İMAM (A.S)'IN DOĞUMU
İmam (a.s), Mekke'de Beytullah El Haram'ın göbeğinde (Kabe'nin içinde) Cuma günü, Recep ayının 13’ünde fil yılından 30 yıl sonra doğdu. Babası Peygamber (s.a.a)'in amcası, annesi babasının Amcasının kızıdır. Peygamber (s.a.a) Hz. Ali (a.s)'nin doğduğu yılı hayır ve bereket yılı olarak ilan etti. Ona sütü kendisi getirir, yıkarlarken suyu kendisi döker, beşiğini kendisi sallar, uyanıkken onunla oynar, yükler göğsüne bastırırdı.
LAKAPLARI
Annesi ona babasının adını, babası da Ali adını vermişti. Lakaplarına gelince sayılmayacak kadar çoktur. Ben bir kısmını yazıyorum. Emir El Müminin (Müminlerin Emiri), Yasub Eddin (Dinin erkek arısı), Peygamberin Kardeşi, Betül'ün Kocası (Betül Hz. Fatıma (a.s)'nın lakabıdır), Kafir Katili, Cennet ve Cehennem Ayırt edicisi, Sancak Sahibi, Arapların Efendisi, Arıların Emiri. Bu son lakabına gelince bununla ilgili hadis; Bihar ül Anvar Kitabının 3. cildin sonunda şöyle anlatılır: "Mağaranın birinde Arı bulunmuş ancak arılar öyle saldırganmış ki hiç kimsenin gücü içeri girip bal almağa yetmemiş. Buna karşılık Hz. Ali (a.s) mağaraya girmiş ve çıkarken yanında külliyetli bir balla dönmüştü. Bunun üzerine Hz. Muhammed (s.a.a) ona Emir Ennehl (Arıların Emiri) lakabını takmıştı."
ZEVCELERİ VE ÇOCUKLARI
Hz. Fatıma (a.s) ile evlendiğinde kendisi 25, Fatıma 10 yaşında idi. Fatıma Mekke'de Peygambere ilk vahyin gelişinden beş yıl sonra doğdu. Hicretin 2. yılının Zil Hicce ayında evlendiler. Derler ki: eğer Ali olmasaydı Fatıma’ya denk hiç kimse olmayacaktı. İmam (a.s)'a Hasan (a.s) , Hüseyin (a.s), Zeyneb El Kübra (a.s), Zeyneb El Süğra lakaplı Ümmü Gülsüm (a.s)'ü getirdi. Bir rivayete göre Hasan ve Hüseyin İmam (a.s)'ı "Baba" diye çağırmazlardı çünkü Peygamber (s.a.a)'den başkasını baba olarak görmezlerdi ve bu durum dedeleri vefat edinceye kadar sürmüştü.!
Hz. Fatıma (a.s) vefat ettikten sonra bir kaç kadınla evlendi.
-
İmame Bint-i Ebu-l Ass’ın. Annesi Peygamber (s.a.a)'in kızı Zeynep'ti kendisine Kerbela' şehidi Muhammed El Avset (a.s)'i Dünyaya getirdi,
-
Havle Bint-i Cafer İbn-i Kays El Hanefiyye, İbn-i El Hanefiyye olarak bilinen Muhammed El Ekber (a.s)'i Dünyaya getirdi.
-
Ümmü Habibe Bint-i Rabia, Ona Ömer ve Rukiyye (a.s)'yi Dünyaya getirdi.
-
Ümmül Benin, Bint-i Hizam El Kilabiyye, ona hepsi Kerbela'da şehit düşen Abbas, Cafer, Abdullah, ve Osman (a.s)'ı Dünyaya getirdi.
-
Leyla El Darimiyye, Kerbela'da şehit düşen ; Ebu Bekir lakaplı Muhammed El Asgar ve Abdullah(a.s)'ı Dünyaya getirdi
-
Esma Bint-i Hamis El Hasamiyye, Yahya ve Avn (a.s)'ı Dünyaya getirdi.
-
Ümmül Mesud El Sakfiyye, Ümmül Hasan ve Remle (a.s)'yi Dünyaya getirdi.
Bu saydıklarımızın dışında da evlendi onlardan kızları oldu. Kızların adları sırası ile: "Nefise, Ümm Hani, Rukiyye El Suğra, Ümmül Kiram, Cümene, İmama, Üm seleme, Meymune, Hatice ve Fatıma (a.s)"
Çocuklarının toplamı 27'dir, bunların 14'ü erkek diğerleri kızdır. Şehit edildiği zaman yanında 22 kadını vardı. Bunların dördü zevce idi: Kadınların en hayırlısı Fatıma'nın yeğeni İmame, Leyla Bint-i Mesud, Esma Bint-i Amis, Ümmül Benin El Kilabiyye. Diğerleri çocuk anaları idi.
İMAM (A.S)'IN SIFATLARI
Orta boylu, –ne uzun ne kısa sayılırdı–, esmer tenli, saçları dökük, kaşları ince ve uzun, gözleri büyük ve siyah, yakışıklı, güleç yüzlü, zarif, geniş göğüslü, boynu uzun, göbekli, sırtı düz – sanki hiç eklemi olmayan tek parça gibi–, elleri büyük, fazla eti olmayan adaleleri, pazıları kollarından fark edilmezdi, kolları kalın, el ve ayak dirsekleri ve tabanı büyük, ayakları ince idi. Muğire Bin Şu-be "Ali Aslana benzer, Aslanda kalın olan onda kalın Aslanda ince olan onda da incedir" derdi.
Yürüyüşü Hz. Muhammed (s.a.a)'in yürüyüşüne benzerdi. Savaşa başlarken hiçbir şeyden çekinmez koşar adımla giderdi. Bir atlıyı hiç zorlanmadan havaya kaldırır yere çalardı. Bir kişinin kolunu sıktığı zaman o kişinin nefesi kesilirdi. Ne sıcaktan ne soğuktan etkilenirdi. Bazen yazın kış elbiseleri ile veya kışın yaz elbiseleri giyerdi.
▬
DİPNOTLAR
1)Ehlibeyt Mektebinde bu konularda çok eser mevcuttur. Eş-Şafi - Murtaza3 ciltlik Dalailu' Sıdk Şeyh Muzaffer
Ayanu'ş Şia 3. cilt - Esseyid Muhsin El Emin
El Muracaat - Şerafuddin El Gadir - El EminiBu kitapları sadece değerli kitap oldukları için değil, özellikle Nassı(İçerik) ispat ederken, şüpheye düşen Ehl-i Sünnetin güvendikleri ve dayandiklari kaynaklara işaret ettikleri için zikrettim.
***********************************************2) Şeyh Muzaffer Dalailu's Sidk kitabında bu hadisin Tirmizi’nin Sahihinde Hz.Ali’nin faziletleri bölümünde, Hakim'in Müstedrikinde yine aynı adı taşıyan bölümünde, İbn-i Hacer’in Savaik in birinci bölümünde anlattigini yazar C:2, S:3, 1953 baskısı
***********************************************3) 1959 yılında Mısır’lı yazar Mustafa Mahmud, “Allah ve İnsan” adlı kitap yazdı, kitapta yaratıcının varlığını inkar etti, çünkü sadece denemeye dayalı bilime inanıyordu, ben ona cevap olarak “Allah ve Akıl” adlı kitabı yazdım ve dört kere basıldı, sonra adı geçenin bütün yazdıklarını takip ettim daha sonra “Gece Yarısından Sonraki Günlükler” adlı kitabında önceki fikrinden vazgeçiyor ve “Deney bir adım olabilir ama her şey değildir, ben ilime inanırım yalınız onunla yetinmem, duyulara da inanırım ancak onlar her şey değildir” diyordu. Demek ki insan yansız ve insaflı bir şekilde araştırma yaparsa gerçeği öğrenir ve Hak yolunu bulur.
***********************************************
4 ) İbni Kuteybe'nin El İmame ve assiyese adlı kitabının C:1, S:6, 1957 baskısında Ebu Bekir'in "Bilin ki benim bir şeytanım vardır bazen yolumu kesiyor" dediğini yazmaktadır. İbni Kuteybe, Sünnilerin en güvendiği kaynakların arasındadır. Vefatı: 276 H. Ayrıca, aynı konuyu Tabari Tarihinin birinci cildinde okumak mümkündür. İlginç olan bir durum da bazılarının "Bunları Şiiler ekledi " demeleridir. Tabari'nin ve Tabari gibi yazan diğerlerinin Şiiler hakkında yazdıkları sövgü ve iftiralar doğru ve hak olarak kabul edilirken başkalarına dokundurdukları zaman Şiiler eklemiş oluyor. Bu durumda Şiilerinde, Tabari ve diğerlerinin Şiiler hakkında yazdıkları sövgü ve iftiraları Sünniler eklemiş deme hakları vardır. Vicdan sahipleri karar versin.
***********************************************
5 ) Kıyas, Sünni Fıkhının temel usuller arasındadır. Oda, şeriatta hükmü var olan bir olayın hükmünü, kıyas yaparak benzer bir olay için vermeleridir. Hükmü verirken, Şari (hükmü koyan) ne özel ne genel anlamda asla bir nass koymamış olsa da Fakih kendi takdirini kullanarak hüküm verir. Şiiler kıyası, Şari (şeriatı emreden), olaya neden olan konuda açık bir hüküm koymamışsa kabul etmezler. Yani hüküm nassa gerek duyuyorsa, hükme neden olan olayda nassı gerektirir.
***********************************************
6) Mısır'ın büyük edebiyatçılarından biri olan ve bir çok eseri bulunan Abdurrahman El Şarkavi dediki: Hz. Ali (a.s) sekiz yaşında iken –henüz ne peygamberlik ne de vahiy vardı- amcasının oğlunun insanlığından onu sevdirecek ve onu yüceltecek şekilde konuşurdu. Yani Hz. Ali (a.s) o zamandan İslam çağrısı ve başarısı için gerekli ön hazırlığı yapıyordu.
***********************************************
7) Ali ve Felsefe adlı kitabımda bir çok çağdaş bilim adamından örnek vererek bilimin ve bilim adamlarının, bir bilim dalının muhtelif bilimlere kapı açtığını gördükten sonra bu teoriyi desteklediğini yazmıştım.
***********************************************
8) Bunların içindenn: Altı sahihten birinin yazarı Nesaiye ait bir kitap, Ebi Naim El Asfahani'nin yazdığı kitap, Ebi Abdulkerim El sukarri'nin yazdığı kitap, (Esseyid Emin'in Ayanu Şia kitaplarının sayabiliriz. C:3)
***********************************************
9) Bu kitabın akıldan başka İmam yoktur bölümündeki .... çoğu haktan nefret eder kısmına bakınız.
***********************************************
10) Bu kitabın İmamı Ali Bölümü, Naşşar'la birlikte kısmına bakınız
***********************************************
11) Allame Seyyid El Murtaza El Askeri İbn-i Seba hakkında bir kitap yazdı, rakam ve kesin delillerle uydurulmuş bir kişilik olduğunu ispat etti. Ben de, Me Uleme El Necef adlı kitabımda bu konuya değindim. Hatta El Naşşar bile kitabının birinci cildinde İbn-i Seba'nın varlığından emin bir şekilde bahsettikten sonra ikinci cildinin 23. sayfada "İbn- Seba'nın kişiliğinin uydurma olması muhtemeldir." Diye yazmaktadır.
***********************************************
12) El Naşşar'ın kuşağından olan Dr. Tevfik El Tavil'in yazdığı Üsus El Felsefe (Felsefenin temelleri) adlı 1959 baskılı kitabının 391. sayfada "Şiilerin İslam'ın ruhsal içeriğini zenginleştiren his edilir katkıları olmuştu, onların faal hareketleri dinin taşlaşmasına ve donuk kalıplara girmesine engel oldu." Demiştir.
***********************************************
13) Kuran Işığında Ali(a.s)'nin İmameti adlı kitabımda:"Mutaassıpların Hz. Ali (a.s)' nin ilk Müslüman olduğunu inkar etme imkanı bulamayınca gerçeği itiraf etmekte onlara zor geldiği için demagojiye başvurdular ve ilk inanan yerine ilk inanan çocuk dediler....
***********************************************
14) Al Gazali, El Mustasfi Kitabının mutabakat şartları bölümünde "Masumiyet ümmetin mutabakatı ile gerçekleştiği kabul edilmiştir:" diye yazmıştır. Allah'ta Kuranı Kerim'de - Ve bir şeyde ihtilâfa düştünüz mü onun hükmü, Allah'a âittir. Diye buyurmuştur. Ehli Hakkın az olduğuna dair bir çok rivayet vardır, bu konuda Allah'ta " Çoğu kavrayamaz" diye buyuruyor. Bu durumda Sünni inancına göre masumiyet için, mutabakat yeterlidir. Çoğunluk hatadan masum değildir hatta çoğu zaman hak azınlığın tarafında olmaktadır.
***********************************************
15) Sahihi Buhari C:5, Hz.Fatıma'nın faziletleri bölümünde ' Allah'ın Resulu dedi ki "Fatıma benden bir parçadır ona eziyet eden bana eziyet etmiş sayılır. Diye yazılmıştır.
Sahihi Muslim'in 2. Cildin 2. Bölümündeki Hz.Fatıma'nın faziletleri bölümünde Peygamber (s.a.v)'in Fatıma benden bir parçadır onu üzen beni üzer ona eziyet eden bana eziyet etmiş sayılır. Diye yazılmıştır.
***********************************************
16)Abdul Muttalib'in on erkek çocuğu vardı, Abbas, Hamza,Zubeyr, Cuhl,(Ğaydak) Mukaddim, Dirar, Nevfel, Haris, Ebu Leheb, Abdul Uzza, Ebu Talib adı da Abdül Menaf ve Abdullah. Abdullah, Ebu Talib ve Zubeyr Fatıma Bint-i Amru İbn-i Ayed adlı kadından diğerleri başka kadınlardandı. Hz. Muhammed (s.a.v) ve Hz. Ali (a.s)'nin babaları aynı anadan ve babadan idi.Zubeyr'in çocuğu olmadı, Abdullah'ın bir oğlu oldu Hz. Muhammed (s.a.v), Ebu Talib'in ise üç oğlu oldu, Cafer, Ukayl ve Hz.Ali(a.s), Ebu talib'in çocukları birbirleridei on yaşla büyüktür. Bihar ül Anvar /Meclisi
***********************************************
17)Bir rivayete göre Hz. Muhammed'e (s.a.v) otuz yaşını doldurduğu yıl doğmuştur.
***********************************************
18) Eskiler, Hz.Ali (a.s)'nin ilkMüslüman olduğunu inkar edemeyince, hileye ve laf cambazlığına başvurarak "İlk Müslümanlar, Kadınlardan Hz. Hatice, Erkeklerden Ebu Bekir, çocuklardan Hz. Ali (a.s)'dir." Dediler.
***********************************************
19) Dalail Essıdk kitabına göre, El Mavakit kitabında ve Hakim'in Müstedreki C:3, S:32 de yazılıdır.
***********************************************
20) "Rihlat El İmam El Zincani" 1947 baskısı S:400, Sadr El Mutellihin 16 y.y filozoflarındandır.
***********************************************
Şeyh Had, "Mustedrik Nehj El Belağa" adlı kitabında, Nehj El Belağa daki hutbelerin Şerif Errida doğmadan muhtelih kitaplarda kayıtlı olduğunu ispat etti.
***********************************************
21) İlim El Yakin – Muhsin El Fayd, 1303 H baskısı S: 126
***********************************************
22) Zahair El Ukba fi Manakib zaviy El Kurba – S:64
***********************************************
23) Aynı kaynak
***********************************************
24) Aynı kaynak
***********************************************
25) Aynı kaynak ve Hayat Ali İbn-i Ebi talib – Eşşeyh Eşşenkıytı
***********************************************
26) Allah ve Akıl adlı kitabım S:54
***********************************************
27) Bazıları dedi ki : "maddenin zihnin içinde olması imkansızdır çünkü zihin eğriyi ve doğruyu sıcağı ve soğuğu düşünür. Yoksa zihin aynı anda hem doğru hem eğri, hem sıcak
hem soğuk olması lazımdır. Bu durumda zihinde var olan şey maddenin kendisi değil sureti olması gerekir" dedi
***********************************************
28) Bazı müellifler, Yakin'i üç bölüme ayırdılar, birincisi İlm El Yakin: bir şeyi görmeden onu etkisi ile varlığına kanaat etmesi, ikincisi Ayn El Yakin: oda gözü görüp tanıması, üçüncüsü Hak El Yakin: oda bir şeyle bizzat bire bir ilişki kurmasıdır.örneğin: Ateşin ışığını uzaktan gördüğün zaman bu ilm el yakin, onu gözünle gördüğün zaman bu ayn el yakin. Ancak ateş sana dokunursa bu hak el yakindir.
***********************************************
29) El Hafif Ettabari / Zakhair El Akbi 1356 baskısı, S:228
***********************************************
30) Ennas Vel İctihad 1956 baskısı S:78, El Müstedrik, Kitab Maarifet Essahabe C:3,S124'den naklen
***********************************************
31) Bu paragrafı, Ahmed Teymur'un yazdığı bir kitaba üstat El Cundi'nin yazdığı uzun bir önsözden aldım.
***********************************************
32) Musul Müftüsü Şeyh El Abdi, "El Nuvat" adlı kitabının 109. sayfasında: "Müslim'in ve Tirmizi'nin rivayet ettikleri "El Sikeleyn (iki emanet)" hadisindeki Peygamberin sık sık ehlibeytini tavsiye etmesinin nedeni kendisinden sonra onların başına geleceklere bir işaretti. Ve o olaylar etkisi yüzyıllar sürecek, İslam'ın özüne saplanmış bir hançer darbesidir!
***********************************************
33) El Akd El Ferid kitabının müellifi birinci ciltte hep yatık vazıyette kalan bir özürlü insanlara ne söylemek istediklerini bildirirdi. Bazı tarihçiler ve Hadis rivayetçileri başka
özürlüler için de buna benzer şeyler yazdılar.
***********************************************
34) 1233 Allme El Meclisi'nin Hicri baskılı Bihar ül Anvar, C:13, 135.163.168. sayfalar. El Meclisi 279 yıl önce vefat etti. Bilindiği gibi Meclisi 430 yılında vefat eden Şeyh Ettusi'nin El Ğaybe, 413 yılında vefat eden Şeyh El Müfid'in El İrşed ve 381 yılında vefat eden EL Saduk'un El Maani adlı kitaplarınan nakletmişti. Bu kitaplar halen basılmakta ve okunmaktadır. Bu hadislerin İmamiyye kitaplarında yazılması bin yıl öncesine dayanır.
***********************************************
35) Deleil Essıdk kitabı C:3, S:160
***********************************************
36) Burada akıl ve nakil yoluyla Hz. Muhammed (s.a.v.)'in velayetini kabullenen herkesin İmamın da velayetini kabul etmesi gerektiği konusunu daha çok uzatmak istemiyorum
çünkü bu konuyu "Mâa Aşşia El imamiyye ve Ehl-i Beyt" kitabında yazmıştım.
***********************************************
37) Bu kitapta Şiilere atılan iftiraların yanı sıra bir çok hata da vardır. Örneğin: c:1, S:31'de "İslam'ın üç temeli vardır: «Kur'an, Sünnet ve Hadis». Bütün İslam alimleri bilir ki Sünnetle Hadis aynı şeydir. Yine C:1, S:31'de de söylenen ve söylenmeyen küllidir, (bütündür) cüzi (parça) ise külli için söylenen ve söylenmeyendir." Bu tıpkı bir kişinin «bu hayvanın karnındaki ya erkektir ya değildir.» demeğe benzer. Oysa felsefe ve mantık ehline göre külli çoğunluğu, cüzi ise sadece tekliği ifade eder. Müellifler ise küllinin ve cüzinin tarifini birleştirip her ikisini birden tarif ettiler.
***********************************************
38) Şair bir gün halkı anormal bir şekilde hareketli görünce nedir bu hıys bıys? (karışıklık) dedi ve bu onun lakabı haline geldi. Kendisi tanınmış bir Fakih ve şairdi. Çok güzel şiirleri vardır.
***********************************************
39) Tartışma çok uzundur ben özetleyerek yazıyorum.
***********************************************
40) Bihar ül Anvar C:13, İmam (a.s)' ın Hz. Mehdi (a.s) hakkında söyledikleri bölümü.
Dostları ilə paylaş: |