6.3 Eğitim
Kişisel koruyucu donanımları kullanan kişiler; korunmanın gerekliliğini, koruyucunun başka korunma yönteminin yerine veya yanı sıra kullanılmasının nedenlerini ve bunu kullanarak sağlayacakları yararı anlamış olmalıdırlar. Korunma olmadığında oluşacak maruziyetin sonuçlarıyla birlikte, kişisel koruyucu donanımların kullanım kuralları ve hangi durumlarda maksada uygun ve etkili çalışmayacağı da acık bir bicimde anlatılmalıdır.
Etkili bir kişisel korunma sağlamak için verilecek eğitimde:
-
Kişisel koruyucu donanım kullanılmasını gerektiren riskin önlenmesi için alınan tedbirler,
-
Bu tedbirlere rağmen sürmekte olan riskin düzeyi ve muhtemel olumsuz sağlık güvenlik etkileri,
-
Kişisel koruyucu donanım ile çalışma mecburiyetinin, bu olumsuz etkileri önleme çabasından kaynaklandığı,
-
Kişisel koruyucunu donanımın; hangi etkilere karsı koruma sağladığı, nasıl kullanılacağı, bakımının ve temizliğinin nasıl yapılacağı, nerede ve nasıl saklanacağı, anlatılmalı ve uygulamalı olarak gösterilmelidir.
6.4 Madencilik Sektörü ve Kişisel Koruyucu Donanımlar
Maden İşyerlerinde En Çok Karşılaşılan Riskler Madencilik sektörü, tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de, iş kazaları ve meslek hastalıkları açısından en riskli sektörler arasındadır. Yangın, su baskınları, gaz ve toz patlamaları, göçükler gibi birçok tehlikeyi bünyesinde barındırmaktadır. Aynı zamanda pnömokonyoz olarak adlandırılan ve tozdan kaynaklanan Silikozis, Antrakozis gibi akciğer hastalıkları genellikle maden işçilerinde görülmektedir. Risk faktörlerini kaynağında yok etmek veya kontrol altında tutmak için alınan teknik ve organizasyonel tedbirler zaman zaman yeterli olamayabilmekte, bu tedbirlerin yanı sıra kişisel koruyucu donanımların (KKD) kullanılması da gerekmektedir.
6.4.1 Kişisel Koruyucu Donanımlar
KKD, bir veya birden fazla sağlık ve güvenlik tehlikesine karşı korunmak için kişilerce giyilmek, takılmak veya taşınmak amacıyla tasarlanmış herhangi bir cihaz, alet veya malzemeyi ifade eder.
KKD’lerin üretimi ve işyerlerinde kullanılması konusunda Kişisel Koruyucu Donanım Yönetmeliği ve Kişisel Koruyucu Donanımların İşyerlerinde Kullanılması Hakkında Yönetmelik hükümlerine uyulmalıdır.
CE İşareti ve Güvenli Ürün
Güvenli ürün, kullanım süresi içinde, normal kullanım koşullarında risk taşımayan veya kabul edilebilir ölçülerde risk taşıyan ve temel gerekler bakımından azami ölçüde korunma sağlayan üründür. CE işareti ürünün bu gerekleri karşıladığının bir göstergesidir. Piyasada bulunan tüm KKD’ler CE işareti taşımak zorundadır.
Madenlerde Kullanılması Gerekli KKD’ler
Baş Koruyucuları
Resim-6.1 Baş Koruyucular
Baş koruyucuları, madenlerde en yaygın olarak kullanılan koruyucudur. Geleneksel madenci baretleri, madenlerde çarpmadan dolayı meydana gelecek ve parça düşmesinden kaynaklanacak zararları önemli ölçüde azaltan özelliğe sahiptir. Baret ile kullanıcının kafası arasındaki boşluğun az olması, baretin koruyucu özelliğini azaltmaktadır. Baretlerde bir lamba ayağı ve kablo tutacağı bulunur ve buraya madenci lambası takılır. Yüz korumanın gerektiği maden işlerinde tam yüz siperli baretler, gürültüden korunma gereken maden işlerinde kulak koruyuculu baretler kullanılabilir. Sürekli aydınlatmanın sağlanamadığı madenlerde, baş lambaları, madencilerin etkin ve güvenli çalışmaları için çok önemlidir. Baş lambalarının sağlam olması, eldiven ile kolay kullanılabilmesi, yeterli aydınlatma düzeyi ve çalışma süresine sahip olması gerekmektedir.
El ve Kol Koruyucuları
Resim-6.2 El ve Kol Koruyucuları
Bazı maden işleri el, kol ve deride tahrişe neden olabilir. Buna karşı eldiven ve benzeri el ve kol koruyucuları kullanılmalıdır. Eldivenlerin giyilemediği durumlarda ek koruma olarak önleyici kremler kullanılmalıdır.
Göz ve Yüz Koruyucuları
Resim-6.3 Göz ve Yüz Koruyucuları
Birçok maden işlerinde, madencinin maruz kaldığı tehlikelerin özelliğine bağlı olarak göz ve yüz koruyucuları kullanılmalıdır. Tam yüz koruması gerektiren kaynak, kırma, öğütme, kesme, delme, doğrama ve benzeri işlemler sonucu oluşabilecek parçacıklara karşı madenciyi korumada tam yüz siperi kullanılabilir. Yüzün yanı sıra solunum korunması da gerektiren işlerde tam yüz maskeli solunum koruyucu kullanılır.
Kulak Koruyucuları
Resim-6.4 Kulak Koruyucuları
Yeraltı taşıtları, makineler ve güç kaynakları uzun vadede işitme kayıplarına sebep olabilecek yüksek seviyede gürültü oluşturabilirler. Bu ve benzeri gürültülerden korunmak amacıyla genellikle madenci baretine monte edilen kulak koruyucular ve diğer tip kulak koruyucular kullanılabilir.
Ayak Koruyucuları
Resim-6.5 Ayak Koruyucuları
Madenin kuru ya da ıslak olmasına bağlı olarak, deri ya da lastik iş ayakkabıları kullanılabilir. Ayakkabılarda, delinme ve kırılmaya dayanıklı, kaymayı önleyici bir taban, darbeye karşı dayanıklı bir dış yüzey ve parça düşmelerine karşı burunda çelik maskarat bulunmalıdır.
Koruyucu Giysiler
Resim-6.6 Koruyucu Giysiler
Madenlerde normal iş elbiseleri pamukludur. Yangın riski olan madenlerde aleve karşı dirençli pamuklu iş elbiseleri kullanılır. Genellikle yeraltındaki hareketli vasıtaların tehlikelerine karşı madenciyi daha görünür kılmak için giysilere yansıtıcı malzeme şeritleri eklenebilir
Solunum Koruyucuları
Resim-6.7 Solunum Koruyucuları
Toz, madenlerde en çok karşılaşılan risk faktörüdür. Bu nedenle, toza karşı yeterli korunma sağlanmalıdır. Kömür tozu ve diğer ortam tozlarının çoğu, pahalı olmayan bir yarım yüz toz maskesi kullanımı ile etkin bir şekilde filtrelenebilir. Esnek yapıda kauçuk malzemeden yapılmış bir ağız/burun maskesi ve değiştirilebilir filtreli maskeler etkili koruma sağlayabilir.
Ortamda bulunabilecek toz, sis, duman, organik buharlar ve asit gazlarının bileşimleri gibi hava kirleticileri, akciğerde hasara veya geri dönüşü olmayan meslek hastalıklarına neden olabilir. Bunlardan korunmak için iki tarafında kartuş bulunan uygun solunum maskeleri kullanılması gerekir
Madenlerde solunum koruyucu kullanımında şu hususlara dikkat edilmelidir:
-
Ortamdaki kirleticilerin belirlenmesi ve uygun maske seçimi
-
Kirleticilerin özelliklerine göre maskede kullanılacak filtre seçimi
-
Filtrelerin sürekli kontrol edilmesi ve zamanında değiştirilmesi
-
Maskede kaçak olup olmadığının kontrol edilmesi
-
Kullanım ve bakım konusunda çalışanların eğitimi
-
Maskenin kullanım kılavuzuna uygun bakım ve temizliğinin yapılması
-
Maskenin yüze tam olarak oturtulması
-
Madenlerde oksijen miktarı %16’nın altında ise temiz hava beslemeli maskelerin veya oksijen maskelerinin kullanılması
Yüksekten Düşmeye Karşı Koruyucular
Resim-6.8 Yüksekten Düşmeye Karşı Koruyucular
Madencileri düşmeye karşı koruyan tek donanım,D şeklinde bir halka ile kürek kemikleri üzerinde birleşen, tüm vücudu kavrayan paraşüt tipi emniyet kemerleridir. Bu emniyet kemerleri kazı vb. işlerin yapıldığı çalışma alanlarında madenciler tarafından uygun bir ip ya da şok emici parça ile birlikte kullanılmalıdır. Hareket alanını genişletmek için ek olarak birkaç D halkası tüm vücut koruyucusuna eklenebilir.
Sıcağa ve Soğuğa Karşı Koruyucular
Soğuk ortamlardaki açık maden işletmelerinde çalışanların soğuktan korunmaları için kışlık elbiseler ve termal çorap, iç çamaşırı ve eldivenler giymeleri gerekmektedir.
Yer altı madenlerinde soğuktan ziyade sıcaklık problemdir. Madenlerde derinlikten dolayı ortam sıcaklığı yüksek olabilir. Sıcaktan kaynaklanan stres ve sıcak çarpmasından korunmak için; özel kumaştan yapılmış, içinde soğutma jelleri veya soğutucu sıvı dolaşan soğutma tüpleri ihtiva eden elbiseler veya iç çamaşırları giyilmelidir. Cevherlerin kendilerinin sıcak olması durumunda, ısıya dayanıklı eldiven, çorap ve ayakkabılar giyilir. Vücuttaki su kaybı, tercihen elektrolit eklenmiş sıvı (örneğin tuzlu ayran) ile giderilmelidir. (İş Sağlığı ve İş Güvenliği Genel Müdürlüğü web sayfası).
7.KAPALI İŞLETME VE KÖMÜR MADENCİLİĞİNDE RASTLANAN İŞ KAZASI VE MESLEK HASTALIKLARI
7.1 Kömür Madenciliği Kazaları
SSK 1990 yılı istatistiklerine göre, 1990 yılında her 22 işçiden birisi iş kazasına uğramıştır.
Madencilik sektörü sayısal göstergeler olarak iş kazaları bakımından inşaat sektöründen sonra ikinci sırada, meslek hastalıkları açısından kimya sanayi ve elektrikli makine ve cihazların yapım ve onarımından sonra üçüncü sırada, daimi iş göremezlik ve ölüm açısından ise birinci sırada yer almaktadır. Bütün sektörler için iş kazası oranı % 4.5 28 iken, kömür madenciliği için bu oran %17.1‟dir. Yine, bütün sektörler için toplam geçici iş göremezlik süresi 2.642.615 gün/iş kömür madenciliğinde ise 226.363 gün/iş‟tir. Bu sonuçlar oldukça düşündürücüdür ve zaman yitirmeksizin gerekli önlemlerin alınması zorunluluğunun göstergesidir.
7.2 Kömür Madenciliğinde İş Kazası Türleri
Yer altı kömür madenciliğinde meydana gelen iş kazaları genellikle aşağıdaki gibi sınıflandırılır.
a-elektrik kazaları
b-gaz ve kömür tozu patlamaları
c-patlayıcı madde kazaları
d-tavan boşalmaları, göçükler
e-nakliyat ve mekanizasyona ilişkin kazalar
f-su basması
g-ocak yangınları
h-ocak gazlarının yol açtığı zehirlenmeler
i-diğerleri
Kömür madenciliğinde en sık rastlanılan kazalar, başta göçükler olmak üzere yangın ve patlamalara ilişkin kazalardır.
7.3 Kömür Madenciliğinde İş Kazası Nedenleri
Doğrudan, dolaylı ve ana nedenler olarak üçe ayrılır.
Doğrudan nedenler; Zehirleyici, patlayıcı gaz, toz v.b. tehlikeli maddeler ile mekaniksel, elektriksel, kimyasal gibi yüksek enerji kaynaklarının ve radyasyonun yol açtığı nedenlerdir.
Dolaylı nedenler; „güvenliksiz çalışma‟ ve „güvenliksiz çalışma koşulları‟dır.
Gerekli emniyet önlemleri alınmaksızın yapılan çalışma koşulları anlamında kullanılan güvenliksiz çalışmaya; ekipmanın hatalı ya da uygunsuz kullanımı, ekipmanın bakım ve onarımının zamanında yapılmaması, alet ve makinelerin zamanında kullanılmaması, koruyucu malzemelerin kullanılmaması, alkol ya da uyuşturucu bağımlılığı gibi örnekler verilebilir.
Güvenliksiz çalışma koşullarına ise; yetersiz tahkimat, yetersiz uyarı sistemleri, yangın ya da infilak olasılığı, zehirleyici atmosfer, gürültü ve yetersiz aydınlatma gibi örnekler verilebilir.
Ana nedenler;
i-yönetimin iş güvenliği politikası ve uygulamaları (iş güvenliğine verdiği önem, üretim-iş güvenliği hedefi, sorumluluk ve yetkinin dağıtılması, eğitim, uygun-yeterli kontrol v.b.)
ii-personele ilişkin faktörler (yetenek, eğitim, motivasyon, fiziksel ve zihinsel yeterlilik, bireysel dikkatlilik ve performans)
iii- Çevre faktörleri (sıcaklık, nem, basınç, toz, gaz, buhar, gürültü, aydınlatma v.b.)
7.4 Kömür Madenciliği Meslek Hastalıkları
Meslek astımı, sanayileşen toplumlarda en önemli solunumsal meslek hastalığı iken, ülkemizdeki resmi veriler silikozis gibi toz hastalıklarını hâlâ en fazla gözlenen mesleksel akciğer hastalıkları olarak göstermektedir. Oysa ülkemizde meslek astımı açısından riskli işkollarında önemli sayıda insan çalışmakta ve bu işkollarında yapılan araştırmalarda önemli oranda meslek astımlı olgu bulunduğu gösterilmektedir. Bu sonuçlar, meslek astımının ülkemizde de önemli bir meslek hastalığı olabileceğini düşündürmektedir.
7.5 Ülkemiz Kömür Madenciliğinde Görülen Meslek Hastalıkları ve Meslek Astımı
Ülkemiz nüfusunun yaklaşık %40'ı aktif olarak çalışmaktadır. Sanayileşmenin farklı alanlarda büyüme ve yaygınlaşması daha fazla kimyasalla daha büyük sayıda insanın karşılaşması olasılığını artırmaktadır. Resmi istatistiklere göre ülkemizde meslek astımı yönünden riskli olduğu bilinen Tarım-Orman-Avcılık, Madencilik, Petrol-Kimya-Lastik, Gıda, Dokuma, Deri, Ağaç, Kağıt, Basın-Yayın, Metal, Gemi, Enerji gibi birkaç işkolunda çalışan işçi sayısı iki milyonun üzerinde ve işyeri sayısı ise 200.000 düzeyindedir.
8. AÇIK MADEN OCAKLARINDA GÜVENLİK VE SAĞLIK
Açık hava maden ocaklarında güvenlik ve sağlık başlığı iş kazaları, toz ve özelde kireç taşı tozu gürültü, açık arazi çalışma riskleri ve sosyal psikolojik riskler incelenecektir.
8.1 İş Kazaları
Son yıllarda açık ocaklarda kullanılan yeni teknikler ve araçlarla iş riskler azalmıştır. Açık ocak işletmelerinde günümüzde amonyum nitrat ve fuil-oil karışımı güvenli patlayıcılar, taşıma kapasitesi yüksek iş makineleri, işletme kapasitesi yüksek kırıcılar, güvenliğe daha fazla önem veren kazı teknikleri kullanılmaktadır. Çalışma hayatının uluslar arası örgütlerin de baskısıyla, bu alanda da iş sağlığı standartları belirlenmiştir.
Yer altı maden ocağı işletmelerinin aksine açık maden işletmelerinde diğer endüstrilerde olduğundan farklı grizu patlaması gibi özel riskler yoktur. 1980 yılında Federal Almanya’nın Rhenih linyit bölgesinde madencilik işlemlerinde iş kazalarının analizleri tüm kazaların %75’nin 3 nedenden kaynaklandığını göstermiştir. Bu nedenler ;
-
Kişinin düşmesi, tökezlemesi, kayması, ayak burkulması (%50)
-
Montaj, tamir ve temizleme işleri (%15)
-
Toprak kazı aletlerinin kullanımı ve bakımı (%10)
Buradan hareketle açık ocak madenlerinde iş kazalarının önlenmedi bakımından uyulması gereken kurallar üç başlıkta toplamak mümkündür.
-
İşyerlerinin planını güvenlik talimatlarına ve ergonomi ilkelerine uygun yapmak.
-
Çalışma çevresinde zarar verici etkiyi azaltmak, makine güvenliği kurallarına uymak.
-
Kendince güvenli çalışma pratiği olduğunu düşünen işçileri bilgilendirmek ve eğitim için motive etmek
Bu önlemler iş kazalarının sayısını azaltmayı, oluşabilecek mesleki hastalıklar ve kısıtlılıklar gibi sağlık bozukluklarını önlemeyi, uygun ve iyi bir sonuca ulaşan verimli bir çalışmayı hedeflemektedir.
Yukarda sayılan ilkeler çevresinde , açık maden işletmelerinde kazaları engellemek amacı ile yapılması gereken başlıca uygulamalar; kademelerin güvenli boyutlarda yapılması, kadem diplerinde işçilerin gereksiz bulunmasının engellenmesi, kademelerin acil boşaltımına engel olacak malzeme birikintilerinden arındırılması , lağım deliklerinin doldurulması işleminin deneyimli elemanlarla uygun hava koşulların da gerçekleştirilmesi, şevlerin 60 derecenin üstünde olmaması, gece çalışması için aydınlatmanın yeterli olması makine bakımının düzenli yapılması, işçilerin eğitimlerinin düzenli ve sürekli yapılmasıdır.
İngiltere’de açık ocak işletmelerinde çalışma koşullarını düzenleyen 1954 tarihli belgenin benzeri Türkiye’de 1984 yılından itibaren yürürlüğe girmiştir. 1475 sayılı iş kanununun 74. Maddesine dayanılarak hazırlanan Maden ve Taş Ocakları İşletmelerinde ve Tünel Yapımında Alınacak İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Önlemlerine İlişkin Tüzük “ ağırlıklı olarak yer altı maden ocaklarını konu almış, yedinci kısmında Maden ve Taş ocakları açık işletmelerinde alınacak iş güvenliği önlemleri sıralanmıştır.
8.2 Toz Problemi
Açık ocak madenlerinde delme ve öğütme işlemlerinde her zaman yüksek etkilenme riski vardır. Çünkü bu operasyonlar çevreye açık olmakla karakterizedir. Dolayısıyla diğer işletmelerinde uygulanan lokal havalandırma ve toz uzaklaştırma önlemleri pratik bir çözüm değildir. Bu durumda ili ana strateji uygulanabilir; Çevreleyerek yalıtmak ve tozu bastırmak. Örnek bir uygulama olarak açık maden ocaklarında iş makinelerinin kabinleri yalıtılarak ve filtreli hava çevirme aygıtları kullanılarak operatöre hava verilebilir. Ancak makine operatörleri dışındaki diğer işçiler etkilenecektir. Tozu ortaya çıkaran noktaların izolasyonu da mümkündür. Su enjeksiyonu, su spreylemesi ve ıslatıcı ajanlar toz bastırılması için tüm yüzeysel yer altı madenlerinde kullanılmaktadır.
Toz için kullanılan en önemli mühendislik kontrolü havalandırmadır. Madencilik dışı endüstrilerde havalandırma üfleme – çekme ventilasyonu ve sulu ventilasyon olarak alt gruplara ayrılır. Çoğunlukla zarar verici tozlar eksozda filtrelerle toplanarak genel çevresel kirlenmede engellenir. Seramik endüstrisinde, döküm işlerinde, cam üretimi işlerinde, öğütme ve eleme işlerinde bu yöntemler yararlı biçimde kullanılabilir.
Weeks J.L. taş ocaklarında toz kontrolü için üç yöntem önermektedir. Birincisi ıslak delme işlemidir. İkinci yöntem lokal egzozlu havalandırma olarak belirtmiştir. Üçüncü yöntem olarak araç sürücülerinin kabinlerinin izolasyonu önerilmektedir.
8.3 Gürültü
Uluslar arası Çalışma Örgütü’nün tanımıyla gürültü, bir işitme kaybına yol açan , sağlığa zararlı olan veya başka tehlikeleri ortaya çıkaran bütün sesleri kapsar. Taş ocaklarında taş kırma işlemi ve patlayıcı kullanılması, ağır iş makinelerinin ve taşıcıların kullanılması nedenleriyle güvenli sınırı aşan gürültü faktörü önemli bir iş sağlığı sorunudur.
Gürültüye bağlı duyma kaybı ve akut hasar, geçici duyma eşiği kayması ve kalıcı hasarlar olmak üzere üç başlıkta sınıflanır. Gürültü bedensel ve düşünsel performansı olumsu etkilemektedir ve bu etkiler 30 dB sınırından itibaren başlayabilmektedir. %50-60 dB düzeyindeki gürültünün yorgunluğu artırabileceği, iş görümü sırasında hatalara zemin hazırlayabileceği, verimi düşürebileceği genel olarak kabul edilmektedir.
Gürültünün en fazla bilinen olumsuz etkisi işitme sistemi üzerine olandır. Bu etki sesin frekansı, şiddeti, gürültü tipi ve maruz kalınan süre gibi faktörlerle ilgilidir. Ayrıca yaş, sigara alışkanlı, önceden geçirilmiş olan kulak hastalı gibi kişisel faktörler de etkilenmenin gelişiminde rol oynamaktadır.
Kulakta gürültüye bağlı akut sağlık sorunları 120 dB sınırından sonraki gürültülerde ortaya çıkarlar. Sesi korti organına ileten yapıların sürekliliğin bozulması jet motorun çalışmasının yakından dinlenmesi veya patlama durumlarında olmaktadır. Daha düşük düzeydeki gürültü etkilenme süresi ve sesin şiddetine bağlı olarak geçici veya sürekli sağırlık hali ortaya çıkarabilmektedir. Kalıcı sağırlığın birinci aşaması 4000 Hz civarındaki sesler için işitme eşiğinin düşmesidir. Etkilenme sona erdirilmeyecek olursa o diyogramda 4000 Hz merkezli çentik gittikçe ilerleyecek ve konuşma seslerini zamanla kapsayacaktır.
Yerüstü madenlerinde kullanılan makinelerin yüksek taşıma kapasitesi gözetilerek tasarlanması nedeniyle yakınında çalışan işçilerim gürültü maruziyeti fazladır. İşçileri maruz kaldığı gürültü makinelerin kabinlerinin varlığı ve izolasyonuyla değişmektedir. Tekerlekli dozerlerin kabinsiz olması durumunda sürücünün maruz kaldığı gürültü 96 dB, kabinlerin izolasyonlu olması durumunda 92 dB’dir. Kamyon sürücülerinin ise 85 dB düzeyinde gürültüye maruz kaldığı bilinmektedir. Ünver B dozer operatörünün sağ kulağı seviyesindeki 105 dB’lik gürültünün kabin tavanı, tabanı, camları ve gösterge paneli izolasyonuyla 94 dB’e kadar indirilebileceğini bildirmektedir.
9.MADENCİLİK SEKTÖRÜNDE İŞ KAZALARI VE MESLEK HASTALIKLARININ YILLIK DEĞİŞİMİ
Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK), Sosyal Sigortalar Kurumu (SSK) ve Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verileri incelendiğinde Türkiye Madencilik Sektöründe meydana gelen iş kazaları ve meslek hastalıklarının aşağıdaki gibi dört ayrı iş kolu için takip edildiği belirlenmiştir.
a) Kömür madenciliği
b) Kömürden gayri madenler ( Metalik madenler )
c) Taş, kil ve kum ocakları
d) Metal olmayan diğer madenlerin ihracı ( Endüstriyel madenler )
Madencilik sektörüne ait bu istatistiklerde;
a) İş kazaları sayısı
b) Meslek hastalığı sayısı
c) Sürekli iş görmezlik sayısı
d) Ölüm sayısı
Verilerinin yıllık olarak takip edildiği belirlenmiştir. Türkiye Madencilik Sektöründe 1992-2008 yıllarında meydana gelen iş kazası, meslek hastalıkları, sürekli iş görmezlik ve ölüm sayıları tüm madencilik sektörleri için birleştirilmiş olup, toplam yıllık sayılar Çizelge 9.1’de verildiği gibidir. Toplam iş kazası, meslek hastalıkları, sürekli iş görmezlik ve ölüm sayılarının yıllık değişimleri aşağıdaki bölümlerde incelenmiştir.
Çizelge 9.1 Türkiye madencilik sektöründe 1992 - 2008 yılları arasında meydana gelen iş kazası, meslek hastalığı, sürekli iş görmezlik ve ölüm sayıları
9.1 Madencilik Sektöründe İş Kazalarının Yıllık Değişimi
Türkiye Madencilik Sektöründe 1992 - 2008 yılları arasında meydana gelen iş kazalarının yıllık değişimi Şekilde verildiği gibidir. Şekil 9.1’den de görüldüğü gibi, iş kazaları 1992 yılına göre son yıllarda azalma eğilimindedir. 1992 yılında madencilik sektöründe meydana gelen iş kazası sayısı 15.040 iken 2008 yılına gelindiğinde 6.495’e gerilemiştir. Geçen 16 yıllık süreçte iş kazalarında %56,8’ lik bir azalma söz konusudur. Bu azalma oldukça önemli olmakla birlikte, 1992 ve 1993 yılları dikkate alınmadığında iş kazası sayısının diğer yıllarda 8.800 ile 6.300 aralığında değiştiği görülmektedir. 1992 yılında Türkiye Taş Kömürleri Kurumu ( TTK ) Zonguldak-Kozlu İncir harmanı işletmesinde meydana gelen grizu patlamasında 262 işçinin ölümü ve 1993 yılında da TTK Karadon İşletmesinde meydana gelen grizu patlamasında 65 işçinin yaralanması ve ölümüyle sonuçlanan afet niteliğindeki iş kazaları, 1992 ve 1993 yılları iş kazası sayılarının yüksek çıkmasında etkili olduğu görülmektedir. TTK’ da 1992 yılında 5.679, 1993 yılında 4.437, 1994 yılında 3.128 ve 2008 yılında 1.922 iş kazası meydana gelmiştir. Özellikle TTK’ da meydana gelen iş kazaları sayıları, Türkiye madencilik sektörü iş kazaları sayılarını önemli derecede etkilemektedir.
Şekil 9.1 Türkiye madencilik sektöründe 1992 - 2008 yılları arasında meydana gelen iş kazaları sayıları
9.2 Madencilik Sektöründe Meslek Hastalıklarının Yıllık Değişimi
Meslek hastalığı, sigortalının çalıştığı veya yaptığı işin niteliğinden dolayı tekrarlanan bir sebeple veya işin devam şartları yüzünden uğradığı geçici veya sürekli hastalık, bedensel veya ruhsal özürlülük halleridir. Meslek hastalıkları, çalışanların, işini yaparken işyeri çalışma koşulları nedeniyle maruz kaldığı, sağlık durumunda meydana gelen bozukluklar ve aksamalar olarak tanımlanabilir. İş kazasında ani bir gelişmeyle çalışanların sağlığı tehlikeye girerken, meslek hastalığında tedrici bir gelişme sonucunda sağlık bozulmaktadır. Meslek hastalıkları istenilmeyen ve sonucu vahim durumları da beraberinde getiren, ama istenildiğinde çareler üreterek minimum seviyelere indirgenebilecek bir durumdur.
Türkiye Madencilik Sektöründe 1992 - 2008 yılları arasında meydana gelen meslek hastalıklarının yıllık değişimi Şekil 9.2’de verildiği gibidir. Meslek hastalıkları özellikle 1994 ve 2007 yıllarında yüksek seviyelerde karşımıza çıkmaktadır. 1992 yılında 589 olan meslek hastalığı sayısı 1994’ e gelindiğinde 866’ ya yükselmiştir. Bu da % 47’ lik bir yükselişi ifade etmektedir. 2007 yılında ise meslek hastalığı sayısı 1.001 olmuş olup, 1992 yılına göre 2007 yılında meslek hastalıkları % 69,9 oranında artmıştır
Şekil 9.2 Türkiye madencilik sektöründe 1992 - 2008 yılları arasında meydana gelen meslek hastalıkları sayıları
Dostları ilə paylaş: |