mensup olmayan, farklı biçimlerde giyinen, yiyen ve konuşan
fertlerden farklılık gösterirler. Bu benzerlik-benzemezlik
örüntüsü, millî "kimliğin" anlamlarından birisidir.
8
Ama yine 18. yüzyılda gelişen, diğerlerinin yanısıra Lord
Shaftesbury'nin yazılarında görülen "millî deha" fikrinden
doğmuş felsefî ve antropolojik bir düşünce daha vardır. Ör
neğin Shaftesbury "Milletimizin (Britanya) yükselen deha
s ı n d a n sözeder ve bunun "Sanatların asli mevki" olacağı
kehanetinde bulunur.
9
Millî kimlik veya daha sık olarak millî
karakter fikri 18. yüzyıl yazarlarında özellikle Montesquieu
ile Rousseau'da da görülür. Aslında Rousseau'nun söylediği
şudur; "izlememiz gereken ilk kural millî karaktere aittir; her
halkın bir kişiliği vardır ya da olması gerekir; eğer bundan
yoksunsa, ona bunu kazandırmak için işe koyulmamız ge
rekir.
1 0
Herder bu ilkeyi kültürel popülizminin köşe taşı durumuna
getirmiştir. Herder için her milletin kendine özgü bir "deha"sı,
düşünme, davranma ve iletişim tarzı vardır ve bizim bu biricik
dehayı ve bu özgül kimliği, hasıraltı edildiği ya da yitirildiği
her noktada yeniden keşfetmek için çalışmamız gerekmektedir;
"Haydi işbaşına... bütün insanlar milletimizden, edebiyatı
mızdan, dilimizden sözetsinler; onlar bizimdir, onlar bizizdir,
bu kadarı da kafidir zaten".
1 1
Böylelikle yüzyılların yabancı
katışıkları altında kalmış olan otantik kimliği ortaya çıkarmak
için filoloji, tarih ve arkeoloji eliyle bir "kollektif kendi"nin
yeniden keşfi, köklerin "etnik geçmiş"te aranması önem
kazanır.
Birlik kavramının da vazıh ve daha ezoterik (içrek) bir
8 Akzin'e (1964, bölüm 3) bakın.
9 Shaftesbury (1712, 397-8); aynı zamanda Macmillan'a (1986, bölüm 3) bakın.
10 Rousseau (1915, II, 319, Projet Corse).
11 Berlin'de zikredilmektedir (1976,182); karşılaştırın Barnard (1965).
Dostları ilə paylaş: