Konuşmaci : Ortak basın bildirisini sizlere sunuyorum



Yüklə 207,76 Kb.
səhifə4/4
tarix28.10.2017
ölçüsü207,76 Kb.
#19221
1   2   3   4

AV. FİKRET İLKİZ : Bu sözleşmenin tarafı olan 179 devlet 5. madde çerçevesinde kadın erkek eşitsizliğin temelinde yatan önemli bir unsurun ayrımcı toplumsal değer ve kalıp yargıların olduğunu ifade etmektedir. Ve taraf devletler toplumdaki cinsiyete dayalı ayrımcılık içeren bütün geleneksel ve kültürel davranış kalıplarını ve tutumlarını dönüştürme yükümlülüğünü üstlenmişler ve bunun için etkin faaliyette bulunmuşlardır ama görev devletin değildir görev bizimdir. Hepinize saygılar sunarım.
PROF. DR. KORKMAZ ALEMDAR : Toplantıyı bitirmek üzereyim ama sayın Kenan kardeşimiz bize bir şiir yazmış ama şiir medya ve kadınla ilişkili olmadığı için okuyamadık. Daha çok toplumsal destekle ilişkili bir dahaki toplantıda okuruz belki. Şimdi şöyle bir sorun yaşıyoruz. Birisi sorunlardan biri ve önlenmesi, kendi yaşadığımız toplum ve onun sorunlarının ağır baskısı altındayız ve mutlu değiliz. Yana yaşadığımız ülkeden keyif alamıyoruz. Kadın erkek ilişkilerinden keyif alamıyoruz, çalışma ortamından keyif alamıyoruz, üniversitedeki eğitimden mutsuzuz, insanların büyük çoğunluğuna sorduğumuzda, nerede yaşamak istersiniz diye sorduğumuzda insanlar ezici bir çoğunluğu buranın dışında bir yerde yaşamak istiyorlar. Gelirden memnun değiliz, gelir dağılımından memnun değiliz, başımız sıkıştığında yargıdan memnun değiliz, siyasal iktidardan hiç memnun değiliz ve bu ağır yük altında da çözüm arıyoruz. Çözüm ararken de bir kısmımız bizi daha iyi adam edebileceklerini zannettikleri dışarıdaki o evrensel gelişmenin parçası olarak algılanan işte bazen Avrupa, bazen Amerika yani uluslar arası normları, hukuk normları yada yaşam normları getiren baskıdan medet umuyoruz. Çünkü haklılar. Çünkü hükümete güvenilmiyor, bakanlığına güvenilmiyor bu hem evrensel ilkeleri uygulamaya kalkan insanların tavırlarına güvenilmiyor. Bir taraftan diyorsunuz ki uluslar arası normlara uyacağız diyorsunuz, bir değişiklik yapıyorsunuz, yapa yapa ucube işler çıkartıyorsunuz. Öbür taraftan da içinde yaşadığı toplumun kurallı olmasını isteyenler var. çünkü birinciler sanki içerdeki yapılan düzenlemelere karşılar çünkü bunların hep kötü, yetersiz ve yanlı uygulandığını düşünüp mutsuz oluyorlar. Şimdi aslında herkesin buluştuğu nokta aynı. Daha iyi bir yaşam, daha insancıl daha çağdaş bir toplum. Ama nasıl yapılacak. Kural dediğimizde hedef kuralları sanki sadece RTÜK uyguluyor gibi dehşetle karşı çıkıyor. İyi ama yaşadığımız toplumda kurallar yoksa ve kuralları da titizlikle uygulamıyorsa size katılıyorum Nuran Bayer’e bu işleri öyle teknolojinin katkıları, bunların uygulanma biçimi, evrensel normlarla falan çözemiyor. Çünkü batı dünyası geliştirdiği kuralları zaten güçlü olduğunu bildiği ve başka toplumları da ciddi olarak dönüştüreceğini bildiği için gücün etkisindeki kuralların uygulanmasını istiyor. Yani kendi yarattığı teknoloji, kendi yarattığı toplumsal sistem ve onun normlarının egemen olmasını istiyor. Şimdi biz; adamdan şikayetçiyiz çünkü kötü davranıyor. Çünkü beğenmiyoruz yani bir biçimde sorunlarımız var. kadın erkek ilişkisini kastediyorum. Bunu eğitemiyoruz, bunu dönüştüremiyoruz, toplumun kurumları bu dönüşüme kısa vadede bizim yaşamımızı kolaylaştıracak şekilde çare bulamıyor, ne yapacağız., nereden çözüm bulacağız. Çok ciddi sorun. Medyaya dönüyorum, acaba medya yardım eder mi. çünkü istediğiniz kadar güvenmeyin, istediğiniz kadar nefret edin Türkiye’de herkesin son tahlilde güveneceği kurumlardan biri medyadır. Neden. Çünkü herhangi bir şekilde ikna ederse onu rahatsız eden unsurları yayınlayabilecek, baskı kurabilecek, birilerini biraz caydırabilecek bir güçtür. İyi ama artık öyle bir olanak fiilen yok ki. Medya dediğimiz güç tamamen dışa bağlanmış, büyük ölçüde, hepsi değil ama tirajının çok büyük bir kısmı, televizyon kanallarının çok büyük bir kısmı sanki dışarıda üretilen, sadece dışarıdan getirilen ve sadece dışardan yönlendirilen politikaların ışığında çalışıyor. Peki ne yapacaksınız. Meseleyi sadece kadın erkek konusuna takarsanız çözüm yok. Orada yapacak çok şey var onunla uğraşmak gerekiyor. Bu zahmetli, zor, insanların eğitimini gerektiriyor, zaman istiyor, acı veriyor. Kadınların televizyondan etkilenmeleri yeni başlamadı ki. Dallas dizesi başlayınca bunu yaşamıştık. Çocuğu olmayan insanlar kendini Suelen kaderiyle ortak özdeş görüyorlardı. Onun da çocuğu olmuyor pardon Pamela benim de çocuğum olmuyor diyorlardı. Güneş görmeyen bir mekanda oturan zavallı diyebileceğimiz eğitimsiz bir kadın, Amerika’nın seçkin bir ailesinde her türlü olanaklara sahip bir insanla kendi yaşamını özdeş görüyordu. Biz ne yaptık. Biz bunları akılcı, ne olduğunu anlayabilecek iletişim fakülteleri eğitim politikası ile desteklemek yerine biz bunların ayrıntıları ile uğraştık. Söylemek istediğim konu şu; basitten karmaşığa giden yapıyı dikkate almazsanız çözüm yok. Kadın konusunda problemler var, hakları var, bu hakların desteklenmesi, korunması gerekir, çünkü az önce başlarken söyledim. Fransızlar bile yasadan medet umuyorlar aksi takdirde diyorlar, kadınlar o yandaki küçük taburelerden kalkıp, koltuklara oturamayacak diyorlar. Kadınların yeri tabureler, hatta yer. Başka türlü bunlara şans yok. Fakat bu minik ve önemli sorunlara kafa yorup, çözüm ararken, o evrensel bizi yönlendiren güçleri ve onların yarattığı ortamı da dikkate almak durumundayız. Onları dikkate almadan hiçbir şeye ulaşmak mümkün değil. Amerikalılar Centar*diye bir araştırma konusu yarattılar. Sevgili arkadaşlarım bana da sordu iletişim fakültelerinde buna yeterince ehemmiyet veriyor musunuz diye. Evet bazılarında fazla da ehemmiyet veriliyor. İşi gücü bıraktık toplumun temel sorunları yerine kadın araştırmaları meselesini konuşmaya başladığımız yerler var. Ama bizim sorunumuz sadece kadın meselesi değil ki, bizim sorunumuz top yekun kalkınma meselesi. O kalkınmada kadına zaten o işi verebiliyorsanız, az önce söylediklerimi yadsımıyorum onların özel bir eğitim ve ilginin önemi olduğuna inanıyorum ama Allah aşkınıza sorunları çözmek için kadına iş, kadına bir ücret ve kadına başını sokabileceği bir mekan verin. Bunu vermeden ne erkeğin eğitimi mümkündür nede kadının kendi durumunu iyileştirmesi mümkündür. O yüzdendir ki birbirimizi yemek yerine, birbirimize kızmak yerine aşağı yukarı aynı ortak noktalarda birleştiğimizi bilerek ama basitten karmaşığa giden, yeryüzünde yaşanan belaların esas sorunlarının nasıl çözüleceğini hiç olmazsa günde iki dakika, yani Allah kahretsin deyip adam konusunda söylenirken, o adamı o hale getiren güçlerin de kimler olduğunu düşünmeyi eğer becerebilirsek top yekun hak etmişizdir.teşekkür ediyorum.

TOPLANTI SONU





Yüklə 207,76 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin