Medeni bir ülkede yatsaydı?



Yüklə 17,88 Kb.
tarix29.10.2017
ölçüsü17,88 Kb.
#21520

Medeni bir ülkede yatsaydı?

Baskın Oran

Medeni bir ülke derken, bütün temel sistemimizi aldığımız ülke: Fransa. Yatsaydı derken, Çağdaş Türkçenin Etimolojik Sözlüğü gibi bir abide başta olmak üzere 19 adet basılmış kitabın ve şu anda temyizde bekleyen ve toplamı 26 yıl eden 19 adet dosyanın sahibi Sevan Nişanyan.

Torbalı Açık Cezaevi’nde en az 2 yıllığına misafir. Baştan yarattığı Şirince’de mühür kırmaktan/kaçak inşaattan deniyor ama, eğin kulağınızı söyleyeyim, orada “Hodri Meydan” isimli, üzerinde de flama dalgalanan bir kule inşa etmekten: Dövletimiz bu kadarına da tahammül edemezdi artık...

Bir okur-yazar Fransa’da yatsaydı şartları ne olurdu diye merak ettim. Yıllardır Paris’te yaşayan bir dostum vasıtasıyla Paris’teki bir “kapalı cezaevi” yetkilisiyle konuştum. Ama önce, Sevan’ın durumunu kendisinin satırlarıyla özetleyeyim. Aşağıdakiler kendi sözleridir, ayrıca tırnağa almıyorum.

Sevan dö Torbalı

4 Ocak - Torbalı Açık Cezaevi'nin kütüphanesini adam etmek için Dersim Ovacık'lı Mehmet ile kolları sıvadık. Bol kitaba ihtiyacımız var. Roman, siyaset, tarih, okul kitabı, çocuk kitabı her şey olur. Özellikle yayıncı dostlarımızın yardımları makbule geçecek.

9 Ocak - Kitap yağmaya başladı. 3 günde 400'e yakın kitap geldi. Nesin Yayınevi Aziz Nesin külliyatını göndermiş. Afyon'dan adını hatırlayamadığım bir arkadaş eski Taraf yazarlarının tüm kitaplarını derlemiş. İngiliz büyükelçiliğinden bir hanım o an masasında olan kitapları toplayıp yollamış. İzmir'de bir üniversitede öğrenciler kitap kampanyası açmışlar. Nasıl tasnif edeceğiz, nereye sığdıracağız diye tartıştık. Telefonlar ettik, yer karosu gelsin, kitap rafı gelsin, masa sandalye gelsin.

10 Ocak - Bugün müdüriyetten çağırdılar. Meğer yasakmış. Müdür beyler tedirgin olmuşlar. "Gerekirse devletimiz gönderir, senin üzerine vazife değil" dediler. Gelenleri de iade edeceklermiş. Heyhat, güzel kitaplar vardı halbuki.

12 Ocak - Gözümüz aydın, kitap bağışına izin çıktı! Dünkü gazetelerde çıkan haberler burada paçaları tutuşturdu. Üstüne bakanlıktan telefon gelmiş, "Hop, ne oluyor" diye. Havalar birden değişiverdi. Yalnız, aman sakın, alıcı Sevan Nişanyan diye yazmayın. Doğrudan “Torbalı Açık Cezaevi- İzmir” diye gönderin. Öbür türlü sakıncalıymış. Hani devletimizin yapamadığını bu adam yapıyor diye bir görünüm doğar, elin gavuru, yanlış anlaşılır, o yüzden.

15 Ocak – “Başına gelenler, bu boktan cumhuriyetin boktanlığının en net kanıtı oldu. ‘Yanlış’ diyerek epey kibarlık etmişsin” cümlesinin üstünü kara mürekkeple çizmişler [Yanlış Cumhuriyet kitabına atıf – B.O.]. Cezaevine gelen mektupların sansürden geçmesi lazım. Disiplin kurulu toplanmış, karar sureti, teslim tesellüm tutanağı yazılmış, imza mukabilinde verdiler.



Ermenistan’a sokan bize de…

Daha komiği, Sarkis Hatspanian [İskenderunludur – B.O.] Ermenistan muhalefetinin önde gelen isimlerindendir, mektubunda bana sevgi ve desteğini iletirken, kendi ülkesinin rejimine çakmayı da ihmal etmemiş. “Bildiğin gibi, Hayastan [Ermenistan] oligarşik bir diktatörlükle yönetilmesi nedeniyle, tüm zenginlik birkaç kuyruksuz iki ayaklının elinde bulunan fakir bir ülke ve ne yazık ki kitap okuyan insan sayısı da Sovyet Ermenistanı dönemiyle karşılaştırılmayacak kadar düşük” cümlesini de sansürlemişler.

Ermenistan’a laf sokan, T.C.’ye haydi haydi sokar diye mi düşünmüşler? Bu gavur ne diyor, tam anlamadık ama sakıncalı herhalde, diye mi akıl yürütmüşler? “Kuyruksuz iki ayaklı” lafını üstlerine mi alınmışlar? Anlaşılamadı.

Cezaevi mektubu-4: Bilgisayar kesinlikle yasakmış. Internet? Allah muhafaza! Adam ‘yazarmış’, yazı mazı yazar, gene amirlerimizden fırça yeriz. Yasakla gitsin.

Kütüphane işine de çok bozuldular. 700 küsur kitap gelmiş. Onları günler boyu tek parmak daktiloyla demirbaş kaydına geçireceğiz diye harcadığı mesaiye mi yansın, bakanlıktan yediği fırçaya mı yansın? [Sonunda Sevan’ı çağırmışlar, otur kendin geçir bunları demirbaşa, demişler – B.O.] Mesai saatleri dışında kütüphaneyi kullanmamızı yasakladılar. Ne yapalım, biz de koğuşta pinekliyoruz. Mardinli Selman'ın esprilerine gülüyoruz. Cafer Usta'nın Kazablanka maceralarını dinliyoruz. 4. Koğuştaki iktidar savaşını (180. kez) analiz ediyoruz. Günden güne küçüldüğümü hissediyorum.

Fransa’da yatsaydı ne olurdu

http://prisons.free.fr/adressesdesprisons.htm adresini tıklayın, en başında “Coordonnées” yazıyor. Fransa’daki ceza kurumlarına ilişkin bilgiler. Paris’e en yakın gözüken bir kapalının telefonunu aradım, aşağıda özetlediğim diyalog gelişti. Yerden tasarruf etmek için soruları paranteze alıyor, cevapları da hemen ardından yazıyorum:

(Bir araştırmacı bugünlerde Türkiye’de hapse girdi. Kitap ve araştırma konusunda şöyle şöyle sıkıntıları var. Sizde yatsaydı, kitap ve bilgisayarlara ilişkin durumu ne olurdu?) – Bizde, mesai saatlerinde cezaevi kütüphanesinde çalışabilir, kitapları hücresine ödünç de alabilir.

(Aradığı kitaplar kütüphanede yoksa?) – O kitapların listesini bize verir, sakıncalı bulmadıklarımızı getirtmesine izin veririz. Kendi malı olur, hücresinde tutabilir. (sorum üzerine:) Mesela, “Bomba nasıl imal edilir?” diye kitap getirtmeyiz. Diğer yandan, araştırma konusuna ilişkin dergilere abone olabilir, bunları da hücresinde tutabilir. Mesela, Science et Vie dergisi.

(Telefon edebilir mi?) – Yönetimin yasaklamadığı numaralarla konuşabilir.

(Bilgisayar ve internet kullanma durumu?) – Hücresinde bilgisayar bulundurabilir ama onunla internete bağlanamaz. İnternete, ancak cezaevimizin kütüphanesinde, oradaki sorumluların denetiminde girebilir.

(İnterneti serbestçe kullanabilir mi?) – Araştırma konusu neyse, onunla ilgili sitelere girmesine izin veririz. Mesela İkinci Dünya Savaşı’nı araştırıyor, onunla ilgili sitelere. Bizde kütüphanedeki bilgisayarları en çok kullananlar, üniversite öğrencisi genç tutuklulardır. Bu arada söyleyeyim, bazı mahkumlar hücrelerinde bilgisayar değil, daktilo makinesi istiyorlar.



Hani, okuma-yazma bilenlerin kulağında bulunsun diye yazdım.
Yüklə 17,88 Kb.

Dostları ilə paylaş:




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin