Aslında, Yugoslavya'da revizyonist sistem, yaşanan ekonomik bunalımla, emperyalistlerin açık bir pazarı haline gelmesiyle yıllar öncesinden iflas etmişti. Bugün yaşananlar ise, ekonomik bunalımın daha fazla derinleşmesinin, politik istikrarsızlığa doğru yol almasının en önemli verilerini ortaya koyuyor.
İşçilerin Yugoslav yeni burjuvazisine karşı sınıf savaşımı artıyor ve sert biçimler alıyor. Geçen yıl, bu ülkede 1500 greve, 300 bin işçi katıldı. Son dönemdeki eylemler ise daha da şiddetli oldu. İşçiler, İMF’nin önerileri doğrultusunda kemer sıkma kararlarına, ücretlerin düşürülmesi kararına karşı başkaldırdı. Belgrad'da, 4000 traktör fabrikası işçisi yönetimi protesto ederek, işi bıraktı ve parlamentoya yürüyerek, "Kahrolsun bürokrasi, ekmek istiyoruz" diye slogan attılar.(209)Kendileri ile görüşmeye gelen hükümet temsilcilerini,"hükümet çekilsin, hırsızlar!" diye protesto ettiler. Bu eylemin ardından Slovenya Cumhuriyetinde 4000 işçi, %50 ücret artışı talebiyle işi bıraktı. Maribor kentinde otomobil fabrikasında binlerce işçinin başlattığı grev ise, kentin diğer fabrika ve tesislerine de yayılarak sokak çatışmalarına dönüştü, işçiler isteklerinin yerine getirilmemesi üzerine,kent merkezindeki yolları trafiğe kapattılar, toplu halde belediyeye yürüdüler. Öteki işçilerle büyük bir gösterinin yapılması için çağrıda bulundular. En son, Belgrad yakınındaki grevci ayakkabı fabrikası işçilerinin, Mayıs ayında alınan ekonomik kararları protesto etmek için parlamentoya yürümeleri, polisle çatışarak, barikatı yararak parlamentoyu işgal eylemini gerçekleştirmesi, eylemlerin hızla tırmanacağına işaret ediyor.