların Bu Dünyayla İrtibatı


İnsanların ruhlarının, dünyadan göçtükten sonra bu dünyayla ara sıra irtibata geçtikleri, bilim ve din açısından ispat edilmiştir. Bilimsel ve deneysel yollarla ve hipnoz vasıtasıyla, geçmişte ölenlerin ruhlarıyla irtibata geçen bilim adamları vardır.

Örnek olarak, Londra Ruhsal Topluluğu Başkanı James Arthur Handlay, yazdığı “Ruhlarla Bilimsel Bağlantı”[1] adlı kitapta, ruhlarla irtibata dair nakledilen üç hadiseden sonra şöyle yazar: “34 olayın bir parçası olan bu üç olayı ben, 1 ½ rakamı altında not almıştım.”[2]

Bu kitapta, ölülerin ruhlarıyla irtibat ve ölümden sonraki hayatla ilgili bilimsel konular ve yaşayan tanıklar ele alınmıştır. Bunlar, İslâmî inançların doğruluğu ve berzah âleminin varlığı hakkında günümüz bilim dünyasına göre yaşayan bilimsel bir tanıklıktır.

*   *   *

Genel bir bakışla tümünden şu netice çıkmaktadır: İnsanların ruhları, ölümden sonra bu âleme karşı tamamen yabancı kalmamakta, belki dünyanın durumundan az çok haberleri olmaktadır.

Burada, geçmiştekilerin ruhlarının bu dünya ile irtibatları hakkında birkaç rivayet ve olay aktaracağız:

1. İmam Cafer Sâdık (a.s) şöyle buyurur:

Şüphesiz ki (dünyadan göçen) mümin, ailesinin ziyaretine gelir. Hoşuna giden şeyleri görür, hoşlanmadığı şeyler ondan gizlenir. Kâfir ise, hoş olmayan şeyleri görür, hoşuna giden şeyler ondan gizlenir.[3]

2. Yine İmam Cafer Sâdık (a.s) şöyle buyurdu:

Dünyadan göçen hiçbir mümin ve kâfir yoktur ki, öğle vakti kendi ailesini görmeye gelmesin. Ailesinin hayır işlerle uğraştıklarını gördüklerinde, Allah’a bu nimetten dolayı hamdedip şükrederler. Kâfir ise, aile fertlerinin iyi işlerle meşgul olduğunu gördüğünde, bu durum onun için pişmanlık ve hasret sebebi olacaktır.[4]

3. İshak İbn Ammar şöyle der:

İmam Kâzım’a (a.s): “Ölü kendi ailesiyle görüşüyor mu?” diye sordum.

İmam Kâzım (a.s) buyurdu ki: “Evet.”

Sordum ki: “Zaman açısından ne kadar görüşüyor?

İmam şöyle buyurdu: “O müminin Allah katında ne kadar makamı varsa o kadar. Her Cuma, her ay, her yıl bir defa.”

Sordum ki: “Onlar aile fertlerini görmeye nasıl gelirler?”

İmam şöyle buyurdu: “Duvarların üstünde konan ve onları yukarıdan izleyen hoş bir kuş suretinde. Onları hayır ve iyilikte görürse sevinir, kötülük, darlık ve üzüntü içerisinde görürse kederlenir.[5]

4. Yine İshak İbn Ammar şöyle der:

İmam Kâzım’a sordum: “Dünyadan göçen mümin, kabrinin kenarına gelip ziyaretle meşgul olan şahsı tanır mı?”

İmam cevaben buyurdu ki: “Evet o şahıs kabrin kenarında olduğu müddetçe onunla yakınlık kurar. Ama kabrin kenarından kalkıp gittiğinde, (ölü) kendi kabrinde yalnızlık hisseder.”[6]

5. Abdullah İbn Süleyman şöyle der:

İmam Cafer Sâdık’a (a.s), Müslümanların kabirlerini ziyaret hakkında sordum.

Şöyle buyurdu: “Cuma günü kabirlerinin yanına giderek onları ziyaret et. Zira onlardan her kim sıkıntı ve darlıkta olursa, fecrin doğuşuyla güneşin doğuşu arasında, işlerinde genişleme ve rahatlama meydana gelir. Bu yüzden, her kim böyle bir günde onların ziyaretine giderse, bundan haberleri olur. Ama güneşin doğuşundan sonra serbest bırakılırlar.” (Kendi aileleriyle görüşmezler.)

Bunun üzerine şöyle sordum: “Ölüler, kabir ziyaretine gelenlerden haberdar olup seviniyorlar mı?”

İmam buyurdu: “Evet, ziyaretçiler kabir ziyaretinden ayrıldıklarında, yalnızlık hissediyorlar.”[7]

Bu rivayete göre; Cuma gününün sabahı (sabah ezanı ile güneşin doğuşuna kadar) kabir ehlini ziyaret için en iyi vakittir.

6. Emirü’l-Müminîn Ali (a.s) şöyle buyurur:

Kendi ölülerinizle görüşün, çünkü onlar sizlerin görüşmelerinizle sevinirler. Sizden her biriniz, anne ve babanızın kabri kenarında, hem onlar için, hem de kendiniz için duada bulunun. Kendi hacetinizi onların kabri kenarında Allah’tan isteyin.[8]

Konunun özü şudur: Berzah âlemindeki ruhların, bu dünya âlemiyle olan irtibatları o kadar güçlü ve sıkıdır ki, bu ruhlar, dünyada neticelendirdikleri amellerin hemen ardından onlardan yararlanmaktadırlar. Onlar hesabına hayır yapan kimselerin hayrı hemen onlara ulaşmaktadır. Ölülerin bu dünyadan yararlanmaları hakkında örnek olarak birkaç rivayetin zikredilmesi uygun olacaktır.

 

[1]- Bu kitap, Batı dünyasında üç yıl zarfında 29 baskı yapmış, sonunda Kâzımî Halhâlî Bey’in girişimiyle Farsça’ya tercüme edilmiştir.



[2]- age,s. 183.

[3]- Furû-i Kâfî, c. 3, s. 230.

[4]- age.

[5]- age. Kuşlar evinizin duvarlarına nasıl konar ve kolayca gidip gelirlerse, müminin ruhu da böyledir. Şu var ki onun ruhu bir kuşun görünümüne bürünür.

[6]- Furû-i Kâfî, c. 3, s. 228.

[7]- Bihâr, c. 6, s. 256.

[8]- Furû-i Kâfî, c. 3, s. 230.


Yüklə 0,54 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   12   13   14   15   16   17   18   19   ...   26




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin