11. GENEL DEĞERLENDİRME VE SONUÇ
Bir yörenin yatırımcılar için çekim merkezi olması ülke ve bölgenin gelişmişliği yanında, kendi özel konum ve koşullarına da bağlıdır. Yerleşim yerlerinin gelişmişlik düzeyi, kendi iç dinamizmleri ve/veya kamunun desteği ile şekillenmektedir. Bir yörenin, gelişme dinamiklerini oluşturan unsurlar, genel olarak doğal altyapı, maddi altyapı, kurumsal altyapı ve beşeri altyapıdan oluşmaktadır. Söz konusu altyapılar birbirlerini tamamlayarak geliştiği ölçüde yörenin/bölgenin sosyoekonomik gelişmişlik düzeyi de artmaktadır.
Sosyo-ekonomik gelişmenin büyüklük, yoğunluk ve nitelikleri bir yandan illerin sahip olduğu nüfus, altyapı ve üstyapı donatımlarına, diğer yandan da bunlar arasındaki bileşim, etkileşim ağı, firmalar arası ileri ve geri bağlantılar ile yerleşim yeri faktörlerine bağlı bulunmaktadır. Dolayısıyla, devlet yatırımlarının dışsal etkileri, belediyelerin kent planlaması, meslek kuruluşlarının uyarıcı ve yönlendirici faaliyetleri bir bütün olarak şehirlerin sosyo-ekonomik düzeyini şekillendirmektedir.
Bölgesel veya ulusal gelişmenin sağlanabilmesi, ancak rasyonel kararlar doğrultusunda, üretim faktörlerinin etkin kullanılmasıyla, verimli alanlara, uygun zamanda gerekli yatırımların yapılmasıyla mümkün olmaktadır. Bu noktada “kalkınmanın” temel faktörlerden birini de, tasarrufların yani finansal kaynakların kârlı ve verimli alanlara tahsis edilmesi oluşturmaktadır. Bu amaca hizmet edecek olan Mersin ilinin beşerî ve fizikî kaynaklarının dikkate alınması suretiyle tespit edilen yatırım konularının gerçekleşmesinde, kamu otoritesinin ilgi ve desteğinin özel sektör girişimciliğiyle buluşturulması büyük önem arzetmektedir.
Finansal kaynakların kârlı ve verimli alanlara yönlendirilmesinde ve yörenin sosyoekonomik gelişmişlik düzeyini artırıcı yatırım projelerinin değerlendirilmesinde ilk adım olan uygun yatırım alanları araştırması önem kazanmaktadır. Uygun yatırım alanları araştırmasında temel amaç, yörenin kısa ve uzun dönemde beklenen gelişmeleri de dikkate alınarak, yöre kalkınmasına katkıda bulunacak, yöre kaynakları ile uyumlu, iç ve dış talebe yönelik uygun yatırım konularını önermektir.
Uygun yatırım konuları önerilerinin tespitinde yöresel kaynakların yanısıra yatırım eğilimi, sektörel yoğunlaşma, kümelenme analizi gibi farklı teknikler de kullanılmış, tespit edilen yatırım konuları kuruluş yeri faktörleri analizine göre değerlendirilmiştir. Kuruluş yeri faktörleri, belirlenen üretim konusunun belli bir coğrafi konuma yerleştirilmesi durumunda, söz konusu üretim konusunun yatırım ve işletme maliyetleri, satış hasılatı ve sermaye yapısı üzerinde etkili olan tüm konumsal özellikleri kapsamaktadır. Bir yatırım projesinde kuruluş yeri, işletmenin amaçlarına ulaşması için gerekli koşulları yerine getirebilecek özellikleri taşımalıdır. Bu amaca yönelik olarak, kuruluş yerinin belirlenme sürecinde verimlilik, ekonomiklik ve kârlılık şeklinde üç temel ekonomik unsur dikkate alınmalıdır.
Mersin İli, limanı, serbest bölgesi, GAP’taki tarımsal ürünü işleyen ve bunları ihraç edebilen merkez oluşu, gelişmiş tarım potansiyeli, ticaret ve turizm potansiyeli ile Dünya pazarından daha fazla yararlanabilecek durumdadır. İlde altyapı büyük ölçüde tamamlanmış, tespit edilen eksiklikler de etkin bir koordinasyon ve işbirliği ile giderilebilecek görünümdedir.
Mersin Doğu Akdeniz Bölgesinde yer almaktadır. Doğu Akdeniz Bölgesi Türkiye için stratejik bir öneme sahiptir. GAP bölgesi ürünlerinin ihracat limanı Mersin ve İskenderun limanlarıdır. Ayrıca önemli bir sanayi ve tarım bölgesi olan Çukurova’nın bu bölgede yer alması, mevcut Kerkük-Yumurtalık ve planlanan Bakü-Ceyhan petrol boru hatlarının bu bölgede son bulması ve Dünya piyasasına sunulması, KKTC’ne yakınlığı gibi nedenler Doğu Akdeniz’in dolayısıyla Mersin ilinin önemini daha da artırmaktadır.
Mersin’de ihracata yönelik bir üretim dalı fazlaca öne çıkmamakla beraber, dış pazarlara yönelik uluslararası ambalajlama ve kalite standartlarına da uyacak şekilde, üretim sektörlerinin belirlenerek geliştirilmesi, Türkiye’nin de ihracat potansiyelinin değerlendirilmesi açısından önem taşımaktadır. Bu bağlamda tarımsal üretimde yeni ürün çeşitlerinin denenmesi, bazı tarımsal ürünlerinin öncelikli ihracat olarak öne çıkarılması, yurtiçi ve yurtdışı pazarlara daha etkili hitap edilmesi gerekmektedir. Bu ise Dünya piyasalarına göre rekabete hazır olma ve rekabet üstünlüğüne yönelik çalışmaların hızlandırılması ile olanaklıdır. Yurtdışında rekabet güçlerinin geliştirilmesi; işgücü maliyetleri, doğal ve tarihi avantajları ve ürün kalitesinin geliştirilmesi, hammadde fiyatlarının cazipliği, dış piyasa konusundaki bilgi düzeyinin yükseltilmesi, eğitim ile insan kaynaklarının geliştirilmesi, teknoloji kullanma ile artırılacaktır. Öte yandan iç turizm açısından belli bir odak noktası olan Mersin İlinin dış turizm açısından da değerlendirilmesi gereken önemli bir potansiyeli bulunmaktadır. Kısaca Mersin İli Türkiye ekonomisi içinde gelecekte daha fazla önemli ve öncelikli bir yer elde etmeye adaydır.
Doğu Akdeniz’de gerek GAP Bölgesi için ve gerekse komşu ülkeler için bir geçiş kapısı konumunda olan Mersin ilinin sahip olduğu önemli fırsatlardan birisi, ürün işleme, transit görevi yapma ve ticaret konularındaki birikimidir. Bunların değerlendirilmesi, bölgenin refah düzeyini artıracağı gibi bölgesel bütünleşmenin hızlandırılmasına da katkı sağlayacaktır.
Bölge için yapılan swot analizinin ortaya koyduğu, güçlü yönleri oluşturan unsurların, gelecek beş veya on yıllık dönem içinde hazırlanacak stratejik planlamanın yol göstericiliğinde bölgeyi ulaştıracağı noktaya gelinmesinde, potansiyelin ortaya çıkartılması için atılacak adımların rolü büyük olacaktır.
Mersin, coğrafi konumu, doğal kaynakları, altyapısı, ulaşım imkânları ve tarımdan imalat sanayiine geniş bir üretim yelpazesine dayalı olarak gelişen iç ve dış ticaretteki deneyimiyle çağlardan beri ulusal ve uluslararası ticaretin de merkezlerinden biri olagelmiştir. İlin, sahip olduğu sosyoekonomik birikimi, yeni yatırımlara uygun altyapısı, konumu, tarihî deneyimi ve insan kaynakları ile önümüzdeki dönemlerde de yeni yatırımlar ve yatırımcılar için cazibe merkezi olma konumunu sürdüreceği tahmin edilmektedir. Çalışmada yer alan sosyal ve ekonomik göstergeler birlikte değerlendirildiğinde, Mersin’in çoğu gösterge açısından Türkiye ortalamalarının üzerinde olduğu ve Türkiye’nin birçok iline göre üst sıralarda yer aldığı görülmektedir. Mersin, Yeni Teşvik Sistemi’ne göre sosyoekonomik gelişmişlik açısından 3. derecede gelişmiş illerin yer aldığı 3. bölgede bulunmaktadır. Bölge bu anlamda devlet yardımlarından 1 ve 2. Bölgelere göre daha çok devlet yardımı alma imkanı sunmakta bu da yatırımcılar açısından ili daha cazip hale getirmektedir.
Çalışmanın ilgili bölümlerinde ayrıntılı bir şekilde verildiği üzere Mersin ili kısa ve orta vadede arzulanan gelişme atılımını gerçekleştirecek kaynakları ve potansiyele sahiptir. Bu kaynakların harekete geçirilmesi, ortaya çıkacak fırsatların etkili bir şekilde değerlendirilmesi, olası tehditlerin bertaraf edilmesi ve zayıf yönlerin ortaya çıkardığı dezavantajları aşmakla yakından ilgilidir. Var olan fırsatların etkin bir şekilde kullanılması, belirlenen hedefe ulaşmada önemli bir unsur olmakla birlikte, aynı zamanda, bölgenin zayıf yönlerinin sayıca azaltılmasına yardımcı olabilecek, güçlü yönlerinin artmasına ve daha da kuvvetlenmesine katkı sağlayacaktır.
Bu çalışmada, Mersin’de, kısa ve orta dönemde yapılabilirliği olası görülen, yeni istihdam alanları yaratabilecek 93 yatırım konusu önerilmiştir. Yörenin doğal, sosyal ve ekonomik koşulları ve potansiyel gelişme eksenleri dikkate alınarak NACE Revize 2 faaliyet sınıflaması ve üçlü dijit bazında belirlenen 93 yatırım konusunun kuruluş yeri faktörlerine göre değerlendirilmesi neticesinde, faaliyet alanlarının 45'i A grubunda, 48’i ise B grubunda yer almaktadır.
Mersin’in sektörel bazda 2023 yılı ihracat hedeflerinin belirlendiği senaryo için gerçekleştirilen etki analizine göre, 5 milyon USD’nin üzerinde ihracat yapması öngörülen 43 sektör için tahmin edilen 4.7 milyar USD’lik ihracat hedefi dikkate alındığında, yalnızca bu ihracat için gerekli toplam üretim tutarının 9.9 milyar USD olduğu ve Mersin ilinin mevcut durumdaki üretim yapısı ve sektörel üretim imkânları dikkate alındığında bu üretimin 8.2 milyar USD’lik kısmının (toplam üretim ihtiyacının %83’ü) il sınırları içinde gerçekleştirilebileceği görülmüştür. Buna göre il içinde en fazla üretimi artacak olan sektörler meyve sebze üretimi (2.6 milyar USD), çimento, alçı ve kireç üretimi (395 milyon USD), ana metal (demir çelik) üretimi (387 milyon USD), özel amaçlı makinelerin üretimi (285 milyon USD)’dir. Bunun yanı sıra, görece düşük ihracat hedefleri belirlenen bazı sektörlerde, sektörlerarası etkileşim ve sektörel bağlantıların etkisiyle önemli bir üretim artışı potansiyeli olduğu da etki analizi neticesinde görülmektedir. Örneğin; ihracat hedefi 20 milyon USD olan ana kimyasallar sektörü ilde 267 milyon USD’lik üretim, ihracat hedefi 29 milyon USD olan kâğıt ürünleri sektörü de ilde 130 milyon USD’lik bir üretim potansiyeli yaratmaktadır. Ayrıca, 2023 yılı için kendilerine bir ihracat hedefi belirlenmemiş olmasına karşın, hemen tüm sektörlerin girdi olarak kullandığı elektrik sektörü 258 milyon USD, toptan ticaret sektörü 249 milyon USD, karayolları taşımacılığı sektörü ise 287 milyon USD’lik bir üretim artışını ilde sağlayacaktır.
Mersin ilinin, ekonomik, sosyal ve doğal koşulları ve gelişme dinamikleri dikkate alınarak yapılan araştırmalar ve değerlendirmeler sonucunda, belirlenen yatırım konuları öneri niteliğinde olup, bu yatırım konularının yapılabilirliği, her konu için teknik, ekonomik ve mali değerlendirmelerin yapılacağı fizibilite çalışmaları sonucunda belirlenecektir. Söz konusu yatırım önerilerinin gerçekleşme oranı ise şüphesiz potansiyel yatırımcıların Mersin ve yöresinde yatırım yapmaya motive edilmesine ve tasarrufların yeterli oranlarda yatırımlara kanalize edilmesine bağlıdır.
Dostları ilə paylaş: |