Milliyetçilik sosyolojisi



Yüklə 1,37 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə34/75
tarix04.01.2023
ölçüsü1,37 Mb.
#121965
1   ...   30   31   32   33   34   35   36   37   ...   75
5321-Milli Kimlik-Anthony D.Smith-Bahadir Sina Shener-1994-291s

Milliyetçilik türleri 
Buraya kadar milliyetçiliği, ideolojisi ve çekirdek doktrini, 
dili ve sembolizmi, hissiyatı ve emelleri bakımından farklı­
laşmamış bir bütün olarak ele aldım. Milliyetçi hareketlere 
geçildiğinde amaçları bakımından bariz farklılıklarla karşı­
laşırız. Bunlar, 1. Bölüm'de anlatılan temeldeki sivil-teritoryal 
ve etnik-jenealojik (secereci) millet modelleri arasındaki 
kavramsal ayrıma dek uzanan farklılıklardır. 
Bu öylesine derin bir farklılık, ve birbirlerine seçenek 
oluşturan bu modellerin sebep olduğu milliyetçilik tarzları 
öylesine çeşitlidir ki zaman zaman milliyetçilik hakkında tek 
bir kavram bulmaktan ümidini yitirenler olmuştur. 
Milliyetçilik bukalemunvaridir, rengini bağlamından alır. 
Bu sonsuz kere yönlendirilebilir, şekil verilmeye ziyadesiyle 
müsait inanç, hissiyat ve sembollerden mürekkep dokuyu 
anlamak yalnızca her bir özgül durum içinde mümkündür; 
genel olarak milliyetçilikten sözetmek, olsa olsa tembel bir 
tarihçinin, kendi son derece özgül bağlamı içinde şu ya da 
bu özgül milliyetçi fikir, argüman ya da hissiyatın etkisini 
açıklamak gibi devasa bir görevden kaçması anlamına gelir. 
Bu iddianın imasını ifrata vardıran bir iki kişi olmakla birlikte 
20 Bir "süper-aile" olarak etnik grup için Horowitz'e (1985, bölümler 1, 2) bakın; 
Davud'un tarihsel resmedilişinde erkek/dişi ayrımı için Herbert'e (1972) ba­
kın. 
129 


çoğu tarihçi bu temel "bağlamcı" savla hemfikir olacak ve özgül 
milliyetçilikler arasındaki farklılıkları pek çok bakımdan 
yüzeydeki benzerliklerden daha önemli addedeceklerdir.
21 
Ama bu savda da birkaç güçlük vardır. Hiç kimse özgül bir 
milliyetçilik örneğinin doğuş, oluşum ve gidişatındaki top­
lumsal ve kültürel bağlamın önemini inkâr edemez. Ama onu 
bir milliyetçilik örneği olarak tarif etmek, başka etkenlerle 
karışmış bile olsa, bu örneklerin ait oldukları veya örneğini 
teşkil ettikleri belli bir genel aile fikrini varsayar. Hattâ her 
bir durumun önemi ve biricikliği konusunda anlaşsak bile 
-ki bu iddianın milliyetçileri fazlasıyla memnun ederek 
desteklerini almak gibi ironik bir yanı olacaktır- genel bir 
millet ve milliyetçilik kavramına başvurmaktan kaçınmak 
zordur. 
İkincisi, bir "genel olarak milliyetçilik" kavramının meş-, 
ruiyetini inkâr etmek bizi milletlerin modernitesi ve milli­
yetçiliğin bugün her yerde hazır ve nazır olan çekiciliği 
hakkında genel sosyolojik sorular ortaya atmaktan, farklı 
milliyetçi ideolojiler, semboller ve hareketler arasında tarihsel 
karşılaştırmalar yapmaktan alıkoyabilecektir. Aslında bu tür 
genel sorular ortaya atan ve tarihsel karşılaştırmalar yapanlar 
her bir milliyetçilik vakasının bağlamının özgüllüğünde ısrarlı 
olan tarihçilerle aynı kişilerdir; ve eğer milliyetçilik gibi 
kapsamlı ve karmaşık bir görüngü hakkında belli bir fikir 
sahibi olmak istiyorsak bu elbette istenirdir. Üçüncüsü, 
"bağlamcı" sav milliyetçilik gibi karmaşık bir görüngüyü 
incelemek yani milliyetçi ideolojiler ve/ya da hareketlere dair 
tipolojiler oluşturmak gibi asli bir görevin etrafından dolaşır. 
Oysa bu tür tipolojiler, daha genel karşılaştırmalar yapma 
olanağını heba etmeden büyük farklılık arzeden bağlamların 
21 Bu, Kedourie'de (1960) ve (1971), Sathyamurthy'de ve belli bir ölçüde de Bre-
uilly'de (1982) bulunan bir savdır. 
130 


önemini tanır. Milliyetçiliğin birlik içinde farklılık gösterdiği 
savındaki tipolojiler, ideoloji ve hareketin tarihsel dönem, 
coğrafî bölge, ekonomik gelişme düzeyi, felsefî varsayımlar, 
sınıf bağlamı, kültürel doku ya da siyasî emeller itibariyle ana 
tarzlarını dakik bir şekilde saptamayı sürdürürler. Aşağıda 
önereceğim strateji budur. 
Bilimadamlarının önerdikleri çeşitli tipoloji türlerini ele 
almanın yeri burası değil. Yalnızca bir iki tanesinden söze-
deceğim ve Avrupa'da milliyetçiliğin kültürel matris ve etkisini 
çözümlemeye bir girizgah babında kendi tipolojimi kısaca 
anlatacağım. Öteki tipolojiler daha eski çalışmalarda ele 
alınmıştı.
2 2 
Hiç şüphe yok ki bu tipolojiler arasında en nüfuzlu olanı 
Hans Kohn'unkidir. Kohn, milliyetçiliğin rasyonel ve kurumsal 
"Batılı" türünü, organik ve mistik "Doğulu" türünden ayır­
mıştı. İddiasına göre, milleti aynı yönetim ve yasalar altında 
ortak bir ülkede yaşamakta olan insanların bir birliği/ 
kurumsallığı olarak gören rasyonel millet kavramı İngiltere, 
Fransa ve Amerika'da ortaya çıkmıştı. Bu ideoloji büyük ölçüde 
18. yüzyılın sonunda bu devletlerde iktidara gelen orta sı­
nıfların bir ürünüydü. Aksine Doğu Avrupa'da (Ren'in do­
ğusunda) önemli bir orta sınıf gelişmemişti. Onun yerine 
Napoleon'a karşı direnişin ve müteakip milliyetçiliklerin başını 
çeken, bir avuç entellektüel olmuştu. Sayıları önemsiz, ik­
tidardan da dışlanmış olduklarından milliyetçilikleri kaçı­
nılmaz olarak keskin ve otoriterdi. Aynı nedenlerle milleti, 
ancak yerli entellektüellerin ölçüp biçebilecekleri mistik bir 
"ruh" ve "misyon" sahibi dikişsiz ve organik bir birlik olarak 
görüyorlardı. Asya'da olduğu gibi Orta ve Doğu Avrupa'daki 
22 Daha eski bazı tipolojiler hakkında Synder'a (1954), Seton-Watson'a (1965), 
Symmons-Symonolewicz'e (1965) ve (1970) bakın; Gellner'deki (1983) son 
tipoloji ile karşılaştırın. 
131 


milliyetçi hareketlerde de önde gelen bir rol oynamış olma­
larının nedeni burada yatmaktadır.
2 3 
Bu tipolojiyi pek çok gerekçeye dayanarak eleştirmek 
mümkündür. Kohn'daki jeopolitik boyut, Avrupa'nın farklı 
topluluklarında görülen her iki ideolojik milliyetçilik tarzını 
ihmal etmektedir -İrlanda ve 19. yüzyıl sonu Fransa'sındaki 
organik tür ile erken dönem Batı Afrika milliyetçiliğinin ya-
nısıra Çek, Macar ve Siyonist milliyetçilik yorumlarındaki 
rasyonel fikir.
24 
Keza Batılı milliyetçiliklerin burjuvazinin bir ürünü ol­
dukları da kesin değildir. Gördüğümüz gibi bu milliyetçilikler 
daha önceki monarşik ve aristokratik kültür ve faaliyetlere 
pek çok şey borçludurlar. Benzer şekilde burjuvazinin rasyonel 
milliyetçilik türlerine bağlılıkları da şüphe götürür bir var­
sayımdır; Alman sanayi burjuvazisinin mistik pan-Cermen 
hissiyatı veya zengin Rus tüccarlarının 19. yüzyıl sonunda 
organik ve "ilkelci" Rus milliyetçiliğine olan destekleri ha­
tırlansın.
2 5 
Başka bir ayrım çizgisini, Plamenatz, bu kez kültürel olarak 
daha gelişmiş İtalyan ve Alman milliyetçilikleri ile; (gelişme, 
oluşma) şansları bakımından engellerle karşılaşan ve daha 
zayıf ama daha keskin hareketlere sebebiyet veren, kültürel 
ve eğitim kaynaklarının noksanlığıyla görece daha azgelişmiş 
Balkan ve Doğu Avrupa milliyetçilikleri arasına çekmekte­
dir.
2 6 
Bu eleştirilere rağmen Kohn'un milliyetçi ideolojilerin daha 
rasyonel ve daha organik türleri arasına koyduğu felsefî ayrım 
23 Kohn (1955) ve (1967a). 
24 Daha ayrıntılı bir değerlendirme için Hutchinson'a (1987, bölüm 1) bakın. 
25 Pan-Cermenizme destek konusunda Pulzer (1964) ve Mosse'ye (1964) bakın; 
Rus burjuvazisinin Rus kültürel milliyetçiliğine verdiği destek konusunda Gray'e 
(1971) bakın. 
26 Plamenatz'ın Kamenka'da (1976) yeralan yazısına bakın. 
132 


çizgisi, geçerliliğini ve yararını korumaktadır. Bu ayrım zımnen 
de olsa 1. Bölüm'de milletin "Batılı" sivil-teritoryal ile "Doğulu" 
etnik-jenealojik modelleri arasında yapılmıştır. Jeopolitik 
yaftaları burada ihtiyatla karşılamak durumundayız. Her iki 
model, milliyetçi hareketler, içinde olabileceği gibi "Doğu"da 
da "Batı"da da, Asya'da, Afrika'da ve Latin Amerika'da da 
bulunabilir. 
Bununla birlikte kavramsal ayrıştırmanın önemli doğur-
guları vardır. Milletin sivil ve teritoryal modelleri belirli 
milliyetçi hareket tarzları yaratmaya eğilimlidir; bağımsızlıktan 
önce "anti-sömürgeci" hareketler, bağımsızlıktan sonra 
"entegrasyon" (bütünleşme) hareketleri gelmiştir. Öte taraftan 
milletin etnik ve jenealojik modelleri, sonradan görülecek 
bağımsızlık yanlısı ve irredentist ya da "pan" hareketlerden 
önce ayrılıkçı hareketleri veya diaspora hareketlerini ortaya 
çıkarmaya eğilimlidir. Tabiî bu ayrım sayısız alt türü ihmal 
etmektedir ama sanıyorum pek çok milliyetçiliğin temel 
mantığını yakalamaktadır. 
Bu temelde, özgül topluluk ve hareketlerin gerek bağımsızlık 
öncesinde gerekse bağımsızlık sonrasında kendilerini içinde 
buldukları genel durumu gözönünde tutarak, etnik ve teri­
toryal milliyetçilikler arasında konulan ayrım etrafında geçici 
bir milliyetçilikler tipolojisi inşa edebiliriz. Temel anlam 
haritasıyla birlikte bu durumlar geniş ölçüde her bir milli­
yetçiliğin siyasî hedeflerini belirler. Böylelikle aşağıdaki tablo 
karşımıza çıkıyor; 
1.Teritoryal milliyetçilikler 
a. Bağımsızlık öncesi hareketler. Millet kavramı esas olarak 
sivil ve teritoryal olan hareketlerdir. Bunlar öncelikle yabancı 
yöneticileri kovmaya ve eski sömürge ülkeyi yeni bir devletsel 
milletle ikame etmeye çalışacaklardır. Anti-sömürgeci milli­
yetçiliklerdir. 
b. Bağımsızlık sonrası hareketler. Millet kavramı temelde 
133 


sivil ve teritoryal olan hareketlerdir. Çoğu zaman etnik fark­
lılıklar arzeden nüfusu yeni bir siyasî topluluk halinde birararaya 
getirmeye ve bütünleştirmeye çalışacak ve eski sömürge devletin 
dışında yeni bir "teritoryal millet" yaratmaya çalışacaklardır; 

Yüklə 1,37 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   30   31   32   33   34   35   36   37   ...   75




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin