Milliyetçilik sosyolojisi



Yüklə 1,37 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə17/75
tarix04.01.2023
ölçüsü1,37 Mb.
#121965
1   ...   13   14   15   16   17   18   19   20   ...   75
5321-Milli Kimlik-Anthony D.Smith-Bahadir Sina Shener-1994-291s

görevleri paylaşan bir insan topluluğunun adı olduğu söylen­
mişti. Millet, bir etnide olduğu gibi, tanım gereği ortak mitleri 
ve anıları olan bir topluluktur. Aynı zamanda da teritoryal 
48 Bu süreçlere ilişkin genel bir çerçeve için Seton-Watson'a (1977, bölüm 2 ) ; ve 
daha tam bir değerlendirme için bir sonraki bölüme bakın. 
70 


bir topluluktur. Ancak etnide, bir ülke ile olan bağ sadece tarihî 
ve sembolik kalabilirken, millette bu bağ fizikî ve fiilidir; 
milletlerin ülkeleri vardır. Başka bir deyişle milletler her zaman 
etnik "unsurları" gereksinirler. Elbette bu unsurlar yeniden 
işlenebilirler, çoğu zaman da öyle olur. Ama teritoryal bir 
yurda dair ortak mit ve anılar olmaksızın milletleri kavramak 
olanaksızdır. Bu durum, milletlerin etnik çekirdek temelinde 
oluştuğu savında belli bir, çevrimsellik olduğunu düşün­
dürtüyor. Aslında etniler ile milletler arasında tarihî ve 
kavramsal bakımlardan gözle görülür bir çakışma sözko-
nusudur. Buna karşın farklı kavramlar ve tarihî oluşumlarla 
iştigal halindeyizdir. Etnik topluluklar, bir milletin sahip 
olduğu pek çok nitelikten yoksundur. Etnilerin "kendi" te­
ritoryal memleketlerinde ikamet ediyor olmaları gerekmez. 
Ortak bir iş bölümü ya da ekonomik birlik de göstermeleri 
gerekmez, çoğu durumda da göstermezler zaten. Ne de herkes 
için geçerli hak ve görevler tayin eden ortak yasal kodlara 
ihtiyaç duyarlar. İlerde de göreceğimiz gibi, milletlere özgü 
bu nitelikler, geçmişteki etnik çekirdekler ve etnik azınlıklar 
üzerinde etkide bulunmuş özel toplumsal ve tarihî koşulların 
ürünüdürler. 
Manzaranın öteki yanına bakıldığında, milletlerin etnik 
evveliyat olmaksızın oluşma ihtimalini tespit etmek duru­
mundayız. Amerika, Arjantin ve Avustralya gibi bazı dev­
letlerde, milletler ardarda dalgalar halinde gelen (esas olarak 
Avrupalı) göçmenlerin kültürlerini biraraya getirme yönünde 
bir çabanın neticesidirler. Başka durumlarda devletler, özellikle 
Latin Amerika'da ortak bir dil ve dini vazetmiş imparator­
lukların eyaletlerinden oluşmuştur. Ayırdedici bir etninin 
olmadığı bu durumda da millet-kurma işini başlatanlar kreol* 
(*) Kreol: Batı Hint adaları ile Mauritius adasında yerleşmiş olan, Avrupalı soyundan 
gelenler. -ç.n. 
71 


seçkinleri olmuştur. Aslında millet-kurma işine kalkışıldığında 
ayırdedici bir Meksikalı, Şilili, Bolivyalı vs. kültürü yaratmak 
ve -ayrı semboller, değerler, anılar vs. bakımından- her sözde 
millete özgü özellikleri öne çıkarmak gereği doğmuştur.
4 9 
Bu ikilem, devletlerin, kasıtlı olarak etnilerin üzerinden 
atlayacak şekilde değilse bile onlara pek fazla atıfta bulun­
madan kurulduğu Aşağı Sahra Afrika'sında çok daha keskindir. 
Burada sömürge devletler saf bir teritoryal vatanseverliği, yeni 
kurulan devletlere ve bunların rüşeym halindeki siyasî top­
luluklarına siyasî bir sadakat duygusunu gütmek zorun­
daydılar. Muhtelif etniler, etnik parçalar ve etnik kategoriler, 
şimdiye dek birbirleriyle ilgisi bulunmayan grupları sömürge 
sonrası siyasî sistem içine dahil eden ve onları kendi iradelerine 
rağmen yeni bir kıt kaynaklar ve siyasî iktidar mücadelesi içine 
sokan siyasî düzenlemeler ve toplumsal sınırlamalar aracı­
lığıyla, bu teritoryal topluluklardan doğan bağımsız devletler 
içinde biraraya getirildiler. Bu koşullarda, egemen durumdaki 
bir etniden veya etnik gruplaşmalar arasındaki koalisyondan 
devşirilen yönetici seçkinler, yalnızca çoğu zaman otoriteryen 
olan kendi rejimlerini meşrulaştırmak için değil, aynı zamanda 
yöresel etnik çatışmalardan doğan tehlikeleri hattâ ayrılıkçı 
hareketleri savuşturmak amacıyla yeni bir siyasî ideoloji ve 
sembolik düzen yaratmaya giriştiler. Bu gibi durumlarda devlet, 
mitleri, anıları, sembolleriyle, yitik veya eksik olan egemen 
etninin işlevsel muadili olacak "sivil bir din" oluşturmak için 
kullanıldı. Öyle ki Aşağı Sahra Afrikası'nda millet-kurma 
projesi, mevcut etnilerin kültür ve sadakatlerinin bir bölümünü 
biraraya getirmek suretiyle kendi altında toplayacak yeni bir 
etnik kimlik ve bilinç bileşiminin yaratıldığını düşündürt­
mektedir. Bu en azından Afrikalı ve Asyalı seçkinlerin çoğunun 
49 Latin Amerika'daki milliyetçilik hakkında genel bir izahat için Masur'a (1966); 
ve Anderson'un (1983, bölüm 3) uyarıcı çözümlemesine bakın. 
72 


millî "projesi" olmuştur.
5 0 
Bu durum modern milletlerin herhangi bir etnik çekirdekle 
olan ilişkilerinin sorunlu ve belirsiz olduğu anlamına gelir. 
O halde neden bir milletin kökenlerini, her modern milletin 
gerisinde etnik bir temel bulamayacağı modern öncesi bağlarda 
aramak durumundayız? Sanıyorum bunun üç nedeni var. 
Birincisi şu; tarihsel bakımdan ilk milletler, göreceğimiz gibi, 
modern öncesi etnik çekirdekler temelinde oluşmuştur; ve 
kültürel açıdan etkili ve güçlü olan bu milletler, sonraları 
dünyanın başka pek çok yerinde millet kurma/oluşturma 
süreçlerine örnek teşkil etmişlerdir. İkinci neden, etnik millet 
modelinin, yalnızca birinci nedenden ötürü değil, aynı za­
manda bunu dünyanın pek çok yerinde modern çağa dek 
varlığını korumuş olan topluluğun modern öncesi "demotik"* 
topluluk biçimine oturtmak çok daha kolay olduğu için de 
giderek popüler ve yaygın bir nitelik kazanmış olmasıdır. Başka 
bir deyişle etnik model sosyolojik bakımdan bereketlidir. 
Ve üçüncüsü bir millet-olmak'la övünç duyabilecek önemde 
bir etnik evveliyatın olmadığı ve etnik bağların bulanık veya 
uydurma olduğu yerlerde bile eldeki malzemeden tarihi ve 
kültürü olan bir toplulukla ilgili tutarlı bir mitoloji ve sembolizm 
yaratma ihtiyacı her yerde millî beka ve birliğin koşulu olarak 
yüce bir iş haline gelmiştir. Etnik bir köken olmadan millet-
olma (süreci) yarım kalırdı. Ulusların oluşumundaki bu üç etken 
bundan sonraki iki bölümde kalkış noktamız olacaktır. 
50 Buradaki model Yugoslavya için İsveç veya İngiltere için olduğundan daha az 
geçerlidir. Bu iki millî devletin elinde gerekli zaman süresi bulunmamakla birlikte 
millî oluşumlarının sadece son evrelerinde sahip oldukları milliyetçi bir ideolojinin 
kaynakları mevcuttu. Bu, aşağıda 4. Bölüm'de ayrıntılı bir şekilde tartışılacak. 
Aşağı Sahra Afrikası'nın genel manzarası hakkında Rotberg'e (1967) ve Horowitz'e 
(1985) bakın. 
(*) Demotik: Halka ait, avamî (İ.Ö. 700'e doğru, iyice basitleştirilmiş işlek bir yazı, 
hiyeroglifin yerini aldı; Yunanlılar bu yazıya demotike, yani "halk yazısı" adını 
verdiler. Demotike daha sonra özgül bir yazı biçimi olmanın ötesinde, halkın 
konuştuğu lehçeleri tanımlayan bir sıfat halini almıştır). -ç.n. 
73 



ÜÇÜNCÜ BÖLÜM 

Yüklə 1,37 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   13   14   15   16   17   18   19   20   ...   75




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin