MektûBÂt tercemesi


İKİYÜZYİRMİSEKİZİNCİ MEKTÛB



Yüklə 3,26 Mb.
səhifə88/135
tarix07.01.2019
ölçüsü3,26 Mb.
#90817
1   ...   84   85   86   87   88   89   90   91   ...   135

228

İKİYÜZYİRMİSEKİZİNCİ MEKTÛB


 Bu mektûb, mîr Muhammed Nu’mâna yazılmışdır. Öğretmek, insanları yetişdirmek için lâzım olan birkaç şeyi bildirmekdedir:

Kıymetli seyyid kardeşimin mubârek mektûbu geldi. Bizleri sevindirdi. Kardeşim! Size çok bildirdim ki, bu yol iki temel üzerine kurulmuşdur: Birincisi, islâmiyyete uymakdır. Öyle ki, islâmiyyetin bir edebini elden kaçırmağa gönlü râzı olmamalıdır. İkincisi, yol göstereni sevmek ve ona öyle bağlanmakdır ki, onun her şeyini beğenecekdir. Onun her sözünü, her işini güzel görecekdir. Allahü teâlâ korusun. Bu iki temel işde ufak bir sarsıntı olmasın! Allahü teâlânın ihsânı ile, bu iki temel sağlam olursa, dünyâ ve âhıret se’âdetleri ele girmiş demekdir. Bunlardan sonra lâzım olan şeyleri de, siz çok işitdiniz. Bunları da gözetmelisiniz! Şimdiye kadar olan kusûrların bağışlanması için de, Allahü teâlâya çok yalvarınız! Ramezân-ı şerîfin son on günü yapamamış olduğunuz i’tikâfın kazâsı olmak için niyyet ederek, önümüzdeki Zilhicce ayının ilk on günü i’tikâf ediniz. Böyle niyyet ederek, sünnet sevâbına kavuşursunuz. Bu i’tikâfda, Allahü teâlâya, boyun bükerek, ağlıyarak, sızlayarak, kusûrların afvı için çok yalvarınız! Fakîr de “kuddise sirruh” bu on günde, size yardımcı olmağa çalışacağım. İnşâallahü teâlâ. İzn verdiğimizi yazılı olarak da istiyorsunuz. Bunun üzerine çok düşüyorsunuz. Size izn verilmişdir. Eğer bu izn yetişmezse, yazılı iznin ne fâidesi olur. Her akla gelenin yapılması lâzım gelmez. Akla öyle şeyler gelir ki, onları yapmamak dahâ iyi olur. Nefs, inâdcıdır. İstediğinden vaz geçmez. Ona elbette kavuşmak için diretir. Onun iyi mi, kötü mü olduğunu hiç düşünmez. Gönlünüzü kırmamak için, izn olarak, birkaç kelime yazdım. Hak teâlâ, fâideli eylesin! Kendinizi, son nefesde îmân selâmetine kavuşmanızı düşününüz! İcâzetnâme ve mürîdler, o ânda işe yaramaz. Ken-di işinizi yaparken, eğer bir kimse, cândan istekle gelirse, ona tarîkatı öğretirsiniz. Öğretmeği birinci vazîfe sanıp, kendi işinizi, bunun gerisinde bırakırsanız, kendinizi başdan başa felâkete sürüklemiş olursunuz.



-280-

229

İKİYÜZYİRMİDOKUZUNCU MEKTÛB


 Bu mektûb, mirzâ Hüsâmeddîn Ahmede “kuddise sirruh” yazılmışdır. Bu yolun, büyüğümüzün yolu olduğu bildirilmekdedir:

Allahü teâlâya hamd olsun! Onun seçdiği kullarına, selâm olsun! Sizi özliyenlere göndermiş olduğunuz kıymetli mektûblar, ard arda gelmekde, sevincimizi artdırmakda ve sevgimizi çoğaltmakdadır. Allahü teâlâ, buna karşılık olarak size, bizim tarafımızdan bol bol iyilikler versin! Bildirmiş olduğunuz şübhelerden, örtülü kalmış şeylerden birkaçı için kısaca cevâb yazıyorum.

Bizim bulunduğumuz yol, tâm o büyüğümüzün yoludur “kaddesallahü sirrehül akdes”. Nisbetimiz, tam onun mubârek nisbetidir. O yoldan dahâ yüksek ve o nisbetden dahâ uygun ve üstün bir yol ve bir nisbet yokdur ki, insan onu seçmiş olsun. Böyle olmakla birlikde, san’atlerin olgunlaşması ve her nisbetin temâmlanması, düşüncelerin, buluşların birbirlerine eklenmeleri ile olur. Meselâ, Sîbeveyh zemânında olan nahv bilgisi, sonra gelenlerin düşüncelerinin eklenmesi ile, binlerce kat artmış, dahâ düzgün ve temiz olmuşdur. Özü yine, Sîbeveyhin ortaya koyduğu nahv bilgisidir. Sonra gelenler, bu özü genişletmiş, süslemişlerdir. Şeyh Alâüddevle “kuddise sirruh” buyurdu ki, (Vâsıtalar çoğaldıkça, yol dahâ kısalır ve düzgün olur). Böyle, yolu temizlemek, süslemek şeklinde olan yenilikler ve bilgiler, birkaç kimsenin böyle hayâller kurmasına yol açmış. İyi incelenirse, bütün bunların kendiliğinden olduğu, yorularak, uğraşarak yapılmadığı görülür. Bu fakîrin “kuddise sirruh” mektûblarına ve risâlelerine bakacak olursanız, bu yolun, Eshâb-ı kirâmın “aleyhimürrıdvân” yolu olduğu anlatılmakdadır. Bu nisbetin, her nisbetden dahâ üstün olduğu gösterilmekdedir. Bu yol ve bu yolun büyükleri, öyle övülmekdedir ki, bu büyüklerin yetişdirdiklerinden hiçkimse, bunun yüzde birini bile söylememişdir. Bundan başka, bu fakîr, hergün ve geceleri, her hareketimde ve sözlerimde, bu yolun edeblerini ve emrlerini titizlikle gözetmekdeyim. Kıl kadar ayrılığa ve yeniliğe göz yumulmamakdadır. Ne kadar şaşılır ki, bütün bu iyi taraflar görülmemekdedir. Eğer, üzüntülü bir günde, dostlardan birine biraz sert söylenmiş ise, bu göze çarpmışdır. Şuna dahâ çok şaşılır ki, siz de böyle boş sözlere inanmakdasınız. İşitir işitmez râhatınız kaçıyor. İyi gözle bakmak lâzım ise bu iyi gözlülük, yalnız, böyle söyliyenler için midir? Bize hüsn-i zan olunmaz mı? Sözün kısası şudur ki, dedi-kodu sözlere inanılacak, dostluk bunlara göre olacaksa, söz taşıyanların ellerinden kurtuluş olamaz. Bunun için de sağlam dostluk kurulamaz. Dedi-kodulara kulak vermeyiniz ve geçmişleri unutunuz! Böylece dostluk yıkılmasın, eski sıkıntılar aradan kalksın!

Büyük hocamızın çocuklarının yetişdirilme, okuma çağları geldi ve geçmek üzeredir, diyorsunuz ve kıymetli vasıyyetlerini hâtırlatıyorsunuz. Kıymetli efendim! Başımızın tâcı olan çocuklarına hizmetçilik etmekle şereflenmek, biz hizmetçileri için büyük se’âdetdir. Ne yazık ki, bildiğiniz engellerden dolayı, görünen hizmetleri yapmakla şereflenemiyoruz. Yüksek vasıyyetin vaktini bekliyoruz. Engellerin ortadan kalkdığını ve dedi-kodu yollarının kapandığını anlarsanız, hemen işâret buyurunuz. Oraya ge-



-281-

lip, birkaç gün orada bu hizmetimizi yapmağa çalışalım. İyi düşünülürse bu işde hemen vasıyyet emrini yerine getirmek için gelmeğe çalışacağız. Yoksa, zâhirlerini ve bâtınlarını sizin terbiye etmeniz, onlar için bulunmaz bir kazancdır. Başkasının yardımı lâzım değildir. Mevlânâ Abdüllatîfden işitdiğimize göre, çocukların okutulmasını, yetişdirilmesini meyân Muhammed Kılınc kendi üzerine almış, siz de bunu uygun görmüşsünüz. Bunu işitince şaşırdık. O, bilmiyerek, birşeyler düşünebilir. Fekat siz bunu nasıl uygun buldunuz? Muhammed Kılıncın üzücü hâllerinin, başka yere de bulaşacağından korkuyorum. Vesselâm.


230

İKİYÜZOTUZUNCU MEKTÛB


 Bu mektûb, şeyh Yûsüf-i Berkîye yazılmışdır. Hâsıl olan ile doymayıp, dahâ yüksek şeyleri istemek lâzım olduğu bildirilmekdedir:

Allahü teâlâya hamd olsun. Onun seçdiği kullarına selâm olsun! Mubârek hâllerinizden birkaçını meyân Bâbû bildirdi. Bunların neleri gösterdiğinin bildirilmesini istedi. Bunun için birkaç kelime yazıyorum. Yavrum! Böyle hâller, bu yolun başlangıcında bulunan acemîlerde çok hâsıl olur. Bunların hiç kıymeti yokdur. Bunları yok etmek lâzım olur. Sona kavuşmağı göstermezler. Son nerede, kavuşmak nerede? Arabî beyt tercemesi:.



Sevgiliye kavuşmak ele geçer mi acabâ?

yüksek dağlar ve korkunç tehlükeler var arada.

Allahü teâlâ, bilinemez, anlaşılamaz. Görülebilen, anlaşılabilen, şühûd ve mükâşefe yolu ile belli olan herşey, O değildir. Allahü teâlâ, ötelerin ötesidir. Sakın, bu yolda ceviz gibi, cam parçaları gibi parlak görünen değersiz şeylere, çocuklar gibi aldanmayınız ve yolun sonuna kavuşdum sanmayınız! Hâsıl olan hâlleri ve rü’yâları, câhil olan şeyhlere bildirmeyiniz! Onlar, anlamadıkları için, az birşeyi çok sanırlar. Başlangıcda olanları, sona kavuşmuş sayarlar. Elverişli olan tâlib, böylece kendini sona ermiş sa-nır, çalışması gevşer. Olgun kimseyi aramalıdır. Gönül hastalıklarının ilâcını ondan sormalıdır. Kâmil olanı buluncıya kadar, hâsıl olan hâlleri (Lâ) derken yok etmelidir. (Lâ), yok demekdir. Sonra, hiçbirşeye benzemiyen, düşünülemiyen Hak teâlânın varlığını düşünmelidir. Hâce Nakşibend-i Buhârî hazretleri buyurdu ki, (Görülen, bilinen, işitilen herşey, O değildir. (Lâ) derken, bunların hepsini yok etmelidir!). Hâsıl olan şeylerin hepsini yok ediniz! Hak teâlâ, verâların verâsı, ötelerin ötesidir. (İllallah) derken, hiçbirşey düşünmemelidir. Bu yolun büyükleri böyle yaparlardı. Doğru yolda olanlara ve Muhammed Mustafâya “aleyhi ve alâ âlihissalevâtü vetteslîmât” uyanlara selâm olsun!



Evliyâya kim bakarsa, ten gözü ile serseri,

Bî basardır, cânı yokdur, ölüdür, değil diri.

Evliyâ candır, gerekdir can gözîle bakıla,

Zîrâ ki, canlı kişiler, câna olur, müşteri.

-282-

Yüklə 3,26 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   84   85   86   87   88   89   90   91   ...   135




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin