MEKKIZADE MUSTAFA ÂSİM EFENDİ 557 MEKKÛDÎ
Ebû Zeyd Abdurrahmân b. Alî b. Salih el-Mekkûdî el-Fâsî (ö. 807/1405)
Arap dili ve edebiyatı âlimi.
726 (1326) yılında Fas'ta Benî Mekkûd kabilesine mensup kültürlü ve varlıklı bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. Fas müftüsü Ebû Muhammed Abdullah el-Vângilî ed-Darir ve Muhammed b. Ali el-Gırnâtî el- En del usî" den öğrenim gördü. Merînîler'in ilim ve kültür alanındaki faaliyetlerinin en verimli döneminde yaşayan Mekkûdî, Medresetü'l-Attârin ve Medre-setü's-Sıhrîc'de başta dil ilimleri olmak üzere çeşitli alanlarda ders verdi. Fas'ta Sîbeveyhi'nin el-Kİtâb'mı son olarak Mekkûdî okuttu. Ardından el-Küâb'm yerini kendisinin şerhettiği İbn Mâlik'in el-Ei-/iyye'si aldı. Aralarında Merîni Veziri Ebû Zeyd Abdurrahmân b. Ahmed el-Kabâilî, Ebû Zeyd Abdurrahmân b. Muhammed el-Fâsî el-Câderî ve İbn Merzûk ei-Hafid gibi şahsiyetlerin de bulunduğu çok sayıda öğrenci yetiştirdi. Aynı zamanda didaktik manzumeler kaleme almış bir şair ve dindar bir kimse olan Mekkûdî 11 Şaban 807 (12 Şubat 1405) tarihinde Fas'ta vefat etti.
Eserleri.
1. Şerhu Elfiyyeti İbn Mâlik. Mekkûdî'nin en çok tanınan eseridir. Mekkûdî el-Elüyye üzerine biri büyük, diğeri küçük olmak üzere iki şerh yazmayı düşünmüş, bunlardan büyük olanını tamamlayamadığı gibi yazdığı kısımlar da günümüze kadar gelmemiştir. Mevcut eser, Mekkûdrnin Merîni veziri ve aynı zamanda talebesi olan Abdurrahmân b. Hâcib el-Kabâüfnin isteği üzerine ona ithafen kaleme aldığı küçük şerhidir. Bu eser, ei-Ei/iyye'nin kırktan fazla şerhi içinde en meşhuru olup yazıldığı tarihten itibaren özellikle Mağrib'de nahiv eğitiminin başta gelen kitabı olmuş, ülkemizin güneydoğusundaki medreselerde de hayli rağbet görmüştür. Şerhedilen beyitlerin aynı zamanda i'rablarının yapılması, metnin sade ve anlaşılır bir nitelik taşıması, gereksiz açıklama ve yorumlardan kaçınılması eserin başlıca özellikleridir. Mekkûdî, bilhassa Bedreddin İbnü'n-Nâzım ile İbn Ümmü Kasım diye bilinen Hasan b. Kasım el-Murâdî'nin şerhlerinden büyük ölçüde yararlanmış, ancak yer yer onlara muhalefet etmiştir. Daha sonra şerh yazanlar da onun şerhinden hayli nakiller yapmışlardır. Eser üzerine Ahmed b. Abdülfettâh el-Mellevî (Kahire 1279), İbnü'l-Hâc es-Sülemî diye bilinen Ebü'l-Abbas Ahmed b. Muhammed b. Hamdûn, Muhammed Mehdî b. Muhammed el-Vezzânî el-Fâsî gibi âlimler tarafından haşiyeler yazılmıştır. Birçok defa basılan eseri 558 Fâtıma er-Râcihî neş-retmişti..
2. Şerhu'-Âcurrûmiyye. İbn Âcurrûm'un nahve dair mukaddimesinin şerhi olup çeşitli baskıları yapılmıştır.559
3. Maksure. Hz. Pey-gamber'in methine dair 294 beyittik bu manzume Arap dilindeki maksur isimleri bir araya toplamıştır. Mekkûdî eserini, İbn Düreyd'in Mîkâlîler'i övdüğü el-Mak-şûre'siyle Hâzim el-Kartâcennrnin Tunus Hafsî Hükümdarı I. Müstansır'ı methettiği ei-Ma/cşûre'sine nazire olarak yazmıştır. Maksure üzerine Mekkî b. Muhammed er-Rabatî, FazI et-Tıtvânî ve Abdullah Kennûn birer şerh yazmıştır.
4. el-Bast ve't-tcfrîf iî Vmi't-tasrît 400 beyitten oluşan sarf ilmine dair didaktik bir manzumedir 560 Ebû Abdullah Muhammed b. Muhammed ed-Delâî'nin Fethu'l-latîî ü Hlmi't-taşrîn 561 manzumeye dair yazılan şerhlerin en meşhurudur.
5. Risale ü vaşfi'z-zarâfe. Zarafet kelimesinin Arapça olup olmadığına dair sorulan bir soruya cevap olarak kaleme alınan eserde müellif kelimenin aslını anlatmıştır.562 Mekkûdî'nin kaynaklarda adı geçen diğer eserleri de şunlardır: Şerhu'l-Makşûr ve'1-memdûd li'bni Mâlik, 'Umdefü'i-lisân iî macrifeti ferâizi'lacyân, Nazm fi'l-mıfarrebmine'l-elfâzi'l-'acemiyye.
Bibliyografya :
Mekkûdî, Şerhu'l-Mekküdîcalâ Elfİyyetiİbn Mâlikinşr. Fâtıma er-Râcihî), Kuveyt 1993,1, 74-75; ayrıca bk. neşredenin girişi, I, 10-56; Sehâ-vî, ed-Daü'ü'l-lâmi'-, İli, 97; Süyûtî. Btığyetü'l-vu'ât, 11, 83; Bedreddin el-Karâfi, Teuş"ıhu'd-Dî-6âc(nşr. Ahmed Şüteyvî), Beyrut 1403/1983, s. 115-116; İbnü'l-Kâdî, Cezuetü'l-iktibâs, Rabat 1974, s. 403; a.mlf., Dürretü't-fricâl, !1, 84; Ahmed Bâbâ et-Tlnbüktî, Neylü'l-ibtihâc, Kahire 1351, s. 168-169; Abdullah Kennûn. Şer!\ıı MakşûretCl-Mekkûdî, Kahire 1356/1937, s. 3-8, 87-88; Brockelmann. G/\L Supp/., 1,524; II, 336; Ömer Ferruh. Târlhu'1-e.debiVArabİ, VI, 579-586. Mehmet Yavuz
MEKKUK
Eski bîr hacim ölçüsü.
Arapça'da mekkûk ağzı dar, gövdesi geniş bir çeşit su kabıdır. Kelime bu mânada Hz. Peygamber'İn abdest ve gusül sırasında kullandığı suyun miktarını bildiren hadislerde geçmektedir.563 Bazı râvilere göre "müd" anlamında kullanılan 564 bu mek-kûkün hacmi 1,5 Haremeyn sama denkti arasında su alırdı.565 Süryânîce'si mekûkâ olan kelime 566 Akkadca'da "sunak" kabı veya "zembil" mânasına gelen makkîtu (mak-kû) ile de benzeşmektedir.567 Mekkûk ayrıca özellikle İrak bölgesinde bal. yağ ve şarap gibi sıvı veya un, tuz, hububat türü kuru maddelerin ölçümünde kullanılan bir ölçeğin adıdır. Bazı Arap âlimleri Firavun kademi3 hacmindeki İbranî ölçeği "gomor"a da mekkûk ismini vermektedir.568
Hz. Ömer döneminde Sevâd vergilerine esas olan kafîzle bölgede kullanılan ve "şâburkânî" adıyla bilinen mekkûk aynı şeydi.569 Emevî Halifesi Hişâm b. Abdülmelik'İn Irak valisi Hâlid b. Abdullah el-Kasrî tarafından kullanıma sokulduğu için "Hâlid mekkûkü" olarak bilinen Ölçek (sâ') iki Hârûn (muhtemelen Abbasî Halifesi Hârûnürreşîd) keylecesine denkti ve 16 rıtl buğday alırdı.570 Eğer bu 340 gramlık ntl ise ölçtüğü ağırlık bakımından (340 x 16-) 5,44 kilogramlık bir mekkûk elde edilir. Hârûn mekkûkü ise Abbasî Halifesi Me'mûn tarafından 204 (819-20) yılında kullanıma sokulan kafîzin onda birine denkti.571
Ebû Ubeyd Kasım b. Sellâm'ın (ö. 224/ 838) nisab miktarına ilişkin olarak aktardığı bilgilerden 1 mekkûk = kafîz = 2,5 sâ' = 10 müd eşitliği elde edilir. Bu hacim 13y rıtl ağırlığında buğday ölçer. Bunun 306 veya 408 gramlık rıtl olması durumunda söz konusu ağırlık (13-306 =) 4.08 kg. ya da (13- x 408 =) 5,44 kg. eder. İbn Hazm da(ö. 456/1064) mekkû-kün 10 peygamber müddüne denk geldiğini söyler (el-Muhallâ, V, 242); eserinin bir başka yerindeki malûmattan ise bunun aynı zamanda 2,5 sâ' = 2,5 Bağdat Harbî'ye (ö. 285/899) göre Irakmekkû-kü muaddel kafîzin sekizde birine eşittir. Muhammed b. Ahmed el-Ezherî'nin (ö. 370/980) verdiği bilgilerden £ kafîz = 1,5 sâ' = 3 keylece = 6 müd hacmindeki mek-kûkün 4 Herat menâsı yani 8 rıtl buğday Ölçtüğü anlaşılmaktadır Halbuki Nevevî(ö. 676/1277) Ezherî'den naklen mekkûkün 5 keylece olduğunu kaydeder. Eğer bu rıtl 510 gramlık rıtl ise söz konusu mekkûkün çektiği buğday yine (8 x 510=) 4.08 kg. olarak bulunur. Coğrafyacı Muhammed b. Ahmed el-Makdisî(ö. 390/1000 civarı) Irak mekkû-künün -g- Irak kafîzi - 2,5 keylece, Akûr (Mezopotamya) mekkûkünün Irak kafîzi = 4 müd hacminde olduğunu, öncekinin 5menâ= 10 rıtl (= İO x 408 = 4,08 kg.), sonrakinin de 15 rıtl (= 15 x 408 = 6,12 kg.) buğday ölçtüğünü bildirir (Ahsenü't-te-kâsîm.s. 129, 145-146). Muhammed b. Ahmed el-Hârizmî'ye göre (ö. 387/997) Bağdat ve Küfe mekkûkü Bağdat kafî-zine (3 keylece), Basra ve Vâsıt'inki ^ Basra kafîzine eşitti. Bunlardan birincisi 1800 dirhem (= 1800 x 3,1875 = 5,7375 kg.), ikincisi 15 rıtl ( 15 x 128-fx 2,975 - 1350 x 4,25 = 5,7375 kg.) ağırlığında buğday ölçerdi.572 Hârizmî'nin eserinin başka bir yerinde verdiği bilgilerden kab = 1,25 aşîr hacmindeki Irak mekkûkünün aldığı buğdayın 7.5 menâ= 15 ntl= 180 ukıyye = 1350 mıskal = 1928 y dirhem geldiği anlaşılmaktadır.573 Ebü'l-Vefâ el-Bûzcânî'nin(ö. 388/998) benzer açıklamalarına göre genellikle tahıl ticaretinde kullanılan mekkûk ^ muaddel kafîz (= 1,25 aşîr= 3 keylece = 12 rubp = 24 sümn) hacminde olup 15 rıtl ağırlık ölçerdi.574 İsmail b. Hammâd el-Cevherî ise (ö. 400/1009'-dan Önce) şu eşitliği vermektedir: 1 mekkûk = 3 keylece = 5,625 menâ = 11.25 ntl = 135 ukıyye = 22S istâr » 1012,5 miskal = 1446 f dirhem = 8678 f dâ-nek = 17357 \ kırat = 34714 f tassûc = 69428 4 habbe (eş-Şıhâh, "mkk" md.). Eğer burada 510 gramlık rıtl ile 3,666 gramlık "sextula" (miskal) ve 4,25 gramlık drahmi (dirhem) kastediliyorsa yine 5,7375 kilogramlık mekkûk elde edilir. Hasan b. İbrahim el-Cebertî'nin (ö. 1188/ 1774) verdiği bilgiler de Cevherî'ninkiler-le uyum halindedir. Nusaybin metropoliti Eliya'nın (ö. 1049) aktardığı malûmattan çıkan şu denklemler de Öncekileri doğrular: 1 Irak mekkûkü = kafîz = kare = 3 keylece = 12 rub' = 48 sümn; 1 Diyar Re-bîa mekkûkü ~ 4 merzebe= 16 keyl = 64 mişkâ". Her ikisi de 2400 dirhem şarap ölçer (Sauvaire,JRAS,xn/l (1880), s. 115). Bunun metrik karşılığı 7,65 litre civarındadır.575 Bağdat karesi 240 rıtl (= 240 x 128 -f x 2,975 = 9i ,8 kg.) buğday kaldırdığına göre söz konusu Irak mekkûkü için yine (91,8 ~ 16=) S.7375 kilogramlık değere ulaşılır.
Endülüslü hekim Zehrâvî'nin (ö. 400/ 1010 |?|) aktardığı bilgilerden ^Kahire irdebbi = \ büyük kafîz = |- veybe = Haçlılar döneminde kullanılan mekkûk daha büyük hacimliydi. Meselâ İzzeddin İbnü'l-Esîr'e göre 574 (1178-79) yılında Musul mekkûkü Dımaşk gırârasına eşitken 622 (1225) yılına ait olanı 33,75 rıtl un alırdı.576 Hinz, aynı kaynağa atfen Dımaşk gırâ-rasma (?) denk geldiğini bildirdiği Musul mekkûkünün ölçtüğü buğdayın ağırlığını 14,6 kg., diğerininkini de 13,689 kg. (!) civarında hesaplamaktadır.577 Eliyahu Ashtor'un önceki için bulduğu karşılıksa 14,91 kilogramdı. Bu verilerinZehrâvî'-ninkilerle uyuştuğu görülmektedir. Kalkaşendî (ö.821/1418)yarım(Hâşim?)ka-fîzine tekabül eden Bağdat mekkûkünün 15 Bağdat ntlı buğday çektiğini bildirir. Bu da (15 x 408=) 6,12 kilograma denk gelir.
Irak dışındaki bölgelere gelince Makdisî Hicaz mekkûkünün 3 sâ'= 12 müd hacminde olduğunu söyler.578 Onun verdiği bilgilerden İran mekkûklerinden Cündişâpûr ve Erre-cân'ınki yarım kafîze muadil olup önceki 3,5 menâ, sonraki 5 büyük menâ buğday Ölçerdi.579 Hinz'in hesabına göre önceki 2,839 kg., sonraki 4,056 kg. civarındadır
Suriye'de de hububat ölçümünde mekkûk kullanılırdı. Makdisî, Remle mekkûkünün diğer ölçüler cinsinden olarak vermektedir. Sadece resmî ölçümlerde kullanılan bu ölçeğin hacmi Hinz'e göre 19 litre civarındadır.580 Bûzcâ-nî Mekkûkün hacmi genel temayüllere uygun olarak zaman içinde giderek büyümüştür. Muhtesib Celâleddin eş-Şey-zerî'nin (ö. 589/1093 ) aktardığı malûmattan şu eşitlik elde edilir: 1 Halep ve Maarre mekkûkü Dımaşk gırârası = 4 merzebân = 16 Halep keyli = 19 Şeyzer sünbülü. Ona göre bu ölçek 28,5 Şeyzer ntlı ağırlığında buğday alırdı. Hinz onun metrik karşılığını yaklaşık 61 kg. olarak hesaplamaktadır.581 İbnü'1-Adîm (ö. 660/1 262) 511(1117) yılına ait Halep mekkûkünün hacim bakımından kendi devrindekinin yarısına bile ulaşmadığını söylemektedir. Böylece önceki yaklaşık40 kg. buğdaya denk düşer. ibn Fazlullah el-Ömerî (ö. 749/1349) ortalama olarak2,5 Halep. Hama ve Humus mekkûkü 1 Dımaşk gırârasına tekabül ettiğini bildirir. Bu da Hinz'e göre yaklaşık 81,75 kg. 582 Eliyahu Ashtor'a göre 83,5 kg. buğdaya denktir. Kalkaşendî, Halep mekkûkünün 7 Mısır veybesine veya 0,4 Dımaşk gırârasına, 2,25 Hama mekkûkününse 1 Dımaşk gırârasına denk olduğunu söylemektedir.583 Hinz, öncekinin yaklaşık 105 litrelik bir hacme sahip olup 81,2 kg. buğday ölçtüğünü hesaplamaktadır.584 Ashtor'un ikincisi için bulduğu değer 92,77 kilogramdır.
Daha sonraki yüzyıllarda Suriye'de tahıl ölçümünde mekkûk adı altında çok daha büyük hacimli ölçekler kullanılmıştır. Bu Ölçek İtalyanca ticaret rehberlerinde "mecucco" şeklinde geçer. Meselâ Venedik kaynaklarına dayanan Ashtor'a göre Trablus mekkûkü 7 Venedik "staio"suna denk olup 493,5 kg. buğday alırdı. Bu aynı zamanda bir Dımaşk gırârasına veya Sicilya büyük "salma"sına eşitti. Lazkiye mekkûkü ise Dımaşk gırârasının dörtte üçü kadar olup yaklaşık 150 kg. buğday kaldırırdı. Halbuki 1470'Iere ait bir mahkeme sicilinde 8,5 ve 12 Venedik staiosu-na denk mekkûklerden söz edilmektedir ki buna göre ikisi 564 kg. ve 846 kg. buğday çeker. Aynı mahkemenin bir başka sicilinden Hama mekkûkünün ölçtüğü buğdayın 67 Halep ntlına (= 145,39 kg.) eşit olduğu anlaşılmaktadır.585
925 (1519) tarihli Kânunnâme-i Vilâ-yet-i Tarablus'a göre Trablus'ta tahıl için üç farklı mekkûk kullanılırdı. Bunlardan en yaygını 10 İstanbul kilesine (370 litre) denk gelen Trablus mekkûkü olup 256,589 kg. buğday alırdı. Aynı vilâyetin farklı şehir ve köylerinde kullanılan diğer İkisi de öncekinin 1,5 ve 2 katı (yani 555 ve 740 litrelik) hacme sahipti.586 979 (1571-72) tarihli Kânunnâme-i İskele-i Tarablus ise 15 İstanbul kilesine eşit olanın dışındaki diğer iki mek-kûke atıfta bulunmaktadır.587
Bibliyografya :
Cevheri, eş-Şıhâh, "mkk" mi; Lisânü'l-*Arab, "mkk" md.; Fîrûzâbâdî, el-Kâmûsû'i-mu-hît, "mkk" md.; VVensinck, el-Muccem, "Mekkûk" md.; v. Soden. AHW, II, 607; L Costaz, Dictionnaire syriaçue-français, Beyrouth, ts. (İmprimerie catholiqııe), s. 182; Müslim, "Ha-yız", 50; Ebû Dâvüd, "Taharet", 44,"Eymân ve'n-nüzûr", 15;Tirmizî, "Cennet", 76; Nesâî, "Taharet", 58, 143, "Miyâh", 13; Ebû Ubeyd Kasım b. Sellâm, Kitâbü'l-Emuâl(nşr. Muham-medAmâre), Beyrut- Kahire 1409/1989, s. 624-625; Harbî, Ğarîbü'i-hadîş (nşr. Süleyman b. ibrahim b. Muhammed el-Âyid), Cidde 1405/ 1985, V, 488, 489; Taberî, Tarih (Ebü'l-Fazl), VIII, 576; İbn Huzeyme. eş-Şahîh (nşr. M. Mustafa el-Azamî), Beyrut 1395/1975,1, 61;Kudâme b. Ca'fer, el-Harâc (Zebîdîj, s. 367; ibn Hibbân, Şahihu ibn Hibbân [nşr. Şuayb el-Arnaût), Beyrut 1987, III, 476-477; Muhammed b. Ahmed el-Ezherî, ez-Zâhir fi garibi elfazi'ş-Şâfi'î fnşr Ab-dülmün'im T^v'î Beşennâtî), Beyrut 1419/1998, s. 210; Muhammed b. Ahmed el-Hârizmî, Mefâ-tîh.u'l-\ilû.m, Kahire 1342, s. 12, 44;Ebüıl-Vefâ el-Bûzcânî, el-Menâzilü's-sebc (nşr Ahmed Selîm Saîdân, Târîhu 'ilmi'l-hisâbİ'l-cArabî içinde). Amman 1971, s.303-306; Hattâbî, öarıbü't-ha-dîş{nşr. Abdülkerîm ibrahim el-Azbâvî), Dımaşk 1402/1982,1,247-248; Makdisî, A/.îsenü't-tekâ-sftn.s.98, 129, 145-146.181, 417, 452; Zehrâ-vî, et-Taşrif li-men 'aceze "ani't-te* lif (r\şr. Fuat Sezgin], Frankfurt 1406/1986, II, 459, 460; İbn Hazm. el-Muhallâ, V, 242; VI, 245; Celâleddin eş-Şeyzerî, riihâyetü'r-rütbefi talebi'l-hisbe (nşr. Seyyid el-Bâzel-Arînî), Kahire 1365/1946, s. 17; İbnüVCevzî, Garîbü'l-hadîş (nşi. Abdül-mu'ti EmînKal'acî), Beyrut 1985, II, 369;Mutar-rizî, ei-Muğrib /î tertibi'l-mucrib (nşr. Mahmûd Fâhûrî- Abdülhamîd Muhtar), Halep 1399/ 1979, II, 261; İbmTI-Esîr, el-Kâmil, VI, 358; XI, 451; XII, 447; İbnü'1-Adtm, Zübdetü'l-hateb, II, 182; Nevevî, Şerhu Müslim, XVIII, 20; İbn Fazlullah ei-Ömerî, Mesâ/i/c(Krawulsky), s. 82; Kalkaşendî. Subftu7-a'şâ,IV, 118,216, 237,422; Hasan b. İbrahim el-Cebertî, el-clkdil'l-yemîn /imâ yete'allak bi'l-meuâzîrt, Süleymaniye Ktp., Esad Efendi, nr. 3169, vr. 29"; M. Casiri, Biblio-theca Arabico-Hispana-Escurialensis, Madrid 1760,1, 282; Ali Paşa Mübarek, el-Mîzân fı'l-ak-yise ue'i-mekâyll ue'l-euzân, Kahire 1309, s. 80, 82-88; Barkan, Kanunlar, s. 215; W. Hinz, Islamische Masse und Geıvıchte, Leiden 1955, s. 44-45; M. Zİyâeddİn er-Reyyis, el-Harâc ve'n-nüzumü't-mâliyye, Kahire 1977, s. 308-309, 320-321; Ahmet Akgündüz, Osman/ı Kanunnâmeleri ue Hukukî Tahlilleri, İstanbul 1991, MI, 499; M. H. Sauvaİre. "A Treatise on VVeİghts and Measures, by Eliyâ, Archbishop of Nisîbin. By H. Sauvaire (Supplementto Vol. IX. pp. 291-313}", JRAS, Xll/1 (1880), s. 115; a.mlf., "Ma-teriaux pour servir â l'histoire de la numisma-tique et de la metrologie musulmanes", JA, VIII (I88ö|: s. 156-163, 297; E. Ashtor, "Levantine VVeights and Standard Parcels: A Contribution to the Metrology of the Later Middle Ages", BSOAS, XLV/3 (1982), s. 480-481; a.mlf., "Ma-kâyil", E/2(ing.), VI, 118, 119; E. v. Zambaur, "Kafiz"T/A,V],66;Dihhudâ, Luğa£nâme(Muîn), XIII, 18908.
Cengiz Kallek
Dostları ilə paylaş: |